Öz Sağlık-İş’in Genel Kurulu görkemli başladı

Çalışma Hayatı (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 20.11.2021 - 11:40, Güncelleme: 20.11.2021 - 11:40
 

Öz Sağlık-İş’in Genel Kurulu görkemli başladı

ANKHABER Öz Sağlık-İş Sendikasının 3. Olağan Genel Kurulu görkemli bir ortamda başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gönderdiği mesajla Genel Kurula başarı diledi alkış aldı. Genel Başkan Devlet Sert’in de çok önemli mesajlar verdiği Genel Kurula, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız ve yönetim kurulu üyeleri ile Öz Sağlık İş’in şube başkanları katıldı. Ayrıca; siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, bürokratlar, kurum ve kuruluşlar yöneticileri ile bir gün önce ikili anlaşmalar imzalanan Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bosna Hersek, Cezayir, Fas, Filistin, Kazakistan, Lübnan, Kuzey Makedonya, Nijerya, Senegal, Somali ve Ukrayna’dan 19 sendika temsilcilerinin de içinde bulunduğu 40’ın üzerinde sendikacı da salonda yer aldı. Genel Kurulda HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkan Devlet Sert birer konuşma yaptı. “Şifa veren eller…” Açılış konuşmasını yapan Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkan Devlet Sert, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini “Biz genç yürekleriz, şifa veren elleriz” diye selamladı.  “Bizler; yeryüzünün yaratıldığı günden beri insanoğlunun şifalanmasına vesile kılınan bir mesleğin mensuplarıyız” diyen Devlet Sert şunları söyledi: “Bizler; sağlık ve sosyal hizmet kurumlarının destekçileri, danışılanı, karşılayanı, bilgi belge, veri hazırlayanı, yol göstereni, yoldaş olanı, candaş olanıyız. Bizler; özümüzle, sözümüzle, canımızla, kanımızla gönüllere giren sağlık ve sosyal hizmet neferleriyiz.” 7 yaş gençliği ile Konuşmasına “Daha Yedinci Yaşımızdayız” diye devam eden Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı, “56 Şube, 22 İl Başkanlığı ve 2 Bölge Başkanlığı ile Türkiye’nin tamamında örgütlü kocaman bir aileyiz. 200 bin üye sayımızla; Sağlık ve Sosyal Hizmet İş Kolunun lideri, Türkiye’nin en büyük 3. işçi sendikası olduk.” dedi. Devlet Sert şunları söyledi: “Üyemizden, temsilcimize, bölge başkanlarımızdan il-şube başkanlarımıza, Genel Merkez personelimizden, yöneticilerimize,  Allah hepinizden tek tek razı olsun.  İyi ki varsınız, iyi ki bu bayrağın altında, bu koca çınarın altında hep birlikte varız. Sizler bu görülmemiş büyük mücadelenin, bu sonsuz emeğin, bu fedakarlığın, bu çekilen cefanın mimarı oldunuz.” “İşçiler, emekçiler sahipsiz değil” “200 bin üyesi olan bir sendika, aynı zamanda çok büyük, güçlü bir sivil toplum örgütü demektir.” diyen Genel Başkan Devlet Sert konuşmasına şöyle devam etti: “Sendika olarak kendi üyelerimizin haklarının korunması, yeni kazanımlar elde edilmesi, insan onuruna yakışan bir gelirle hayatların idame ettirilmesi, üyelerimizin mali haklarının yanı sıra sosyal ve hukuki haklarının da korunup gözetilmesi de asli görevlerimiz arasındadır. Görev süremizin ilk gününden bugüne kadar bu asil görev hep önceliğimiz oldu. Sendikal hak mücadelesinin ara vermeye tahammülü yoktur. Çözdüklerimiz, çözemediklerimiz, süreci devam eden sorunlarımız var, hep olacak. Temsilcimizin çözemediğini, il başkanımız-şube başkanımız, onların çözemediğini Genel Merkez Yöneticilerimiz, onların çözemediğini Genel Başkan, onun da çözemediği sorunu çözecek Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve onun işçi babası Genel Başkanı Mahmut Arslan var. Bu işçi, bu emekçi hiçbir zaman sahipsiz değil, teşkilatı var, Genel Merkezi var, Konfederasyonu var. Arkasında kocaman bir ailesi var. Emeğin bir gücü, alın terinin bir kıymeti var.  İşte biz o gücün, o alın terinin kıymetinin farkına varanlarız.” TİS öncesi büyük çaba ve işçi hakları Ö z Sağlık-İş Genel Başkanı Devlet sert konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Bu yıl özellikle Sağlık Bakanlığı Toplu İş Sözleşmesi öncesinde yürüttüğümüz olağanüstü bir çabamız oldu.  Kamu Çerçeve Protokolü’nün (KÇP) imza süreci öncesi bizler sağlık ve sosyal hizmet işçisinin haklarını, kazanımlarının öncelikle orda dizayn edilmesi için yoğun bir mesai harcadık.  Sonunda çabalarımız karşılık buldu, taleplerimiz gerçekleşti, KÇP’nin kazananı sağlık ve sosyal hizmet işçisi oldu. Hemen ardından gelen Sağlık Bakanlığı Toplu İş Sözleşmesine bu kazanımlar doğrudan yansıdı ve Allah nasip etti  2021’in kazananı bizim üyelerimiz oldu. Şimdi önümüzde müzakerelerine başladığımız ve belli bir noktaya getirdiğimiz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Toplu İş Sözleşmemiz var.  Haklarını emanet saydığımız sosyal hizmet emekçileri var. Pandeminin yükünü en ağır şekilde, karantinalı vardiyalarla çeken, ailelerinden, çoluk çocuklarından 10-15-20 gün hatta kimi yerlerde 30 gün ayrı kalarak vardiyalara ellerinde valizleri ile giren bu işçinin hakkı da emanetimiz… İşyerlerinin olumsuz koşullarında yerlerdeki sünger yataklarda uyumak zorunda kalan, baktığı dezavantajlı bireyin covit olması halinde kendisi de onunla birlikte karantinaya giren, aylarca evine gidemeyen bakım annesinin, sosyal hizmet emekçisinin hakkı da bize emanet. Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın toplu iş sözleşmesini de sizler adına en fazla kazanımla imzalamanın hakkı da bize emanet… Hukuksuzluğu hukukla çözdük Devlet Sert, emekçiler aleyhine yaşanan bazı sıkıntıları, hukuksuzlukları ve çözüm sürecini de şöyle anlattı: “Hepiniz yakından biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı sözleşmesi sonrası hukuksuz  bir süreç yaşadık. Yayınlanan bir yazı ile Sağlık Bakanlığı imzaladığı Toplu İş Sözleşmesi’nin dışına çıktı. Gece zammı uygulamasını durdurdu ve işkolumuzda karşılığı olmayan 3’lü vardiya konusunda sıkıntılar yaşanmasına sebebiyet verildi. Bizler sendikacılık yaparken eski, yıpranmış, toplumda artık bir karşılığı olmayan, reel olmayan anlayışı reddediyoruz.  Sorunlarımızı çözerken öncelikle diyalog yolunu, yanlışı anlatma yolunu tercih ediyoruz. Önümüze çıkan ya da çıkarılan sorunlarımızı hukuk içinde kalarak, kazanımlarımızdan geriye gitmeden, reel gerçekleri önceleyerek çözmeyi prensip olarak uyguluyoruz. Bu olayda da öyle yaptık. Yılmadık usanmadık, Sayın Bakanımız, Bakan yardımcılarımız, bürokratlarımız dahil herkese uygulamanın yanlışlığını anlattık, acil çözüm istedik. İşyerlerimizi ve çalışma barışını koruyarak çözüm yollarını sonuna kadar zorladık ve başardık…” Genç emekçilerin talepleri daha farklı “Genç bir sendikayız” derken sadece sendikamızın kuruluşunu kastetmediğini belirten Devlet Sert, üye profili ve talepleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Taşerondan kadroya geçen 1 milyon işçi ile birlikte kamuda işçi profilinin değiştiğini hepimiz görüyoruz. Daha genç, daha eğitimli, daha vizyoner, teknolojiyi daha iyi kullanan, global dünya gerçekleri ile tanışmış, hak mücadelesinde heyecanlı, kabına sığmayan bir profil var karşımızda. Bu genç işçi kardeşlerimizin talepleri daha farklı.  Bugünün kadrolarını iyi anlamak gerekiyor. Biz bunun idraki ile bugün karşınızdayız. Eski sendikal alışkanlıkları bir tarafa bırakıp, yeni, yerli ve milli, bir o kadar da küresel emek hareketleri ile entegre, olaylar ve sorunlar karşısında daha bilimsel bir yaklaşım sergileyerek, daha akademik çözümlere odaklı bir Sendikal anlayışı oluşturmaya çalışıyoruz.” Yeni bir sendikal anlayış inşası Konuşmasında, “Biz iş kolumuzda yepyeni bir sendikal anlayış inşa ediyoruz.” diyen Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, bu konuda şunları dile getirdi: “Siz değerli üyelerimizin hak ve kazanımlarınızı korurken, ülkeyi karış karış gezerken, her bir sorun yaşayan üyemiz için ilçe, belde demeden tüm sağlık ve sosyal hizmet kurumlarına bir çayınızı içmeye gelip, sorunların çözümü için idareciniz ile görüşürken bu yeni sendikal anlayışı görebilirsiniz. Üyemizin, evi kabul ettiği şube-il teşkilat binalarımıza, dairelerimize, onlara hızlı bir şekilde ulaşmak için binilen taşıtlarda bu yeni sendikal anlayışı görebilirsiniz… ‘Akademik Sendikacılık’ Bizler yeni sendikal anlayış oluşturma çabamızdan hareketle akademik sendikacılık yapıyoruz arkadaşlar. Sorunlarımızı söyleyip, anlatmaktan elbette usanmadık, usanmayacağız.  Ama artık ilim çalışıp, bilimle konuşup, çözüm yollarını akademik olarak ortaya koyuyoruz.  Üyelerimizin sorunlarına akademik çözümler oluşturup, partnerimiz olan kurum ve kuruluşların mevzuat çalışmalarına sendikal ve akademik çözümler sunuyoruz. Bu amaçla kurmuş olduğumuz Öz Sağlık İş Stratejik Araştırmalar Merkezimiz ÖZ-SAM bünyesindeki akademisyen ve uzman hocalarımız, sizlerin sıkıntılarına yönelik raporlar hazırlıyor, Çalıştaylar düzenliyor,  eğitimler gerçekleştiriyor, bu faaliyetlerin sonuçlarının bir kısmını yayın haline getirip,  ilgili tüm taraflara ulaştırıyor. Yine biz oluşturduğumuz yeni sendikal anlayışla sizler adına felakete uğrayana, mağdura, çaresize, kimsesize uzanıyoruz. 696 Sayılı KHK kaynaklı sorunlar Pek çoğu bizim üyemiz olan taşerondan kadroya geçen işçi kardeşlerimizin 696 Sayılı KHK kaynaklı sorunlarının çözümü için gece gündüz uğraştığımızı ifade etmek isterim. Türk çalışma hayatının en büyük emek hareketi olarak değerlendirdiğimiz  taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesi, çalışma hayatımızdaki  büyük bir  devrim olarak tarihteki yerini almıştır. Başta  Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, dönemin  Çalışma ve  Sosyal Güvenlik Bakanı  ve bir dönem Sendikamız Genel Başkanlığı da yapmış olan Sayın  Jülide Sarıeroğlu’na, bu mücadeleye ilk günden itibaren inanan, uyku uyumayan, sendikacılığı-başkanlığı bile bırakmayı göze alacak kadar kadroya inanan Hak-İş Konfederasyonumuzun çok değerli  Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan’a, emeği geçen herkese  hem üyelerimiz hem de kadroya geçen işçi kardeşlerimiz adına bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. 696 Sayılı KHK’nın üretmiş olduğu sorunlar var, çözümü için gece gündüz çalışıyoruz.  Ama bu sorunların varlığı taşeron zulmünden kurtulup, insan onuruna yakışan bir çalışma ortamına ve kadroya sahip hiçbir işçimizin yüreğine zor gelmesin.  Bu sorunları Sendika olarak, Konfederasyon olarak takip ediyoruz ve en kısa sürede çözülmesi için var gücümüzle mücadele ediyoruz.  Bir kısmı Bakanlık bünyesindeki tedbirlerle çözülebilecek sorunların bir kısmı kanuni düzenleme gerektiriyor. Bunun için de Genel Merkez olarak TBMM’de siyasi partilerle, partilerin yetkili organları ile tam mesai yapıyoruz. Kimsenin bundan en ufak endişesi olmasın, gereksiz yeise kapılmasın. Emeğin gücü kutsaldır ama yerinde ve zamanında kullanırsak bu kutsallıkta kalabiliriz.  Yersiz, zamansız, her daim başvurulan bir araç haline getirirsek hem gücünü hafifletmiş, hem etkisini kırmış, hem de değersizleştirmiş oluruz. Covit 19 salgını karşısında sağlık ve sosyal hizmet çalışanları ile hakları Dünyanın son 2 yılındaki pandemiye hep birlikte ve bizzat içinde yaşayarak şahitlik ettik.  Covit 19 salgını karşısında sağlık ve sosyal hizmet çalışanları olarak hep ön plandaydık.  Canımızı dişimize takarak çalıştık. Zor zamanlardan geçtik. Çok övüldük, çok alkış aldık. Sonsuz teşekkür ettik, ediyoruz da. Bu alkışlar bizim fedakarlığımızın karşılığı.  Ama emeğimizin karşılığı olan ek ödeme’den sağlık ve sosyal hizmet işçileri olarak faydalandırılmadık. “Sağlık çalışanları birdir, bütündür, ayrı düşünülemez” sözü ne yazık ki yine işçi-memur ayrımına kurban gitti. Sendika olarak bunun mücadelesini verdik, vermeye devam ediyoruz ama şu ana kadar bir sonuç alınamadı. Biz de kendi üyemize yönelik olarak ek ödemenin yerini tutmasa bile bir nebze üyemizi değerli hissettirecek bir uygulama olan ferdi kaza sigortası uygulamasını başlattık.  Her bir üyemizi 60 bin lira değerinde ferdi kaza sigortası ile buluşturduk, poliçelerini takdim ettik. Sendikacılık demek aynı zamanda üyelerimizin her bir sorununu TİS üzerinden ya da hukuk üzerinden çözmek demektir. Öz Sağlık İş olarak kurmuş olduğumuz güçlü hukuk bürosu öncülüğünde; • 11 bin üyemiz adına YÜZDELİK davlar açılmış, takibi devam eden davaların tamamının masrafları Sendikamız tarafından karşılanmıştır. • Teknik elemanlarımızın ÜCRET FARKI davalarında emsal olarak 14 farklı pozisyon için davalar açılmış, takipleri yapılmıştır. Bu davalardan önümüzdeki günlerde güzel sonuçlar bekliyoruz. • Ambulans sürücülerimizin YOL HARCIRAHI VE FAZLA MESAİ alacakları için açtığımız emsal dava devam etmektedir. • SIHHAT PROJESİ kapsamında çalışan işçilerimizin TİS’den faydalanmalarını sağlamak için açtığımız dava devam etmektedir. • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde görev yapan üyelerimizin, pandemi döneminde FAZLA ÇALIŞMALARINA ilişkin olarak açtığımız sayısız dava da devam etmektedir. Sizlerin hakkınızı hukuki olarak da aramaya, kazanımlarımızdan taviz vermemeye kararlıyız. Uluslararası iş birlikleri Bugün aramızda çok kıymet verdiğimiz, 14 ülkeden sendikal hayata omuz veren, mücadele eden 40’ın üzerinde sendikacı dostumuz var. Bu mutlu günümüzde bizimle birlikte oldukları için bir kez daha şükranlarımı iletiyorum.  Kendileri ile dün akşam ayrı ayrı imzalamış olduğumuz iş birliği anlaşmaları ile sendikal anlayışımızı geliştirme, ilişkilerimizi canlı tutarak karşılıklı tecrübe aktarımlarından faydalanmaktan onur duyacağımızı da belirtiriz.   Bu girişimleri ayrıca, uluslararası emek dayanışması için de önemli bir adım sayıyoruz. Biz hem Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in çizdiği rota adına, hem de Sendikal ilkelerimiz adına Uluslararası emek hareketlerine ve başka ülkelerin sendikal yapılarına son derece kıymet veren bir sendikayız.  Etkili bir sivil toplum örgütü olabilmek için sadece ülke içindeki sendikal faaliyetler ve toplumsal olaylara duyarlılık göstermenin yetmediğinden hareketle, uluslararası emek hareketlerine üyelik başvurularımızı gerçekleştirdik.  Küresel Emek Hareketleriyle birleşme adına  8 milyonu aşkın üyesi bulunan Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları  Federasyonu EPSU ve yine 154 ülkede örgütlü, 669 üye sendikaya sahip, 30 milyon üyesi bulunan  PSI’ya da üyelik müracaatlarımızı yapmış bulunuyoruz. Bugün burada bir müjde daha vermek istiyoruz.  EPSU Üyeliğimizin İCRA KURULU’nda onaylanmak üzere EPSU Sekreterliği’nce  işleme alındığını öğrendik. İnşallah  üyeliğimizin de onaylanması ile birlikte  ÖZ SAĞLIK İŞ artık  EPSU’da temsil edilecektir. Hepimize hayırlı olsun Sendikamız ayrıca Dünya İslam Sağlık Birliği Üyesi’dir ve Birliğin çalışmalarını düzenli olarak takip etmektedir. Kadim bir gelenek, sarsılmaz bir inançtan geliyoruz derken bunu sözde bırakmıyoruz Arkadaşlar. Bizim inancımız bize açlık, susuzluk, hastalık, fakirlik, mağduriyet, afet gibi hepsi insan için, insanlık için olan hallerde nasıl davranmamız gerektiğini çok net anlatıyor.” Dünyanın her yerine yardım Dünyanın her yerinde insanların hizmetine, yardımına koştuklarını belirten Devlet Sert, şöyle konuştu: “Kızılay’a sizler adına yardımda bulunuyoruz.  Afrika da 1 damla temiz suya kavuşabilmek için yardım bekleyen çocuklara yine sizler adına su kuyuları açtırıyoruz. Deprem, yangın, sel felaketinden etkilenen insanımızın ilk günkü ihtiyaçları için acil yardımlara koşuyoruz, Konfederasyonumuzun hassasiyetlerine omuz veriyoruz. Bunlar siz kıymetlimiz olan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin hem bu dünyasını güzelleştirecek, hem de amel defterini sonsuza kadar açık tutacak olan faaliyetler.  Bunlar Sendikamızın bereketi, bunlar sizlerin sadakası…” Türkiye’ye saldırılar… Hem içerde, hem dışarda bizi birliğimizle, beraberliğimizle, demokrasimizle, insan haklarına olan saygımızla imtihana tutmak isteyen, bedel ödetmek isteyen mihraklara karşı el ele kenetlenmiş, canımızla, kanımızla vatanımızı, devletimizi, milletimizi, bayrağımızı korumaya yemin etmiş bir milletin evlatları olduğumuzu belirten Devlet Sert, “Bu inanmışlık karşısında bizi ekonomimiz üzerinden, döviz oyunları üzerinden, içişlerimize müdahale üzerinden terbiye etmek isteyenlere bir çift sözümüz var: Siz bizi gerçekten tanımıyorsunuz. Siz; Kürt-Türk, Alevi-Sünni, inançlı-inançsız aklınıza ne gelirse oynamaya çalıştığınız oyunların boşa çıkmasından usanmadınız ya biz de sizinle mücadele etmekten usanmayacağız, yılmayacağız…”
ANKHABER Öz Sağlık-İş Sendikasının 3. Olağan Genel Kurulu görkemli bir ortamda başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gönderdiği mesajla Genel Kurula başarı diledi alkış aldı. Genel Başkan Devlet Sert’in de çok önemli mesajlar verdiği Genel Kurula, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız ve yönetim kurulu üyeleri ile Öz Sağlık İş’in şube başkanları katıldı. Ayrıca; siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, bürokratlar, kurum ve kuruluşlar yöneticileri ile bir gün önce ikili anlaşmalar imzalanan Arnavutluk, Azerbaycan, Bahreyn, Bosna Hersek, Cezayir, Fas, Filistin, Kazakistan, Lübnan, Kuzey Makedonya, Nijerya, Senegal, Somali ve Ukrayna’dan 19 sendika temsilcilerinin de içinde bulunduğu 40’ın üzerinde sendikacı da salonda yer aldı. Genel Kurulda HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkan Devlet Sert birer konuşma yaptı. “Şifa veren eller…” Açılış konuşmasını yapan Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkan Devlet Sert, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini “Biz genç yürekleriz, şifa veren elleriz” diye selamladı.  “Bizler; yeryüzünün yaratıldığı günden beri insanoğlunun şifalanmasına vesile kılınan bir mesleğin mensuplarıyız” diyen Devlet Sert şunları söyledi: “Bizler; sağlık ve sosyal hizmet kurumlarının destekçileri, danışılanı, karşılayanı, bilgi belge, veri hazırlayanı, yol göstereni, yoldaş olanı, candaş olanıyız. Bizler; özümüzle, sözümüzle, canımızla, kanımızla gönüllere giren sağlık ve sosyal hizmet neferleriyiz.” 7 yaş gençliği ile Konuşmasına “Daha Yedinci Yaşımızdayız” diye devam eden Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı, “56 Şube, 22 İl Başkanlığı ve 2 Bölge Başkanlığı ile Türkiye’nin tamamında örgütlü kocaman bir aileyiz. 200 bin üye sayımızla; Sağlık ve Sosyal Hizmet İş Kolunun lideri, Türkiye’nin en büyük 3. işçi sendikası olduk.” dedi. Devlet Sert şunları söyledi: “Üyemizden, temsilcimize, bölge başkanlarımızdan il-şube başkanlarımıza, Genel Merkez personelimizden, yöneticilerimize,  Allah hepinizden tek tek razı olsun.  İyi ki varsınız, iyi ki bu bayrağın altında, bu koca çınarın altında hep birlikte varız. Sizler bu görülmemiş büyük mücadelenin, bu sonsuz emeğin, bu fedakarlığın, bu çekilen cefanın mimarı oldunuz.” “İşçiler, emekçiler sahipsiz değil” “200 bin üyesi olan bir sendika, aynı zamanda çok büyük, güçlü bir sivil toplum örgütü demektir.” diyen Genel Başkan Devlet Sert konuşmasına şöyle devam etti: “Sendika olarak kendi üyelerimizin haklarının korunması, yeni kazanımlar elde edilmesi, insan onuruna yakışan bir gelirle hayatların idame ettirilmesi, üyelerimizin mali haklarının yanı sıra sosyal ve hukuki haklarının da korunup gözetilmesi de asli görevlerimiz arasındadır. Görev süremizin ilk gününden bugüne kadar bu asil görev hep önceliğimiz oldu. Sendikal hak mücadelesinin ara vermeye tahammülü yoktur. Çözdüklerimiz, çözemediklerimiz, süreci devam eden sorunlarımız var, hep olacak. Temsilcimizin çözemediğini, il başkanımız-şube başkanımız, onların çözemediğini Genel Merkez Yöneticilerimiz, onların çözemediğini Genel Başkan, onun da çözemediği sorunu çözecek Konfederasyonumuz HAK-İŞ ve onun işçi babası Genel Başkanı Mahmut Arslan var. Bu işçi, bu emekçi hiçbir zaman sahipsiz değil, teşkilatı var, Genel Merkezi var, Konfederasyonu var. Arkasında kocaman bir ailesi var. Emeğin bir gücü, alın terinin bir kıymeti var.  İşte biz o gücün, o alın terinin kıymetinin farkına varanlarız.” TİS öncesi büyük çaba ve işçi hakları Ö z Sağlık-İş Genel Başkanı Devlet sert konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Bu yıl özellikle Sağlık Bakanlığı Toplu İş Sözleşmesi öncesinde yürüttüğümüz olağanüstü bir çabamız oldu.  Kamu Çerçeve Protokolü’nün (KÇP) imza süreci öncesi bizler sağlık ve sosyal hizmet işçisinin haklarını, kazanımlarının öncelikle orda dizayn edilmesi için yoğun bir mesai harcadık.  Sonunda çabalarımız karşılık buldu, taleplerimiz gerçekleşti, KÇP’nin kazananı sağlık ve sosyal hizmet işçisi oldu. Hemen ardından gelen Sağlık Bakanlığı Toplu İş Sözleşmesine bu kazanımlar doğrudan yansıdı ve Allah nasip etti  2021’in kazananı bizim üyelerimiz oldu. Şimdi önümüzde müzakerelerine başladığımız ve belli bir noktaya getirdiğimiz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Toplu İş Sözleşmemiz var.  Haklarını emanet saydığımız sosyal hizmet emekçileri var. Pandeminin yükünü en ağır şekilde, karantinalı vardiyalarla çeken, ailelerinden, çoluk çocuklarından 10-15-20 gün hatta kimi yerlerde 30 gün ayrı kalarak vardiyalara ellerinde valizleri ile giren bu işçinin hakkı da emanetimiz… İşyerlerinin olumsuz koşullarında yerlerdeki sünger yataklarda uyumak zorunda kalan, baktığı dezavantajlı bireyin covit olması halinde kendisi de onunla birlikte karantinaya giren, aylarca evine gidemeyen bakım annesinin, sosyal hizmet emekçisinin hakkı da bize emanet. Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın toplu iş sözleşmesini de sizler adına en fazla kazanımla imzalamanın hakkı da bize emanet… Hukuksuzluğu hukukla çözdük Devlet Sert, emekçiler aleyhine yaşanan bazı sıkıntıları, hukuksuzlukları ve çözüm sürecini de şöyle anlattı: “Hepiniz yakından biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı sözleşmesi sonrası hukuksuz  bir süreç yaşadık. Yayınlanan bir yazı ile Sağlık Bakanlığı imzaladığı Toplu İş Sözleşmesi’nin dışına çıktı. Gece zammı uygulamasını durdurdu ve işkolumuzda karşılığı olmayan 3’lü vardiya konusunda sıkıntılar yaşanmasına sebebiyet verildi. Bizler sendikacılık yaparken eski, yıpranmış, toplumda artık bir karşılığı olmayan, reel olmayan anlayışı reddediyoruz.  Sorunlarımızı çözerken öncelikle diyalog yolunu, yanlışı anlatma yolunu tercih ediyoruz. Önümüze çıkan ya da çıkarılan sorunlarımızı hukuk içinde kalarak, kazanımlarımızdan geriye gitmeden, reel gerçekleri önceleyerek çözmeyi prensip olarak uyguluyoruz. Bu olayda da öyle yaptık. Yılmadık usanmadık, Sayın Bakanımız, Bakan yardımcılarımız, bürokratlarımız dahil herkese uygulamanın yanlışlığını anlattık, acil çözüm istedik. İşyerlerimizi ve çalışma barışını koruyarak çözüm yollarını sonuna kadar zorladık ve başardık…” Genç emekçilerin talepleri daha farklı “Genç bir sendikayız” derken sadece sendikamızın kuruluşunu kastetmediğini belirten Devlet Sert, üye profili ve talepleriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Taşerondan kadroya geçen 1 milyon işçi ile birlikte kamuda işçi profilinin değiştiğini hepimiz görüyoruz. Daha genç, daha eğitimli, daha vizyoner, teknolojiyi daha iyi kullanan, global dünya gerçekleri ile tanışmış, hak mücadelesinde heyecanlı, kabına sığmayan bir profil var karşımızda. Bu genç işçi kardeşlerimizin talepleri daha farklı.  Bugünün kadrolarını iyi anlamak gerekiyor. Biz bunun idraki ile bugün karşınızdayız. Eski sendikal alışkanlıkları bir tarafa bırakıp, yeni, yerli ve milli, bir o kadar da küresel emek hareketleri ile entegre, olaylar ve sorunlar karşısında daha bilimsel bir yaklaşım sergileyerek, daha akademik çözümlere odaklı bir Sendikal anlayışı oluşturmaya çalışıyoruz.” Yeni bir sendikal anlayış inşası Konuşmasında, “Biz iş kolumuzda yepyeni bir sendikal anlayış inşa ediyoruz.” diyen Öz Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, bu konuda şunları dile getirdi: “Siz değerli üyelerimizin hak ve kazanımlarınızı korurken, ülkeyi karış karış gezerken, her bir sorun yaşayan üyemiz için ilçe, belde demeden tüm sağlık ve sosyal hizmet kurumlarına bir çayınızı içmeye gelip, sorunların çözümü için idareciniz ile görüşürken bu yeni sendikal anlayışı görebilirsiniz. Üyemizin, evi kabul ettiği şube-il teşkilat binalarımıza, dairelerimize, onlara hızlı bir şekilde ulaşmak için binilen taşıtlarda bu yeni sendikal anlayışı görebilirsiniz… ‘Akademik Sendikacılık’ Bizler yeni sendikal anlayış oluşturma çabamızdan hareketle akademik sendikacılık yapıyoruz arkadaşlar. Sorunlarımızı söyleyip, anlatmaktan elbette usanmadık, usanmayacağız.  Ama artık ilim çalışıp, bilimle konuşup, çözüm yollarını akademik olarak ortaya koyuyoruz.  Üyelerimizin sorunlarına akademik çözümler oluşturup, partnerimiz olan kurum ve kuruluşların mevzuat çalışmalarına sendikal ve akademik çözümler sunuyoruz. Bu amaçla kurmuş olduğumuz Öz Sağlık İş Stratejik Araştırmalar Merkezimiz ÖZ-SAM bünyesindeki akademisyen ve uzman hocalarımız, sizlerin sıkıntılarına yönelik raporlar hazırlıyor, Çalıştaylar düzenliyor,  eğitimler gerçekleştiriyor, bu faaliyetlerin sonuçlarının bir kısmını yayın haline getirip,  ilgili tüm taraflara ulaştırıyor. Yine biz oluşturduğumuz yeni sendikal anlayışla sizler adına felakete uğrayana, mağdura, çaresize, kimsesize uzanıyoruz. 696 Sayılı KHK kaynaklı sorunlar Pek çoğu bizim üyemiz olan taşerondan kadroya geçen işçi kardeşlerimizin 696 Sayılı KHK kaynaklı sorunlarının çözümü için gece gündüz uğraştığımızı ifade etmek isterim. Türk çalışma hayatının en büyük emek hareketi olarak değerlendirdiğimiz  taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesi, çalışma hayatımızdaki  büyük bir  devrim olarak tarihteki yerini almıştır. Başta  Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, dönemin  Çalışma ve  Sosyal Güvenlik Bakanı  ve bir dönem Sendikamız Genel Başkanlığı da yapmış olan Sayın  Jülide Sarıeroğlu’na, bu mücadeleye ilk günden itibaren inanan, uyku uyumayan, sendikacılığı-başkanlığı bile bırakmayı göze alacak kadar kadroya inanan Hak-İş Konfederasyonumuzun çok değerli  Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan’a, emeği geçen herkese  hem üyelerimiz hem de kadroya geçen işçi kardeşlerimiz adına bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. 696 Sayılı KHK’nın üretmiş olduğu sorunlar var, çözümü için gece gündüz çalışıyoruz.  Ama bu sorunların varlığı taşeron zulmünden kurtulup, insan onuruna yakışan bir çalışma ortamına ve kadroya sahip hiçbir işçimizin yüreğine zor gelmesin.  Bu sorunları Sendika olarak, Konfederasyon olarak takip ediyoruz ve en kısa sürede çözülmesi için var gücümüzle mücadele ediyoruz.  Bir kısmı Bakanlık bünyesindeki tedbirlerle çözülebilecek sorunların bir kısmı kanuni düzenleme gerektiriyor. Bunun için de Genel Merkez olarak TBMM’de siyasi partilerle, partilerin yetkili organları ile tam mesai yapıyoruz. Kimsenin bundan en ufak endişesi olmasın, gereksiz yeise kapılmasın. Emeğin gücü kutsaldır ama yerinde ve zamanında kullanırsak bu kutsallıkta kalabiliriz.  Yersiz, zamansız, her daim başvurulan bir araç haline getirirsek hem gücünü hafifletmiş, hem etkisini kırmış, hem de değersizleştirmiş oluruz. Covit 19 salgını karşısında sağlık ve sosyal hizmet çalışanları ile hakları Dünyanın son 2 yılındaki pandemiye hep birlikte ve bizzat içinde yaşayarak şahitlik ettik.  Covit 19 salgını karşısında sağlık ve sosyal hizmet çalışanları olarak hep ön plandaydık.  Canımızı dişimize takarak çalıştık. Zor zamanlardan geçtik. Çok övüldük, çok alkış aldık. Sonsuz teşekkür ettik, ediyoruz da. Bu alkışlar bizim fedakarlığımızın karşılığı.  Ama emeğimizin karşılığı olan ek ödeme’den sağlık ve sosyal hizmet işçileri olarak faydalandırılmadık. “Sağlık çalışanları birdir, bütündür, ayrı düşünülemez” sözü ne yazık ki yine işçi-memur ayrımına kurban gitti. Sendika olarak bunun mücadelesini verdik, vermeye devam ediyoruz ama şu ana kadar bir sonuç alınamadı. Biz de kendi üyemize yönelik olarak ek ödemenin yerini tutmasa bile bir nebze üyemizi değerli hissettirecek bir uygulama olan ferdi kaza sigortası uygulamasını başlattık.  Her bir üyemizi 60 bin lira değerinde ferdi kaza sigortası ile buluşturduk, poliçelerini takdim ettik. Sendikacılık demek aynı zamanda üyelerimizin her bir sorununu TİS üzerinden ya da hukuk üzerinden çözmek demektir. Öz Sağlık İş olarak kurmuş olduğumuz güçlü hukuk bürosu öncülüğünde; • 11 bin üyemiz adına YÜZDELİK davlar açılmış, takibi devam eden davaların tamamının masrafları Sendikamız tarafından karşılanmıştır. • Teknik elemanlarımızın ÜCRET FARKI davalarında emsal olarak 14 farklı pozisyon için davalar açılmış, takipleri yapılmıştır. Bu davalardan önümüzdeki günlerde güzel sonuçlar bekliyoruz. • Ambulans sürücülerimizin YOL HARCIRAHI VE FAZLA MESAİ alacakları için açtığımız emsal dava devam etmektedir. • SIHHAT PROJESİ kapsamında çalışan işçilerimizin TİS’den faydalanmalarını sağlamak için açtığımız dava devam etmektedir. • Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde görev yapan üyelerimizin, pandemi döneminde FAZLA ÇALIŞMALARINA ilişkin olarak açtığımız sayısız dava da devam etmektedir. Sizlerin hakkınızı hukuki olarak da aramaya, kazanımlarımızdan taviz vermemeye kararlıyız. Uluslararası iş birlikleri Bugün aramızda çok kıymet verdiğimiz, 14 ülkeden sendikal hayata omuz veren, mücadele eden 40’ın üzerinde sendikacı dostumuz var. Bu mutlu günümüzde bizimle birlikte oldukları için bir kez daha şükranlarımı iletiyorum.  Kendileri ile dün akşam ayrı ayrı imzalamış olduğumuz iş birliği anlaşmaları ile sendikal anlayışımızı geliştirme, ilişkilerimizi canlı tutarak karşılıklı tecrübe aktarımlarından faydalanmaktan onur duyacağımızı da belirtiriz.   Bu girişimleri ayrıca, uluslararası emek dayanışması için de önemli bir adım sayıyoruz. Biz hem Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in çizdiği rota adına, hem de Sendikal ilkelerimiz adına Uluslararası emek hareketlerine ve başka ülkelerin sendikal yapılarına son derece kıymet veren bir sendikayız.  Etkili bir sivil toplum örgütü olabilmek için sadece ülke içindeki sendikal faaliyetler ve toplumsal olaylara duyarlılık göstermenin yetmediğinden hareketle, uluslararası emek hareketlerine üyelik başvurularımızı gerçekleştirdik.  Küresel Emek Hareketleriyle birleşme adına  8 milyonu aşkın üyesi bulunan Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları  Federasyonu EPSU ve yine 154 ülkede örgütlü, 669 üye sendikaya sahip, 30 milyon üyesi bulunan  PSI’ya da üyelik müracaatlarımızı yapmış bulunuyoruz. Bugün burada bir müjde daha vermek istiyoruz.  EPSU Üyeliğimizin İCRA KURULU’nda onaylanmak üzere EPSU Sekreterliği’nce  işleme alındığını öğrendik. İnşallah  üyeliğimizin de onaylanması ile birlikte  ÖZ SAĞLIK İŞ artık  EPSU’da temsil edilecektir. Hepimize hayırlı olsun Sendikamız ayrıca Dünya İslam Sağlık Birliği Üyesi’dir ve Birliğin çalışmalarını düzenli olarak takip etmektedir. Kadim bir gelenek, sarsılmaz bir inançtan geliyoruz derken bunu sözde bırakmıyoruz Arkadaşlar. Bizim inancımız bize açlık, susuzluk, hastalık, fakirlik, mağduriyet, afet gibi hepsi insan için, insanlık için olan hallerde nasıl davranmamız gerektiğini çok net anlatıyor.” Dünyanın her yerine yardım Dünyanın her yerinde insanların hizmetine, yardımına koştuklarını belirten Devlet Sert, şöyle konuştu: “Kızılay’a sizler adına yardımda bulunuyoruz.  Afrika da 1 damla temiz suya kavuşabilmek için yardım bekleyen çocuklara yine sizler adına su kuyuları açtırıyoruz. Deprem, yangın, sel felaketinden etkilenen insanımızın ilk günkü ihtiyaçları için acil yardımlara koşuyoruz, Konfederasyonumuzun hassasiyetlerine omuz veriyoruz. Bunlar siz kıymetlimiz olan sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin hem bu dünyasını güzelleştirecek, hem de amel defterini sonsuza kadar açık tutacak olan faaliyetler.  Bunlar Sendikamızın bereketi, bunlar sizlerin sadakası…” Türkiye’ye saldırılar… Hem içerde, hem dışarda bizi birliğimizle, beraberliğimizle, demokrasimizle, insan haklarına olan saygımızla imtihana tutmak isteyen, bedel ödetmek isteyen mihraklara karşı el ele kenetlenmiş, canımızla, kanımızla vatanımızı, devletimizi, milletimizi, bayrağımızı korumaya yemin etmiş bir milletin evlatları olduğumuzu belirten Devlet Sert, “Bu inanmışlık karşısında bizi ekonomimiz üzerinden, döviz oyunları üzerinden, içişlerimize müdahale üzerinden terbiye etmek isteyenlere bir çift sözümüz var: Siz bizi gerçekten tanımıyorsunuz. Siz; Kürt-Türk, Alevi-Sünni, inançlı-inançsız aklınıza ne gelirse oynamaya çalıştığınız oyunların boşa çıkmasından usanmadınız ya biz de sizinle mücadele etmekten usanmayacağız, yılmayacağız…”
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.