Mahmut Arslan: Kamu Çerçeve Protokolü, Yakın Tarihte Gerçekleştirdiğimiz En Önemli Sözleşmedir

Çalışma Hayatı 14.07.2023 - 10:21, Güncelleme: 14.07.2023 - 10:21
 

Mahmut Arslan: Kamu Çerçeve Protokolü, Yakın Tarihte Gerçekleştirdiğimiz En Önemli Sözleşmedir

HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, mayıs ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destekleri ve HAK-İŞ ile TÜRK-İŞ’in çabaları sonucunda 700 bin işçiyi ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesinin yakın tarihte gerçekleştirilen en önemli sözleşme olduğunu ifade etti.
Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesinin parasal hükümlerin yanı sıra diğer hükümleriyle de pek çok yenilikleri içerdiğini belirten Arslan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli tavrı ve bizlerin de ısrarcı tutumuyla yakın tarihimizde karşılaşmadığımız çok önemli bir toplu iş sözleşmesini imzalamış olduk” dedi. Mahmut Arslan, 13 Temmuz 2023 tarihinde HAK-İŞ Trabzon İl Başkanlığında bir Basın Toplantısı gerçekleştirdi. Basın Toplantısına Genel Başkan Mahmut Arslan’ın yanı sıra, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Sağlık İş Genel Başkanı Devlet Sert, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Taşıma İş Genel Başkanı Mehmet Ali Kayabaşı, Öz Güven Sen Genel Başkanı Ömer Yılmaz, HAK-İŞ Trabzon İl Başkanı ve Öz Sağlık-İş Şube Başkanı Engin Erbaşaran, HİZMET-İŞ Trabzon Şube Başkan Yardımcısı Şevket Çelik, HİZMET-İŞ Genel Merkez Kadın Komitesi Başkan Yardımcısı Ayşe Usta ile işyeri sendika temsilcileri ve basın mensupları katıldı. KABUL EDİLEMEZ BİR TUTUM Basın Toplantısında kamuoyundaki beklentilerin üstünde bir rakamla imzalanan Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesinin tüm çalışanların takdirini kazandığına işaret eden Arslan, özellikle kamu kurumu olarak kabul edilen belediyelerin ve belediyelere bağlı şirketlerin Kamu Çerçeve Protokolünün dışında tutulma çabalarını eleştirdi. Arslan, “HAK-İŞ olarak bu konuda Çalışma Bakanı'yla bizzat görüşmeler yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın Kamu Çerçeve Protokolünün imza töreninde yaptığı açıklamalar, 6356 sayılı kanunun ek ikinci maddesinde yer alan hükümler, belediyelerin ve bağlı kuruluşların da kamu çerçeve protokolüne dahil olduğunu bize göstermektedir” dedi. MESAFE ALINAMAMSININ SEBEPLERİ TÜHİS ve bir kısım çevrelerin itirazları sonucunda bu konuda bir mesafe alınamadığının altını çizen Arslan, Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesindeki hükümlerin belediyeleri ve bağlı şirketleri ile üniversiteleri de bağlayacak şekilde düzenleme yapılması konusunda HAK-İŞ’in ısrarcı tavrını sürdüreceğini dile getirdi.  HAK-İŞ’İN ISRARI DEVAM EDECEK Bu konuda kanunda engel olmadığını vurgulayan Arslan, “Bu konuda kanunda bir engel yok. Kanun düzenlemesi sıralanmış. Bakanlığın bize yazdığı yazıda bir engel yok. Bakanlık da diyor ki, buraları kapsamaktadır. Önceki Çalışma Bakanımız, bu kamu çerçeve protokolünün sadece TÜHİS üyelerine değil, tüm kamu kurumları, belediyeler ve üniversiteler için de imzaladığını ifade etti. Dolayısıyla aramızdaki ihtilafı yeni Çalışma Bakanımızla tekrar görüştük. Bu konudaki talebimizi ilettik. Kamu çerçeve protokollerinin belediyeler ve bağlı şirketleri için de uygulanması konusunda ısrarımız devam ediyor” dedi. HEK EDİLEN TEDİYELER İÇİN MÜCADELE  Belediye şirketlerinde çalışan işçilere hiçbir yasal engel olmamasına rağmen 6772 sayılı kanunla verilen 52 günlük ilave tediyenin yargı kararı nedeniyle verilemediğinin altını çizen Arslan, “Yargı kararları da içtihat oluşturduğu için bu kararın aksine yeni bir düzenleme yapmadan yeni bir karar çıkmıyor. Onun için belediye şirketlerinde çalışan yaklaşık 500 binden fazla arkadaşımızın hak ettikleri halde 52 günlük ilave tediyelerin verilmemesi büyük bir haksızlık ve adaletsizliğe sebep olmaktadır. Biz bunun çözümü için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu fark ettik. İlk kez de kamu çerçeve protokolünde 6772 sayılı kanunla belediyelerdeki şirket işçilerine de verilmesi gereken 52 günlük ikramiyenin yasal yollardan verilmesini sağlamak adına bir imza attık. Kamuda çalışan işçilere verilen elli iki günlük ilave tediyenin yeni dönemde belediye şirketlerindeki bütün arkadaşlarımıza da verilmesi için bir mücadele başlattık” dedi. PRENSİP KARARLARININ DEĞİŞTİRİLMESİ ÇABASI DOĞRU DEĞİL Yüksek Hakem Kurulu prensip kararlarının değiştirilmesine yönelik başvurular yapılmaya başlandığını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu dile getiren Arslan, “Bazı belediyelerimiz, bazı kamu görevlileri, bazı üniversiteler, Yüksek Hakem Kurulu nezdinde bazı işveren konfederasyonlarının ve bir kısım kamu işveren sendikalarının Yüksek Hakem Kurulu'na başvurarak Yüksek Hakem Kurulu'nun prensip kararlarını değiştirmek istediklerini biliyoruz” dedi. Belediyeler ve bağlı şirketlerdeki sözleşmelerde uyuşmazlık Yüksek Hakem Kuruluna geldiğinde Yüksek Hakem Kurulunun kamu toplu iş sözleşmelerinin ücret ve sosyal haklarını aynen uygulamaya başladığını belirten Arslan, “Belediyede sözleşme yapacaksınız, anlaşamıyorsunuz. Dosya Yüksek Hakem'e gidiyor. Yüksek Hakem Kurulu'nda Yüksek Hakem Kurulu'nun prensip kararı gereği, kamu çerçeve protokolünün hükümleri aynen oraya gelen toplu iş sözleşmeleri için de uygulanmaya başlanıyor. Bunu önlemek için bir kısım belediye başkanları, Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK), yine belediyelerde örgütlü Yerel-Sen bizzat Yüksel Hakem Kurulu'na başvurarak bundan vazgeçilmesi talebinde bulunmuşlardır. Bunu şiddetle kınıyoruz” dedi. BÜYÜK BİR HAK KAYBI VE HUKUK SKANDALI OLUR Yüksek Hakem Kurulu’nun almış olduğu prensip kararlarının değiştirilmesi çabalarını doğru bulmadığını vurgulayan Arslan, “Sayın Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan olmak üzere Yüksek Hakem Kurulu'nda görev alan bütün yetkililere, başta Sayın Başkan olmak üzere buradan tekrar hatırlatmak istiyorum. Yüksek Hakem Kurulu'nun almış olduğu prensip kararlarının değiştirilmesini doğru bulmuyoruz. Gerçekten çalışanlar aleyhine önemli bir kayıp olarak, Sayın başkanın samimiyetiyle, çabasıyla, hakkaniyetli yaklaşımıyla ortaya çıkan bu prensip kararlarının değiştirilmesinin büyük bir hukuk skandalı olacağını, çalışanlar aleyhine büyük bir kayıp olacağını, çalışanların haklarının geri götürülmesine vesile olacağını hatırlatmak istiyorum. Yüksek Hakem Kurulu Başkanımızın çabalarıyla, gayretiyle gerçekten çalışma hayatındaki ücret adaletsizliğini gidermeye yönelik atılan bu adımların geri alınması, bu adımlardan vazgeçilmesi, kabul edebileceğimiz bir şey değil” dedi. ARSLAN’DAN TİSK BAŞKANI AKKOL’A ÇAĞRI Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu ve Yerel-Sen'in çabalarını çalışanlar aleyhine bir tavır olarak gördüğünü ifade eden Arslan, “Herkes sorumluluklarının farkında olsun. Yüksek Hakem Kurulu gibi bağımsız bir kuruluşun kamu çerçeve protokolünü prensip kararı olarak kabul etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Bu konuda yapılması gereken yapılmıştır. Ancak şu anda bu kararı değiştirmek için hem TİSK'in hem Yerel-Sen'in hem de bir kısım belediye başkanlarının girişimlerini şiddetle kınıyorum. HAK-İŞ olarak asla bunun peşini bırakmayacağız. Bunu bir skandal olarak görüyoruz. Buna alet olan TİSK'i de gerçekten eleştiriyorum. Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu böyle bir hataya düşmemeliydi, böyle bir yanlışa evet dememeliydi. Çünkü biz TİSK'le pek çok platformda beraber çalışıyoruz. Kazanılmış hakların geriye götürülmesi gibi bir duruma TİSK'in düşmüş olmasından üzüntü duyuyoruz. Buradan Sayın Genel Başkan Özgür Burak Akkol Bey'e de bir çağrımız var. Lütfen bu taleplerini geri çeksinler. Yerel-Sen’in bu tuzağına TİSK'in düşmemesini istiyoruz ve bekliyoruz” dedi. BELEDİYELERDE İŞÇİLERİN ÜCRETLERİNİN AŞAĞI ÇEKİLMESİNE TEPKİ Belediyelerin imkanlarını arttırmak yerine belediye işçilerinin ücretlerini aşağı çekmek girişimlerini şiddetle kınadığını ifade eden Arslan, “Belediyelerin imkanları yetersiz olabilir. Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Zorluoğlu ile bugün görüştük. Yaşanan yüksek enflasyon, vergi kayıplarındaki sorunlarımız, bir kısım hizmetlerin pahalılaşmış olması, belediyelerin kaynaklarının yeterince artmamış olması bir vakadır, bir gerçektir. Buna itirazımız yok. Ama belediyelerin imkanlarını arttırmak yerine belediye işçilerinin ücretlerini aşağı çekmek girişimlerini şiddetle kınıyoruz. Bunu yapan belediye başkanlarıyla da hukuki anlamda da olsa diğer anlamda da olsa mutlaka bu mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.  Sorunun belediye işçilerinin ücretleri olmaması gerektiğini, buradaki asıl sorunun Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kriz olduğunu ve bu krizden etkilenen belediyelerin imkanlarının arttırılması gerektiğini ve HAK-İŞ’in bu konuda onlarla beraber yürümeye hazır olduğunu belirten Arslan, “Belediyelerin kaynaklarının arttırılması isteniyorsa, bir kanun düzenlemesi yapılması gerekiyorsa, belediyelerin yanında yer alınması gerekiyorsa sonuna kadar onlarla beraberiz. Onlarla yürümeye varız ama Yüksek Hakem Kurulu gibi Türkiye'nin bağımsız kuruluşlarından birisinin özellikle prensip kararı olarak aldığı kamu çerçeve protokolü zamlarına itirazı asla kabul etmiyoruz” diye konuştu. “İŞÇİ VE MEMURLARI KARŞI KARŞIYA GETİRMEK İSTEYENLERE FIRSAT VERMEMELİYİZ” Bazı çevrelerin memurlarla işçileri karşı karşıya getirme tezgahlarının boşa çıkarılması gerektiğini, HAK-İŞ olarak memurlarımıza, emeklilerimize, sözleşmelilerimize kim olursa olsun kamuoyunda ihtiyaç sahipleri için yapılan her türlü olumlu çalışmayı desteklediğimizin altını çizen Arslan, “Biz hiçbir zaman HAK-İŞ olarak, hiçbir memurun memura verilen zammın asla ve asla ne tartışmasına girdik ne de karşı çıktık. Memur sendikalarımızın da aynı noktada olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla işçileri ve memurları birbirleriyle karşıtmış gibi, birbirlerinin rakibiymiş gibi göstermek isteyenlere fırsat vermememiz lazım. Bizim talebimiz; üyelerimizin haklarını artırmak. İşçilerin haklarını artırmak için mücadele ediyoruz. Bunu yaparken de bir başkasıyla kıyaslamıyoruz. Kendi çalışanlarımızın ihtiyaçlarını kendi çalışanlarımızın taleplerini dikkate alıyoruz” dedi. TRABZON BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDE İMZALANAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde Hizmet-İş Sendikamız üyesi 2300 işçi adına toplu iş sözleşmesi müzakere sürecinin devam ettiğini ve Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun daha önce Van Belediye Başkanı olduğu dönemde HAK-İŞ ile başarılı sözleşmelere imza attığını belirten Arslan, “Temennimiz aynı başarılı sözleşmelerin Trabzon'da da gerçekleşmesidir. Sayın Başkan ile yaptığımız görüşmelerde Sayın Başkan'ın son derece yapıcı, son derece uzlaşmaya yönelik, birlikte çalışarak bu sorunu çözmek ve Trabzon kamuoyunu bununla meşgul etmemek gibi bir iradesi vardır. Bu iradesi bizi son derece mutlu etmiştir. Başkanın bu kararlılığı bir uyuşmazlık yaşanmadan, kamuoyunda sıkıntı oluşturmadan, işçileri ve onların ailelerini üzmeden ortak bir noktada buluşup toplu iş sözleşmesini imzalama irademizi karşılıklı teyit ettik” dedi. “ÖZ SAĞLIK-İŞ SENDİKAMIZ VE HAK-İŞ OLARAK BÜYÜK BİR MÜCADELE VERDİĞİMİZİ HERKESİN BİLMESİNİ İSTERİM” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sözleşmesinin de temmuz ayı içerisinde Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesindeki hükümlerle eşitlenmesi konusundaki çalışmanın sonlanarak imzalandığını ifade eden Arslan, “Toplu iş sözleşmesinde bizden kaynaklı olmayan yargı sürecinde mahkeme itirazından dolayı gecikme oldu. Bunu da çözmek için yine ilk kez toplu sözleşme dönemleri farklı olmasına rağmen, kamu çerçeve protokolünü oraya da uygulayan bir düzenlemeyi gerçekleştirmiş olduk. Dolayısıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda çalışan bütün arkadaşlarımız için, Öz Sağlık-İş Sendikamız ve HAK-İŞ olarak büyük bir mücadele yaptığımızı herkesin bilmesini isterim. Bütün sorunların farkındayız ve bunu çözmek için de çaba sarf ediyoruz. Bir kısım algı operasyonlarına kimsenin inanmaması gerekiyor. Bu süreçleri bizzat beraber yürüttük. Bugün de inşallah Aile ve Sosyal Hizmetler'deki kardeşlerimizin de taban ücretlerini 15 bin artı yine %45 getirerek önemli bir başarıyı gerçekleştirmiş olduk” dedi.
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, mayıs ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destekleri ve HAK-İŞ ile TÜRK-İŞ’in çabaları sonucunda 700 bin işçiyi ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesinin yakın tarihte gerçekleştirilen en önemli sözleşme olduğunu ifade etti.

Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesinin parasal hükümlerin yanı sıra diğer hükümleriyle de pek çok yenilikleri içerdiğini belirten Arslan, “Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli tavrı ve bizlerin de ısrarcı tutumuyla yakın tarihimizde karşılaşmadığımız çok önemli bir toplu iş sözleşmesini imzalamış olduk” dedi.

Mahmut Arslan, 13 Temmuz 2023 tarihinde HAK-İŞ Trabzon İl Başkanlığında bir Basın Toplantısı gerçekleştirdi.

Basın Toplantısına Genel Başkan Mahmut Arslan’ın yanı sıra, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Sağlık İş Genel Başkanı Devlet Sert, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Taşıma İş Genel Başkanı Mehmet Ali Kayabaşı, Öz Güven Sen Genel Başkanı Ömer Yılmaz, HAK-İŞ Trabzon İl Başkanı ve Öz Sağlık-İş Şube Başkanı Engin Erbaşaran, HİZMET-İŞ Trabzon Şube Başkan Yardımcısı Şevket Çelik, HİZMET-İŞ Genel Merkez Kadın Komitesi Başkan Yardımcısı Ayşe Usta ile işyeri sendika temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

KABUL EDİLEMEZ BİR TUTUM

Basın Toplantısında kamuoyundaki beklentilerin üstünde bir rakamla imzalanan Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesinin tüm çalışanların takdirini kazandığına işaret eden Arslan, özellikle kamu kurumu olarak kabul edilen belediyelerin ve belediyelere bağlı şirketlerin Kamu Çerçeve Protokolünün dışında tutulma çabalarını eleştirdi.

Arslan, “ HAK-İŞ olarak bu konuda Çalışma Bakanı'yla bizzat görüşmeler yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın Kamu Çerçeve Protokolünün imza töreninde yaptığı açıklamalar, 6356 sayılı kanunun ek ikinci maddesinde yer alan hükümler, belediyelerin ve bağlı kuruluşların da kamu çerçeve protokolüne dahil olduğunu bize göstermektedir” dedi.

MESAFE ALINAMAMSININ SEBEPLERİ

TÜHİS ve bir kısım çevrelerin itirazları sonucunda bu konuda bir mesafe alınamadığının altını çizen Arslan, Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesindeki hükümlerin belediyeleri ve bağlı şirketleri ile üniversiteleri de bağlayacak şekilde düzenleme yapılması konusunda HAK-İŞ’in ısrarcı tavrını sürdüreceğini dile getirdi. 

HAK-İŞ’İN ISRARI DEVAM EDECEK

Bu konuda kanunda engel olmadığını vurgulayan Arslan, “Bu konuda kanunda bir engel yok. Kanun düzenlemesi sıralanmış. Bakanlığın bize yazdığı yazıda bir engel yok. Bakanlık da diyor ki, buraları kapsamaktadır. Önceki Çalışma Bakanımız, bu kamu çerçeve protokolünün sadece TÜHİS üyelerine değil, tüm kamu kurumları, belediyeler ve üniversiteler için de imzaladığını ifade etti. Dolayısıyla aramızdaki ihtilafı yeni Çalışma Bakanımızla tekrar görüştük. Bu konudaki talebimizi ilettik. Kamu çerçeve protokollerinin belediyeler ve bağlı şirketleri için de uygulanması konusunda ısrarımız devam ediyor” dedi.

HEK EDİLEN TEDİYELER İÇİN MÜCADELE 

Belediye şirketlerinde çalışan işçilere hiçbir yasal engel olmamasına rağmen 6772 sayılı kanunla verilen 52 günlük ilave tediyenin yargı kararı nedeniyle verilemediğinin altını çizen Arslan, “Yargı kararları da içtihat oluşturduğu için bu kararın aksine yeni bir düzenleme yapmadan yeni bir karar çıkmıyor. Onun için belediye şirketlerinde çalışan yaklaşık 500 binden fazla arkadaşımızın hak ettikleri halde 52 günlük ilave tediyelerin verilmemesi büyük bir haksızlık ve adaletsizliğe sebep olmaktadır. Biz bunun çözümü için yasal bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu fark ettik. İlk kez de kamu çerçeve protokolünde 6772 sayılı kanunla belediyelerdeki şirket işçilerine de verilmesi gereken 52 günlük ikramiyenin yasal yollardan verilmesini sağlamak adına bir imza attık. Kamuda çalışan işçilere verilen elli iki günlük ilave tediyenin yeni dönemde belediye şirketlerindeki bütün arkadaşlarımıza da verilmesi için bir mücadele başlattık” dedi.

PRENSİP KARARLARININ DEĞİŞTİRİLMESİ ÇABASI DOĞRU DEĞİL

Yüksek Hakem Kurulu prensip kararlarının değiştirilmesine yönelik başvurular yapılmaya başlandığını ve bu durumun kabul edilemez olduğunu dile getiren Arslan, “Bazı belediyelerimiz, bazı kamu görevlileri, bazı üniversiteler, Yüksek Hakem Kurulu nezdinde bazı işveren konfederasyonlarının ve bir kısım kamu işveren sendikalarının Yüksek Hakem Kurulu'na başvurarak Yüksek Hakem Kurulu'nun prensip kararlarını değiştirmek istediklerini biliyoruz” dedi.

Belediyeler ve bağlı şirketlerdeki sözleşmelerde uyuşmazlık Yüksek Hakem Kuruluna geldiğinde Yüksek Hakem Kurulunun kamu toplu iş sözleşmelerinin ücret ve sosyal haklarını aynen uygulamaya başladığını belirten Arslan, “Belediyede sözleşme yapacaksınız, anlaşamıyorsunuz. Dosya Yüksek Hakem'e gidiyor. Yüksek Hakem Kurulu'nda Yüksek Hakem Kurulu'nun prensip kararı gereği, kamu çerçeve protokolünün hükümleri aynen oraya gelen toplu iş sözleşmeleri için de uygulanmaya başlanıyor. Bunu önlemek için bir kısım belediye başkanları, Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK), yine belediyelerde örgütlü Yerel-Sen bizzat Yüksel Hakem Kurulu'na başvurarak bundan vazgeçilmesi talebinde bulunmuşlardır. Bunu şiddetle kınıyoruz” dedi.

BÜYÜK BİR HAK KAYBI VE HUKUK SKANDALI OLUR

Yüksek Hakem Kurulu’nun almış olduğu prensip kararlarının değiştirilmesi çabalarını doğru bulmadığını vurgulayan Arslan, “Sayın Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan olmak üzere Yüksek Hakem Kurulu'nda görev alan bütün yetkililere, başta Sayın Başkan olmak üzere buradan tekrar hatırlatmak istiyorum. Yüksek Hakem Kurulu'nun almış olduğu prensip kararlarının değiştirilmesini doğru bulmuyoruz. Gerçekten çalışanlar aleyhine önemli bir kayıp olarak, Sayın başkanın samimiyetiyle, çabasıyla, hakkaniyetli yaklaşımıyla ortaya çıkan bu prensip kararlarının değiştirilmesinin büyük bir hukuk skandalı olacağını, çalışanlar aleyhine büyük bir kayıp olacağını, çalışanların haklarının geri götürülmesine vesile olacağını hatırlatmak istiyorum. Yüksek Hakem Kurulu Başkanımızın çabalarıyla, gayretiyle gerçekten çalışma hayatındaki ücret adaletsizliğini gidermeye yönelik atılan bu adımların geri alınması, bu adımlardan vazgeçilmesi, kabul edebileceğimiz bir şey değil” dedi.

ARSLAN’DAN TİSK BAŞKANI AKKOL’A ÇAĞRI

Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu ve Yerel-Sen'in çabalarını çalışanlar aleyhine bir tavır olarak gördüğünü ifade eden Arslan, “Herkes sorumluluklarının farkında olsun. Yüksek Hakem Kurulu gibi bağımsız bir kuruluşun kamu çerçeve protokolünü prensip kararı olarak kabul etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Bu konuda yapılması gereken yapılmıştır. Ancak şu anda bu kararı değiştirmek için hem TİSK'in hem Yerel-Sen'in hem de bir kısım belediye başkanlarının girişimlerini şiddetle kınıyorum. HAK-İŞ olarak asla bunun peşini bırakmayacağız. Bunu bir skandal olarak görüyoruz. Buna alet olan TİSK'i de gerçekten eleştiriyorum. Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu böyle bir hataya düşmemeliydi, böyle bir yanlışa evet dememeliydi. Çünkü biz TİSK'le pek çok platformda beraber çalışıyoruz. Kazanılmış hakların geriye götürülmesi gibi bir duruma TİSK'in düşmüş olmasından üzüntü duyuyoruz. Buradan Sayın Genel Başkan Özgür Burak Akkol Bey'e de bir çağrımız var. Lütfen bu taleplerini geri çeksinler. Yerel-Sen’in bu tuzağına TİSK'in düşmemesini istiyoruz ve bekliyoruz” dedi.

BELEDİYELERDE İŞÇİLERİN ÜCRETLERİNİN AŞAĞI ÇEKİLMESİNE TEPKİ

Belediyelerin imkanlarını arttırmak yerine belediye işçilerinin ücretlerini aşağı çekmek girişimlerini şiddetle kınadığını ifade eden Arslan, “Belediyelerin imkanları yetersiz olabilir. Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Zorluoğlu ile bugün görüştük. Yaşanan yüksek enflasyon, vergi kayıplarındaki sorunlarımız, bir kısım hizmetlerin pahalılaşmış olması, belediyelerin kaynaklarının yeterince artmamış olması bir vakadır, bir gerçektir. Buna itirazımız yok. Ama belediyelerin imkanlarını arttırmak yerine belediye işçilerinin ücretlerini aşağı çekmek girişimlerini şiddetle kınıyoruz. Bunu yapan belediye başkanlarıyla da hukuki anlamda da olsa diğer anlamda da olsa mutlaka bu mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. 

Sorunun belediye işçilerinin ücretleri olmaması gerektiğini, buradaki asıl sorunun Türkiye'nin yaşadığı ekonomik kriz olduğunu ve bu krizden etkilenen belediyelerin imkanlarının arttırılması gerektiğini ve HAK-İŞ’in bu konuda onlarla beraber yürümeye hazır olduğunu belirten Arslan, “Belediyelerin kaynaklarının arttırılması isteniyorsa, bir kanun düzenlemesi yapılması gerekiyorsa, belediyelerin yanında yer alınması gerekiyorsa sonuna kadar onlarla beraberiz. Onlarla yürümeye varız ama Yüksek Hakem Kurulu gibi Türkiye'nin bağımsız kuruluşlarından birisinin özellikle prensip kararı olarak aldığı kamu çerçeve protokolü zamlarına itirazı asla kabul etmiyoruz” diye konuştu.

“İŞÇİ VE MEMURLARI KARŞI KARŞIYA GETİRMEK İSTEYENLERE FIRSAT VERMEMELİYİZ”

Bazı çevrelerin memurlarla işçileri karşı karşıya getirme tezgahlarının boşa çıkarılması gerektiğini, HAK-İŞ olarak memurlarımıza, emeklilerimize, sözleşmelilerimize kim olursa olsun kamuoyunda ihtiyaç sahipleri için yapılan her türlü olumlu çalışmayı desteklediğimizin altını çizen Arslan, “Biz hiçbir zaman HAK-İŞ olarak, hiçbir memurun memura verilen zammın asla ve asla ne tartışmasına girdik ne de karşı çıktık. Memur sendikalarımızın da aynı noktada olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla işçileri ve memurları birbirleriyle karşıtmış gibi, birbirlerinin rakibiymiş gibi göstermek isteyenlere fırsat vermememiz lazım. Bizim talebimiz; üyelerimizin haklarını artırmak. İşçilerin haklarını artırmak için mücadele ediyoruz. Bunu yaparken de bir başkasıyla kıyaslamıyoruz. Kendi çalışanlarımızın ihtiyaçlarını kendi çalışanlarımızın taleplerini dikkate alıyoruz” dedi.

TRABZON BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDE İMZALANAN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde Hizmet-İş Sendikamız üyesi 2300 işçi adına toplu iş sözleşmesi müzakere sürecinin devam ettiğini ve Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun daha önce Van Belediye Başkanı olduğu dönemde HAK-İŞ ile başarılı sözleşmelere imza attığını belirten Arslan, “Temennimiz aynı başarılı sözleşmelerin Trabzon'da da gerçekleşmesidir. Sayın Başkan ile yaptığımız görüşmelerde Sayın Başkan'ın son derece yapıcı, son derece uzlaşmaya yönelik, birlikte çalışarak bu sorunu çözmek ve Trabzon kamuoyunu bununla meşgul etmemek gibi bir iradesi vardır. Bu iradesi bizi son derece mutlu etmiştir. Başkanın bu kararlılığı bir uyuşmazlık yaşanmadan, kamuoyunda sıkıntı oluşturmadan, işçileri ve onların ailelerini üzmeden ortak bir noktada buluşup toplu iş sözleşmesini imzalama irademizi karşılıklı teyit ettik” dedi.

“ÖZ SAĞLIK-İŞ SENDİKAMIZ VE HAK-İŞ OLARAK BÜYÜK BİR MÜCADELE VERDİĞİMİZİ HERKESİN BİLMESİNİ İSTERİM”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sözleşmesinin de temmuz ayı içerisinde Kamu Çerçeve Protokol Sözleşmesindeki hükümlerle eşitlenmesi konusundaki çalışmanın sonlanarak imzalandığını ifade eden Arslan, “Toplu iş sözleşmesinde bizden kaynaklı olmayan yargı sürecinde mahkeme itirazından dolayı gecikme oldu. Bunu da çözmek için yine ilk kez toplu sözleşme dönemleri farklı olmasına rağmen, kamu çerçeve protokolünü oraya da uygulayan bir düzenlemeyi gerçekleştirmiş olduk. Dolayısıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nda çalışan bütün arkadaşlarımız için, Öz Sağlık-İş Sendikamız ve HAK-İŞ olarak büyük bir mücadele yaptığımızı herkesin bilmesini isterim. Bütün sorunların farkındayız ve bunu çözmek için de çaba sarf ediyoruz. Bir kısım algı operasyonlarına kimsenin inanmaması gerekiyor. Bu süreçleri bizzat beraber yürüttük. Bugün de inşallah Aile ve Sosyal Hizmetler'deki kardeşlerimizin de taban ücretlerini 15 bin artı yine %45 getirerek önemli bir başarıyı gerçekleştirmiş olduk” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.