Heykeltıraşlıkta bir mihenk taşı: ECE TAŞBAŞI

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 27.01.2021 - 14:43, Güncelleme: 27.01.2021 - 14:43
 

Heykeltıraşlıkta bir mihenk taşı: ECE TAŞBAŞI

Röportaj: Oytun Ç. Plastik sanatlar içinde en bilinen ve en yaygın biçimde icra edilenler arasında yar alan heykeltıraşlık, bu sanatın mensupları için çok farklı bir serüven içerebiliyor. Bunlardan biri de Heykeltıraş Ece Taşbaşı. Kendisiyle çok özel ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Sorularımız ve yanıtları şöyle oldu… - Ece Hanım, okuyucularımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız? -Teşekkür ederim. 1975 yılı, Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım Mimarlık Fakültesi 2000 yılı mezunuyum. 2000-2018 yılları arasında aile şirketimizde proje çalışmalarında yer aldım. 2015-2018 yılları arasında Mustafa Ayaz Plastik Sanatlar Eğitim Merkezi ve Müzesi, Azimet Karaman Heykel Atölyesi’nde eğitim görerek sanatımı icra etmeye başladım ve aynı yıllarda 4 karma öğrenci sergisine katılma şansı buldum. 2018 yılında da kendi atölyemi açarak (ART ROOM NO 11) kendi heykel çalışmalarımı burada yürütmeye başladım. -Sizi heykeltıraş olmaya yönlendiren nedir?  -Amcam Mehmet Taşbaşı başarılı bir heykeltıraştı. Çocukluğumda bu yüzden onun eserleriyle birlikte geçti. Sonrasında da heykeltıraşlıkla uğraşmaya hevesli biri oldum fakat nereden başlayacağımı bilemediğim bir dönemde Azimet Karaman’la tanışmam bu yolda bana ilk adım oldu. Kendisinden aldığım eğitimin yanında beni yüreklendirmesi, hala sanatımı devam ettiriyor olmamın en başlıca nedeni denebilir. -Ne tür heykeller yapıyorsunuz ve içerisinde ne gibi temalar barındırıyor?  -Genelde figüratif, insan vücudu ve anatomi çalışıyorum. Çalışmalarımda ya tek ya çok insan kompozisyonları kullanıyorum. Anatomik hareketlerin aktif olmasına özen gösteriyorum yani yaşayan hareketleri kullanmaktan keyif alıyorum. Canlı modelle de çalıştığım eserlerim mevcut. Çalışamadığım zamanlarda ise hayal gücümü kullanarak veya fotoğraflardan esinlenerek eserlerimi oluşturuyorum. -Size bu konularda destek olan kurum var mı?  -Açıkçası ailem bu yolda en büyük destekçim. Ancak devletimizin de biz sanatçılara yurt içi ve yurt dışı sergileri olsun destek sağlamasını çok isteriz çünkü bir devletin refahı sanata verdiği değerle doğru orantılı aslında. Ne kadar çok sanatçı varsa bir ülkede, yaşayan insanlar daha mutlu ve ülkenin medeni seviyesi daha yüksek olur. -Bu zamana kadar ne gibi etkinlikler düzenlediniz?  -Blis, İ.D.V Ankara Özel Bilkent Laboratuvar okulları ve Uluslararası Okulu Sanat Atölyeleri’nde çocuklar ve branş öğretmenleri için heykel ve kille üç boyut workshopları düzenledim. 2019 yılında İngiltere Devon Mapstone Studyo’da Floransa Güzel Sanatlar Fakültesi ve Barselona Güzel Sanatlar Fakültesi ekollerinden Eudald de Juana Gorriz ile “Heykelde Çok Figürlü Kompozisyon” temalı workshop atölye çalışmasına katıldım. 2020 Art Ankara Uluslararası Çağdaş Sanatlar Fuarı’nda, Kayıhan Keskinok Sanat Vakfı bünyesinde heykellerimle yer aldım. İstanbul İAFF’de bir online sergide heykellerim sergileniyor. Ankara Bilkent sanat sokağında da eserlerim mevcut. Yardım amaçlı bu pandemi döneminde, kıymetli Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin teklifiyle gönüllü olarak bir heykelimi bağışladım. Satışından elde edilen gelir de sağlık çalışanlarımızın ailelerine destek olarak kullanıldı. -Etkilendiğiniz örnek aldığınız sanatçılar var mıdır? En çok beğendiğiniz Türk ve yabancı sanatçılar kimler?  -Aslında çok var. Mimar Sinan ekollerini çok takip ediyorum. Özellikle benim hocam Azimet Karaman’dan büyük bir feyiz almışımdır. Kendisinin sanatçı duruşu, eğitimci kişiliği ve işine gönül vermiş olması beni etkileyen sebeplerden bazıları. Bir de Necmettin Yağcı ustamızı unutmamak gerekir. Bunun yanında hem çamurla kalıp yöntemiyle çalışıp hem de seramik yöntemiyle pişirerek çalışıyorum. Bu yöntemleri kullanırken de birçok etkilendiğim sanatçı var. Seramik çalışanlardan da Buğra Özer’i beğeniyorum. Barselona Güzel Sanatlar Fakültesi ekollerinden Eudald de Juana Gorriz’i bu noktada söyleyebilirim. -Eserlerinizi yaparken çektiğiniz zorluklar oluyor mu?  -Yurt dışında armatür çeşitliliği ülkemize göre daha fazla. Ülkemizde ise malzemeyi temin etmede veya aynı kalitede bulmakta zorluk çekiyoruz. Çeşitliliğin artması bu mesleği icra edenlerin daha artmasına ve daha çok eserle insanların buluşmasına vesile olacaktır. Heykelin şöyle bir zorluğu daha var. Pandemi sürecinde online olarak heykellerin satışını yapmak eskiye göre daha güç. Heykeli çünkü insanlar üç boyutuyla gezip, dokunarak ve hissederek almak isterler. -Sanat eserlerinizi nerede yapıyorsunuz? Sizin eserlerinizi merak edenler nereden sizi takip edebilirler?  -Heykellerimi ART ROOM NO 11 isimli kendi atölyemde üretiyorum. @artroomno11_ecetasbasi Instagram adresinden de merak edenler eserlerime ulaşabilirler. -Yakın zamanda gerçekleştireceğiniz yeni projeleriniz var mıdır? Mesleğinizde hayalleriniz nelerdir?  -11-14 Mart tarihlerinde Ankara ATO Congresium’da Art Ankara 7. Çağdaş Sanat Fuarı’nda Fırça Sanat Galerisi bünyesinde yer alacağım. Kişisel sergimi açmak ve atölyemde work shoplar düzenlemek istiyorum. Eğer pandemi biterse Hacettepe’de Heykel üzerine yüksek lisans yapma hayalim var zira online olarak sanatın olmayacağını düşünenlerdenim. Heykel yaparken kendi tarzımı yaratıp, inovasyon yaratmak istiyorum. -Heykeltıraşlık sizce bir yetenek midir?  Kesinlikle insanın içinde bir ateş olması lazım. O ateşe sahip olmayan birisi sanatın herhangi bir dalında yer alması zor. Tabi ki yeteneğin yanında çok çalışmakta gerekiyor. -Ressam ile heykeltıraş arasında bir fark var mıdır? -Her ressam heykel yapabiliyor olmak zorunda değil lakin her heykel yapanın muhakkak resim yapabilmesi gerekiyor. Kafasındakileri kağıda dökemeyen birisinin heykel yapabilmesi biraz zor olabiliyor. -Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?  -Sanat aşkla yapılan bir iş. Sanatçılarında para kaygısı yaşamaması da bir o kadar kıymetli o yüzden. Dolayısıyla sanatçılara da destek olunmalı ve eserler insanlar tarafından temin edinmelidir. Bu keyifli röportaj içinde gazeteniz ANKHABER’e  ve size teşekkür ederim.

Röportaj: Oytun Ç.

Plastik sanatlar içinde en bilinen ve en yaygın biçimde icra edilenler arasında yar alan heykeltıraşlık, bu sanatın mensupları için çok farklı bir serüven içerebiliyor. Bunlardan biri de Heykeltıraş Ece Taşbaşı. Kendisiyle çok özel ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Sorularımız ve yanıtları şöyle oldu…

- Ece Hanım, okuyucularımıza kendinizi nasıl tanıtırsınız?

-Teşekkür ederim. 1975 yılı, Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım Mimarlık Fakültesi 2000 yılı mezunuyum. 2000-2018 yılları arasında aile şirketimizde proje çalışmalarında yer aldım.

2015-2018 yılları arasında Mustafa Ayaz Plastik Sanatlar Eğitim Merkezi ve Müzesi, Azimet Karaman Heykel Atölyesi’nde eğitim görerek sanatımı icra etmeye başladım ve aynı yıllarda 4 karma öğrenci sergisine katılma şansı buldum. 2018 yılında da kendi atölyemi açarak (ART ROOM NO 11) kendi heykel çalışmalarımı burada yürütmeye başladım.

-Sizi heykeltıraş olmaya yönlendiren nedir? 

-Amcam Mehmet Taşbaşı başarılı bir heykeltıraştı. Çocukluğumda bu yüzden onun eserleriyle birlikte geçti. Sonrasında da heykeltıraşlıkla uğraşmaya hevesli biri oldum fakat nereden başlayacağımı bilemediğim bir dönemde Azimet Karaman’la tanışmam bu yolda bana ilk adım oldu. Kendisinden aldığım eğitimin yanında beni yüreklendirmesi, hala sanatımı devam ettiriyor olmamın en başlıca nedeni denebilir.

-Ne tür heykeller yapıyorsunuz ve içerisinde ne gibi temalar barındırıyor? 

-Genelde figüratif, insan vücudu ve anatomi çalışıyorum. Çalışmalarımda ya tek ya çok insan kompozisyonları kullanıyorum. Anatomik hareketlerin aktif olmasına özen gösteriyorum yani yaşayan hareketleri kullanmaktan keyif alıyorum. Canlı modelle de çalıştığım eserlerim mevcut. Çalışamadığım zamanlarda ise hayal gücümü kullanarak veya fotoğraflardan esinlenerek eserlerimi oluşturuyorum.

-Size bu konularda destek olan kurum var mı? 

-Açıkçası ailem bu yolda en büyük destekçim. Ancak devletimizin de biz sanatçılara yurt içi ve yurt dışı sergileri olsun destek sağlamasını çok isteriz çünkü bir devletin refahı sanata verdiği değerle doğru orantılı aslında. Ne kadar çok sanatçı varsa bir ülkede, yaşayan insanlar daha mutlu ve ülkenin medeni seviyesi daha yüksek olur.

-Bu zamana kadar ne gibi etkinlikler düzenlediniz? 

-Blis, İ.D.V Ankara Özel Bilkent Laboratuvar okulları ve Uluslararası Okulu Sanat Atölyeleri’nde çocuklar ve branş öğretmenleri için heykel ve kille üç boyut workshopları düzenledim. 2019 yılında İngiltere Devon Mapstone Studyo’da Floransa Güzel Sanatlar Fakültesi ve Barselona Güzel Sanatlar Fakültesi ekollerinden Eudald de Juana Gorriz ile “Heykelde Çok Figürlü Kompozisyon” temalı workshop atölye çalışmasına katıldım. 2020 Art Ankara Uluslararası Çağdaş Sanatlar Fuarı’nda, Kayıhan Keskinok Sanat Vakfı bünyesinde heykellerimle yer aldım.

İstanbul İAFF’de bir online sergide heykellerim sergileniyor. Ankara Bilkent sanat sokağında da eserlerim mevcut.

Yardım amaçlı bu pandemi döneminde, kıymetli Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin teklifiyle gönüllü olarak bir heykelimi bağışladım. Satışından elde edilen gelir de sağlık çalışanlarımızın ailelerine destek olarak kullanıldı.

-Etkilendiğiniz örnek aldığınız sanatçılar var mıdır? En çok beğendiğiniz Türk ve yabancı sanatçılar kimler? 

-Aslında çok var. Mimar Sinan ekollerini çok takip ediyorum. Özellikle benim hocam Azimet Karaman’dan büyük bir feyiz almışımdır. Kendisinin sanatçı duruşu, eğitimci kişiliği ve işine gönül vermiş olması beni etkileyen sebeplerden bazıları. Bir de Necmettin Yağcı ustamızı unutmamak gerekir. Bunun yanında hem çamurla kalıp yöntemiyle çalışıp hem de seramik yöntemiyle pişirerek çalışıyorum. Bu yöntemleri kullanırken de birçok etkilendiğim sanatçı var. Seramik çalışanlardan da Buğra Özer’i beğeniyorum. Barselona Güzel Sanatlar Fakültesi ekollerinden Eudald de Juana Gorriz’i bu noktada söyleyebilirim.

-Eserlerinizi yaparken çektiğiniz zorluklar oluyor mu? 

-Yurt dışında armatür çeşitliliği ülkemize göre daha fazla. Ülkemizde ise malzemeyi temin etmede veya aynı kalitede bulmakta zorluk çekiyoruz. Çeşitliliğin artması bu mesleği icra edenlerin daha artmasına ve daha çok eserle insanların buluşmasına vesile olacaktır.

Heykelin şöyle bir zorluğu daha var. Pandemi sürecinde online olarak heykellerin satışını yapmak eskiye göre daha güç. Heykeli çünkü insanlar üç boyutuyla gezip, dokunarak ve hissederek almak isterler.

-Sanat eserlerinizi nerede yapıyorsunuz? Sizin eserlerinizi merak edenler nereden sizi takip edebilirler? 

-Heykellerimi ART ROOM NO 11 isimli kendi atölyemde üretiyorum. @artroomno11_ecetasbasi Instagram adresinden de merak edenler eserlerime ulaşabilirler.

-Yakın zamanda gerçekleştireceğiniz yeni projeleriniz var mıdır? Mesleğinizde hayalleriniz nelerdir? 

-11-14 Mart tarihlerinde Ankara ATO Congresium’da Art Ankara 7. Çağdaş Sanat Fuarı’nda Fırça Sanat Galerisi bünyesinde yer alacağım.

Kişisel sergimi açmak ve atölyemde work shoplar düzenlemek istiyorum. Eğer pandemi biterse Hacettepe’de Heykel üzerine yüksek lisans yapma hayalim var zira online olarak sanatın olmayacağını düşünenlerdenim. Heykel yaparken kendi tarzımı yaratıp, inovasyon yaratmak istiyorum.

-Heykeltıraşlık sizce bir yetenek midir? 

Kesinlikle insanın içinde bir ateş olması lazım. O ateşe sahip olmayan birisi sanatın herhangi bir dalında yer alması zor. Tabi ki yeteneğin yanında çok çalışmakta gerekiyor.

-Ressam ile heykeltıraş arasında bir fark var mıdır?

-Her ressam heykel yapabiliyor olmak zorunda değil lakin her heykel yapanın muhakkak resim yapabilmesi gerekiyor. Kafasındakileri kağıda dökemeyen birisinin heykel yapabilmesi biraz zor olabiliyor.

-Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? 

-Sanat aşkla yapılan bir iş. Sanatçılarında para kaygısı yaşamaması da bir o kadar kıymetli o yüzden. Dolayısıyla sanatçılara da destek olunmalı ve eserler insanlar tarafından temin edinmelidir. Bu keyifli röportaj içinde gazeteniz ANKHABER’e  ve size teşekkür ederim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.