ATO Başkanı Gürsel Baran 2021 ve 2022’yi ANKHABER’e değerlendirdi

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 30.12.2021 - 06:25, Güncelleme: 30.12.2021 - 06:25
 

ATO Başkanı Gürsel Baran 2021 ve 2022’yi ANKHABER’e değerlendirdi

ANKHABER Koronavirüs ve varyantlara rağmen Türkiye ve Ankara ekonomisi büyümeye devam ederken, 2021’de yaşananları ve 2022’ye dair görüş ve değerlendirmelerini ANKHABER’e anlatan Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, ATO Congresium’daki fuar alanında açılan ANKHABER standını ziyaret etmiş ve gazetenin İmtiyaz Sahibi Dursun Erkılıç ile Haber Müdürü Orhan Kemal Erkılıç tarafından gazetenin çalışmaları konusunda bilgilendirilmişti. Pandeminin tüm olumsuzluklarına rağmen Türkiye'ye, Ankara’ya yatırım, üretim ve ihracat için önemli fırsatlar sunduğunu belirten Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, büyüme rakamlarını örnek gösterdi. Ülkemizin coğrafi konum, genç nüfus, üretim gücü ile dünyanın yeni tedarik merkezi olabileceğine dikkat çeken Gürsel Baran, katma değerli üretim ve markalaşma açısından Ankara’nın öncü bir şehir olduğunu söyledi. Baran’a göre, başta KOBİ’ler olmak üzere tüm işletmeler için üretim ve yatırım odaklı büyüme modeli sürdürülebilir büyüme açısından bir fırsat… 2022’de 67 Meslek Komitesinin ilettiği talepler ve 160 bini aşkın üyenin Komitelere yansıyan sorunları ile çözümler ATO’nun yol haritasını oluşturacak. “E-Ticaret ve E-İhracat Seferberliği” de sürecek. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları ile kongre ve fuarların yanı sıra sağlık turizmi için başlatılan HİSER projesine devam edilecek… Coğrafi ürünler konusuna da dikkat çeken Baran; Ankara Tavası, Ankara Simidi, Ankara Döneri ve Ankara Tiftiği’nin tescil sürecinin başlatılacağını; Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi için de hazırlık startı verileceğini söyledi. İşte Gürsel Baran’ın değerlendirmeleri… Son iki yıldır, tüm dünya ülkeleri ile birlikte Covid 19 pandemisiyle mücadele süreci yaşıyoruz. Salgınla mücadelede alınan önlemler, hayatımızın her alanını etkileyerek milyonlarca insana sağlık problemi yaşattı, iş hayatını etkiledi, ekonomik ve sosyal sorunlar ortaya çıkardı ve ekonomilerde küçülmelere neden oldu. 2021 yılının ikinci yarısından itibaren aşılama çalışmalarının etkisiyle dünya ekonomisi toparlanma eğilimine girdi ancak dünyanın gündemine yepyeni konular eklendi. Pandeminin ne zaman biteceğine ilişkin net tahminler yapılamıyor. Yeni varyantlar nedeniyle bazı ülkelerde kapanmalar yeniden yaşanırken, yeni yılda tüm dünyayı geniş bir gündem maddesi bekliyor.  Pandemi sürecinin ortaya çıkardığı belirsizlikler, hammadde fiyatlarındaki artış ve bozulan arz talep dengesi nedeniyle yaşanan ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ülkelerinin de karşı karşıya kaldığı enflasyon, gıda fiyatlarının yükselişi, navlun fiyatlarındaki artış, enerji maliyetlerindeki seviyeler, daha düşük karbon salınımına geçişin getireceği maliyetler, iklim değişikliği, yeşil ekonomi, dijitalleşme gibi konular yeni yılda gündemi meşgul edecek konuların başında geliyor. Çip krizi gibi tedarik sorunları da yine dünya gündemini meşgul edecek gözüküyor. Bu tablo altında dünyada kimse bahar havasında bir ekonomi tablosu bekleyemez ve tabi ki bu gelişmelerin ülkemize yansıması kaçınılmaz. Ülke olarak, jeopolitik açıdan önemli bir noktadayız ve hem ekonomik hem de siyasi gücümüzü korumamız gerekiyor. Pandemi ve fırsatlar Pandemi tüm olumsuzluklarına rağmen Türkiye'ye yatırım, üretim ve ihracat için önemli fırsatlar sunuyor. Nitekim bu durumu büyüme verilerinden gördük. Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,4, ikinci çeyreğinde yüzde 22, üçüncü çeyreğinde de yüzde 7,4 oranında büyüme kaydetti. İhracattaki artış ve sanayi üretimindeki canlanmayla 2021 yılının çift haneli büyüme ile tamamlanacağı tahmin ediliyor.  Ülkemiz, bu süreçte gerek coğrafi konumunun avantajı gerek genç nüfusu gerekse üretim gücünün doğru yönetimiyle pozitif sonuçlar ortaya koyacağını gösterdi. Dünyanın yeni tedarik merkezi olabileceğini de ortaya koydu. Yatırım, üretim ve ihracat yeni yılın hatta bundan sonraki yılların anahtarları olacak. Pandemi süreci ticareti coğrafi olarak yakın noktalardan yapmanın önemini ülkelere gösterdi. Lojistik maliyetlerindeki yükselme de bunu destekledi. Türkiye Asya, Afrika, Avrupa ve Ortadoğu’ya kolaylıkla ulaşılan bir ülke. Türkiye bu avantajını arkasına alarak, üretim yelpazesini genişleterek ihracatta yeni rekorlara koşabilir. Aynı şekilde ihraç ettiği ürünü üretmek için yurtdışından temin ettiği hammaddeyi de üreterek yerli ve millilik oranını artırabilir. Türk özel sektörü bunu yapacak dinamizme sahip durumda. Katma değerli üretimin önemini ve markalaşmayı artık herkes biliyor. Hedefimiz ihracattaki kilogram fiyatlarını yükseltmek yani katma değerli üretim yapmak olmalı. Ankara olarak zaten bu açıdan ülkemizde öncü bir şehir durumundayız. Genç nüfusumuzun oranı yüksek. Bu da hem iç piyasadaki canlılık hem de üretim gücü açısından büyük avantaj sağlıyor.  Üretim ve yatırım Dövizdeki dalgalanmanın önüne geçen, Türk Lirası’nın stabilizasyonunu sağlayan önlemlerin kısa sürede sonuç vereceğini ve yatırım, üretim ve istihdam için daha da cazip koşulların oluşacağına inanıyoruz. Biz iş dünyası olarak, başta KOBİ’lerimiz olmak üzere tüm işletmelerimiz için üretim ve yatırım odaklı büyüme modelinin ülkemizin sürdürülebilir büyümesi açısından bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Yatırımlarımızı arttırarak, tevsi yatırımları ile kapasitelerimizi büyütmeye ve Türkiye’nin büyümesine katkı vermeye devam edeceğiz. Türkiye’ye güveniyor ve küresel sorunların olduğu bu dönemin ülkemize fırsat pencereleri de açtığının farkında olarak üretmeye, istihdamı arttırmaya ve dış pazarlarda büyümeye devam etmeyi istiyoruz. Döviz kurundaki dalgalanmanın önüne geçilerek stabilizasyonun sağlanmasıyla Türkiye’nin 100’üncü yılına ekonomide yeni bir anlayışla, üretim ve ihracatı güçlendirerek gireceğine inanıyorum. ATO, 2021, 2022 Ankara Ticaret Odası olarak kendi programımızı değerlendirmemiz gerekirse; , 2020 ve 2021 yılları bir taraftan üyelerimizin pandemi sürecini en az zararla atlatması için çalışmalar yaparken, diğer taraftan ticaretimizin devamını sağlayarak şehrimiz ve ülkemiz ekonomisinin gelişimi için çalışmalarımıza devam ettiğimiz bir yıl oldu. 2022 yılında da aynı şekilde çalışmalarımıza yön vereceğiz. Önümüzdeki dönem, Ankara Ticaret Odası olarak çalışmalarımızı pandemi, iklim değişikliği ve dijitalleşme sürecinin yeniden şekillendirdiği ticari hayat üzerine kurgulayacağımız bir dönem olacak. Üyelerimize sunduğumuz hizmetin kalitesini artırmak, bizim gündemimizin değişmez maddesi. Ankara Ticaret Odası olarak çalışmalarımızı üçayak üzerine kuruyoruz. İlki üyemize daha kaliteli ve daha hızlı hizmet sunmak. İkincisi şehrimizin ekonomisini geliştirmek. Üçüncüsü de ülke ekonomisine katkı sağlamak. Bu üçlüden birine ilişkin çalışma diğerine de fayda sağlıyor.  Ankara Ticaret Odası’nda sektörleri temsil eden 67 Meslek Komitemizin bize ilettiği görüşler, talepler, sorunlar ve çözümler yol haritamızı oluşturuyor. Güncel gelişmelerden etkilenen 160 bini aşkın üyemizin Komitelerimize yansıyan sorunları yine bizim çalışmalarımızın belkemiği durumunda. Çalışmalarımızı hem uzun vadeli hedeflerimize hem de kısa vadeli sorunların çözümüne göre güncelleyerek sürdürüyoruz. Bu yıl da üyelerimizin ve çalışanlarının mesleki gelişimlerine yönelik eğitim, seminer, toplantılar düzenlemeyi sürdüreceğiz. Sınırları aş, milyonlara ulaş diyerek üyelerimizi değişen dünyada ticaret yapabilir hale getirmek üzere başlattığımız “E-Ticaret ve E-İhracat Seferberliği”ne devam edeceğiz. Odamızın teknolojik ve fiziki altyapısını iyileştirme ve dijitalleşme çalışmalarına hız vereceğiz.  Şehir ve ülke ekonomisini geliştirmeye yönelik çalışmalarımız da devam edecek. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları’nın beşincisini yapma hedefini önümüze koyduk.  Ankara’nın sağlık turizminde gelişmesi amacıyla başladığımız HİSER projesine devam edeceğimiz bu yıl, Ankara’yı tüm kentsel sorunlarını çözmüş, katma değerli üretim gerçekleştiren, bilişim, savunma sanayi ve medikal sanayi ile ileri teknolojili sektörlerde öncü, tarım ve gıda üretiminde lider, kongre, fuar ve sağlık turizminde dünyanın tanıdığı bir başkent haline getirmeye yönelik çalışmalar yapacağız.  Bu yıl ayrıca coğrafi işaretli ürünlerle ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ankara’mızın tescilli ürünleri olan Ankara Tavası, Ankara Simidi, Ankara Döneri ve Ankara Tiftiği’nin Avrupa Birliği’nde de tescili için çalışmalara başlayacağız. Ayrıca, 2023 yılında yapmayı planladığımız Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi için de hazırlıklarımıza start vereceğiz.  Ülkemizin ve şehrimizin gelişimi için güzel ve verimli bir yıl olması temennilerimle; sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yıl olmasını diliyorum…
ANKHABER Koronavirüs ve varyantlara rağmen Türkiye ve Ankara ekonomisi büyümeye devam ederken, 2021’de yaşananları ve 2022’ye dair görüş ve değerlendirmelerini ANKHABER’e anlatan Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, ATO Congresium’daki fuar alanında açılan ANKHABER standını ziyaret etmiş ve gazetenin İmtiyaz Sahibi Dursun Erkılıç ile Haber Müdürü Orhan Kemal Erkılıç tarafından gazetenin çalışmaları konusunda bilgilendirilmişti. Pandeminin tüm olumsuzluklarına rağmen Türkiye'ye, Ankara’ya yatırım, üretim ve ihracat için önemli fırsatlar sunduğunu belirten Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, büyüme rakamlarını örnek gösterdi. Ülkemizin coğrafi konum, genç nüfus, üretim gücü ile dünyanın yeni tedarik merkezi olabileceğine dikkat çeken Gürsel Baran, katma değerli üretim ve markalaşma açısından Ankara’nın öncü bir şehir olduğunu söyledi. Baran’a göre, başta KOBİ’ler olmak üzere tüm işletmeler için üretim ve yatırım odaklı büyüme modeli sürdürülebilir büyüme açısından bir fırsat… 2022’de 67 Meslek Komitesinin ilettiği talepler ve 160 bini aşkın üyenin Komitelere yansıyan sorunları ile çözümler ATO’nun yol haritasını oluşturacak. “E-Ticaret ve E-İhracat Seferberliği” de sürecek. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları ile kongre ve fuarların yanı sıra sağlık turizmi için başlatılan HİSER projesine devam edilecek… Coğrafi ürünler konusuna da dikkat çeken Baran; Ankara Tavası, Ankara Simidi, Ankara Döneri ve Ankara Tiftiği’nin tescil sürecinin başlatılacağını; Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi için de hazırlık startı verileceğini söyledi. İşte Gürsel Baran’ın değerlendirmeleri… Son iki yıldır, tüm dünya ülkeleri ile birlikte Covid 19 pandemisiyle mücadele süreci yaşıyoruz. Salgınla mücadelede alınan önlemler, hayatımızın her alanını etkileyerek milyonlarca insana sağlık problemi yaşattı, iş hayatını etkiledi, ekonomik ve sosyal sorunlar ortaya çıkardı ve ekonomilerde küçülmelere neden oldu. 2021 yılının ikinci yarısından itibaren aşılama çalışmalarının etkisiyle dünya ekonomisi toparlanma eğilimine girdi ancak dünyanın gündemine yepyeni konular eklendi. Pandeminin ne zaman biteceğine ilişkin net tahminler yapılamıyor. Yeni varyantlar nedeniyle bazı ülkelerde kapanmalar yeniden yaşanırken, yeni yılda tüm dünyayı geniş bir gündem maddesi bekliyor.  Pandemi sürecinin ortaya çıkardığı belirsizlikler, hammadde fiyatlarındaki artış ve bozulan arz talep dengesi nedeniyle yaşanan ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ülkelerinin de karşı karşıya kaldığı enflasyon, gıda fiyatlarının yükselişi, navlun fiyatlarındaki artış, enerji maliyetlerindeki seviyeler, daha düşük karbon salınımına geçişin getireceği maliyetler, iklim değişikliği, yeşil ekonomi, dijitalleşme gibi konular yeni yılda gündemi meşgul edecek konuların başında geliyor. Çip krizi gibi tedarik sorunları da yine dünya gündemini meşgul edecek gözüküyor. Bu tablo altında dünyada kimse bahar havasında bir ekonomi tablosu bekleyemez ve tabi ki bu gelişmelerin ülkemize yansıması kaçınılmaz. Ülke olarak, jeopolitik açıdan önemli bir noktadayız ve hem ekonomik hem de siyasi gücümüzü korumamız gerekiyor. Pandemi ve fırsatlar Pandemi tüm olumsuzluklarına rağmen Türkiye'ye yatırım, üretim ve ihracat için önemli fırsatlar sunuyor. Nitekim bu durumu büyüme verilerinden gördük. Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,4, ikinci çeyreğinde yüzde 22, üçüncü çeyreğinde de yüzde 7,4 oranında büyüme kaydetti. İhracattaki artış ve sanayi üretimindeki canlanmayla 2021 yılının çift haneli büyüme ile tamamlanacağı tahmin ediliyor.  Ülkemiz, bu süreçte gerek coğrafi konumunun avantajı gerek genç nüfusu gerekse üretim gücünün doğru yönetimiyle pozitif sonuçlar ortaya koyacağını gösterdi. Dünyanın yeni tedarik merkezi olabileceğini de ortaya koydu. Yatırım, üretim ve ihracat yeni yılın hatta bundan sonraki yılların anahtarları olacak. Pandemi süreci ticareti coğrafi olarak yakın noktalardan yapmanın önemini ülkelere gösterdi. Lojistik maliyetlerindeki yükselme de bunu destekledi. Türkiye Asya, Afrika, Avrupa ve Ortadoğu’ya kolaylıkla ulaşılan bir ülke. Türkiye bu avantajını arkasına alarak, üretim yelpazesini genişleterek ihracatta yeni rekorlara koşabilir. Aynı şekilde ihraç ettiği ürünü üretmek için yurtdışından temin ettiği hammaddeyi de üreterek yerli ve millilik oranını artırabilir. Türk özel sektörü bunu yapacak dinamizme sahip durumda. Katma değerli üretimin önemini ve markalaşmayı artık herkes biliyor. Hedefimiz ihracattaki kilogram fiyatlarını yükseltmek yani katma değerli üretim yapmak olmalı. Ankara olarak zaten bu açıdan ülkemizde öncü bir şehir durumundayız. Genç nüfusumuzun oranı yüksek. Bu da hem iç piyasadaki canlılık hem de üretim gücü açısından büyük avantaj sağlıyor.  Üretim ve yatırım Dövizdeki dalgalanmanın önüne geçen, Türk Lirası’nın stabilizasyonunu sağlayan önlemlerin kısa sürede sonuç vereceğini ve yatırım, üretim ve istihdam için daha da cazip koşulların oluşacağına inanıyoruz. Biz iş dünyası olarak, başta KOBİ’lerimiz olmak üzere tüm işletmelerimiz için üretim ve yatırım odaklı büyüme modelinin ülkemizin sürdürülebilir büyümesi açısından bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Yatırımlarımızı arttırarak, tevsi yatırımları ile kapasitelerimizi büyütmeye ve Türkiye’nin büyümesine katkı vermeye devam edeceğiz. Türkiye’ye güveniyor ve küresel sorunların olduğu bu dönemin ülkemize fırsat pencereleri de açtığının farkında olarak üretmeye, istihdamı arttırmaya ve dış pazarlarda büyümeye devam etmeyi istiyoruz. Döviz kurundaki dalgalanmanın önüne geçilerek stabilizasyonun sağlanmasıyla Türkiye’nin 100’üncü yılına ekonomide yeni bir anlayışla, üretim ve ihracatı güçlendirerek gireceğine inanıyorum. ATO, 2021, 2022 Ankara Ticaret Odası olarak kendi programımızı değerlendirmemiz gerekirse; , 2020 ve 2021 yılları bir taraftan üyelerimizin pandemi sürecini en az zararla atlatması için çalışmalar yaparken, diğer taraftan ticaretimizin devamını sağlayarak şehrimiz ve ülkemiz ekonomisinin gelişimi için çalışmalarımıza devam ettiğimiz bir yıl oldu. 2022 yılında da aynı şekilde çalışmalarımıza yön vereceğiz. Önümüzdeki dönem, Ankara Ticaret Odası olarak çalışmalarımızı pandemi, iklim değişikliği ve dijitalleşme sürecinin yeniden şekillendirdiği ticari hayat üzerine kurgulayacağımız bir dönem olacak. Üyelerimize sunduğumuz hizmetin kalitesini artırmak, bizim gündemimizin değişmez maddesi. Ankara Ticaret Odası olarak çalışmalarımızı üçayak üzerine kuruyoruz. İlki üyemize daha kaliteli ve daha hızlı hizmet sunmak. İkincisi şehrimizin ekonomisini geliştirmek. Üçüncüsü de ülke ekonomisine katkı sağlamak. Bu üçlüden birine ilişkin çalışma diğerine de fayda sağlıyor.  Ankara Ticaret Odası’nda sektörleri temsil eden 67 Meslek Komitemizin bize ilettiği görüşler, talepler, sorunlar ve çözümler yol haritamızı oluşturuyor. Güncel gelişmelerden etkilenen 160 bini aşkın üyemizin Komitelerimize yansıyan sorunları yine bizim çalışmalarımızın belkemiği durumunda. Çalışmalarımızı hem uzun vadeli hedeflerimize hem de kısa vadeli sorunların çözümüne göre güncelleyerek sürdürüyoruz. Bu yıl da üyelerimizin ve çalışanlarının mesleki gelişimlerine yönelik eğitim, seminer, toplantılar düzenlemeyi sürdüreceğiz. Sınırları aş, milyonlara ulaş diyerek üyelerimizi değişen dünyada ticaret yapabilir hale getirmek üzere başlattığımız “E-Ticaret ve E-İhracat Seferberliği”ne devam edeceğiz. Odamızın teknolojik ve fiziki altyapısını iyileştirme ve dijitalleşme çalışmalarına hız vereceğiz.  Şehir ve ülke ekonomisini geliştirmeye yönelik çalışmalarımız da devam edecek. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları’nın beşincisini yapma hedefini önümüze koyduk.  Ankara’nın sağlık turizminde gelişmesi amacıyla başladığımız HİSER projesine devam edeceğimiz bu yıl, Ankara’yı tüm kentsel sorunlarını çözmüş, katma değerli üretim gerçekleştiren, bilişim, savunma sanayi ve medikal sanayi ile ileri teknolojili sektörlerde öncü, tarım ve gıda üretiminde lider, kongre, fuar ve sağlık turizminde dünyanın tanıdığı bir başkent haline getirmeye yönelik çalışmalar yapacağız.  Bu yıl ayrıca coğrafi işaretli ürünlerle ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ankara’mızın tescilli ürünleri olan Ankara Tavası, Ankara Simidi, Ankara Döneri ve Ankara Tiftiği’nin Avrupa Birliği’nde de tescili için çalışmalara başlayacağız. Ayrıca, 2023 yılında yapmayı planladığımız Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi için de hazırlıklarımıza start vereceğiz.  Ülkemizin ve şehrimizin gelişimi için güzel ve verimli bir yıl olması temennilerimle; sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yıl olmasını diliyorum…
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.