Tuğçe Kapçı
Köşe Yazarı
Tuğçe Kapçı
 

Yoga ve Yamalar

"Ekam sad vipra bahudha vadanti." "Tek bir gerçek vardır, ama bilge kişi ona değişik isimler verir."                                                                                                Rig-Veda Yoga Sutralar 1.1: Hayatta yaşadığın deneyimlerin ve yaptığın diğer pratiklerin ardından yoga pratiği başlar. Kişi zihninin yarattığı modifikasyonları, çarpık düşünceleri yoga ile kontrol edebilir. Öğrenci hazır olduğunda ise öğretmen belirir. Kişi kendine uyan, içinin çekildiği rehberini bulur. Bu sebeple genellikle yoğun yoga kampları ve eğitimleri sonunda paylaşılan bir bilgi vardır; insanları yoga yapmaları için zorlamayın. Çünkü yoga, çoğu kişinin sandığı gibi sadece fiziksel değil, içsel ve ruhsal bir yolculuktur. Kişi bir kere bu yola çıkınca zaten o kapı kapanmamak üzere açılmış olur. Geçen hafta yazımızda bahsettiğimiz gibi yoganın 8 basamağı var. Bu basamaklar lineer olmamakla birlikte ilk basamak olan Yamaları konuşacağız. 1. basamak  olan yamalar; yani kısaca ahlaklı insan olmakla başlar. Kişi önce gerçekten yalan söylemeyi, yaşayan canlılara (kendisi dahil) zarar vermeyi, çalmayı bırakmalı, cinsel arzularını kontrol edebilmeli, ölçülü ve açgözlü olmamalıdır. Yogada doğru veya yanlış yoktur. Zihnin modifikasyonları vardır. Kişi, genelde farkındalığı henüz gelişmemişse hata yaparak deneyim kazanır. Bu hataların artık ona hizmet etmediğini, kendisine acıdan başka bir sonuç doğurmadığını anlamaya başladığında ise farkındalık gelişmeye başlar. Kişi bilinç olarak henüz  yama aşamasında değilse yani ahlaklı olmayı sağlayamıyorsa, sadece var olma deneyimi içinde oradan oraya savruluyorsa, henüz içindeki potansiyeli görmeye ve yüzleşmeye hazır değildir. Örneğin,  sürekli hırsızlık yapan bir adam düşünelim. Bunu hayatta kalmak için, karnını doyurmak için yapmaya başlıyor olsun. Kime ne zarar verdiğinin farkında değil, belki umurunda da değil. Ama arka planda dönen bir arzu var. 'Karnım doysun ve böylece kendimi iyi hissedeyim' arzusu. Kişi bu arzusunu  gerçekleştirmek için çalma eylemini sürdürdükçe anlık tatmin olacak, belki karnı da doyacak ama esas arzu 'iyi olma' hali uzun vadede asla tatmin olmayacak. O içindeki boşluk hissi artıkça suçluluk duygusu tarafından ele geçirilecek. Zihnin yarattığı modifikasyonları bilinçli ya da bilinçsizce farkedecek. Gün gelip sürekli çalma eylemini gerçekleştirmekten bıkarak, bu eylemin sonuçlarını ve gereksizliğini idrak ettiğinde yani artık bu hayatta yaşamak için, var olmak için çalma eylemine ihtiyacı kalmadığını anladığında tamamen bu arzudan, yüklerden, karmalardan özgürleşmeye başlayacak. Ve..  Madolyonun iki yüzü.. karanlıktan aydınlığa bir uyanış, farkındalık hali yaşanacak. Çalmayı bırakmak için önce çalmayı öğrenmek mi gerekir? Tabi ki hayır. Tek bir doğru yok. Doğru ya da yanlış da yok. Yazının başında bahsettiğimiz gibi zihnin modifikasyonları var. Yanlış anlaşılmasın kimseyi hırsızlığa yöneltmek, toplumun huzurunu bozmak gibi bir niyetimiz yok :) İç disiplin, sabır, aile, eğitim, ego, nefis terbiyesi  hepsi önemli ve gerekli pratikler. Kişi zaten önce bu 1. basamağı tamamlamalı ki kaybettiği erdemi bulabilsin. Ahlaklı insan olabilsin. Esas 'iyi olma' hali, 'huzurlu olma' hali ortaya çıkabilsin. Ama hatırlamalı; yargıya varmak da egonun işi. Kendi içindeki gizli saklı karanlıklarını aydınlatmadan dışarıyı suçlamak, kendini suçlamaktır. Kendine karşı dürüst olmak, her koşulda kendine doğruyu söyleye bilmek de başka bir yama pratiğidir. İşaret parmağın karşındakini gösterirken diğer dört parmağın kendini gösterdiğini unutma sevgili okur. Etrafında görüp, yargıladığın iyi-kötü, yanlış-doğru kendi zihninin modifikasyonları sonucu ortaya çıkan sanrılar. Belki de her şey gerçekten olması gerektiği gibidir. Dünya belki de sen, ben, biz böyle olduğumuz için böyledir... İnsanoğlu erdemini ve ahlakını kaybettiği içindir ve yolculuk onu yeniden bulmak üzerinedir. O yol nerede mi peki? Senden başkasının gidemeyeceği yerde, kendi içinde..  :) Haftaya 2. basamak Niyamalarda görüşmek üzere. Sevgiler...
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2021 - Perşembe

Yoga ve Yamalar

"Ekam sad vipra bahudha vadanti." "Tek bir gerçek vardır, ama bilge kişi ona değişik isimler verir."                                                                                                Rig-Veda

Yoga Sutralar 1.1: Hayatta yaşadığın deneyimlerin ve yaptığın diğer pratiklerin ardından yoga pratiği başlar. Kişi zihninin yarattığı modifikasyonları, çarpık düşünceleri yoga ile kontrol edebilir. Öğrenci hazır olduğunda ise öğretmen belirir. Kişi kendine uyan, içinin çekildiği rehberini bulur. Bu sebeple genellikle yoğun yoga kampları ve eğitimleri sonunda paylaşılan bir bilgi vardır; insanları yoga yapmaları için zorlamayın. Çünkü yoga, çoğu kişinin sandığı gibi sadece fiziksel değil, içsel ve ruhsal bir yolculuktur. Kişi bir kere bu yola çıkınca zaten o kapı kapanmamak üzere açılmış olur. Geçen hafta yazımızda bahsettiğimiz gibi yoganın 8 basamağı var. Bu basamaklar lineer olmamakla birlikte ilk basamak olan Yamaları konuşacağız. 1. basamak  olan yamalar; yani kısaca ahlaklı insan olmakla başlar. Kişi önce gerçekten yalan söylemeyi, yaşayan canlılara (kendisi dahil) zarar vermeyi, çalmayı bırakmalı, cinsel arzularını kontrol edebilmeli, ölçülü ve açgözlü olmamalıdır. Yogada doğru veya yanlış yoktur. Zihnin modifikasyonları vardır. Kişi, genelde farkındalığı henüz gelişmemişse hata yaparak deneyim kazanır. Bu hataların artık ona hizmet etmediğini, kendisine acıdan başka bir sonuç doğurmadığını anlamaya başladığında ise farkındalık gelişmeye başlar. Kişi bilinç olarak henüz  yama aşamasında değilse yani ahlaklı olmayı sağlayamıyorsa, sadece var olma deneyimi içinde oradan oraya savruluyorsa, henüz içindeki potansiyeli görmeye ve yüzleşmeye hazır değildir. Örneğin,  sürekli hırsızlık yapan bir adam düşünelim. Bunu hayatta kalmak için, karnını doyurmak için yapmaya başlıyor olsun. Kime ne zarar verdiğinin farkında değil, belki umurunda da değil. Ama arka planda dönen bir arzu var. 'Karnım doysun ve böylece kendimi iyi hissedeyim' arzusu. Kişi bu arzusunu  gerçekleştirmek için çalma eylemini sürdürdükçe anlık tatmin olacak, belki karnı da doyacak ama esas arzu 'iyi olma' hali uzun vadede asla tatmin olmayacak. O içindeki boşluk hissi artıkça suçluluk duygusu tarafından ele geçirilecek. Zihnin yarattığı modifikasyonları bilinçli ya da bilinçsizce farkedecek. Gün gelip sürekli çalma eylemini gerçekleştirmekten bıkarak, bu eylemin sonuçlarını ve gereksizliğini idrak ettiğinde yani artık bu hayatta yaşamak için, var olmak için çalma eylemine ihtiyacı kalmadığını anladığında tamamen bu arzudan, yüklerden, karmalardan özgürleşmeye başlayacak. Ve..  Madolyonun iki yüzü.. karanlıktan aydınlığa bir uyanış, farkındalık hali yaşanacak. Çalmayı bırakmak için önce çalmayı öğrenmek mi gerekir? Tabi ki hayır. Tek bir doğru yok. Doğru ya da yanlış da yok. Yazının başında bahsettiğimiz gibi zihnin modifikasyonları var. Yanlış anlaşılmasın kimseyi hırsızlığa yöneltmek, toplumun huzurunu bozmak gibi bir niyetimiz yok :) İç disiplin, sabır, aile, eğitim, ego, nefis terbiyesi  hepsi önemli ve gerekli pratikler. Kişi zaten önce bu 1. basamağı tamamlamalı ki kaybettiği erdemi bulabilsin. Ahlaklı insan olabilsin. Esas 'iyi olma' hali, 'huzurlu olma' hali ortaya çıkabilsin. Ama hatırlamalı; yargıya varmak da egonun işi. Kendi içindeki gizli saklı karanlıklarını aydınlatmadan dışarıyı suçlamak, kendini suçlamaktır. Kendine karşı dürüst olmak, her koşulda kendine doğruyu söyleye bilmek de başka bir yama pratiğidir. İşaret parmağın karşındakini gösterirken diğer dört parmağın kendini gösterdiğini unutma sevgili okur. Etrafında görüp, yargıladığın iyi-kötü, yanlış-doğru kendi zihninin modifikasyonları sonucu ortaya çıkan sanrılar. Belki de her şey gerçekten olması gerektiği gibidir. Dünya belki de sen, ben, biz böyle olduğumuz için böyledir... İnsanoğlu erdemini ve ahlakını kaybettiği içindir ve yolculuk onu yeniden bulmak üzerinedir. O yol nerede mi peki? Senden başkasının gidemeyeceği yerde, kendi içinde..  :) Haftaya 2. basamak Niyamalarda görüşmek üzere. Sevgiler...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.