Tuğçe Kapçı
Köşe Yazarı
Tuğçe Kapçı
 

Kozmik Enerjiyi Solumak Mümkün mü?  Pranayama / Nefes Çalışmaları

Günümüzde en çok bahsedilen ve son zamanlarda giderek popülerleşen doktorların, psikologların, sağlıklı yaşama gönül vermiş çoğu kişinin dilinde olan bir çalışma yöntemi var. Evet, bu hafta nefes çalışmalarını konuşuyor olacağız. Kökeni  yogaya dayanan ve yoganın da 4. basamağını oluşturan Pranayama çalışmaları. Yoga bilimine göre, Prana, evrende var olan tüm enerjinin toplamı olan kozmik evrensel enerjidir. Bu enerji, her ne kadar havanın kimyasal bileşiminde bulunuyorsa da akciğerlerimize soluduğumuz havada var olduğu kabul edilmektedir. Prana, soluduğumuz havada, yediğimiz besinde, içtiğimiz suda, güneş ışınlarında bulunur. İster hayvansal, ister bitkisel olsun, yaşamın her türü Prana'ya bağlıdır. Yogiler elektriğin keşfinden binlerce yıl önce, tüm evrenin süptil bir güçle titrediğini düşünmüşler ve insan bedenindeki enerji kaynağının Prana olduğunu ileri sürmüşlerdir. Peki nedir bu nefes (Pranayama) çalışmaları ve neden bu kadar insan sağlığı üzerinde önemli? Öncelikle nefes aslında bizim görünen ve görünmeyen dünya arasındaki tek somut bağlantı aracımız. Daha önceki yazılarda da bahsettiğimiz gibi kişi dünyaya aldığı nefes aracılığı ile geliyor ve ömrünün sonuna kadar durdurmadığı yani canlılık fonksiyonlarını gerçekleştirdiği her an yapmaya devam ettiği aktivite solunum yapmak. Solunum durduğunda bu hayattaki canlılık deneyimimizde biter. Bu sebepledir ki çoğu kadim öğretide nefesin üzerinden bol bol durulur.  Kişi nefes çalışmaları ile birlikte somut alandan soyut alana geçişte farkındalık kazanır. Bu ne demektir? Farkındalıkla alınan her bir nefes, bu anı onurlandırmak demektir. Şu an bu yazıyı okuyorsan gözlerini kapat ve aldığın ve verdiğin nefesi bu sefer bilinçli bir şekilde, fark ederek yap. Derin bir nefes al, hisset. Aldığın havanın serinliğini ve verirken ki o sıcaklık hissini iyi gözlemle, dikkatini gerçekten nefesine, aldığın ve verdiğin havaya vererek yap bunu. Göreceksin ki dikkatini An'a getirmek  yani insanların sıkça bahsedip anlamaya çalıştığı " 'An da olmak' ne demek hocam?" sorularının cevabının o kadar ekstrem şeylerde değil, bir nefes kadar uzağında daha doğrusu yakınında olduğunu idrak etmeye başlayacaksın. Nefes çalışmaları zihni konsantre etmek, odak noktasını geliştirmek ve kişiyi gerçek meditasyon haline getirmek için oldukça güçlü bir araçtır. Fiziksel asana pratikleri içinde de kişi kendini sıkışmış her hissettiğinde dikkatini o fiziksel acıdan nefese getirdiğinde aslında sıkışan şeyin bedeni değil zihni olduğunu gözlemlemeye başlar. Beden aklınıza gelebilecek her türlü çılgınlığı yapabilecek bir mekanizma yeter ki zihninizi aradan çekin. :) Bunun içinde elimizde çok güçlü bir aracımız var Nefes'imiz.  Peki gelelim gerçekte, farkındalıkla nefes aldığımızda bedenimiz fiziksel olarak nasıl tepki veriyor. Belki daha önce duymuşsunuzdur, vücudumuzdaki en uzun sinir vagus siniri ve beyinden başlayıp akciğerler ve sindirim sistemi boyunca uzanır. Yani omurga hattı boyunca takip eder. Bu siniri gevşettiğimizde bedenimiz de gevşer. Kişi gergin ve stresli olduğu anlarda bu sinir eğer rahatsa kişi de rahattır. Olaylar sizi değil, siz stresi yönetebilir hale gelirsiniz. İşte bu siniri en güzel çalıştıran şey ise derin ve farkındalıklı nefesler alıp vermek. Yoga da bahsettiğimiz "Ujai" yani Dağ Nefesi ve ya Okyanus Nefesi diye geçen teknik direk vagus sinirinin uyarılmasına ve gevşemesine izin verir. Bu sebepledir ki genellikle yoga dersleri nefese odaklanarak, burundan derin sesli bir şekilde nefesler alıp vererek başlar. Yogada her bir hareket, her bir çalışma kişiye hizmet eder ve oldukça mantıklı sebepleri vardır. Aynı şekilde günlük hayatınızda kendinizi sinirli, gergin hissettiğinizde derin nefesler alıp vererek gevşemeniz mümkündür. Vagus siniri iç organlarınızın sesini beyninize iletir. Bu sebeple duyulmaya ihtiyacı vardır. Sesli, kuvvetli nefesler alıp vermekten çekinmeyin, utanmayın. Nefesinizi kucaklayın ve bırakmayın. Çoğu kişinin yaptığı şey nefes almak değil sadece yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmek için solunum yapmak. Fakat soluduğunuz havayı farkındalıkla içinize çekerseniz  Nefes almış olursunuz.  Kendinizi, özünüzü keşfetmek için nefesinize şans verin ve aldığınız her bir havanın kıymetini bilin. Bir sonraki nefesinizi alıp alamayacağınızı bilmiyorken var olanı keyifle, farkındalıkla, onurlandırarak ve hissederek içinize çekin. Namaste :)
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2022 - Perşembe

Kozmik Enerjiyi Solumak Mümkün mü?  Pranayama / Nefes Çalışmaları

Günümüzde en çok bahsedilen ve son zamanlarda giderek popülerleşen doktorların, psikologların, sağlıklı yaşama gönül vermiş çoğu kişinin dilinde olan bir çalışma yöntemi var. Evet, bu hafta nefes çalışmalarını konuşuyor olacağız. Kökeni  yogaya dayanan ve yoganın da 4. basamağını oluşturan Pranayama çalışmaları. Yoga bilimine göre, Prana, evrende var olan tüm enerjinin toplamı olan kozmik evrensel enerjidir. Bu enerji, her ne kadar havanın kimyasal bileşiminde bulunuyorsa da akciğerlerimize soluduğumuz havada var olduğu kabul edilmektedir. Prana, soluduğumuz havada, yediğimiz besinde, içtiğimiz suda, güneş ışınlarında bulunur. İster hayvansal, ister bitkisel olsun, yaşamın her türü Prana'ya bağlıdır. Yogiler elektriğin keşfinden binlerce yıl önce, tüm evrenin süptil bir güçle titrediğini düşünmüşler ve insan bedenindeki enerji kaynağının Prana olduğunu ileri sürmüşlerdir. Peki nedir bu nefes (Pranayama) çalışmaları ve neden bu kadar insan sağlığı üzerinde önemli? Öncelikle nefes aslında bizim görünen ve görünmeyen dünya arasındaki tek somut bağlantı aracımız. Daha önceki yazılarda da bahsettiğimiz gibi kişi dünyaya aldığı nefes aracılığı ile geliyor ve ömrünün sonuna kadar durdurmadığı yani canlılık fonksiyonlarını gerçekleştirdiği her an yapmaya devam ettiği aktivite solunum yapmak. Solunum durduğunda bu hayattaki canlılık deneyimimizde biter. Bu sebepledir ki çoğu kadim öğretide nefesin üzerinden bol bol durulur.  Kişi nefes çalışmaları ile birlikte somut alandan soyut alana geçişte farkındalık kazanır. Bu ne demektir? Farkındalıkla alınan her bir nefes, bu anı onurlandırmak demektir. Şu an bu yazıyı okuyorsan gözlerini kapat ve aldığın ve verdiğin nefesi bu sefer bilinçli bir şekilde, fark ederek yap. Derin bir nefes al, hisset. Aldığın havanın serinliğini ve verirken ki o sıcaklık hissini iyi gözlemle, dikkatini gerçekten nefesine, aldığın ve verdiğin havaya vererek yap bunu. Göreceksin ki dikkatini An'a getirmek  yani insanların sıkça bahsedip anlamaya çalıştığı " 'An da olmak' ne demek hocam?" sorularının cevabının o kadar ekstrem şeylerde değil, bir nefes kadar uzağında daha doğrusu yakınında olduğunu idrak etmeye başlayacaksın. Nefes çalışmaları zihni konsantre etmek, odak noktasını geliştirmek ve kişiyi gerçek meditasyon haline getirmek için oldukça güçlü bir araçtır. Fiziksel asana pratikleri içinde de kişi kendini sıkışmış her hissettiğinde dikkatini o fiziksel acıdan nefese getirdiğinde aslında sıkışan şeyin bedeni değil zihni olduğunu gözlemlemeye başlar. Beden aklınıza gelebilecek her türlü çılgınlığı yapabilecek bir mekanizma yeter ki zihninizi aradan çekin. :) Bunun içinde elimizde çok güçlü bir aracımız var Nefes'imiz.  Peki gelelim gerçekte, farkındalıkla nefes aldığımızda bedenimiz fiziksel olarak nasıl tepki veriyor. Belki daha önce duymuşsunuzdur, vücudumuzdaki en uzun sinir vagus siniri ve beyinden başlayıp akciğerler ve sindirim sistemi boyunca uzanır. Yani omurga hattı boyunca takip eder. Bu siniri gevşettiğimizde bedenimiz de gevşer. Kişi gergin ve stresli olduğu anlarda bu sinir eğer rahatsa kişi de rahattır. Olaylar sizi değil, siz stresi yönetebilir hale gelirsiniz. İşte bu siniri en güzel çalıştıran şey ise derin ve farkındalıklı nefesler alıp vermek. Yoga da bahsettiğimiz "Ujai" yani Dağ Nefesi ve ya Okyanus Nefesi diye geçen teknik direk vagus sinirinin uyarılmasına ve gevşemesine izin verir. Bu sebepledir ki genellikle yoga dersleri nefese odaklanarak, burundan derin sesli bir şekilde nefesler alıp vererek başlar. Yogada her bir hareket, her bir çalışma kişiye hizmet eder ve oldukça mantıklı sebepleri vardır. Aynı şekilde günlük hayatınızda kendinizi sinirli, gergin hissettiğinizde derin nefesler alıp vererek gevşemeniz mümkündür. Vagus siniri iç organlarınızın sesini beyninize iletir. Bu sebeple duyulmaya ihtiyacı vardır. Sesli, kuvvetli nefesler alıp vermekten çekinmeyin, utanmayın. Nefesinizi kucaklayın ve bırakmayın. Çoğu kişinin yaptığı şey nefes almak değil sadece yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmek için solunum yapmak. Fakat soluduğunuz havayı farkındalıkla içinize çekerseniz  Nefes almış olursunuz.  Kendinizi, özünüzü keşfetmek için nefesinize şans verin ve aldığınız her bir havanın kıymetini bilin. Bir sonraki nefesinizi alıp alamayacağınızı bilmiyorken var olanı keyifle, farkındalıkla, onurlandırarak ve hissederek içinize çekin. Namaste :)
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.