Birçok kişi günün sonunda yorgun ama tatminsiz hissediyor. “Vaktim yok” cümlesi, günümüz insanının en çok kullandığı bahanelerden biri haline geldi. Sebebi yoğunluk değil, öncelik eksikliği. Zamanı yönetemediğinizi düşündüğünüzde, neyi önceliklendirdiğinizi sorgulamanın zamanı gelmiştir. Gerçek şu ki; zaman hepimiz için eşit. Herkesin 24 saati var. Farkı yaratan, onu nasıl kullandığımız, bu saatleri neye ayırdığımız ve hangi önceliklerle yönettiğimiz. Bir gününüzü gözden geçirin. Gerçekten yoğun musunuz, yoksa zamanınızı neyin meşgul ettiğini bilmiyor musunuz? Telefon bildirimleri, sosyal medya kaydırmaları, plansız toplantılar ya da “hemen hallederim” denen işler... Bunlar zamanınızı çalan ama fark edilmeyen küçük hırsızlar. Ancak yazdığınız ve takip ettiğiniz zaman fark edebileceğiniz hırsızlar. Her konuda olduğu gibi zamanı yönetirken de önce ne için, ne kadar vakit harcadığımızı ölçerek başlayacağız. Zaman yönetimi, hayatı yönetmektir. Mesele zaman değil, önceliklerdir. Önceliği olmayan biri için her iş aynı önemdedir; bu da sürekli bir koşturma ve tatminsizlik yaratır. Oysa neyin önemli, neyin acil, neyin ertelenebilir olduğunu bilmek; zamanı yönetmenin en güçlü yoludur. Kendinize şu soruyu sorun: Şu an yaptığınız şey sizi hedefinize yaklaştırıyor mu? Cevap “hayır” ise, sorun zaman eksikliği değil, öncelik eksikliğidir. Zamanınız yok değil, yanlış şeylere “evet” dediğiniz için önemli şeylere yer kalmıyor olabilir. Her “evet”, başka bir şeye “hayır” demek anlamına gelir. Bu yüzden seçimlerinizin farkında olun. Zamanı değil, kararlarınızı yönetin. Zaman yönetimi becerisi kazanmak; daha çok şey yapmak değil, doğru şeyleri yapmak demektir. Bazen daha fazlasına değil, daha net bir odaklanmaya ihtiyacınız vardır. Bereketli günleriniz olsun.