Ferda Balkaya Çetin
Köşe Yazarı
Ferda Balkaya Çetin
 

Yeni yılın resfebesi

Başlangıç, ama nasıl? Her yeni başlangıç gibi içinde umut taşıyor olması önemli. Günü özel yapan algılarımız. Olaylara yüklediğimiz anlamlar. Geçmişten öğrendiklerimiz bizi güçlü kıldıkça değişen duygularımıza, alışkanlıklarımıza o denli sahip çıkarız. Tam 365 gün. Sayılar, harfler, renkler, resimler, semboller, simgeler, müzik …  Hayatın kendisi.  Sayılarla düşünür, harflerle konuşur, renklerle gülümser, resimlerle duygulanırız. Sembol ve simgeleri mitolojik dokusundan kurtarmadan dahil ettiğimizde hayatımıza, enerji akışını ruhumuzda nasıl hissederiz hiç düşündünüz mü? İletişimi güçlendirir, aleniyet sağlarlar.  Üzerinde fazla durmayız belki ama yaşamımızda yer tutarlar. Farkına vardığımız, varamadığımız minicik ayrıntılar, ulaşılmayı bekleyen sürprizler ise sürpriz olarak kalsın yarınlara.  Bir de matematik var. Pisagor, evreni sayılarla açıklar. Harflerle sayıları bir araya koyarız. Gün içinde yaşadığımız olaylar duygularımızın değişimi ile fotoğraflanır belleğimizde.  Zıt kavramlar, eş anlamlar, nota dizeğindeki Do, Re, Mi’ler…  Çözmek için çıkmazlarımızı şüpheci bir yaklaşımla bambaşka açılardan ele alırız zihnimize takılanları. Müziğin ritmi de yaşam sarmalında eşlik eder bize yıl boyunca. Ucundan, kıyısından, köşesinden, tam ortasından tutmaya çalıştıkça hayatı, sarsar bizi arada bir kelimeleri ters çevirdiğimizde. Tersine çevrilen evlerin bağlaç hali yakınlaştırır insanları birbirine. Ev dediğimiz yakınımız, komşumuz, arkadaşımız…  Penceresine baktığımızda sardunyalarla kokulanan kırmızı balkon.  Beyaz badanalı odalardan yükselen kahkahalarla kalbimizi saran ferahlık. Merak ettiğimiz her şey etkin düşüncelerle, resimlerle sıralanır gizlenir hatta semboller arasına. Hâlâ sırlarla dolu değil midir evren açıklanmayan ezoterik kavramlarla? Arar dururuz bizden uzak olanları, bilinmeyenleri. Keşfetmek, işaretidir doğru yolda olmanın.  Somutlaştırdığımız her amaç, belirlediğimiz her strateji yürüyeceğimiz yolun rotasını çizer de aklımıza, kalbimizle uyumlu olmayan iniş çıkışlar didik didik eder insani duygularımızı. Ama çözeriz farklı açılardan bakmayı öğrendikçe. Bize dayatılanlar, öğretilenler rehber niteliğinde kendi deneyimlerimize. Kıyaslayarak, sorgulayarak, araştırarak hayatı kendi zıtlığı ve karmaşası içinde yaşamanın resfebesidir hayat. “Bir, iki derken M ile başlayan birikimler, yıl boyu biriktirdiklerimiz. Mesafe almak için şart olan.  O halde biriktirelim şimdileri, üç yüz altmış beşinci günün sonuna…
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2022 - Perşembe

Yeni yılın resfebesi

Başlangıç, ama nasıl? Her yeni başlangıç gibi içinde umut taşıyor olması önemli. Günü özel yapan algılarımız. Olaylara yüklediğimiz anlamlar. Geçmişten öğrendiklerimiz bizi güçlü kıldıkça değişen duygularımıza, alışkanlıklarımıza o denli sahip çıkarız. Tam 365 gün. Sayılar, harfler, renkler, resimler, semboller, simgeler, müzik …  Hayatın kendisi.  Sayılarla düşünür, harflerle konuşur, renklerle gülümser, resimlerle duygulanırız. Sembol ve simgeleri mitolojik dokusundan kurtarmadan dahil ettiğimizde hayatımıza, enerji akışını ruhumuzda nasıl hissederiz hiç düşündünüz mü? İletişimi güçlendirir, aleniyet sağlarlar.  Üzerinde fazla durmayız belki ama yaşamımızda yer tutarlar. Farkına vardığımız, varamadığımız minicik ayrıntılar, ulaşılmayı bekleyen sürprizler ise sürpriz olarak kalsın yarınlara.  Bir de matematik var. Pisagor, evreni sayılarla açıklar. Harflerle sayıları bir araya koyarız. Gün içinde yaşadığımız olaylar duygularımızın değişimi ile fotoğraflanır belleğimizde.  Zıt kavramlar, eş anlamlar, nota dizeğindeki Do, Re, Mi’ler…  Çözmek için çıkmazlarımızı şüpheci bir yaklaşımla bambaşka açılardan ele alırız zihnimize takılanları. Müziğin ritmi de yaşam sarmalında eşlik eder bize yıl boyunca. Ucundan, kıyısından, köşesinden, tam ortasından tutmaya çalıştıkça hayatı, sarsar bizi arada bir kelimeleri ters çevirdiğimizde. Tersine çevrilen evlerin bağlaç hali yakınlaştırır insanları birbirine. Ev dediğimiz yakınımız, komşumuz, arkadaşımız…  Penceresine baktığımızda sardunyalarla kokulanan kırmızı balkon.  Beyaz badanalı odalardan yükselen kahkahalarla kalbimizi saran ferahlık. Merak ettiğimiz her şey etkin düşüncelerle, resimlerle sıralanır gizlenir hatta semboller arasına. Hâlâ sırlarla dolu değil midir evren açıklanmayan ezoterik kavramlarla? Arar dururuz bizden uzak olanları, bilinmeyenleri. Keşfetmek, işaretidir doğru yolda olmanın.  Somutlaştırdığımız her amaç, belirlediğimiz her strateji yürüyeceğimiz yolun rotasını çizer de aklımıza, kalbimizle uyumlu olmayan iniş çıkışlar didik didik eder insani duygularımızı. Ama çözeriz farklı açılardan bakmayı öğrendikçe. Bize dayatılanlar, öğretilenler rehber niteliğinde kendi deneyimlerimize. Kıyaslayarak, sorgulayarak, araştırarak hayatı kendi zıtlığı ve karmaşası içinde yaşamanın resfebesidir hayat. “Bir, iki derken M ile başlayan birikimler, yıl boyu biriktirdiklerimiz. Mesafe almak için şart olan.  O halde biriktirelim şimdileri, üç yüz altmış beşinci günün sonuna…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.