Ferda Balkaya Çetin
Köşe Yazarı
Ferda Balkaya Çetin
 

“Geyikli Gece” Yansımaları

Karmaşık bir dokusu var gecenin ve binbir çeşit kapısı. Sanki çok katmanlı. Kendi içimizde oluşan hiyerarşinin geceyle birlikte inmesi gibi yavaş yavaş yere. Yalnızlık, acılar, umutsuzluk, mutsuzluk ve kederin simsiyah harflerle yazılması karanlığa. Peki ya korku? İnsana mı geceye mi karşı? Sonuçta her ikisi de en dipteki, derin derin nefes aldıran. “Halbuki korkulacak bir şey yoktu ortalıkta” Bir çocuk gibi korkuyor olmak muhteşem bir şeydi. Saklı kalacak gecede kendimize ait ne varsa yaşanan. Sonra şafak sökecek “Yeşil ve yabani uzak ormanlarda / Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan” Kentin tedirgin edici modernliği, zamanı yetiştirememe hissi akıldan çıktığında huzur bulacak insan. Öze dönmekti bu. Hep canlı tutmaktı umudu “Geyikli gecenin karanlığında”.Oysa karanlık alelade bir karanlık değil ki… Ölmeler var. Sahiden ölmeler. Karanlığın içinden geçip şehre girmeler var. Rakamların huzurunu kaçıran sayılar var. İnsanın görkemli gülüşü var renkler dağılıp gittiğinde acı bir gerçek gibi yüzünde asılı kalan. Uykusuz gecelerin iç mimarı bir ruh, kalan. “Geyikli geceyi hep bilmelisiniz” Bilmek bir eylemdi yazmak gibi. Karanlığa yazmak ise varoluş sancısı. Uzaklık insanlara konulan mesafe. Geri çekilmeler. İlgi çekici olabilir uzak ormanlar. Tepeleri aşınca bir mucize gerçekleşebilir. En karanlık anlar sabaha en yakın anlardır. Doğmaya başlayan güneş o an için tek gerçek. “Hepimizi vakitten kurtaracak” Kent yaşamından uzaklaşmanın getirdiği ferahlık yayılmalı bütün zaman dilimlerine. Gidilmemiş bir yer vardır uzaklarda, mektubu postaya verilmemiş bir sevgili. Bekleyiş vardır. Mutlu günler nasıl olsa yakındadır. Kulak duymak istediğini algılar. İnsanın kendini arayışı anı olur geçmişe dair. Doğa sarıp sarmalar. “Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı”Umut varsa yaşamak vardır, “Ayağını suya değdiği yerde bir gökyüzü”… “Hiçbir şey umurumda değil diyorum”oysa şiir var. Şiir umurumda. Kendimi sınırlarsam şiirin orta yerinden başlamış gibi olacağım okumaya. Oysa ben bütünlüğü seviyorum. Gecenin bütünlüğü ürkütse de beni. “Biliyorum gemiler götüremez” karanlığı. Geceyi ayıramam karanlığından. Ama iyimserliğim çekip alır içinden kasveti. Zıtlıkları seviyorum. Siyahı beyazın karşısında, eskiyi yeninin. Uzakları seviyorum. Uzağın zıtlığı içimdeki sevgili. Sakinlik, huzur. “Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.” *Geyikli Gece / Turgut Uyar
Ekleme Tarihi: 26 Ekim 2022 - Çarşamba

“Geyikli Gece” Yansımaları

Karmaşık bir dokusu var gecenin ve binbir çeşit kapısı. Sanki çok katmanlı. Kendi içimizde oluşan hiyerarşinin geceyle birlikte inmesi gibi yavaş yavaş yere. Yalnızlık, acılar, umutsuzluk, mutsuzluk ve kederin simsiyah harflerle yazılması karanlığa. Peki ya korku? İnsana mı geceye mi karşı? Sonuçta her ikisi de en dipteki, derin derin nefes aldıran.

“Halbuki korkulacak bir şey yoktu ortalıkta” Bir çocuk gibi korkuyor olmak muhteşem bir şeydi. Saklı kalacak gecede kendimize ait ne varsa yaşanan. Sonra şafak sökecek “Yeşil ve yabani uzak ormanlarda / Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan” Kentin tedirgin edici modernliği, zamanı yetiştirememe hissi akıldan çıktığında huzur bulacak insan. Öze dönmekti bu. Hep canlı tutmaktı umudu “Geyikli gecenin karanlığında”.Oysa karanlık alelade bir karanlık değil ki… Ölmeler var. Sahiden ölmeler. Karanlığın içinden geçip şehre girmeler var. Rakamların huzurunu kaçıran sayılar var. İnsanın görkemli gülüşü var renkler dağılıp gittiğinde acı bir gerçek gibi yüzünde asılı kalan. Uykusuz gecelerin iç mimarı bir ruh, kalan.

“Geyikli geceyi hep bilmelisiniz” Bilmek bir eylemdi yazmak gibi. Karanlığa yazmak ise varoluş sancısı. Uzaklık insanlara konulan mesafe. Geri çekilmeler. İlgi çekici olabilir uzak ormanlar. Tepeleri aşınca bir mucize gerçekleşebilir. En karanlık anlar sabaha en yakın anlardır. Doğmaya başlayan güneş o an için tek gerçek. “Hepimizi vakitten kurtaracak” Kent yaşamından uzaklaşmanın getirdiği ferahlık yayılmalı bütün zaman dilimlerine. Gidilmemiş bir yer vardır uzaklarda, mektubu postaya verilmemiş bir sevgili. Bekleyiş vardır.

Mutlu günler nasıl olsa yakındadır. Kulak duymak istediğini algılar. İnsanın kendini arayışı anı olur geçmişe dair. Doğa sarıp sarmalar. “Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı”Umut varsa yaşamak vardır, “Ayağını suya değdiği yerde bir gökyüzü”

“Hiçbir şey umurumda değil diyorum”oysa şiir var. Şiir umurumda. Kendimi sınırlarsam şiirin orta yerinden başlamış gibi olacağım okumaya. Oysa ben bütünlüğü seviyorum. Gecenin bütünlüğü ürkütse de beni. “Biliyorum gemiler götüremez” karanlığı. Geceyi ayıramam karanlığından. Ama iyimserliğim çekip alır içinden kasveti. Zıtlıkları seviyorum. Siyahı beyazın karşısında, eskiyi yeninin. Uzakları seviyorum. Uzağın zıtlığı içimdeki sevgili.

Sakinlik, huzur. “Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.”

*Geyikli Gece / Turgut Uyar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.