Ferda Balkaya Çetin
Köşe Yazarı
Ferda Balkaya Çetin
 

Altın Kafes ve Kâğıttan Gemiler

Altın Kafes Bir sürü işin peşinden koşarken derin bir soluk alma ümidi ile yeryüzü seslerinin bütününden uzaklaşarak bir tül perde çekme zamanı gelir zaman zaman gözlerimize. İç sesimizin isteğine kulak verir, dış dünyaya ve insanlara karşı çoğalan hassasiyetle uzaklaşırız her şeyden. Sahip olduklarımız ile kendimizi gözden geçirme. Tanıma. Fark edebilme artı ve eksilerimizi. Çekidüzen verme hissiyatı yeniden başlamanın en büyülü halidir. İçimizin bitmek bilmeyen sızılarını, ağrılarını karıştıralım bir avuç tuza. Kimsesizliği, sessizliğin yansıyışından büyüyen çığlıkla basalım bağrımıza. Yeniden çıkmayı hayal ederken gün ışığına. Bizi bekliyor masmavi gökyüzü, bilmeliyiz… Çizgiler ve sınırlar özgürlük alanımızı genişletir. Bambaşka biri çıkar karşımıza özgür alanımızda. Gerçek ben. Konuşur, gülümseriz karşılıklı. Yaşam akıp giderken dışarıda verdiğimiz kararlar güçlendirir bizi. İç hesaplaşma koymayalım adını. Kaçış da değil. Nefes alma. İç ve dış değişikliği içimizde… Otosansür uygulamadan kendimize hayal kurabiliriz. Harekete geçen ilham perileri çoğaltır yaratıcılığımızı. Vücut kimyamız etkilenir kurduğumuz olumlu hayallerden. Beynimiz bunu algılar ve gerçeğe dönüşmesine zemin hazırlar. Hayal kurma yetimiz mucizevi bir şey. Pamuk ipliğine bağlı yaşamımızda inşa ettiklerimize daha çok umut daha çok hayal ekleyebilmeliyiz. Gerçekleşeceklerin başlangıç noktası, inanmalıyız… Kâğıttan Gemiler Çıkarız sonra denetimli halimizden. Dönüşüm gerçekleşmiştir çünkü. Yeryüzünün bütün güzellikleri bize doğru yaklaşmaktadır. Şeffaflaştırdığımız duvarlardan net görüntüler cezbeder bizi hayata karşı. Zihiniz berrak, zihnimiz enerjik. Karşı koyarız yer çekimine. Uzak iklimleri daha bir merak ederiz. Parmak uçlarımızda yükselerek bulutlara dokunur, tarihi bir mekânda tarihi bir piyanonun tuşlarında resital veririz. İmkansızı yakalamak ister gibi. Kaf dağına içimizdeki şarkılar eşliğinde ulaşmak, özene bezen hazırladığımız gemilerle yarı yolda kalma endişesi taşımadan uçsuz bucaksız okyanuslarda dans etmek isteriz yunuslarla. Dağlarla kucaklaşarak, sürreal imgeleri boyarız içgüdüsel. Tuval, fırça, boya olmadan. Öte zamanlarda. Kimsenin bilmediği yerlerde bakarken suya olumlu düşünceler yollarız evrene, güverteden. Olmayı istediğimiz yerdeyiz…
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2023 - Perşembe

Altın Kafes ve Kâğıttan Gemiler

Altın Kafes

Bir sürü işin peşinden koşarken derin bir soluk alma ümidi ile yeryüzü seslerinin bütününden uzaklaşarak bir tül perde çekme zamanı gelir zaman zaman gözlerimize. İç sesimizin isteğine kulak verir, dış dünyaya ve insanlara karşı çoğalan hassasiyetle uzaklaşırız her şeyden. Sahip olduklarımız ile kendimizi gözden geçirme. Tanıma. Fark edebilme artı ve eksilerimizi. Çekidüzen verme hissiyatı yeniden başlamanın en büyülü halidir. İçimizin bitmek bilmeyen sızılarını, ağrılarını karıştıralım bir avuç tuza. Kimsesizliği, sessizliğin yansıyışından büyüyen çığlıkla basalım bağrımıza. Yeniden çıkmayı hayal ederken gün ışığına.

Bizi bekliyor masmavi gökyüzü, bilmeliyiz…

Çizgiler ve sınırlar özgürlük alanımızı genişletir. Bambaşka biri çıkar karşımıza özgür alanımızda. Gerçek ben. Konuşur, gülümseriz karşılıklı. Yaşam akıp giderken dışarıda verdiğimiz kararlar güçlendirir bizi. İç hesaplaşma koymayalım adını. Kaçış da değil. Nefes alma.

İç ve dış değişikliği içimizde…

Otosansür uygulamadan kendimize hayal kurabiliriz. Harekete geçen ilham perileri çoğaltır yaratıcılığımızı. Vücut kimyamız etkilenir kurduğumuz olumlu hayallerden. Beynimiz bunu algılar ve gerçeğe dönüşmesine zemin hazırlar. Hayal kurma yetimiz mucizevi bir şey. Pamuk ipliğine bağlı yaşamımızda inşa ettiklerimize daha çok umut daha çok hayal ekleyebilmeliyiz. Gerçekleşeceklerin başlangıç noktası, inanmalıyız…

Kâğıttan Gemiler

Çıkarız sonra denetimli halimizden. Dönüşüm gerçekleşmiştir çünkü. Yeryüzünün bütün güzellikleri bize doğru yaklaşmaktadır. Şeffaflaştırdığımız duvarlardan net görüntüler cezbeder bizi hayata karşı. Zihiniz berrak, zihnimiz enerjik. Karşı koyarız yer çekimine. Uzak iklimleri daha bir merak ederiz. Parmak uçlarımızda yükselerek bulutlara dokunur, tarihi bir mekânda tarihi bir piyanonun tuşlarında resital veririz. İmkansızı yakalamak ister gibi. Kaf dağına içimizdeki şarkılar eşliğinde ulaşmak, özene bezen hazırladığımız gemilerle yarı yolda kalma endişesi taşımadan uçsuz bucaksız okyanuslarda dans etmek isteriz yunuslarla. Dağlarla kucaklaşarak, sürreal imgeleri boyarız içgüdüsel. Tuval, fırça, boya olmadan. Öte zamanlarda. Kimsenin bilmediği yerlerde bakarken suya olumlu düşünceler yollarız evrene, güverteden.

Olmayı istediğimiz yerdeyiz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.