Mammadova: Türkiye-Azerbaycan Birliği; Engellenemez, Yenilmez Bir Güçtür

Güncel 28.04.2023 - 23:41, Güncelleme: 28.04.2023 - 23:41
 

Mammadova: Türkiye-Azerbaycan Birliği; Engellenemez, Yenilmez Bir Güçtür

Dr. Hayale Mammadova (Qlobal İşbirliği ve Analitik Araştırmalar Merkezi Birliği Başkanı / Bakü, Azerbaycan)
Türkiye ile Azerbaycan arasında tarihin her döneminde güçlü dostluk ve kardeşlik ilişkileri var olmuştur. Halklarımızın aynı soy, dil, din, kültür gibi birçok ortak bağa sahip olması bu iki ülkeyi her zaman birbirine daha da yakınlaştırmış, mutlu ve hüzünlü günlerinde birbirinin yanında olmuşlardır. zyılın en karmaşık dönemlerinden birinde  - 1918 yılında Azerbaycan'ın en sıkıntılı günlerinde Nuri Paşa komutasındaki Türk Kafkas İslam Ordusu, Bakü'yü Ermeni Taşnakları’nın pençesinden kurtarmış ve bu, Azerbaycan için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Ulu önder Haydar Aliyev'in “Tek Millet, Iki Devlet” olarak nitelediği Azerbaycan ve Türkiye devletleri arasındaki ilişkiler, her iki ülke liderlerinin uyguladığı doğru ve stratejik siyasetin mantıksal bir sonucu olarak bugün daha yüksek bir düzeye ulaşmış, farklı alanlarda yeni bir boyuta taşınmıştır.  Aynı zamanda Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi, günümüzde Türk dünyasını birbirine yaklaştıran en önemli etkenlerden biridir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler, köklü tarihi ve kültürel bağlardan kaynaklanan kardeşlik temelinde her alanda gelişiyor ve güçleniyor. Bu ilişkilerin mimarlarından biri olan büyük lider, saygıdeğer Haydar Aliyev'in dediği gibi, Türkiye ve Azerbaycan aynı milletin iki ayrı devletidir. Rahmetli Cumhurbaşkanı’nın iki ülke ilişkilerinin ideal değerini ifade etmek için kullandığı bu slogan gerçek hayata da yansıdı. Bütün dünya sevinci de, hüznü de bir olan Türkiye ve Azerbaycan'a gıpta ediyor" diye vurgulamıştır Azerbaycan halk şairi Bahtiyar Vahabzade "Azerbaycan-Türkiye" şiirinde:   “Bir annenin iki oğlu Bir ağacın iki dalı O da ulu, bu da ulu, Azerbaycan-Türkiye”   şeklinde duygularını ifade ederek, ülkelerimizin birbirine ne kadar yakın olduğunu çok güzel anlatmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev, iki ülke ilişkilerinin mevcut durumunu şu şekilde değerlendirmektedir: "Türkiye-Azerbaycan ilişkileri en üst düzeydedir. Stratejik nitelikteki bu ilişkiler dostluk ve kardeşlik ilkelerine dayalıdır.  Bizi birleştiren hem tarihsel köklerimiz hem de kültürel bağlarımız geçmişimizin ve bugünün  en önemli siyasi çıkarlarıdır." Genel olarak, Azerbaycan ve Türkiye'nin uluslararası kuruluşlar nezdinde çeşitli uluslararası ve bölgesel konulardaki tutumları çok yakın veya örtüşmektedir.Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, Kafkasya bölgesinde istikrarın sağlanmasını hedeflemektedir.   Bağımsızlığının ilk yıllarında askeri personel yetiştirme konusunda sıkıntı yaşayan Azerbaycan'ın Silahlı Kuvvetleri’nin oluşturulmasına Türkiye yardım etmiştir. Sonraki dönemde iki ülke arasındaki askeri-teknik işbirliği de gelişmiş, Azerbaycan'da askeri okulların programlarının oluşturulmasında ve personel yetiştirilmesinde Türkiye büyük rol oynamıştır. Azerbaycan ve Türkiye Silahlı Kuvvetleri her yıl ortak askeri tatbikatlar düzenlemektedir. Azerbaycan tarihine altın harflerle yazılan 2020 yılında bilge lider ve azimli komutan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önderliğinde mücadele eden halkımız ve yiğit ordumuz düşmana karşı parlak bir zafer kazanmıştır. Bu zafer sonucunda otuz yıla yakın işgal altında bulunan ata topraklarımız askeri ve siyasi-diplomatik yollarla işgalden kurtarılmış, ülkemizin toprak bütünlüğü yeniden tesis edilmiştir. Türkiye, İkinci Karabağ Savaşı sırasında ve öncesinde her zaman Azerbaycan'ın yanında olmuştur. Kırk dört günlük gururlu tarihin ilk günlerinden itibaren kardeş Türkiye, Azerbaycan'a siyasi ve manevi destek vermiştir. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açık ve net açıklamalarda bulunarak, Azerbaycan'ın bu savaşta yalnız olmadığını, Türkiye'nin her zaman devletimizin ve halkımızın yanında olduğunu belirtmiştir. Tabi bu da doğal olarak, gücümüze güç katarak elde ettiğimiz büyük tarihi zaferde önemli rol oynamıştır. Ülkemize hem siyasi hem de manevi destek gösteren Türk yetkililer defalarca Azerbaycan'ı ziyaret etmişler. Azerbaycan bu desteği çok takdir etmekte ve  asla unutmayacaktır. 15 Haziran 2021'de kültür başkentimiz, Karabağ'ımızın tacı Şuşa'da yeni bir tarih yazılmıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan ziyareti sırasında Şuşa'da resmi kabulü sırasında "Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasındaki İttifak İlişkilerine Dair" Şuşa Beyannamesi'ni imzalamışlardır. Bu belge, tarihi köklere ve sağlam temellere dayanan Türkiye-Azerbaycan birlik ve kardeşliğinin gelişme yoluna bir kez daha bakmayı gerekli kılmaktadır. Kars Antlaşması'ndan yüz yıl sonra, iki dost ve kardeş ülke arasında imzalanan ittifak ilişkilerine ilişkin belge, olağanüstü siyasi ve tarihi bir öneme sahiptir. Son yıllarda çeşitli alanlarda başarılı bir şekilde gelişen Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin geleceği Şuşa Beyannamesi'ne de yansımıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın 10 Aralık 2020'de Zafer Geçit Törenine katılmak üzere ülkemize yaptığı ziyarette imzalanan belgelerin arka planına karşı "imzalanacak daha çok imza var" ifadesini kullanmıştır.  Şuşa Beyannamesi bunun açık bir örneğiydi. Her iki ülkenin ortak çıkarlarını korumaya yönelik fırsatları birleştiren, bölgesel ve uluslararası stratejik konulardaki faaliyetleri koordine etmeye hizmet eden Şuşa Beyannamesi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devletimizin başkanı İlham Aliyev'in de belirttiği gibi, “İşbirliği ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik yol haritası, gelecekteki işbirliğinin garantisidir. Aynı zamanda Türkiye-Azerbaycan ilişkileri tüm Türk dünyası için önemli bir rol oynamaktadır. Türk dünyasının birleşmesi ve Türkçe konuşan ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesi için ortak çaba sarf ediyoruz.” 2021 yılında Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev'in imzaladığı Kararname’ye göre, işgalden kurtulan topraklarımızı birleştiren yeni ekonomik bölgeler oluşturulmuştur. Kararname’nin amacı, bölgelerin ekonomik potansiyelini, ulaşım ve haberleşmeyi, doğal kaynakları ve geniş turizm olanaklarını etkin bir şekilde kullanmak ve tüm bunları tek bir program temelinde yürütmektir. Yeni oluşturulan ekonomik bölgelerden biri de Zengilan’ı kapsayan Doğu Zengezur ekonomik bölgesidir. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti döneminde Zangezur ilçesinin ülke sınırları içerisinde olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki Zangezur bölgesinin batısı daha sonra haksız ve hukuksuz  bir şekilde Ermenistan'a verilmiştir. Zengilan bölgesinin coğrafi konumu nedeniyle Doğu ve Batı Zengezur'u birbirine bağlayan koridor, Batı Zengezur'a açılan kapı konumundadır. Dolayısıyla ekonomik ve askeri açıdan böylesine stratejik bir konuma sahip bir bölgede havalimanın yapılması, ulaşım ve iletişim imkanlarının genişletilmesi açısından çok önemlidir. Topraklarımızın işgalden kurtarılmasından bu yana geçen kısa sürede, o bölgelerde gerçekleştirilen restorasyon ve imar çalışmaları, Fuzuli Uluslararası Havalimanı'ndan sonra Zengilan'da da havalimanının açılması Azerbaycan'ın savaş sonrası dönemde büyük planlarının göstergesidir. Karabağ'ın önemli bir ulaşım merkezi haline gelmesi için Zengezur koridorunun hava ulaşım altyapısı ile güçlendirilmesi açısından stratejik öneme sahiptir. Türkiye-Azerbaycan ilişkileri barışa, yeniden yapılanmaya, bölgenin ekonomik, ulaşım ve iletişim olanaklarından eşit ortak yararlanmaya dayanmaktadır. Ancak Ermenistan yandaşlarının amacı bölgeyi etkilemek için savaşı ve saldırganlığı sürdürmeye çalışmaktır. Ülkemiz toprak sahibi olarak bölgenin kalkınmasını ve güvenliğini sağlayacak siyasi, ekonomik ve askeri güce sahip olduğunu tüm dünyaya açıkça göstermektedir. 6 Şubat 2023 tarihinde son 100 yılın felaketiyle karşı karşıya olan kardeş Türkiye'de meydana gelen korkunç deprem sonucu çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi ülkemizde büyük bir üzüntüyle karşılanmıştır. Kardeş ülkeden gelen acı haber Azerbaycan halkını ve devletini derinden üzdü.Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ilk andan itibaren Türkiye Cumhurbaşkanı'nı arayarak, Türk halkına taziyelerini ileterek üzüntüsünü dile getirmiştir. İhtiyaçın olup-olmadığını sormadan hemen yardım göndermeye başlamamız, kardeş ülkemizde meydana gelen depremin yol açtığı faciayı kendi sorunumuz olarak kabul etmemizden kaynaklanmaktadır. Bu yardım kampanyasına ilk katılan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Mehriban Aliyeva'nın yönettiği  Haydar Aliyev Vakfı olmuştur. Mehriban Aliyeva'nın Instagram hesabından Türkiye'de yaşanan doğal afet nedeniyle duyduğu üzüntüsünü dile getirmesi, tıpkı bir anne ve kardeşin yakınlarına ne kadar hassas, duyarlı olmasının göstergesiydi. Acil Durumlar Bakanlığı kurtarma ekipleri, kamu kuruluşları, devlet kurumları ve diğer kurumlar ellerindeki tüm imkanlarla bugüne kadar da yardımcı olmaktadır. Bugün Azerbaycan'da böyle bir insan yok ki, Türkiye'deki doğal afete üzülmesin ve desteğinizi belirtmek istemesin. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "Azerbaycan her zaman olduğu gibi depremin ilk dakikalarından ve saatlerinden itibaren kardeş Türkiye'nin yanında oldu. Azerbaycan her zaman olduğu gibi desteğini ve dayanışmasını gösteriyor. Bu acı trajedinin sonuçlarının bir nebze de olsa ortadan kalkmasına yardımcı olabildiysek, bunu kendimiz için bir teselli sayarız.” Görüldüğü gibi, Türkiye ile tek milletiz, iki devletiz, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi de bilikte yaşamaktayız. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin en üst düzeyde olduğu tüm dünya tarafından bilinmektedir. Bu tür konuların, derin köklere sahip ve mutlu bir geleceğe uzanan Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine olumsuz bir etkisi olmayacağına inanmaktayız. Dostluğumuz ve kardeşliğimiz daha üst seviyelere doğru sürekli gelişecektir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Avrupa Birliği'nin "Doğu Ortaklığı" Programı zirvesinde yaptığı konuşmada, "Bu masada Türkiye'nin temsilcisi yok. Ama ben buradayım" demesi,  gezegenimizin en büyük haksızlıklarından biri olan Ermeni işgaline dünyanın çoğu ülkesinin tepki göstermediği dönemde  Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında "Karabağ – Azerbaycan kadar  bizim  de meselemizdir" açıklamasını yapması, Azerbaycan'a resmi ziyareti sırasında Milli Meclis'te yaptığı konuşmasında, "...Bugün  Azerbaycan'ın yanındayız ve her zaman Azerbaycan'ın yanında olacağımızı tüm dünya bilsin. Nasıl Azerbaycan gençliği Anadolu gençliğiyle Çanakkale'de birlikte şehadete yürüyüp zafer kazandıysa, 1918'de Nuru Paşa'nın aslanları Azerbaycan'ın yardımına koştuğu gibi biz de bugün ve gelecekte eşit olacağız..." söylemekle  belirli bir pozisyon belirtmesi Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin gücünün  açık örnekleridir. Azerbaycan-Türkiye birliğini, Türk dünyasının dayanışmasını dünya görmeli ve bu birliği lekelemek isteyenler, zayıflatmak isteyenler bundan bir sonuç çıkarmalıdır. Çünkü Azerbaycan-Türkiye birliği artık durdurulamaz, yenilmez bir güç haline gelmiştir.
Dr. Hayale Mammadova (Qlobal İşbirliği ve Analitik Araştırmalar Merkezi Birliği Başkanı / Bakü, Azerbaycan)

Türkiye ile Azerbaycan arasında tarihin her döneminde güçlü dostluk ve kardeşlik ilişkileri var olmuştur. Halklarımızın aynı soy, dil, din, kültür gibi birçok ortak bağa sahip olması bu iki ülkeyi her zaman birbirine daha da yakınlaştırmış, mutlu ve hüzünlü günlerinde birbirinin yanında olmuşlardır.

zyılın en karmaşık dönemlerinden birinde  - 1918 yılında Azerbaycan'ın en sıkıntılı günlerinde Nuri Paşa komutasındaki Türk Kafkas İslam Ordusu, Bakü'yü Ermeni Taşnakları’nın pençesinden kurtarmış ve bu, Azerbaycan için önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Ulu önder Haydar Aliyev'in “Tek Millet, Iki Devlet” olarak nitelediği Azerbaycan ve Türkiye devletleri arasındaki ilişkiler, her iki ülke liderlerinin uyguladığı doğru ve stratejik siyasetin mantıksal bir sonucu olarak bugün daha yüksek bir düzeye ulaşmış, farklı alanlarda yeni bir boyuta taşınmıştır.  Aynı zamanda Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesi, günümüzde Türk dünyasını birbirine yaklaştıran en önemli etkenlerden biridir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: "Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler, köklü tarihi ve kültürel bağlardan kaynaklanan kardeşlik temelinde her alanda gelişiyor ve güçleniyor. Bu ilişkilerin mimarlarından biri olan büyük lider, saygıdeğer Haydar Aliyev'in dediği gibi, Türkiye ve Azerbaycan aynı milletin iki ayrı devletidir. Rahmetli Cumhurbaşkanı’nın iki ülke ilişkilerinin ideal değerini ifade etmek için kullandığı bu slogan gerçek hayata da yansıdı. Bütün dünya sevinci de, hüznü de bir olan Türkiye ve Azerbaycan'a gıpta ediyor" diye vurgulamıştır

Azerbaycan halk şairi Bahtiyar Vahabzade "Azerbaycan-Türkiye" şiirinde:

 

“Bir annenin iki oğlu

Bir ağacın iki dalı

O da ulu, bu da ulu,

Azerbaycan-Türkiye”

 

şeklinde duygularını ifade ederek, ülkelerimizin birbirine ne kadar yakın olduğunu çok güzel anlatmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev, iki ülke ilişkilerinin mevcut durumunu şu şekilde değerlendirmektedir: "Türkiye-Azerbaycan ilişkileri en üst düzeydedir. Stratejik nitelikteki bu ilişkiler dostluk ve kardeşlik ilkelerine dayalıdır.  Bizi birleştiren hem tarihsel köklerimiz hem de kültürel bağlarımız geçmişimizin ve bugünün  en önemli siyasi çıkarlarıdır."

Genel olarak, Azerbaycan ve Türkiye'nin uluslararası kuruluşlar nezdinde çeşitli uluslararası ve bölgesel konulardaki tutumları çok yakın veya örtüşmektedir.Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi, Kafkasya bölgesinde istikrarın sağlanmasını hedeflemektedir.

 

Bağımsızlığının ilk yıllarında askeri personel yetiştirme konusunda sıkıntı yaşayan Azerbaycan'ın Silahlı Kuvvetleri’nin oluşturulmasına Türkiye yardım etmiştir. Sonraki dönemde iki ülke arasındaki askeri-teknik işbirliği de gelişmiş, Azerbaycan'da askeri okulların programlarının oluşturulmasında ve personel yetiştirilmesinde Türkiye büyük rol oynamıştır. Azerbaycan ve Türkiye Silahlı Kuvvetleri her yıl ortak askeri tatbikatlar düzenlemektedir.

Azerbaycan tarihine altın harflerle yazılan 2020 yılında bilge lider ve azimli komutan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önderliğinde mücadele eden halkımız ve yiğit ordumuz düşmana karşı parlak bir zafer kazanmıştır. Bu zafer sonucunda otuz yıla yakın işgal altında bulunan ata topraklarımız askeri ve siyasi-diplomatik yollarla işgalden kurtarılmış, ülkemizin toprak bütünlüğü yeniden tesis edilmiştir. Türkiye, İkinci Karabağ Savaşı sırasında ve öncesinde her zaman Azerbaycan'ın yanında olmuştur. Kırk dört günlük gururlu tarihin ilk günlerinden itibaren kardeş Türkiye, Azerbaycan'a siyasi ve manevi destek vermiştir. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açık ve net açıklamalarda bulunarak, Azerbaycan'ın bu savaşta yalnız olmadığını, Türkiye'nin her zaman devletimizin ve halkımızın yanında olduğunu belirtmiştir.

Tabi bu da doğal olarak, gücümüze güç katarak elde ettiğimiz büyük tarihi zaferde önemli rol oynamıştır. Ülkemize hem siyasi hem de manevi destek gösteren Türk yetkililer defalarca Azerbaycan'ı ziyaret etmişler. Azerbaycan bu desteği çok takdir etmekte ve  asla unutmayacaktır.

15 Haziran 2021'de kültür başkentimiz, Karabağ'ımızın tacı Şuşa'da yeni bir tarih yazılmıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan ziyareti sırasında Şuşa'da resmi kabulü sırasında "Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasındaki İttifak İlişkilerine Dair" Şuşa Beyannamesi'ni imzalamışlardır. Bu belge, tarihi köklere ve sağlam temellere dayanan Türkiye-Azerbaycan birlik ve kardeşliğinin gelişme yoluna bir kez daha bakmayı gerekli kılmaktadır. Kars Antlaşması'ndan yüz yıl sonra, iki dost ve kardeş ülke arasında imzalanan ittifak ilişkilerine ilişkin belge, olağanüstü siyasi ve tarihi bir öneme sahiptir. Son yıllarda çeşitli alanlarda başarılı bir şekilde gelişen Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin geleceği Şuşa Beyannamesi'ne de yansımıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın 10 Aralık 2020'de Zafer Geçit Törenine katılmak üzere ülkemize yaptığı ziyarette imzalanan belgelerin arka planına karşı "imzalanacak daha çok imza var" ifadesini kullanmıştır.  Şuşa Beyannamesi bunun açık bir örneğiydi.

Her iki ülkenin ortak çıkarlarını korumaya yönelik fırsatları birleştiren, bölgesel ve uluslararası stratejik konulardaki faaliyetleri koordine etmeye hizmet eden Şuşa Beyannamesi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devletimizin başkanı İlham Aliyev'in de belirttiği gibi, “İşbirliği ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik yol haritası, gelecekteki işbirliğinin garantisidir. Aynı zamanda Türkiye-Azerbaycan ilişkileri tüm Türk dünyası için önemli bir rol oynamaktadır. Türk dünyasının birleşmesi ve Türkçe konuşan ülkeler arasındaki ilişkilerin gelişmesi için ortak çaba sarf ediyoruz.”

2021 yılında Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev'in imzaladığı Kararname’ye göre, işgalden kurtulan topraklarımızı birleştiren yeni ekonomik bölgeler oluşturulmuştur. Kararname’nin amacı, bölgelerin ekonomik potansiyelini, ulaşım ve haberleşmeyi, doğal kaynakları ve geniş turizm olanaklarını etkin bir şekilde kullanmak ve tüm bunları tek bir program temelinde yürütmektir.

Yeni oluşturulan ekonomik bölgelerden biri de Zengilan’ı kapsayan Doğu Zengezur ekonomik bölgesidir. Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti döneminde Zangezur ilçesinin ülke sınırları içerisinde olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki Zangezur bölgesinin batısı daha sonra haksız ve hukuksuz  bir şekilde Ermenistan'a verilmiştir.

Zengilan bölgesinin coğrafi konumu nedeniyle Doğu ve Batı Zengezur'u birbirine bağlayan koridor, Batı Zengezur'a açılan kapı konumundadır. Dolayısıyla ekonomik ve askeri açıdan böylesine stratejik bir konuma sahip bir bölgede havalimanın yapılması, ulaşım ve iletişim imkanlarının genişletilmesi açısından çok önemlidir.

Topraklarımızın işgalden kurtarılmasından bu yana geçen kısa sürede, o bölgelerde gerçekleştirilen restorasyon ve imar çalışmaları, Fuzuli Uluslararası Havalimanı'ndan sonra Zengilan'da da havalimanının açılması Azerbaycan'ın savaş sonrası dönemde büyük planlarının göstergesidir. Karabağ'ın önemli bir ulaşım merkezi haline gelmesi için Zengezur koridorunun hava ulaşım altyapısı ile güçlendirilmesi açısından stratejik öneme sahiptir.

Türkiye-Azerbaycan ilişkileri barışa, yeniden yapılanmaya, bölgenin ekonomik, ulaşım ve iletişim olanaklarından eşit ortak yararlanmaya dayanmaktadır. Ancak Ermenistan yandaşlarının amacı bölgeyi etkilemek için savaşı ve saldırganlığı sürdürmeye çalışmaktır. Ülkemiz toprak sahibi olarak bölgenin kalkınmasını ve güvenliğini sağlayacak siyasi, ekonomik ve askeri güce sahip olduğunu tüm dünyaya açıkça göstermektedir.

6 Şubat 2023 tarihinde son 100 yılın felaketiyle karşı karşıya olan kardeş Türkiye'de meydana gelen korkunç deprem sonucu çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi ülkemizde büyük bir üzüntüyle karşılanmıştır. Kardeş ülkeden gelen acı haber Azerbaycan halkını ve devletini derinden üzdü.Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ilk andan itibaren Türkiye Cumhurbaşkanı'nı arayarak, Türk halkına taziyelerini ileterek üzüntüsünü dile getirmiştir. İhtiyaçın olup-olmadığını sormadan hemen yardım göndermeye başlamamız, kardeş ülkemizde meydana gelen depremin yol açtığı faciayı kendi sorunumuz olarak kabul etmemizden kaynaklanmaktadır.

Bu yardım kampanyasına ilk katılan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Mehriban Aliyeva'nın yönettiği  Haydar Aliyev Vakfı olmuştur.

Mehriban Aliyeva'nın Instagram hesabından Türkiye'de yaşanan doğal afet nedeniyle duyduğu üzüntüsünü dile getirmesi, tıpkı bir anne ve kardeşin yakınlarına ne kadar hassas, duyarlı olmasının göstergesiydi. Acil Durumlar Bakanlığı kurtarma ekipleri, kamu kuruluşları, devlet kurumları ve diğer kurumlar ellerindeki tüm imkanlarla bugüne kadar da yardımcı olmaktadır. Bugün Azerbaycan'da böyle bir insan yok ki, Türkiye'deki doğal afete üzülmesin ve desteğinizi belirtmek istemesin.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "Azerbaycan her zaman olduğu gibi depremin ilk dakikalarından ve saatlerinden itibaren kardeş Türkiye'nin yanında oldu. Azerbaycan her zaman olduğu gibi desteğini ve dayanışmasını gösteriyor. Bu acı trajedinin sonuçlarının bir nebze de olsa ortadan kalkmasına yardımcı olabildiysek, bunu kendimiz için bir teselli sayarız.”

Görüldüğü gibi, Türkiye ile tek milletiz, iki devletiz, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi de bilikte yaşamaktayız. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin en üst düzeyde olduğu tüm dünya tarafından bilinmektedir. Bu tür konuların, derin köklere sahip ve mutlu bir geleceğe uzanan Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine olumsuz bir etkisi olmayacağına inanmaktayız. Dostluğumuz ve kardeşliğimiz daha üst seviyelere doğru sürekli gelişecektir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Avrupa Birliği'nin "Doğu Ortaklığı" Programı zirvesinde yaptığı konuşmada, "Bu masada Türkiye'nin temsilcisi yok. Ama ben buradayım" demesi,  gezegenimizin en büyük haksızlıklarından biri olan Ermeni işgaline dünyanın çoğu ülkesinin tepki göstermediği dönemde  Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında "Karabağ – Azerbaycan kadar  bizim  de meselemizdir" açıklamasını yapması, Azerbaycan'a resmi ziyareti sırasında Milli Meclis'te yaptığı konuşmasında, "...Bugün  Azerbaycan'ın yanındayız ve her zaman Azerbaycan'ın yanında olacağımızı tüm dünya bilsin. Nasıl Azerbaycan gençliği Anadolu gençliğiyle Çanakkale'de birlikte şehadete yürüyüp zafer kazandıysa, 1918'de Nuru Paşa'nın aslanları Azerbaycan'ın yardımına koştuğu gibi biz de bugün ve gelecekte eşit olacağız..." söylemekle  belirli bir pozisyon belirtmesi Azerbaycan-Türkiye kardeşliğinin gücünün  açık örnekleridir.

Azerbaycan-Türkiye birliğini, Türk dünyasının dayanışmasını dünya görmeli ve bu birliği lekelemek isteyenler, zayıflatmak isteyenler bundan bir sonuç çıkarmalıdır. Çünkü Azerbaycan-Türkiye birliği artık durdurulamaz, yenilmez bir güç haline gelmiştir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.