Film gibi yaşamıyla resmin ‘Balaban’ını unutmayalım

Kültür-Sanat (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 24.01.2022 - 09:51, Güncelleme: 24.01.2022 - 09:51
 

Film gibi yaşamıyla resmin ‘Balaban’ını unutmayalım

Sema Kumrulu Türk Şair Nazım Hikmet Ran'ı 120. yılında andığımız şu günlerde,  Ressam İbrahim Balaban'ı da anmak istedim. Her iki sanatçının hayatlarının çok ince bir buluşma noktası var. Hapishanede başlayan bir hayat hikayesi. Türk Ressam İbrahim Balaban, 1921 yılında Bursa'nın bir köyü olan Seçköy'de doğdu. Üç sınıflı ilkokulu, köyünde bitirerek maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamayınca çobanlık, tarım işçiliği yapan Balaban taş kırma işinde de çalışıyor. Çocukluğundan itibaren elinde defter kalem çizimler yapıyor. Resimlerinde, tarla, bahçe, köy ve köylü çizimleri hep hakim oluyor. Daha sonraları, Nazım'ın ondan ''Köylü Ressam'' diye bahsettiği gibi. 1942-45 yılları arasında Bursa Cezaevi'nde yattığı süreç, onun hayatının dönüm noktası oluyor. Aynı hapishanede kalan Nazım'ın Balaman'ı yaptığı portresi ile dostlukları başlıyor. Artık Nazım Hikmet'in öğrencisi olmuştur. Resmin yanında Nazım'dan çok şeyler öğrenen Balaban, hapishaneden, edebiyat, felsefe, sosyoloji hatta ekonomi bilgileriyle çıktı. Artık Nazım Balaban'ın ''Şair Baba''sı olmuştur.   Balaban 1950 yılından çıkan af yasasından yararlanarak cezaevinden çıktı. İlk sergisini İstanbul Fransız Kültür Derneği'nde açan sanatçı için art arda Anadolu kadınına geniş yer verdiği  sergiler geldi. Yurt içi ve yurt dışında sergilere katıldı.  Nazım ile geçirdiği günleri kitaplaştırdı. Hatta kendisi gibi ressam olan oğluna Nazım ismini verdi. Usta Ressam İbrahim Balaban'ı 9 Haziran 2019 yılında çoklu organ yetmezliğinden kaybettik. Onu tanıma fırsatım olmadı ama oğlu Ressam Hasan Nazım Balaban'dan İbrahim Balaban'ı dinlemek şans oldu bana. Nurlarda uyusunlar.
Sema Kumrulu Türk Şair Nazım Hikmet Ran'ı 120. yılında andığımız şu günlerde,  Ressam İbrahim Balaban'ı da anmak istedim. Her iki sanatçının hayatlarının çok ince bir buluşma noktası var. Hapishanede başlayan bir hayat hikayesi. Türk Ressam İbrahim Balaban, 1921 yılında Bursa'nın bir köyü olan Seçköy'de doğdu. Üç sınıflı ilkokulu, köyünde bitirerek maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamayınca çobanlık, tarım işçiliği yapan Balaban taş kırma işinde de çalışıyor. Çocukluğundan itibaren elinde defter kalem çizimler yapıyor. Resimlerinde, tarla, bahçe, köy ve köylü çizimleri hep hakim oluyor. Daha sonraları, Nazım'ın ondan ''Köylü Ressam'' diye bahsettiği gibi. 1942-45 yılları arasında Bursa Cezaevi'nde yattığı süreç, onun hayatının dönüm noktası oluyor. Aynı hapishanede kalan Nazım'ın Balaman'ı yaptığı portresi ile dostlukları başlıyor. Artık Nazım Hikmet'in öğrencisi olmuştur. Resmin yanında Nazım'dan çok şeyler öğrenen Balaban, hapishaneden, edebiyat, felsefe, sosyoloji hatta ekonomi bilgileriyle çıktı. Artık Nazım Balaban'ın ''Şair Baba''sı olmuştur.   Balaban 1950 yılından çıkan af yasasından yararlanarak cezaevinden çıktı. İlk sergisini İstanbul Fransız Kültür Derneği'nde açan sanatçı için art arda Anadolu kadınına geniş yer verdiği  sergiler geldi. Yurt içi ve yurt dışında sergilere katıldı.  Nazım ile geçirdiği günleri kitaplaştırdı. Hatta kendisi gibi ressam olan oğluna Nazım ismini verdi. Usta Ressam İbrahim Balaban'ı 9 Haziran 2019 yılında çoklu organ yetmezliğinden kaybettik. Onu tanıma fırsatım olmadı ama oğlu Ressam Hasan Nazım Balaban'dan İbrahim Balaban'ı dinlemek şans oldu bana. Nurlarda uyusunlar.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.