Kuvay Sanlı
Köşe Yazarı
Kuvay Sanlı
 

Buluntu akıl

[simple-author-box] Adı felsefeciler arasında geçen Arthur Schopenhauer,  kadının erkeğe itaate zorunlu olduğunu düşünür. Kadınlar Üzerine (Über die Weiber) başlığında uzun uzun, kadının ne denli düşük bir varlık olduğunu anlatır. Schopenhauer, kadının çocuğuna olan sevgisinin bile, erkeğin hayatta olduğu sürece devam ettiğini belirtir. İkiyüzlülüğün kadında doğuştan olduğunu düşünen bu büyük düşünür, kadına sadakatin anlamsızlığını ileri sürer. Ne felsefe ama! Schopenhauer’un aforizmalarından birkaçının bu düzeyde olduğunu ve diğer konularda anlamlı düşünceler ortaya koyduğunu sanmayın. Onun anlatımlarında kadına karşı tutumuyla erkek, aslında ortaya koyduğu kadın tasarımından da geri bir duruma düşer ama özensiz aktarımlarında bir erkek olarak o, bunu hissetmez bile. Schopenhauer’dan, rasyonel olanı ortaya koyan Hegel’i anlamasını bekleyemeyiz. Keyfiliğe ve savrukluğa olanak tanımayan Hegel’in sistematiği, onun rahat hissedeceği bir zemin olmazdı. Dolayısıyla Schopenhauer Hegel’e saldırır ve “Düz kafalı, tiksindirici bir laf ebesi, bir şarlatan!” der. Onun kafasındaki kadın ve erkek gibi Hegel tasarımı da, bilgi değildir ve zaten bilmediği, anlamadığı için hakaret etmektedir. * Bir Jeolog (yerbilimci) olan Prof. Dr. Celâl Şengör’ün, Schopenhauer hayranlığı içinde felsefenin konularına rahatlıkla girdiğine tanıklık etmişsinizdir. Bu örnekler, felsefenin doğru düşünmeye katkısı niteliğinde değil, kişileri alaya almaya yönelik hiciv düzeyindedir. Schopenhauer’ın gene bir Alman olan G. W. F. Hegel’e yönelik hakaretlerini Celâl Şengör’den, kendi sözleriymiş gibi işitirsiniz. “Hegel mi? Diyalektik yöntemi mi? Geçin bir kere o saçmalığı” diyebilen Şengör, Hegel’i hiç okumamış olabilir mi? Hiç buluntu bir akılla, sadece bir başkasının dediğini tekrarlıyor olabilir mi? O saçmalığı gerçekten geçmek gerek çünkü Hegel’in “diyalektik yöntem” diye bir yöntemi yoktur. Hegel’de, hem de en yetkin şekilde diyalektik vardır ama yönteminin adı spekülatif (kurgul) yöntemdir. Yöntemi içerisinde birinci uğrak analitik olandır. Diyalektik, ilk olumsuzlama olarak ikinci uğraktır. Bir sonraki aşamada olumsuzlamanın olumsuzlaması, yani analitik ve diyalektiğin birliğinde spekülatif olana geçilir ve yöntem tamamlanır. Hegel yöntemden, Büyük Mantık çalışmasında, saltık yöntem (die absolute methode) ve Küçük Mantık’ta kurgul yöntem (die spekulative methode) şeklinde söz eder.[1] Celal Şengör’ün, Hegel’den değil ama onun üzerine yorumlardan kopyaladığı “diyalektik yöntem” yanlışı, Hegel’i hiç okumamış olduğunu açık eder. Şengör düştüğü durumu bir de iddialı haykırışlar sarf ederek tamamlarken, yanı başındaki tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın sessizliği, Hegel’in Tarih Felsefesi yapıtının varlığında düşündürücüdür. İlber Ortaylı sessizliğini bozup Hegel’den anladığını ortaya koyduğunda, o da bu ismi aslında okumadığını, bilmediğini ilan eder. Ortaylı’nın belirttiği “tez, anti tez, sentez” gibi bir üçlemeyi Hegel’de bulamazsınız. Bu üçleme, mekanik bir diyalektik kurgusu içinde Johann Gottlieb Fichte’de geçer. Ortaylı’nın Fichte’yi de bilmediği anlaşılmaktadır ama bu, devede kulak... Hegel’de diyalektik, iki karşıtın ayrı ayrı var olarak ve ardından adeta kol kola girmeleri ve böylece bir yeni duruma geçişe olanak tanımaları şeklinde bir anlamı karşılamaz. Hegel’de oluş, ilkin oluş olarak monist değildir çünkü. Karşıtların birliği olarak diyalektiktir. Kavram karşıtını içinde barındırır. Kavram oluş niteliğini, karşıtların birliği şeklinde kazanır. Ama insan aklı, kavramı saltık (mutlak) olarak bir soyutlama içinde düşünmeye de yeteneklidir. Galiba insan aklı bir o kadar da kendini kandırmaya… Celal Şengör ile İlber Ortaylı’nın, düşünce tarihinin belki de en önde gelen filozofu Hegel üzerine parodileri, “körler sağırlar birbirini ağırlar” düzeyinde uyumludur. Bu uyum içinde özellikle Celal Şengör’ün felsefe konusunda ortaya koyduğu içeriksiz belagat, neyi sorgulatır bilir misiniz: Jeoloji konusundaki durumunu? [1]www.ideayaynevi.com/okumalar/diyalektik_yontem_mi_aziz_yardimli.html
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2021 - Çarşamba

Buluntu akıl

[simple-author-box]

Adı felsefeciler arasında geçen Arthur Schopenhauer,  kadının erkeğe itaate zorunlu olduğunu düşünür. Kadınlar Üzerine (Über die Weiber) başlığında uzun uzun, kadının ne denli düşük bir varlık olduğunu anlatır. Schopenhauer, kadının çocuğuna olan sevgisinin bile, erkeğin hayatta olduğu sürece devam ettiğini belirtir. İkiyüzlülüğün kadında doğuştan olduğunu düşünen bu büyük düşünür, kadına sadakatin anlamsızlığını ileri sürer. Ne felsefe ama!

Schopenhauer’un aforizmalarından birkaçının bu düzeyde olduğunu ve diğer konularda anlamlı düşünceler ortaya koyduğunu sanmayın. Onun anlatımlarında kadına karşı tutumuyla erkek, aslında ortaya koyduğu kadın tasarımından da geri bir duruma düşer ama özensiz aktarımlarında bir erkek olarak o, bunu hissetmez bile.

Schopenhauer’dan, rasyonel olanı ortaya koyan Hegel’i anlamasını bekleyemeyiz. Keyfiliğe ve savrukluğa olanak tanımayan Hegel’in sistematiği, onun rahat hissedeceği bir zemin olmazdı. Dolayısıyla Schopenhauer Hegel’e saldırır ve “Düz kafalı, tiksindirici bir laf ebesi, bir şarlatan!” der. Onun kafasındaki kadın ve erkek gibi Hegel tasarımı da, bilgi değildir ve zaten bilmediği, anlamadığı için hakaret etmektedir.

*

Bir Jeolog (yerbilimci) olan Prof. Dr. Celâl Şengör’ün, Schopenhauer hayranlığı içinde felsefenin konularına rahatlıkla girdiğine tanıklık etmişsinizdir. Bu örnekler, felsefenin doğru düşünmeye katkısı niteliğinde değil, kişileri alaya almaya yönelik hiciv düzeyindedir.

Schopenhauer’ın gene bir Alman olan G. W. F. Hegel’e yönelik hakaretlerini Celâl Şengör’den, kendi sözleriymiş gibi işitirsiniz. “Hegel mi? Diyalektik yöntemi mi? Geçin bir kere o saçmalığı” diyebilen Şengör, Hegel’i hiç okumamış olabilir mi? Hiç buluntu bir akılla, sadece bir başkasının dediğini tekrarlıyor olabilir mi?

O saçmalığı gerçekten geçmek gerek çünkü Hegel’in “diyalektik yöntem” diye bir yöntemi yoktur. Hegel’de, hem de en yetkin şekilde diyalektik vardır ama yönteminin adı spekülatif (kurgul) yöntemdir. Yöntemi içerisinde birinci uğrak analitik olandır. Diyalektik, ilk olumsuzlama olarak ikinci uğraktır. Bir sonraki aşamada olumsuzlamanın olumsuzlaması, yani analitik ve diyalektiğin birliğinde spekülatif olana geçilir ve yöntem tamamlanır. Hegel yöntemden, Büyük Mantık çalışmasında, saltık yöntem (die absolute methode) ve Küçük Mantık’ta kurgul yöntem (die spekulative methode) şeklinde söz eder.[1]

Celal Şengör’ün, Hegel’den değil ama onun üzerine yorumlardan kopyaladığı “diyalektik yöntem” yanlışı, Hegel’i hiç okumamış olduğunu açık eder. Şengör düştüğü durumu bir de iddialı haykırışlar sarf ederek tamamlarken, yanı başındaki tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın sessizliği, Hegel’in Tarih Felsefesi yapıtının varlığında düşündürücüdür.

İlber Ortaylı sessizliğini bozup Hegel’den anladığını ortaya koyduğunda, o da bu ismi aslında okumadığını, bilmediğini ilan eder. Ortaylı’nın belirttiği “tez, anti tez, sentez” gibi bir üçlemeyi Hegel’de bulamazsınız. Bu üçleme, mekanik bir diyalektik kurgusu içinde Johann Gottlieb Fichte’de geçer. Ortaylı’nın Fichte’yi de bilmediği anlaşılmaktadır ama bu, devede kulak...

Hegel’de diyalektik, iki karşıtın ayrı ayrı var olarak ve ardından adeta kol kola girmeleri ve böylece bir yeni duruma geçişe olanak tanımaları şeklinde bir anlamı karşılamaz. Hegel’de oluş, ilkin oluş olarak monist değildir çünkü. Karşıtların birliği olarak diyalektiktir.

Kavram karşıtını içinde barındırır. Kavram oluş niteliğini, karşıtların birliği şeklinde kazanır. Ama insan aklı, kavramı saltık (mutlak) olarak bir soyutlama içinde düşünmeye de yeteneklidir. Galiba insan aklı bir o kadar da kendini kandırmaya…

Celal Şengör ile İlber Ortaylı’nın, düşünce tarihinin belki de en önde gelen filozofu Hegel üzerine parodileri, “körler sağırlar birbirini ağırlar” düzeyinde uyumludur. Bu uyum içinde özellikle Celal Şengör’ün felsefe konusunda ortaya koyduğu içeriksiz belagat, neyi sorgulatır bilir misiniz: Jeoloji konusundaki durumunu?

[1]www.ideayaynevi.com/okumalar/diyalektik_yontem_mi_aziz_yardimli.html
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.