Güner Dinçaslan
Köşe Yazarı
Güner Dinçaslan
 

Yeni yıl ve nardogan

[simple-author-box] İnsanlığın ortak değerleri vardır, gökyüzünde ve yeryüzünde yaşanan tabiat olayları, gece, gündüz, fırtınalar, depremleri bunları hiçbir din ve kültür sahiplenemez, ortak kader olarak yaşanır. Zamanla bu değerler; inançlar, kültürler ve coğrafi konumlardan dolayı anlam yüklenir, dini ritüeller haline getirilir, kutsallaştırılır. İnsanlarda; yeme, içme, barınma gibi fiziki ihtiyaçlarının yanı sıra, soyut olarak da çeşitli ihtiyaçları vardır. Yaratılışı bunun üzerine kurulmuştur. Bir şeyleri kutsama veya korktuğunda ki davranışları zamanla kült haline dönüşür, nesilden nesle aktarılarak geleceğe taşınır. Dünya yaratıldığından beri, duygu ve davranış mirası fazla değişimlere uğramamış ama isimler dillere, inançlarına, yaşanılan coğrafyanın durumuna göre bazen gelişerek, bazen değişerek süre gelmiştir. İsimler değişse de manalar pek değişikliğe uğramamıştır. Korktukların da ki davranış biçimleri, çoğu zaman ibadetlere yansımış, adak sunmaya kadar gidilmiştir. Hayvanları adamak insanoğlunun yaratılışı kadar eskidir. Bu davranış, duygu sığınması olarak görülmenin yanı sıra bir bağışlanma olacağı bilinçaltına yerleşmiştir. Gökyüzünde meydana gelen değişiklikler, mevsim geçişlerinde ki farklılıklara birçok medeniyetler ortak bir davranış biçimi geliştirmişlerdir. Mevsim geçişlerinde ki, ekinoks durumlarına manalar verilmiş, bunun için hikayeler, efsaneler uydurulmuştur. Bu efsanelerden birisi; ay takvimime göre veya çeşitli medeniyetlerin adlandırdığı şekliyle Nardogan’dır. Genellikle Orta Asya’da yaşayan Türklerin geleneklerinden yola çıkılarak, mitoloji olarak birçok uygarlıklar etkilenmiştir. Türk mitolojisine göre; 21 Aralık, yani gece ile gündüzün eşitlendiği o gün, bayram olarak kutlanmıştır. İnançlarına göre gündüz ve gece bir savaş halindedir ve 22 Aralık günü gündüz geceyi yenmiş savaşta galip gelmiştir. O gün hayat ağacı olarak adlandırılan Akçaçam ağacı ki, (Ölümsüz hayat ağacı) bunun dünyanın merkezinde dikili olduğu, ucunun çok yukarılarda Ülgen Tanrı’ya ulaştığı, yapılan dua ve dileklerin bu nedenle duyulduğu, yerine getirildiğine inanılırdı. Çam ağacı süslenir, o gün çeşitli yiyecekler ve ritüellerle kutlanırdı. Bu gelenek; Türklerden Sümerlere, onlardan da Eski Roma’ya geçmiş, süregelen zamanlarda da çeşitli kültür ve medeniyetlere sirayet etmiştir. Kültürler etkilenmiş, dinler bile bu gelenekten etkilenmiştir. Hıristiyanlar İznik konsülünde Hz. İsa’nın doğum gününe denk gelen bugünü iki gün sonraya alarak, 24 Aralık’ta bu kutsal doğumu kutlama kararı almışlardır. O gün ay takvimine göre de diğer takvimlere göre de gece gündüz eşitlenmektedir. Bu değişmez insanlığın ortak değeridir. Ne yapılırsa yapılsın değişmez bir kuraldır. Sadece buna manalar vermek değişebilir, bazı medeniyetler isim değişikliği ile önemini artırır veya sıradan bir gün olarak geçiştirirler. O gün yapılan dua ve iyi dileklerin kabul edileceği inancı günümüze kadar gelmiş ve birçok kültür etkilenmiştir. Bu mitolojinin çıkış yeri olan Türk kültüründe isimler değişmiştir. Çuvaş Türkleri; Nartavan, Moğol dilinde Nar, güneş anlamında, Türkçe de Doğan kelimesi ile birleşmiş Nardoğan. Tatarlar da Koyaş Tuğa, (Güneşin doğumu) Başkurtlar, Mardugan, diye isimler vermişlerdir. Bu inanç, (hayat ağacı, Akcaçam) çeşitli kültürleri öyle etkilemiş ki, günümüze kadar gelen çeşitli dokuma ve nakışlarda hayat ağacı motifi, kilim, halı ve çeşitli dokumalarda hala görülmektedir. O gün için edilen dualar nesilden nesle aktarılmıştır. Nardugan’ım nar olsun, / İçi dolu nur olsun, / Nardogan oynayanın, / Ömrü uzun olsun. Nardogan’ı sahiplenenler, / Hayatı huzurlu olsun/ Mal hayvanlarınız artsın, / Kulunlarınız koşsun, / Ekinleriniz iyi yumurta gibi tok olsun. Adına ne denilirse denilsin, yeni yıl milletimize, dünyaya, insanlığa, yaşayan nebatat ve hayvanata hayır ve güzellikler getirsin. Mutluluk ve huzur dolu yeni yıl dileklerimle, Nardogan’ınız kutlu olsun. Esen kalın.
Ekleme Tarihi: 29 Aralık 2020 - Salı

Yeni yıl ve nardogan

[simple-author-box]

İnsanlığın ortak değerleri vardır, gökyüzünde ve yeryüzünde yaşanan tabiat olayları, gece, gündüz, fırtınalar, depremleri bunları hiçbir din ve kültür sahiplenemez, ortak kader olarak yaşanır. Zamanla bu değerler; inançlar, kültürler ve coğrafi konumlardan dolayı anlam yüklenir, dini ritüeller haline getirilir, kutsallaştırılır. İnsanlarda; yeme, içme, barınma gibi fiziki ihtiyaçlarının yanı sıra, soyut olarak da çeşitli ihtiyaçları vardır. Yaratılışı bunun üzerine kurulmuştur. Bir şeyleri kutsama veya korktuğunda ki davranışları zamanla kült haline dönüşür, nesilden nesle aktarılarak geleceğe taşınır.

Dünya yaratıldığından beri, duygu ve davranış mirası fazla değişimlere uğramamış ama isimler dillere, inançlarına, yaşanılan coğrafyanın durumuna göre bazen gelişerek, bazen değişerek süre gelmiştir. İsimler değişse de manalar pek değişikliğe uğramamıştır. Korktukların da ki davranış biçimleri, çoğu zaman ibadetlere yansımış, adak sunmaya kadar gidilmiştir. Hayvanları adamak insanoğlunun yaratılışı kadar eskidir. Bu davranış, duygu sığınması olarak görülmenin yanı sıra bir bağışlanma olacağı bilinçaltına yerleşmiştir.

Gökyüzünde meydana gelen değişiklikler, mevsim geçişlerinde ki farklılıklara birçok medeniyetler ortak bir davranış biçimi geliştirmişlerdir. Mevsim geçişlerinde ki, ekinoks durumlarına manalar verilmiş, bunun için hikayeler, efsaneler uydurulmuştur. Bu efsanelerden birisi; ay takvimime göre veya çeşitli medeniyetlerin adlandırdığı şekliyle Nardogan’dır. Genellikle Orta Asya’da yaşayan Türklerin geleneklerinden yola çıkılarak, mitoloji olarak birçok uygarlıklar etkilenmiştir. Türk mitolojisine göre; 21 Aralık, yani gece ile gündüzün eşitlendiği o gün, bayram olarak kutlanmıştır. İnançlarına göre gündüz ve gece bir savaş halindedir ve 22 Aralık günü gündüz geceyi yenmiş savaşta galip gelmiştir. O gün hayat ağacı olarak adlandırılan Akçaçam ağacı ki, (Ölümsüz hayat ağacı) bunun dünyanın merkezinde dikili olduğu, ucunun çok yukarılarda Ülgen Tanrı’ya ulaştığı, yapılan dua ve dileklerin bu nedenle duyulduğu, yerine getirildiğine inanılırdı. Çam ağacı süslenir, o gün çeşitli yiyecekler ve ritüellerle kutlanırdı. Bu gelenek; Türklerden Sümerlere, onlardan da Eski Roma’ya geçmiş, süregelen zamanlarda da çeşitli kültür ve medeniyetlere sirayet etmiştir. Kültürler etkilenmiş, dinler bile bu gelenekten etkilenmiştir. Hıristiyanlar İznik konsülünde Hz. İsa’nın doğum gününe denk gelen bugünü iki gün sonraya alarak, 24 Aralık’ta bu kutsal doğumu kutlama kararı almışlardır. O gün ay takvimine göre de diğer takvimlere göre de gece gündüz eşitlenmektedir. Bu değişmez insanlığın ortak değeridir. Ne yapılırsa yapılsın değişmez bir kuraldır. Sadece buna manalar vermek değişebilir, bazı medeniyetler isim değişikliği ile önemini artırır veya sıradan bir gün olarak geçiştirirler.

O gün yapılan dua ve iyi dileklerin kabul edileceği inancı günümüze kadar gelmiş ve birçok kültür etkilenmiştir. Bu mitolojinin çıkış yeri olan Türk kültüründe isimler değişmiştir. Çuvaş Türkleri; Nartavan, Moğol dilinde Nar, güneş anlamında, Türkçe de Doğan kelimesi ile birleşmiş Nardoğan. Tatarlar da Koyaş Tuğa, (Güneşin doğumu) Başkurtlar, Mardugan, diye isimler vermişlerdir. Bu inanç, (hayat ağacı, Akcaçam) çeşitli kültürleri öyle etkilemiş ki, günümüze kadar gelen çeşitli dokuma ve nakışlarda hayat ağacı motifi, kilim, halı ve çeşitli dokumalarda hala görülmektedir.

O gün için edilen dualar nesilden nesle aktarılmıştır.

Nardugan’ım nar olsun, / İçi dolu nur olsun, / Nardogan oynayanın, / Ömrü uzun olsun. Nardogan’ı sahiplenenler, / Hayatı huzurlu olsun/ Mal hayvanlarınız artsın, / Kulunlarınız koşsun, / Ekinleriniz iyi yumurta gibi tok olsun.

Adına ne denilirse denilsin, yeni yıl milletimize, dünyaya, insanlığa, yaşayan nebatat ve hayvanata hayır ve güzellikler getirsin. Mutluluk ve huzur dolu yeni yıl dileklerimle, Nardogan’ınız kutlu olsun. Esen kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.