Sema Kumrulu
Köşe Yazarı
Sema Kumrulu
 

“Resim, mesleğim değil, nefesim” diyen ressam MUSTAFA AYAZ

[simple-author-box] Sanatçımız tam bir azim ve çalışkanlık örneği. İdeallerini bir tahta bavula, bir gecekondunun bodrum katında başlayan sanat hayatını 7 katlı müzeye sığdırma başarısını gösteren biri ancak bir Köy Enstitülünün işi olabilirdi… Çağdaş Türk sanatının öncülerinden Prof. Mustafa Ayaz, sanatıyla yaşamını birleştiren ve  eserlerinin sonsuza dek yaşayacağı müzesini kuran bir sanatçı. Bu hayalim için uzun yıllar çalıştım diyen Ayaz, ''Mimarisini de ben yaptım'' diyor. Öyle bir bavul ki Bize çocukluğunuzdan bahseder misiniz? 1938 yılında Trabzon'un Kabataş köyünde doğdum. Çocukluğum yoksulluk içinde geçti. Babam bizi taş kırarak büyüttü. Ailemde okuyan kimse yoktu. Ağabeyimin desteğiyle 10 yaşında okula gidebildim. Ağabeyim Ahmet Ayaz, 1958 yılında bana elleriyle tahta bir bavul yaptı. Bu bavulla değişik kentler dolaştık. Çektiğim sıkıntıları, başarı hırsımı, ideallerimi kısaca her şeyi o bavula sakladım. Köy Enstitülü ve… Sanat serüveniniz nasıl başladı? İlkokuldan sonra, 1953 yılında Erzurum Pulur Köy Enstitüsü'nde 3 yıl okudum. Türkçe kitabındaki 'Osman Kaptan' betimlemesini çizmem ve Türkçe öğretmenimin beni keşfetmesiyle hayatım değişti. Öğretmenim vasıtasıyla Heykeltıraş Burhan Alkar'la tanıştım. 1956 yılında Çapa Öğretmen Okulu Resim Bölümünü kazanmam ise sanat hayatımı belirledi. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitirdim. Müze, hayali idi Hayaliniz olan Mustafa Ayaz Müzesini sizden dinleyelim. İlk atölyem Yenimahalle Şentepe'de oturduğum gecekondunun bodrum katıydı. En güzel eserlerimi burada ürettim. Hep hayalim olan, müzemin projesi ise 2003 yılında hayata geçti, yapımı 4 yıl sürdü. Ben bu müzeyi tamamen kendi imkanlarımla yaptım. Gecekonduda yaşarken yaptığım resimlerimi de müzeme koydum. 30 yıl çalışarak nihayet Ankara'da açtığım müzeme kavuşmuştum. Sadece müze değil Müzenizde neler bulunuyor? Müze, 7 kattan oluşuyor ve içinde çeşitli kullanım olanakları mevcut. En üst katta benim tablolarım ve ofisim yer alıyor. İlk 3 katta farklı dönemlere ait eserler sergileniyor. Özel olarak yapılan hocam, ustam  Prof. Dr. Adnan Turani için saygı bölümümüz var. Ayrıca galeriler, resim atölyeleri, kütüphane, hediyelik eşya bölümü ve kafe bulunuyor. En özel köşem ise ağabeyimin yaptığı, anıları çok olan tahta bavulumun durduğu köşe. Ayrıca resim ve heykel kursları da veriliyor. Vakfın amacı ise, toplumun her köşesine sanat sevgisi aşılamak, sanat yoluyla toplumu eğitmek. Sanatçımız Mustafa Ayaz'ın, gecekondudan bugünlere gelen hayatı, bir Köy Enstitülü oluşu, tahta bavulu, sanat adına yaptıkları beni çok etkiledi. Ders çıkarılacak bir hayat hikayesi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Sağlıklı bir yaşam diliyorum.
Ekleme Tarihi: 28 Nisan 2021 - Çarşamba

“Resim, mesleğim değil, nefesim” diyen ressam MUSTAFA AYAZ

[simple-author-box]

Sanatçımız tam bir azim ve çalışkanlık örneği. İdeallerini bir tahta bavula, bir gecekondunun bodrum katında başlayan sanat hayatını 7 katlı müzeye sığdırma başarısını gösteren biri ancak bir Köy Enstitülünün işi olabilirdi…

Çağdaş Türk sanatının öncülerinden Prof. Mustafa Ayaz, sanatıyla yaşamını birleştiren ve  eserlerinin sonsuza dek yaşayacağı müzesini kuran bir sanatçı. Bu hayalim için uzun yıllar çalıştım diyen Ayaz, ''Mimarisini de ben yaptım'' diyor.

Öyle bir bavul ki

Bize çocukluğunuzdan bahseder misiniz?

1938 yılında Trabzon'un Kabataş köyünde doğdum. Çocukluğum yoksulluk içinde geçti. Babam bizi taş kırarak büyüttü. Ailemde okuyan kimse yoktu. Ağabeyimin desteğiyle 10 yaşında okula gidebildim. Ağabeyim Ahmet Ayaz, 1958 yılında bana elleriyle tahta bir bavul yaptı. Bu bavulla değişik kentler dolaştık. Çektiğim sıkıntıları, başarı hırsımı, ideallerimi kısaca her şeyi o bavula sakladım.

Köy Enstitülü ve…

Sanat serüveniniz nasıl başladı?

İlkokuldan sonra, 1953 yılında Erzurum Pulur Köy Enstitüsü'nde 3 yıl okudum. Türkçe kitabındaki 'Osman Kaptan' betimlemesini çizmem ve Türkçe öğretmenimin beni keşfetmesiyle hayatım değişti. Öğretmenim vasıtasıyla Heykeltıraş Burhan Alkar'la tanıştım. 1956 yılında Çapa Öğretmen Okulu Resim Bölümünü kazanmam ise sanat hayatımı belirledi. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitirdim.

Müze, hayali idi

Hayaliniz olan Mustafa Ayaz Müzesini sizden dinleyelim.

İlk atölyem Yenimahalle Şentepe'de oturduğum gecekondunun bodrum katıydı. En güzel eserlerimi burada ürettim. Hep hayalim olan, müzemin projesi ise 2003 yılında hayata geçti, yapımı 4 yıl sürdü. Ben bu müzeyi tamamen kendi imkanlarımla yaptım. Gecekonduda yaşarken yaptığım resimlerimi de müzeme koydum. 30 yıl çalışarak nihayet Ankara'da açtığım müzeme kavuşmuştum.

Sadece müze değil

Müzenizde neler bulunuyor?

Müze, 7 kattan oluşuyor ve içinde çeşitli kullanım olanakları mevcut. En üst katta benim tablolarım ve ofisim yer alıyor. İlk 3 katta farklı dönemlere ait eserler sergileniyor. Özel olarak yapılan hocam, ustam  Prof. Dr. Adnan Turani için saygı bölümümüz var. Ayrıca galeriler, resim atölyeleri, kütüphane, hediyelik eşya bölümü ve kafe bulunuyor. En özel köşem ise ağabeyimin yaptığı, anıları çok olan tahta bavulumun durduğu köşe. Ayrıca resim ve heykel kursları da veriliyor. Vakfın amacı ise, toplumun her köşesine sanat sevgisi aşılamak, sanat yoluyla toplumu eğitmek.

Sanatçımız Mustafa Ayaz'ın, gecekondudan bugünlere gelen hayatı, bir Köy Enstitülü oluşu, tahta bavulu, sanat adına yaptıkları beni çok etkiledi. Ders çıkarılacak bir hayat hikayesi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Sağlıklı bir yaşam diliyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.