Güner Dinçaslan
Köşe Yazarı
Güner Dinçaslan
 

Nihal Atsız ve Ruh Adam romanı (6)

[simple-author-box] Edebi Tahliller Okunmalı, anlaşılmalı Ruh Adam romanındaki, dini motifli ritüellerin birçoğunda Şaman geleneği görülmekte, Şaman öğretileri zaman zaman dans, ateş, davul sesleriyle okuyucusunu adeta hipnotize yoluyla terapi etmektedir. Roman boyunca bu felsefe konunun anlatımlarında kendisini göstermektedir. Hatta Tanrı’nın görülme sahnesi, seslenmesi, bir ışık içinden gelmesi bunun için ortaya ateş yakılıp gaipten davul seslerinin duyulması olarak resmedilmektedir. Muhtemel ki, Ruh Adam romanına karşı çıkışlar Şaman kültürünü canlandıracak kaygısıyla yapılmaktadır. Oysa kültür geni denen bir olguyla bunlar taşınmakta, zaman zaman roman veya başka sanatlarda ortaya çıkmaktadır. Hâsılı; Ruh Adam romanında tarihi bir süreç film sahnesi gibi ustalıkla okuyucusuna yansıtılmaktadır. Âdem’den bu yana yaşayan adı bilindik her türlü tarihi vaka veya insan bu romanda yerini almakta, söyleyeceği vesika gibi sözler yer bulmaktadır. İnsan neslinin bütün gelişmişliği resmi geçit yapmakta, tarihi şahsiyetler kendini tanıtmakta, okuyucusuna hatırlatmaktadır. Yazarın Selim Pusat dilinden söylediği söz çok manidardır ve romanın, günümüz gidişatını tahlil etmede tek başına başarıdır. Selim Pusat intihar eden subay arkadaşının notunu okuyucusuna bildirirken, bütün dünyevi felsefeleri bir cümlede toplayıp, daha romanın başında okuyucusuna şöyle ilan etmektedir! “ Tiyatro bitti, beklemeye lüzum görmüyorum!” Bu söz bir roman finaline yakışacakken, Atsız’ın ustalığını burada bir kez daha gösterip, bu cümleyle konuyu açtıkça açmaktadır. Arkadaşının adının “Şeref” olması rastlantı değildir ve mezar taşına “burada arkadaşım şeref yatmaktadır “ notu düşmüştür. Bu roman baştan sona, her bölümü ayrı ayrı irdelenip, tevil edilip, yeniden okunması, açıklanması lazım gelir diye düşünüyorum. 1975 yılında vefat eden Atsız, 1972 yılında yayımlanan bu eseriyle günümüze bile atıflar yaparak, adeta günümüz gerçeklerini de yıllar öncesinden anlatmakta, göstermektedir. Yazar olmak böyle bir şey olsa gerek ve yıllar geçse de güncelliğini yitirmemesinin sırrı da burada olsa gerek. Konusu, anlatım ve kurgusuyla her dem taze, her dem ışık saçmaktadır. Memleketimiz adına fevkine vararak anlayıp, okuma dileğiyle, bu edebi eser etrafında edebiyatçılar kenetlenmelidir. Yeni nesil üşenmeden okumalı, ışığında aydınlanmalıdır. Esen kalın efendim… (BİTTİ)
Ekleme Tarihi: 02 Haziran 2021 - Çarşamba

Nihal Atsız ve Ruh Adam romanı (6)

[simple-author-box]

Edebi Tahliller

Okunmalı, anlaşılmalı

Ruh Adam romanındaki, dini motifli ritüellerin birçoğunda Şaman geleneği görülmekte, Şaman öğretileri zaman zaman dans, ateş, davul sesleriyle okuyucusunu adeta hipnotize yoluyla terapi etmektedir. Roman boyunca bu felsefe konunun anlatımlarında kendisini göstermektedir. Hatta Tanrı’nın görülme sahnesi, seslenmesi, bir ışık içinden gelmesi bunun için ortaya ateş yakılıp gaipten davul seslerinin duyulması olarak resmedilmektedir.

Muhtemel ki, Ruh Adam romanına karşı çıkışlar Şaman kültürünü canlandıracak kaygısıyla yapılmaktadır. Oysa kültür geni denen bir olguyla bunlar taşınmakta, zaman zaman roman veya başka sanatlarda ortaya çıkmaktadır.

Hâsılı; Ruh Adam romanında tarihi bir süreç film sahnesi gibi ustalıkla okuyucusuna yansıtılmaktadır. Âdem’den bu yana yaşayan adı bilindik her türlü tarihi vaka veya insan bu romanda yerini almakta, söyleyeceği vesika gibi sözler yer bulmaktadır. İnsan neslinin bütün gelişmişliği resmi geçit yapmakta, tarihi şahsiyetler kendini tanıtmakta, okuyucusuna hatırlatmaktadır.

Yazarın Selim Pusat dilinden söylediği söz çok manidardır ve romanın, günümüz gidişatını tahlil etmede tek başına başarıdır. Selim Pusat intihar eden subay arkadaşının notunu okuyucusuna bildirirken, bütün dünyevi felsefeleri bir cümlede toplayıp, daha romanın başında okuyucusuna şöyle ilan etmektedir!

“ Tiyatro bitti, beklemeye lüzum görmüyorum!”

Bu söz bir roman finaline yakışacakken, Atsız’ın ustalığını burada bir kez daha gösterip, bu cümleyle konuyu açtıkça açmaktadır. Arkadaşının adının “Şeref” olması rastlantı değildir ve mezar taşına “burada arkadaşım şeref yatmaktadır “ notu düşmüştür.

Bu roman baştan sona, her bölümü ayrı ayrı irdelenip, tevil edilip, yeniden okunması, açıklanması lazım gelir diye düşünüyorum.

1975 yılında vefat eden Atsız, 1972 yılında yayımlanan bu eseriyle günümüze bile atıflar yaparak, adeta günümüz gerçeklerini de yıllar öncesinden anlatmakta, göstermektedir. Yazar olmak böyle bir şey olsa gerek ve yıllar geçse de güncelliğini yitirmemesinin sırrı da burada olsa gerek. Konusu, anlatım ve kurgusuyla her dem taze, her dem ışık saçmaktadır. Memleketimiz adına fevkine vararak anlayıp, okuma dileğiyle, bu edebi eser etrafında edebiyatçılar kenetlenmelidir.

Yeni nesil üşenmeden okumalı, ışığında aydınlanmalıdır. Esen kalın efendim…

(BİTTİ)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.