Güner Dinçaslan
Köşe Yazarı
Güner Dinçaslan
 

Nihal Atsız ve Ruh Adam romanı (5)

[simple-author-box] Edebi Tahliller Atsız, Çehov, Gothe Roman boyunca şu gözlenmektedir: Çok az karakter roman sonuna kadar yaşatılmaktadır. Olay örgüsünde işi bitince bir daha adından söz edilmemektedir. Kısaca Ruh Adam romanı hakkında gönül rahatlığıyla şunu diyebiliriz: Yazar asla bir tek kahramana bağlı kalmadan ve yine asla yormadan, kimlikleri karıştırmadan romanı götürmekte ve bitirmektedir. Ruh Adam romanını okuyanlar, orada geçen ve simge olarak kullandığı birçok anlatıya takılmaktadır. Çoğu zaman haksız eleştiriler bile almaktadır. Gerçeküstücü bir anlatım zaman zaman karşımıza çıkmaktadır. Ruhlar âlemi, manevi dünya, çeşitli simgelere büründürdüğü gaipten haber veren karakterler roman boyunca konuya girip çıkmaktadır. Bu kahramanlardan Ley ve Lek çok büyük önem arz etmekte, bunlar üzerinden okuyucu ruhlar alemine girip çıkmaktadır. Bu gerçeküstü (Sürrealist) anlatımı çok abartılı bulup yadırgayanlar, eleştirenler, ünlü alman düşünür yazar Goethe’nin Faust’una hayran kalmaktadır. Bu ne yaman bir çelişkidir?(!) 1806 yılında birinci bölümü yazılan, 1832 de ikinci bölümü yazılan Faust’ta bu konular daha pervasızca işlenmektedir. Roman sahnesine zaman zaman ruhlar, melekler ve Tanrı, şeytan aşk, keşiş olgusu istila eder gibi girip çıkmaktadır. Tanrıyla konuşma sahnesi veya şeytanın kahramanla pazarlık etmesi, hep soyut kavramlar üzerinde durulması, günah, cehennem olağan şeylermiş gibi kabul görmektedir. Aynı konular etrafında yazılan başka eserler övgülerle göklere çıkartılırken Ruh Adam’daki Ley ve Lek, ruhlar aleminden gelen, şeytan ve melek olarak görev verilmesi yadırganıp eleştiri almıştır. Tanrıyla konuşma olan bir anlatı, benzer konuları işleyen birçok yazar ve eserleri göz ardı edilerek, karşı çıkılmış, dinsiz ve Tanrı inancını zedeliyor diye eleştiri almıştır. Bu eleştiriyi yapanların Anton Çehov’un Leşi (Orman Cini) veya Kara Keşişi’ni okumasını tavsiye ederim. Orada din, maneviyat ve tanrı, şeytan kavramları nasıl üstü açık şekilde yer almakta, nasıl sorgulanmakta ve hatta yargılanmaktadır. Anlatılanlar başarılı tasvirler gölgesinde okuyucu tarafından önyargısız kabul edilmektedir. Aynı şekilde Gothe’nin Faust’unu bu karşılaştırmaları yaparak okumalarını tavsiye ederim. O zaman göreceklerdir ki, Hüseyin Nihal Atsız, dünyaca ünlü yazar ve eserlerden hiçte geri kalmayan ve hatta bazen olay örgüsünün mükemmelliği karşısında hayranlıkla kitabı okuyacaklardır. Gothe, Faust’ta; Tanrı, şeytan, ruh nasıl konuşuyor, aşk nasıl irdeleniyor, iyi kötü, cennet cehennem kavramları nasıl anlatılıyor dikkatli okumak lazımdır. (DEVAM EDECEK)
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2021 - Perşembe

Nihal Atsız ve Ruh Adam romanı (5)

[simple-author-box]

Edebi Tahliller

Atsız, Çehov, Gothe

Roman boyunca şu gözlenmektedir: Çok az karakter roman sonuna kadar yaşatılmaktadır. Olay örgüsünde işi bitince bir daha adından söz edilmemektedir. Kısaca Ruh Adam romanı hakkında gönül rahatlığıyla şunu diyebiliriz: Yazar asla bir tek kahramana bağlı kalmadan ve yine asla yormadan, kimlikleri karıştırmadan romanı götürmekte ve bitirmektedir.

Ruh Adam romanını okuyanlar, orada geçen ve simge olarak kullandığı birçok anlatıya takılmaktadır. Çoğu zaman haksız eleştiriler bile almaktadır.

Gerçeküstücü bir anlatım zaman zaman karşımıza çıkmaktadır. Ruhlar âlemi, manevi dünya, çeşitli simgelere büründürdüğü gaipten haber veren karakterler roman boyunca konuya girip çıkmaktadır. Bu kahramanlardan Ley ve Lek çok büyük önem arz etmekte, bunlar üzerinden okuyucu ruhlar alemine girip çıkmaktadır. Bu gerçeküstü (Sürrealist) anlatımı çok abartılı bulup yadırgayanlar, eleştirenler, ünlü alman düşünür yazar Goethe’nin Faust’una hayran kalmaktadır. Bu ne yaman bir çelişkidir?(!)

1806 yılında birinci bölümü yazılan, 1832 de ikinci bölümü yazılan Faust’ta bu konular daha pervasızca işlenmektedir. Roman sahnesine zaman zaman ruhlar, melekler ve Tanrı, şeytan aşk, keşiş olgusu istila eder gibi girip çıkmaktadır. Tanrıyla konuşma sahnesi veya şeytanın kahramanla pazarlık etmesi, hep soyut kavramlar üzerinde durulması, günah, cehennem olağan şeylermiş gibi kabul görmektedir.

Aynı konular etrafında yazılan başka eserler övgülerle göklere çıkartılırken Ruh Adam’daki Ley ve Lek, ruhlar aleminden gelen, şeytan ve melek olarak görev verilmesi yadırganıp eleştiri almıştır. Tanrıyla konuşma olan bir anlatı, benzer konuları işleyen birçok yazar ve eserleri göz ardı edilerek, karşı çıkılmış, dinsiz ve Tanrı inancını zedeliyor diye eleştiri almıştır.

Bu eleştiriyi yapanların Anton Çehov’un Leşi (Orman Cini) veya Kara Keşişi’ni okumasını tavsiye ederim. Orada din, maneviyat ve tanrı, şeytan kavramları nasıl üstü açık şekilde yer almakta, nasıl sorgulanmakta ve hatta yargılanmaktadır. Anlatılanlar başarılı tasvirler gölgesinde okuyucu tarafından önyargısız kabul edilmektedir.

Aynı şekilde Gothe’nin Faust’unu bu karşılaştırmaları yaparak okumalarını tavsiye ederim. O zaman göreceklerdir ki, Hüseyin Nihal Atsız, dünyaca ünlü yazar ve eserlerden hiçte geri kalmayan ve hatta bazen olay örgüsünün mükemmelliği karşısında hayranlıkla kitabı okuyacaklardır. Gothe, Faust’ta; Tanrı, şeytan, ruh nasıl konuşuyor, aşk nasıl irdeleniyor, iyi kötü, cennet cehennem kavramları nasıl anlatılıyor dikkatli okumak lazımdır.

(DEVAM EDECEK)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.