LİMAN-İŞ GENEL KURULU TOPLANDI… MAHMUT ARSLAN VE ÖNDER AVCI TALEPLERDE BULUNDU

Liman-İş Sendikasının 20. Olağan Genel Kurulunda konuşan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Sendikanın Genel Başkanı Önder Avcı, çalışma hayatına ilişkin değerlendirmelerde bulundu, emekçiler adına taleplerini dile getirdi.

ANKHABER HAK-İŞ’e bağlı Liman-İş Sendikasının 20. Olağan Genel Kurulu toplandı. Genel Kurula HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da katıldı. Katılımcılar arasında Mahmut Arslan’ın yanı sıra, Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Önder Avcı, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Dr. Osman Yıldız ve Mehmet Şahin, Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Serdengeçti, Konfederasyona bağlı sendikaların Genel Başkan ve Yöneticileri, Uluslararası alandan sendika temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin temsilcileri, Liman-İş Sendikasının delegeleri ile protokol yer aldı.   Önder Avcı: Sorunlarımızın Çözülmesini Talep Ediyoruz   Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Önder Avcı, Genel Kurulun açılışında yaptığı konuşmada, dünyada yaşanan pandemiden en fazla zarar görenlerin çalışanlar olduğunu söyledi.  Avcı, "Çalışan kesimin üzerindeki vergi yükünün kaldırılmasını talep ediyor, geçici işçi sorununun kesinlikle çözülmesini ve kamudaki taşeron işçilerden kadro alamayanların kadroya alınmasını seçim öncesinde Liman-İş olarak çözülmesini istiyoruz" dedi.   Mahmut Arslan’ın konuşması   Liman-İş Sendikasının 20. Olağan Genel Kurulunda konuşan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Önder Avcı’yı çalışmalarından dolayı tebrik etti. Arslan, "Liman-İş Sendikamızın HAK-İŞ'le buluşmasının üzerinden on yıl geçti. Uluslararası sendikal hareketle bağını ve ilişkilerini, birlikte çalışma konusunda en önde yer alan bir sendikamızdır" ifadelerini kullanarak, "Liman-İş Sendikamızın Genel Başkanı Önder Avcı'yı ve teşkilatınızı tebrik ediyorum" dedi. Arslan, Liman-İş Sendikasının 60 yıllık bir sendikal tarihe sahip olduğunu belirterek, "Gerçekten taktir edilmesi gereken, Türkiye sendikal hareketinin öncülerinden bir sendikadır Liman-İş Sendikası" dedi. Genel Başkan Arslan, HAK-İŞ'in uluslararası sendikal hareketin aktif ve etkin bir üyesi olduğunu belirterek,  "HAK-İŞ, uluslararası alandaki başarılarını artırarak sürdürüyor. ITUC’un 5. Dünya Kongresi Avustralya’nın Melbourne şehrinde gerçekleştirildi. 5. ITUC Kongresi’nde yapılan seçimlerde bir kez daha Konfederasyonumuz HAK-İŞ,  ITUC Başkan Yardımcılığı görevine yeniden seçilmiştir" dedi. Arslan, Konfederasyonumuzun ulusal düzeydeki mücadelesini aynı zamanda uluslararası sendikal harekette de  etkin bir şekilde sürdürmekte olduğunu anımsattı.   Kamu Çerçeve Protokolü   Arslan, Kamu Çerçeve Protokolü çalışmalarında sona gelindigine dikkat çekerek, "HAK-İŞ ve Türk-İş olarak iki Konfederasyonun birlikte hazırladığı yeni toplu İş sözleşme çerçeve protokol talebimizi Sayın Çalışma Bakanı Bilgin'e sunacağız" dedi. Arslan, "HAK-İŞ olarak her zaman olduğu gibi kamu çerçeve protokolü başta olmak üzere yapılabilecek her konuda hem sorumluluk aldık hem de aynı zamanda üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yaptık. İnşallah bu dönem de kamu çerçeve protokolünde HAK-İŞ olarak katkılarımızı, desteğimizi en ileri şekilde gerçekleştirip ve kamu çalışanlarına iyi bir armağan vermek istiyoruz” dedi.   ''Kadro Çalışmalarımız Devam Ediyor''   Arslan, belediye ve özel idarelerin de KÇP’ye dahil edilmesi konusunda büyük bir çaba sarf ettiklerini belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın da bu görüşte olduğunu, yeni dönemdeki sözleşmede bütün kamu çalışanlarının, çerçeve protokole dahil edildiği bir modelin gerçekleştirileceğini vurguladı. Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Bilgin ile yaptığı görüşmeyi anımsatarak,  “Sayın Bakanımızla bir değerlendirme toplantısı yaptık. İnşallah geçen yılki kamu çerçeve protokolünde yer alan geçici mevsimlik işçilerin kadroya geçirilmesi, 696 Sayılı KHK’da özlük hakları eksik olanların özlük haklarının giderilmesi ve kadro alamayanların kadrolarının verilmesi konusunda mutabakatımız vardı. Bu mutabakatın çerçevesinde inşallah bu düzenlemelerin sırayla yapılmasını bekliyoruz ve arzu ediyoruz.   ''Çalışanların Vergi Dilimi Yüzde 10’a Sabitlenmelidir''   HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ücretler üzerindeki ağır vergi yüküne dikkat çekerek, HAK-İŞ'in vergi adaletsizliğinin giderilmesine ilişkin talebini anımsattı. Arslan, Çalışma Bakanına sunmak üzere bir rapor hazırladıklarını belirterek, bu raporun en önemli ayaklarından birinin vergi adaletsizliğinin giderilmesine yönelik öneri olduğunu kaydetti. Arslan, “Talebimiz kriz dönemi bitinceye kadar bütün çalışanların vergi diliminin yüzde 10’a sabitlenmelidir. Kriz bitene kadar sabit, sonrasında da hakkaniyetli bir vergi düzenlemesine ihtiyacımız var. Vergi oranını düşürüp, vergiyi tabana yaydığınızda hakkaniyetli bir ortamda hakedenden vergi alındığında daha fazla toplanır'' değerlendirmesinde bulundu.   “Mezarda Emekliliğe Hayır Dedik”   Hükûmetin EYT’lilerle ilgili çok önemli bir reforma imza attığını söyleyen Arslan, “IMF’nin dayatmasıyla mezarda emeklilik anlayışı ne yazık ki 23 yıldır sorun olarak devam etti. Bugün, devletimizin çok büyük bir fedakârlıkla bu sorunu ortadan kaldırmış olması çok önemli bir adımdır. 1999 yılı, 8 Eylül’ünden önce işe giren herkesin eski mevzuata göre emeklilik haklarının iade edilmesi çok büyük bir kazanımdır ve bu kazanım için de hükümetimize teşekkür ediyoruz'' ifadelerinde bulundu.   Asgari Ücret   Mahmut Arslan,  Asgari ücret çalışmalarına değinerek, komisyonun yapısına ilişkin eleştirilerini anımsattı. Arslan, 1970'li yıllardan kalan eskimiş artık 21. yüzyıla cevap veremeyen bir asgari ücret mevzuatın olduğunu, komisyonun yapısının kapsayıcı, demokratik olmaması nedeniyle daha geniş bir katılımla oluşturulması gerektiğini savunduklarını vurguladı. Arslan, “Geniş kesimleri ilgilendiren bir düzenleme dar bir kadroya teslim ediliyor. Komisyonun ücretlileri temsil etme sorunu varsa bunu söylemek lazım. HAK-İŞ olarak, Asgari Ücret konusundaki duyarlılığımızı, bakış açımızı ısrarla savunmaya devam ediyoruz dedi.   “Kur’an-ı Kerim’e Yönelik Saldırıları Şiddetle Kınıyoruz”   Arslan,  İsveç'te, Hollanda'da dün de Danimarka'da gerçekleştirilen Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar ve bu saldırıları ifade özgürlüğü olarak sayan bu ülkeleri ve batılı ülkelerini şiddetle kınadığını belirterek, ülkemizin seçim dönemine yaklaşırken inançlarımız ve kutsallarımız üzerinden bir kaos ortamı oluşturulmak istenildiğini, bu provokasyonlara dikkat ederek demokratik olarak protestoların gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. HAK-İŞ olarak İsveç Büyükelçiliği önünde demokratik bir protesto gerçekleştirildiğini dile getiren Arslan, demokratik tepkilerimizi her yerde güçlü bir şekilde yapacağımızı, hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızı belirtti. İsveç'te bir dönem Tevrat'a karşı bir protesto gelişmesi olduğunu dile getiren Arslan, İsrail’in tehdit etmesi sonucunda, İsveç hükümetinin ayağa kalktığını ve protesto edenlere fırsat vermediğini belirtti. Bu ikiyüzlü tutumun kabul edilemez olduğunun altını çizen Arslan, İslam dünyasının da demokratik tepkilerini ortaya koyması gerektiğini söyledi.   “Emperyalist Güçler Yeni Oyunlar Peşinde”   Türkiye’nin yeni bir operasyonla karşı karşıya olduğunu ifade eden Arslan, “İstanbul da büyük bir terör eylemi gerçekleştirilecek bahanesiyle, 9 ülkenin İstanbul’da ki konsolosluklarını kapatması, Türkiye’ye yönelik yapılan yeni bir operasyonun adıdır. Seçimlere giderken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni içerden ve dışardan kuşatmak isteyen emperyalist güçler yeni oyunlar peşinde. Ülkemize karşı yoğun bir psikolojik savaş yürütüyorlar. Hem Amerika’dan hem de batıdan ülkemize ciddi saldırılar olacağını görüyoruz. Bu ülkenin zorluklarını biliyoruz. Her şeye rağmen bu ülkenin insanlarına ve potansiyeline inanlar olarak, Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmaya çalışılmasına karşı hepimizin uyanık olması lazım. Bu ülkeyi seven herkes bu ülkenin istikrarı için üzerine düşen görevi yerine getirmelidir   ''Hepimize Büyük Sorumluluklar Düşüyor''   14 Mayıs 2023’te gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülkemiz için önemine dikkat çeken Arslan, “Kritik bir seçim milletimizi bekliyor. Ülkeyi bölerlerse, yönetilmez hale getirirlerse, hele bu ülke istikrarsız bir yapıya geri dönerse hepimiz kaybederiz. Bu ülkenin potansiyeline, gücüne, imkânlarına, topraklarının bereketine inanıyorum. Şartlar ne olursa olsun asla ve asla ülkemizi hesap yapanların hesabına kurban etmeyeceğiz, asla emperyalizmin kucağına bırakmayacağız. Bu ülkeyi atalarımızın bize emanet ettiği yerden geri götürmeyeceğiz. Burada hepimize büyük sorumluluklar düşüyor" dedi.