Güner Karabulut
Köşe Yazarı
Güner Karabulut
 

İttihat ve Terakki Cemiyeti Kuruluyor...

Önceki yazılarımda Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinin 1577 yılında kurulan Rasathanenin bombalanarak yerle bir edilmesi ile başladığını söylemiş, 1838 yılında İngilizlerle yapılan ticaret anlaşması ile gelişme kaydedip 1854 yılında alınan ilk dış borç ile yokuş aşağı hızla çöküşe doğru yol aldığından söz etmiştik. Osmanlı’nın içine düştüğü borç sarmalı ile ilk aldığı borcun üzerinden daha 11 yıl geçmeden aldığı borcun faizini dahi ödeyemez duruma düştü ve aldığı yeni borçlar ile durumu idare etmeye çalıştı. Bugüne gelecek olursak üretime dayanmayan bir ekonomik sistem sayesinde hem dış borç faizlerini ödemek hem de doları kontrol edebilmek amacıyla çiçeği burnunda bakanlar körfez ülkelerinin kapısını çalmaktadır. Osmanlı idarecileri içinden çıkılması imkansız olan bu durum karşısında Batılı devletlerin baskısı ile Düyunu Umumiye’nin kurulmasını kabul ettiler. Bu ne demektir derseniz devletin gelir getiren her tarafına çökmektir derim. Yıl 20 Aralık 1881.Düyunu Umumiye öyle gelişip büyüdü ki 1911 yılında Osmanlı maliyesinde çalışan sayısı 5471 iken Düyunu umumiye bünyesinde çalışanların sayısı 8931 idi. Üstelik Osmanlı maliyesinde çalışanlar üvey diğerleri öz evlat muamelesi görüyordu. Bu ekonomik çöküş yaşanırken birde siyasi duruma bakalım isterseniz. İngilizler ile yapılan ticaret anlaşmasında ve alınan ilk borç esnasında Padişah Abdülmecit idi ve babası 2. Mahmut gibi 25 Haziran 1861 yılında veremden ölünce yerine Abdüllaziz geçti. Önceleri pek önemli şeyler olmasa da ekonomik olarak çok zor durumda olan Osmanlı üzerinde baskılar arttı ve onların kışkırtmasıyla Romanya, Sırbistan, Mısır, ve Karadağ'da isyanların başlaması yetmezmiş gibi Kafkaslardaki Müslüman teba da Ruslar tarafından sürgüne zorlanıyordu. Zaten bu isyanları hazırlayan Avrupa devletleri de iç kargaşayı bahane edip çeşitli dayatmalar öne sürüyordu. Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasına ve bitmeyen karışıklılara ilk tepki, liberal görüşe sahip olduğu düşündükleri 5. Murad’ın padişah olmasını isteyen İngiliz destekli medrese öğrencilerinden ve Mithat Paşa tarafından kurulan Yeni Osmanlı Cemiyetinden geldi. Neticede 30 mayıs 1876 yılında yapılan askeri bir darbe ile tahttan indirilip yerine 5. Murat geçirildi. Sultan Abdüllaziz tutuklandı ve dört gün sonra güya bileklerini keserek intihar etti denildi ama öldürülme ihtimali daha yüksek. Hem yapılan askeri darbe hem de Abdüllaziz’in şüpheli ölümü yeni padişah 5. Mehmet’e çok etki etti ve aklını kaybetti. Bunun üzerine hiç hesapta olmadığı halde İstanbul Kağıthane sırtlarında besicilik yapan, Yahudi simsarlar sayesinde borsa da güzel paralar kazanan ve boş zamanlarını da marangozluk yaparak geçiren 2.Abdülhamit, Mithat paşaya verdiği Meşrutiyeti ilan etme sözüne karşılık padişah ilan edildi. İçine kapanık ve hiç renk vermeyen bir mizaca sahip olan 2.Abdülhamit Meşrutiyeti ilan etme sözü verdiği halde bu ilanı ancak Anayasaya “Padişah uygun gördüğünde meclisi kapatabilir ve Anayasayı askıya alabilir” maddesi eklendiği vakit kabul etti. Sultan Abdülhamit'i kontrol edebileceğini düşünen Mithat Paşa'nın Sadrazam olduğu 1.Meşrutiyet 23 Aralık 1876 da ilan edildi ve tellallar vasıtasıyla halka da duyuruldu. Tellalların duyuru sırsında yaptığı en ilginç anons “Bundan kelli gavura gavur demek yasaktır” şeklinde oldu ve bir tebessüm eşliğinde hafızalarda kaldı. Meşrutiyetin ilanından beş ay sonra Balkanlardaki Ortodoks halka özgürlük verme niyetinde olduğunu iddia eden Rusya Osmanlıya savaş açtı ve 11 ay gibi bir sürede İstanbul kapısına dayandı. Bu savaşı bahane eden Abdülhamit, önce Meclisi Mebusanı kapattı ardından Mithat Paşayı sürgüne gönderdi ve Meşrutiyeti de kaldırdığını açıkladı. Ruslar ile yapılan savaşı da bitirmek için Kıbrıs ve Mısır İngilizlere verilip onların dasteğinde tam teslimiyet anlamına gelen Ayestefanos anlaşması yapılarak savaş bitirildi. Bitti bitmesine ama kaybedilen sadece Kıbrıs ve Mısır değildi. Fransızlar Tunus’u işgal etti, Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan bağımsız oldu ve Rusya Kars, Ardahan ve Batum'u aldı. Siyasi ve ekonomik çöküşün doruğunda İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu. Yıl 21 Mayıs 1889. Devam edeceğim efendim.
Ekleme Tarihi: 02 Temmuz 2023 - Pazar

İttihat ve Terakki Cemiyeti Kuruluyor...

Önceki yazılarımda Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinin 1577 yılında kurulan Rasathanenin bombalanarak yerle bir edilmesi ile başladığını söylemiş, 1838 yılında İngilizlerle yapılan ticaret anlaşması ile gelişme kaydedip 1854 yılında alınan ilk dış borç ile yokuş aşağı hızla çöküşe doğru yol aldığından söz etmiştik.

Osmanlı’nın içine düştüğü borç sarmalı ile ilk aldığı borcun üzerinden daha 11 yıl geçmeden aldığı borcun faizini dahi ödeyemez duruma düştü ve aldığı yeni borçlar ile durumu idare etmeye çalıştı. Bugüne gelecek olursak üretime dayanmayan bir ekonomik sistem sayesinde hem dış borç faizlerini ödemek hem de doları kontrol edebilmek amacıyla çiçeği burnunda bakanlar körfez ülkelerinin kapısını çalmaktadır.

Osmanlı idarecileri içinden çıkılması imkansız olan bu durum karşısında Batılı devletlerin baskısı ile Düyunu Umumiye’nin kurulmasını kabul ettiler. Bu ne demektir derseniz devletin gelir getiren her tarafına çökmektir derim. Yıl 20 Aralık 1881.Düyunu Umumiye öyle gelişip büyüdü ki 1911 yılında Osmanlı maliyesinde çalışan sayısı 5471 iken Düyunu umumiye bünyesinde çalışanların sayısı 8931 idi. Üstelik Osmanlı maliyesinde çalışanlar üvey diğerleri öz evlat muamelesi görüyordu.

Bu ekonomik çöküş yaşanırken birde siyasi duruma bakalım isterseniz. İngilizler ile yapılan ticaret anlaşmasında ve alınan ilk borç esnasında Padişah Abdülmecit idi ve babası 2. Mahmut gibi 25 Haziran 1861 yılında veremden ölünce yerine Abdüllaziz geçti. Önceleri pek önemli şeyler olmasa da ekonomik olarak çok zor durumda olan Osmanlı üzerinde baskılar arttı ve onların kışkırtmasıyla Romanya, Sırbistan, Mısır, ve Karadağ'da isyanların başlaması yetmezmiş gibi Kafkaslardaki Müslüman teba da Ruslar tarafından sürgüne zorlanıyordu. Zaten bu isyanları hazırlayan Avrupa devletleri de iç kargaşayı bahane edip çeşitli dayatmalar öne sürüyordu. Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasına ve bitmeyen karışıklılara ilk tepki, liberal görüşe sahip olduğu düşündükleri 5. Murad’ın padişah olmasını isteyen İngiliz destekli medrese öğrencilerinden ve Mithat Paşa tarafından kurulan Yeni Osmanlı Cemiyetinden geldi. Neticede 30 mayıs 1876 yılında yapılan askeri bir darbe ile tahttan indirilip yerine 5. Murat geçirildi. Sultan Abdüllaziz tutuklandı ve dört gün sonra güya bileklerini keserek intihar etti denildi ama öldürülme ihtimali daha yüksek. Hem yapılan askeri darbe hem de Abdüllaziz’in şüpheli ölümü yeni padişah 5. Mehmet’e çok etki etti ve aklını kaybetti. Bunun üzerine hiç hesapta olmadığı halde İstanbul Kağıthane sırtlarında besicilik yapan, Yahudi simsarlar sayesinde borsa da güzel paralar kazanan ve boş zamanlarını da marangozluk yaparak geçiren 2.Abdülhamit, Mithat paşaya verdiği Meşrutiyeti ilan etme sözüne karşılık padişah ilan edildi.

İçine kapanık ve hiç renk vermeyen bir mizaca sahip olan 2.Abdülhamit Meşrutiyeti ilan etme sözü verdiği halde bu ilanı ancak Anayasaya “Padişah uygun gördüğünde meclisi kapatabilir ve Anayasayı askıya alabilir” maddesi eklendiği vakit kabul etti. Sultan Abdülhamit'i kontrol edebileceğini düşünen Mithat Paşa'nın Sadrazam olduğu 1.Meşrutiyet 23 Aralık 1876 da ilan edildi ve tellallar vasıtasıyla halka da duyuruldu. Tellalların duyuru sırsında yaptığı en ilginç anons “Bundan kelli gavura gavur demek yasaktır” şeklinde oldu ve bir tebessüm eşliğinde hafızalarda kaldı. Meşrutiyetin ilanından beş ay sonra Balkanlardaki Ortodoks halka özgürlük verme niyetinde olduğunu iddia eden Rusya Osmanlıya savaş açtı ve 11 ay gibi bir sürede İstanbul kapısına dayandı. Bu savaşı bahane eden Abdülhamit, önce Meclisi Mebusanı kapattı ardından Mithat Paşayı sürgüne gönderdi ve Meşrutiyeti de kaldırdığını açıkladı. Ruslar ile yapılan savaşı da bitirmek için Kıbrıs ve Mısır İngilizlere verilip onların dasteğinde tam teslimiyet anlamına gelen Ayestefanos anlaşması yapılarak savaş bitirildi. Bitti bitmesine ama kaybedilen sadece Kıbrıs ve Mısır değildi. Fransızlar Tunus’u işgal etti, Romanya, Sırbistan ve Bulgaristan bağımsız oldu ve Rusya Kars, Ardahan ve Batum'u aldı.

Siyasi ve ekonomik çöküşün doruğunda İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu. Yıl 21 Mayıs 1889. Devam edeceğim efendim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.