Bayram havası

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusu Ankara Eryaman Stadyumu’nda Gençlerbirliği’nin Bandırmaspor galibiyetiyle yaşanmaya devam etti. Stadyumu dolduran 5000 taraftarın yaklaşık üçte birini çocuklar oluşturuyordu. İşin en güzel yanı çocukların her birinin üzerinde kırmızı kara formalar vardı.  Eryaman tribünleri uzun süredir alışık olduğumuz simsiyah görüntüsünden kurtulup, daha renkli bir hal almıştı. Bu görüntü Gençlerbirliği futbolcularına da olumlu yansımış olacak ki, ev sahibi ekibi düşme hattı tehlikesini bu kadar derinden hissettiği bir maçta aldığı galibiyetle bir oh çekti. ***** Lig öyle bir hal aldı ki, düşme hattındaki takımlar aldıkları seri galibiyetlerle birlikte ligde kalma puan barajını her geçen gün yukarıya taşıdılar. Normal şartlarda Gençlerbirliği aldığı 42 puanla düşme potasının adayları arasında bile olmaması gerekiyordu. Lakin lige damga vuran öyle bir iki isim var ki Gençlerbirliği’ni daha fazla puan almaya zorladı. Kim peki onlar? Altyapısıyla Türk futbolunda adından söz ettiren Altınordu’da her maça gole katkı veren Ahmet İlhan. Ve bir diğeri de Ankara Gölbaşı’nda yaşayan ve yeni ekilmiş saçlarıyla Denizlispor’da harikalar yaratan Mesut Bakkal. Baktığınızda bu iki isim ligin alt tarafındaki kazanı kaynatan aktörlerin başındakiler. Kafaları kullanmak gerek  Gençlerbirliği maçın geneline baktığımızda 3 puanı daha fazla isteyen ve arzulayan bir futbol anlayışıyla sahadaydı. Maçın ilk dakikalarında kaleci Ramazan Köse’nin reflekslerini çalıştırıp topu kornere gönderdiği pozisyon ise maçın kırılma anı denebilirdi. Duran toplardan gelen Sandro Lima ve Metehan Mert’in kafa golleri Ankara ekibine galibiyeti getirdi. Görünen o ki Ankara’nın Gençleri kafasını çalıştırırlarsa istediklerini alabilirler. Ne bu ısrar? Dile kolay lig de 32 hafta geçmiş, kupa maçlarını ve hazırlık maçlarını da kattığımızda yaklaşık 40 maçtır Gençlerbirliği’nin teknik direktörü olan bir Metin Diyadin gerçeği var. Size soruyorum. Metin hoca Gençlerbirliği’ne ne vermek istedi de bu takım bunu sahaya yansıtamadı? Ya da futbolcular ne istedi de Metin hoca bunları karşılayamadı? Santi’de ne görüldü de altyapı oyuncularına şans tanınmadı? Yıllardır Rahmettullah, Gökhan, Musa ve İlker dışında altyapıdan başka bir oyuncu neden takıma entegre edilmedi? Maçları yukarıdan izleyen yönetim, alınan galibiyet bir kenarda dursun Tuzlaspor ve Bursaspor maçlarında oynanan kötü oyun karşısında neden bir yaptırım yapılmadı? Yaptırım yapılmış olsaydı eğer ritüel haline gelmiş olan maç sonunda futbolcuların galibiyeti taraftarla kutlama etkinliği sekteye uğrar mıydı? İyi niyetle bu kulübü yönetmek ayrı, yeri geldiğinde de kötü polisi oynamak ayrı.. Son Söz Yarını iyileştirmenin yolu bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir.  – Robin Sharma