Mirati Madak
Köşe Yazarı
Mirati Madak
 

Hal ve gidiş

“Beterin beteri var” sözünü duymuşsunuzdur. Son günlerdeki yaşananlara bakıldığında, sonumuz nereye varacak tedirginliği belleğimizi tırmalayıp duruyor. Yüz yılını doldurmaya bir yılı kalmış genç cumhuriyetimiz en hafif tabirle sıkıntılı anlar yaşıyor. Yakın geçmişte, övündüğümüz, kıvandığımız birikimler, neredeyse ters yüz edilip değersizleştiriliyor. Tarihin deneyimler yoluyla ortaya koyduğu bilgiler, bilinçli bir biçimde çarpıtılarak, bütün teknolojik aygıtlarla topluma boca ediliyor. Bu konjonktürün yetkinleri -hakkını teslim edelim- güdümlü kalabalıklarının güç gösterisini, besleme medyalarıyla yanıltılı ve abartılı propagandalara dönüştürmekte pek de mahirler. Hurafeler yoluyla, bir tarih ve inanç yapısı kurma çabası, bütün yaşam alanlarını ele geçirip çağdışı uygulamaları bir zorunluluk olarak dayatıyor. Geçmişten gelen, atadan kalan mirası acımasızca çarçur etme, kötüleme, aşağılama, iftira atma gibi yollara başvurmak etikten yoksun bir siyaset biçimi. Amerikan patentli bir cemaatle iş ve güç birliği kabul edilse de pek de ders alınmamış gibi görünüyor. Oluşturulmaya başlanan farklı liberal oligarşi ise ayrıca değerlendirilmeye değer… Derinliksiz, köksüz organizma kötü örnek olmayı da pek umursamıyor. Bu organizma, demokrasisinin niceliğe dayanan yumuşak karnını keşfederek kaba bir popülizm ve hamasetle çoğalmayı da bir biçimde başarabiliyor. Algı yöntemleriyle örgütlenerek, şark kurnazlığına dayalı hiyerarşisini de oluşturarak figüran bile olamayacakların başrolde olduğu sakil bir oyun sergileniyor. Toplumun büyükçe bir bölümü yoksullaştırılırken, milyonlarca genç işsiz ve hedefsiz bırakılarak, ekmek mi özgürlük mü açmazına sürükleniyor. Ortalık, cehaleti asalet sanan budalalara kalıyor. Onlar da kulaktan kulağa kuşaktan kuşağa aktardıkları düzmece telmihlerle aptal avına çıkıyor. Narkozlu yalanlarla gerçeğin bütün egemenlik alanlarına saldırıp iyilik ve güzelliklere savaş açmayı varlık nedenleri sayıyorlar. Dış destekli darbe, tavsiye ve tasfiyelerle yetiştirilmeye çalışılan çağcıl kuşakları biçip yerine, mistik yanılsamaları konumlandıran gerileştirici eğitim yönetimi, bu verimli toprakları çoraklaştırıp çölleştiriliyor. Güzelim cumhuriyetimizi ortalama zekâya teslim edip elinde avucunda ne varsa heba ettiren güç, istediğini almış gözüküyor. Önce diplomaları değersizleştirip, sonra diplomasız diplomatlar üretmeye başlarsınız; sonunda sirke çevirdiğiniz ülkede palyaçoların ciddiyetini sorgularsınız. Allah beterinden saklasın.
Ekleme Tarihi: 04 Mayıs 2022 - Çarşamba

Hal ve gidiş

“Beterin beteri var” sözünü duymuşsunuzdur. Son günlerdeki yaşananlara bakıldığında, sonumuz nereye varacak tedirginliği belleğimizi tırmalayıp duruyor. Yüz yılını doldurmaya bir yılı kalmış genç cumhuriyetimiz en hafif tabirle sıkıntılı anlar yaşıyor. Yakın geçmişte, övündüğümüz, kıvandığımız birikimler, neredeyse ters yüz edilip değersizleştiriliyor. Tarihin deneyimler yoluyla ortaya koyduğu bilgiler, bilinçli bir biçimde çarpıtılarak, bütün teknolojik aygıtlarla topluma boca ediliyor. Bu konjonktürün yetkinleri -hakkını teslim edelim- güdümlü kalabalıklarının güç gösterisini, besleme medyalarıyla yanıltılı ve abartılı propagandalara dönüştürmekte pek de mahirler. Hurafeler yoluyla, bir tarih ve inanç yapısı kurma çabası, bütün yaşam alanlarını ele geçirip çağdışı uygulamaları bir zorunluluk olarak dayatıyor. Geçmişten gelen, atadan kalan mirası acımasızca çarçur etme, kötüleme, aşağılama, iftira atma gibi yollara başvurmak etikten yoksun bir siyaset biçimi. Amerikan patentli bir cemaatle iş ve güç birliği kabul edilse de pek de ders alınmamış gibi görünüyor. Oluşturulmaya başlanan farklı liberal oligarşi ise ayrıca değerlendirilmeye değer… Derinliksiz, köksüz organizma kötü örnek olmayı da pek umursamıyor. Bu organizma, demokrasisinin niceliğe dayanan yumuşak karnını keşfederek kaba bir popülizm ve hamasetle çoğalmayı da bir biçimde başarabiliyor. Algı yöntemleriyle örgütlenerek, şark kurnazlığına dayalı hiyerarşisini de oluşturarak figüran bile olamayacakların başrolde olduğu sakil bir oyun sergileniyor. Toplumun büyükçe bir bölümü yoksullaştırılırken, milyonlarca genç işsiz ve hedefsiz bırakılarak, ekmek mi özgürlük mü açmazına sürükleniyor. Ortalık, cehaleti asalet sanan budalalara kalıyor. Onlar da kulaktan kulağa kuşaktan kuşağa aktardıkları düzmece telmihlerle aptal avına çıkıyor. Narkozlu yalanlarla gerçeğin bütün egemenlik alanlarına saldırıp iyilik ve güzelliklere savaş açmayı varlık nedenleri sayıyorlar. Dış destekli darbe, tavsiye ve tasfiyelerle yetiştirilmeye çalışılan çağcıl kuşakları biçip yerine, mistik yanılsamaları konumlandıran gerileştirici eğitim yönetimi, bu verimli toprakları çoraklaştırıp çölleştiriliyor. Güzelim cumhuriyetimizi ortalama zekâya teslim edip elinde avucunda ne varsa heba ettiren güç, istediğini almış gözüküyor. Önce diplomaları değersizleştirip, sonra diplomasız diplomatlar üretmeye başlarsınız; sonunda sirke çevirdiğiniz ülkede palyaçoların ciddiyetini sorgularsınız. Allah beterinden saklasın.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.