Meryem Aykan
Köşe Yazarı
Meryem Aykan
 

Çay Karası Gönül Yarası

“Çay karası gönül yarası” derler bilir misiniz? Çayın karasında dem’inde gizlenir bazı sevdalar. Bu yüzden bazen çay içerken yüreğim sızlar... Akşam yemek sonrası çaylar demlenir, çaydanlığın başına toplanırdı ev sakinleri, hani akşamları çay sohbetleri vardır ya tadına doyum olmayan, öyle... Daha televizyon öyle herkesin evinde yokken misafirliğe gidilirdi. Gidilecek komşuya küçük bir çocuk gönderilirdi. Çocuk “Akşam müsaitseniz annem babam size oturmaya gelecek” diyerek hem bilgilendirir hem de onay alırdı. Hazırlık başlar kekler, çörekler yapılır, çaylar demlenirdi. Öyle şimdiki gibi misafir kabul etmezlik olmazdı. Misafirin gönlünü hoş tutmak Allah’ın gönlünü hoş tutmak gibiydi... Bilirlerdi ki misafir gittiği yere rızkıyla gider. Rızkın birini yer, 9’unu ev sahibine bırakırdı. Misafir bereketti, misafir girmeyen eve bereket girmezdi. Öyle 5 çeşit ikramlar da yapılmazdı şimdiki gibi. Evde yapacak hiçbir şey olmasa bile bir çay yeterdi. Aslında amaç yemek, içmek değil misafirin gönlünü hoş tutmaktı. Yokluk vardı, evde olanı paylaşırlardı. Çayın yanına bir şey katık yapacaksa malzemelerden biri eksikse hemen komşuya koşarlardı, eskiden komşuluk kardeşlik kadar çok önemliydi. Dedim ya olanı paylaşırlardı. Gelen misafire hemen sofra kurulurdu, birlikte pişirip, birlikte yerlerdi. Çünkü bilirlerdi ki Peygamber Efendimiz komşuluğun, misafirin önemini hadislerinde özellikle vurgulamıştır... “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi şerifini duyduktan sonra nasıl komşusuna kapısını kapatabilirlerdi ki? Çayın deminde gizliydi sevdalar. Akşam, sohbetlerin tadına doyum olmazdı. Kavuşulamayan eski aşklar, eski hikayeler anlatılırdı. Şimdiki gibi kolay değildi her şey... Belki de zor olduğu için ömürlüktü sevdalar, evlilikler... Anlatılanlar dinlenirken gözler uzaklara dalardı.  Herkesin geçmişte bir gönül yarası vardır ya... Derinlere dalıp eskilerden konuşulurdu. Öyle çocuklara odana git denilmezdi. Çünkü 1 göz oda vardı… Çocuklar büyüklerin hikayeleriyle büyüdüler. Geçmişi anılarını dinlerken uyuya kalırlardı, odun ateşinin çıtırtısıyla... Odun ateşinde demlenilen çayın tadı da ayrı bir güzel olurdu. Ateşin çıtırtısıyla yapılan sohbetler, çayın damaklarda bıraktığı tada karışırdı ve her yudumda özlenirdi sevda yüklü hikayeler... Eskiden çayın tadı mı çok güzeldi, yoksa çay tadında hikâyeler mi? Evlerinizden mutluluk, huzur, çay tadında güzel hikayeler ve de gelenleriniz eksik olmasın…
Ekleme Tarihi: 09 Kasım 2022 - Çarşamba

Çay Karası Gönül Yarası

“Çay karası gönül yarası” derler bilir misiniz? Çayın karasında dem’inde gizlenir bazı sevdalar. Bu yüzden bazen çay içerken yüreğim sızlar...

Akşam yemek sonrası çaylar demlenir, çaydanlığın başına toplanırdı ev sakinleri, hani akşamları çay sohbetleri vardır ya tadına doyum olmayan, öyle...

Daha televizyon öyle herkesin evinde yokken misafirliğe gidilirdi. Gidilecek komşuya küçük bir çocuk gönderilirdi. Çocuk “Akşam müsaitseniz annem babam size oturmaya gelecek” diyerek hem bilgilendirir hem de onay alırdı.

Hazırlık başlar kekler, çörekler yapılır, çaylar demlenirdi. Öyle şimdiki gibi misafir kabul etmezlik olmazdı. Misafirin gönlünü hoş tutmak Allah’ın gönlünü hoş tutmak gibiydi...

Bilirlerdi ki misafir gittiği yere rızkıyla gider. Rızkın birini yer, 9’unu ev sahibine bırakırdı. Misafir bereketti, misafir girmeyen eve bereket girmezdi.

Öyle 5 çeşit ikramlar da yapılmazdı şimdiki gibi. Evde yapacak hiçbir şey olmasa bile bir çay yeterdi. Aslında amaç yemek, içmek değil misafirin gönlünü hoş tutmaktı.

Yokluk vardı, evde olanı paylaşırlardı. Çayın yanına bir şey katık yapacaksa malzemelerden biri eksikse hemen komşuya koşarlardı, eskiden komşuluk kardeşlik kadar çok önemliydi. Dedim ya olanı paylaşırlardı.

Gelen misafire hemen sofra kurulurdu, birlikte pişirip, birlikte yerlerdi. Çünkü bilirlerdi ki Peygamber Efendimiz komşuluğun, misafirin önemini hadislerinde özellikle vurgulamıştır... “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” hadisi şerifini duyduktan sonra nasıl komşusuna kapısını kapatabilirlerdi ki?

Çayın deminde gizliydi sevdalar. Akşam, sohbetlerin tadına doyum olmazdı. Kavuşulamayan eski aşklar, eski hikayeler anlatılırdı. Şimdiki gibi kolay değildi her şey... Belki de zor olduğu için ömürlüktü sevdalar, evlilikler...

Anlatılanlar dinlenirken gözler uzaklara dalardı.  Herkesin geçmişte bir gönül yarası vardır ya...

Derinlere dalıp eskilerden konuşulurdu. Öyle çocuklara odana git denilmezdi. Çünkü 1 göz oda vardı…

Çocuklar büyüklerin hikayeleriyle büyüdüler. Geçmişi anılarını dinlerken uyuya kalırlardı, odun ateşinin çıtırtısıyla... Odun ateşinde demlenilen çayın tadı da ayrı bir güzel olurdu. Ateşin çıtırtısıyla yapılan sohbetler, çayın damaklarda bıraktığı tada karışırdı ve her yudumda özlenirdi sevda yüklü hikayeler...

Eskiden çayın tadı mı çok güzeldi, yoksa çay tadında hikâyeler mi?

Evlerinizden mutluluk, huzur, çay tadında güzel hikayeler ve de gelenleriniz eksik olmasın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Jemlik70
(21.06.2023 20:47 - #300)
Bence eski günleri hatırlatan anı yazısı olmuş güzel böylece eskiyen değerlerimizi hatırlıyoruz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Jemlik70
(21.06.2023 20:47 - #301)
Bence eski günleri hatırlatan anı yazısı olmuş güzel böylece eskiyen değerlerimizi hatırlıyoruz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Melike oygur
(21.12.2023 12:20 - #325)
Çok güzel eskisi gibi anlamlı okuması
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.