Mirati Madak
Köşe Yazarı
Mirati Madak
 

Korunaklı kolaycılık

İçimdeki muhalif unutturmaya çalışsa da ah bir başlayabilsem; belleğimi zorlayıp, “unutmayayım”  diye yineleyip durduğum güzelim anları anımsamaya… Gündem izin vermiyor, öyle değişken ki birini anlayamadan, bir diğerinin ortasında buluyorum kendimi. Şaşırmaktan çoktan caydım, alışmaktan çekiniyorum. Sanki tarih kendileriyle başlamış gibi, geçmişi karalayıp kendilerini aklama kurnazlığı yapanlar; kendilerinin de yaşanan sürecin bir sonucu olduklarını unutmuş görünüyorlar… Yazmaktan çok konuşmayı yeğleyen bir toplumuz ve çabuk unutuyoruz. Balık hafızalıyız demeye dilim varmıyor. İki cami arasında kalmış beynamazlara benziyoruz. Seçenek çoğaldıkça eylemsizliğe sığınıyoruz! Uzağa gitmeye gerek yok, ben de “eylemsizliğime mi desem, erincekliğime mi desem?” durağanlığıma kılıf bulmak için bin dereden su getirmeyi iç dinginliğimin gereği sayardım. Dar bir çevrede, önemsiz işlerle günümü geçirmek, küçük değişikliklerle yetinmek az çalışıp çok eleştirmek, tepkiler karşısında geri çekilmek, olumsuzlukları sonra da hiç olmamış, hiç yaşanmamış sayıp ruhsal itilmişlikten sıyrılmak. Kolaycılık ne de korunaklıydı! Çok sıkışırsam yalana sarılmak, iş anlaşılırsa şakaya vurup yüzsüzlükten yararlanmak… Böyle tabansız duygu adacıklarım vardı, zamanlı zamansız gelmeye gitmeye ayarlı; en önceliğim ise, o an en kullanışlı olanı. Bizim kuşak, ara kuşaktı. Tam anlamıyla arada kaldı. Ne heveslere ne bedeller ödemiştik. Usumuza takılan, içimizi kıpır kıpır yapan, yüreğimizi kabartan ne varsa peşine düşmüş, badireler atlatmıştık. Kendimle kaldığımda girişken olmadığımı biliyordum; gizlemek adına tam tersi davranıyordum. Yukarıya baktıkça korkup, aşağıya baktıkça ürküyordum, yavaştan geri çekilmeye, bunu yaparken de tutarlı gerekçeler uydurmaya çalışıyordum. Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranmak zorunda değildim. “İte dalaşmaktansa, çalıyı dolaşmak iyidir.” Sözünü rehber edinmiştim. Nereden bilirdim çalıların bu kadar az, itlerinse bu kadar çok olduğunu?
Ekleme Tarihi: 10 Şubat 2022 - Perşembe

Korunaklı kolaycılık

İçimdeki muhalif unutturmaya çalışsa da ah bir başlayabilsem; belleğimi zorlayıp, “unutmayayım”  diye yineleyip durduğum güzelim anları anımsamaya… Gündem izin vermiyor, öyle değişken ki birini anlayamadan, bir diğerinin ortasında buluyorum kendimi. Şaşırmaktan çoktan caydım, alışmaktan çekiniyorum. Sanki tarih kendileriyle başlamış gibi, geçmişi karalayıp kendilerini aklama kurnazlığı yapanlar; kendilerinin de yaşanan sürecin bir sonucu olduklarını unutmuş görünüyorlar… Yazmaktan çok konuşmayı yeğleyen bir toplumuz ve çabuk unutuyoruz. Balık hafızalıyız demeye dilim varmıyor. İki cami arasında kalmış beynamazlara benziyoruz. Seçenek çoğaldıkça eylemsizliğe sığınıyoruz! Uzağa gitmeye gerek yok, ben de “eylemsizliğime mi desem, erincekliğime mi desem?” durağanlığıma kılıf bulmak için bin dereden su getirmeyi iç dinginliğimin gereği sayardım. Dar bir çevrede, önemsiz işlerle günümü geçirmek, küçük değişikliklerle yetinmek az çalışıp çok eleştirmek, tepkiler karşısında geri çekilmek, olumsuzlukları sonra da hiç olmamış, hiç yaşanmamış sayıp ruhsal itilmişlikten sıyrılmak. Kolaycılık ne de korunaklıydı! Çok sıkışırsam yalana sarılmak, iş anlaşılırsa şakaya vurup yüzsüzlükten yararlanmak… Böyle tabansız duygu adacıklarım vardı, zamanlı zamansız gelmeye gitmeye ayarlı; en önceliğim ise, o an en kullanışlı olanı. Bizim kuşak, ara kuşaktı. Tam anlamıyla arada kaldı. Ne heveslere ne bedeller ödemiştik. Usumuza takılan, içimizi kıpır kıpır yapan, yüreğimizi kabartan ne varsa peşine düşmüş, badireler atlatmıştık. Kendimle kaldığımda girişken olmadığımı biliyordum; gizlemek adına tam tersi davranıyordum. Yukarıya baktıkça korkup, aşağıya baktıkça ürküyordum, yavaştan geri çekilmeye, bunu yaparken de tutarlı gerekçeler uydurmaya çalışıyordum. Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranmak zorunda değildim. “İte dalaşmaktansa, çalıyı dolaşmak iyidir.” Sözünü rehber edinmiştim. Nereden bilirdim çalıların bu kadar az, itlerinse bu kadar çok olduğunu?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.