Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin
 

Geçmişte Ankara’da tarihi dokunun korunamamasının sebepleri

-2- Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından önce Başkentin tarihi dokunun korunmasında geri planda kalmasının dört temel sebebi bulunuyordu: Bunlardan birincisi, Ankara’da tarihi dokunun korunması adına yapılan çalışmaların uluslararası ve ulusal koruma standartlarının dışına çıkması, korumadan çok yenilemeye yönelerek tarihi dokuyu sosyal ve kültürel bağlamından koparan yapak bir çevre oluşturmasıydı. Adeta, tarihsel özelliği bulunmayan yepyeni ve yeni inşa edilmiş bir maket görünümüne bürünen tarihi dokular özellikle uluslararası platformlarda koruma anlamında gerçek anlamda ilgi çeken uygulamalar olarak görünmüyorlardı. İkinci olarak, tarihi dokuların dış kabuğunu oluşturan binalar kadar o binaların temsil ettikleri yaşam biçimi, kültür ve sosyolojik bağlamda önem taşımasına karşın; içeriği dolu ve ilgi çeken unsurlarla yerel yaşamı doğru ve doyurucu biçimde temsil eden içerik ve saikler olmadan maket görünümündeki bir koruma ilgi çekmediği gibi tarihin bütünsel korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından da katkıda bulunmuyordu. Özellikle restorasyon adına yaşayanların başka yerlere gönderilerek steril bir yaşam çevresi oluşturulması, her yerin birbirine benzer kafe, restoran ve pansiyonlarla doldurulması koruma adına sakil ve tekdüze bir çevrenin ortaya çıkmasına sebep oluyordu. Üçüncüsü ise tarihi dokunun korunmasında yerel sivil toplum ile birlikte önemli bir sahiplenme, kimlik ve aidiyet duygusunun inşa edildiğini gösteren, bunu da uluslararası otoritelere tescil ettiren bir koruma anlayışının bulunmaması, bu koruma anlayışının katılımcı ve halkın iş birliğini teşvik eden bir çerçeveye oturmaması çok önemli bir sorun alanı oluşturuyordu. Doğru şekilde korunduğu ve gelecek kuşaklara aktarılmak için doğru çabaların gösterildiği tüm dünyaca kabul görmeyen bir tarihi dokunun yerel, ulusal ya da uluslararası alanda ilgi çekmesi ya da kabul görmesi pek mümkün değildi. Dördüncü olarak da korumanın genel olarak kentin tümüne hizmet edecek ve kentlinin aidiyet hislerini güçlendirecek kültürel bir birikim ve istihdam stratejileri ile birlikte düşünülmemesi önemli bir sorundu. Kent belleği, kent müzesi gibi bilinen örneklerin dışında yerel el sanatlarını yerel sözlü tarihi belgeleyerek paylaşan işlevlerin düşünülmemesi maket kent imajını güçlendiriyordu. Ankara Büyükşehir Belediyesinin yürüttüğü çalışmalar bu anlamda daha farklı bir anlayışın yönetime geldiğini gösteriyor. Özellikle Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığının bu konuda önemli hassasiyetleri ifade ediliyor. Ancak, ister istemez geçmişteki yanlış uygulamaların sonuçlarıyla yüzleşmek ve bugüne kadar bir araya gelinememiş akademik ve teknik kadrolarla buluşmak zorunluluğu sadece yeni yönetimin değil Ankara’nın tüm paydaşlarının omuzlarına önemli bir sorumluluk yüklüyor.  (SÜRECEK)
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2021 - Perşembe

Geçmişte Ankara’da tarihi dokunun korunamamasının sebepleri

-2- Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından önce Başkentin tarihi dokunun korunmasında geri planda kalmasının dört temel sebebi bulunuyordu: Bunlardan birincisi, Ankara’da tarihi dokunun korunması adına yapılan çalışmaların uluslararası ve ulusal koruma standartlarının dışına çıkması, korumadan çok yenilemeye yönelerek tarihi dokuyu sosyal ve kültürel bağlamından koparan yapak bir çevre oluşturmasıydı. Adeta, tarihsel özelliği bulunmayan yepyeni ve yeni inşa edilmiş bir maket görünümüne bürünen tarihi dokular özellikle uluslararası platformlarda koruma anlamında gerçek anlamda ilgi çeken uygulamalar olarak görünmüyorlardı. İkinci olarak, tarihi dokuların dış kabuğunu oluşturan binalar kadar o binaların temsil ettikleri yaşam biçimi, kültür ve sosyolojik bağlamda önem taşımasına karşın; içeriği dolu ve ilgi çeken unsurlarla yerel yaşamı doğru ve doyurucu biçimde temsil eden içerik ve saikler olmadan maket görünümündeki bir koruma ilgi çekmediği gibi tarihin bütünsel korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından da katkıda bulunmuyordu. Özellikle restorasyon adına yaşayanların başka yerlere gönderilerek steril bir yaşam çevresi oluşturulması, her yerin birbirine benzer kafe, restoran ve pansiyonlarla doldurulması koruma adına sakil ve tekdüze bir çevrenin ortaya çıkmasına sebep oluyordu. Üçüncüsü ise tarihi dokunun korunmasında yerel sivil toplum ile birlikte önemli bir sahiplenme, kimlik ve aidiyet duygusunun inşa edildiğini gösteren, bunu da uluslararası otoritelere tescil ettiren bir koruma anlayışının bulunmaması, bu koruma anlayışının katılımcı ve halkın iş birliğini teşvik eden bir çerçeveye oturmaması çok önemli bir sorun alanı oluşturuyordu. Doğru şekilde korunduğu ve gelecek kuşaklara aktarılmak için doğru çabaların gösterildiği tüm dünyaca kabul görmeyen bir tarihi dokunun yerel, ulusal ya da uluslararası alanda ilgi çekmesi ya da kabul görmesi pek mümkün değildi. Dördüncü olarak da korumanın genel olarak kentin tümüne hizmet edecek ve kentlinin aidiyet hislerini güçlendirecek kültürel bir birikim ve istihdam stratejileri ile birlikte düşünülmemesi önemli bir sorundu. Kent belleği, kent müzesi gibi bilinen örneklerin dışında yerel el sanatlarını yerel sözlü tarihi belgeleyerek paylaşan işlevlerin düşünülmemesi maket kent imajını güçlendiriyordu. Ankara Büyükşehir Belediyesinin yürüttüğü çalışmalar bu anlamda daha farklı bir anlayışın yönetime geldiğini gösteriyor. Özellikle Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığının bu konuda önemli hassasiyetleri ifade ediliyor. Ancak, ister istemez geçmişteki yanlış uygulamaların sonuçlarıyla yüzleşmek ve bugüne kadar bir araya gelinememiş akademik ve teknik kadrolarla buluşmak zorunluluğu sadece yeni yönetimin değil Ankara’nın tüm paydaşlarının omuzlarına önemli bir sorumluluk yüklüyor.  (SÜRECEK)
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.