Kukla sanatı ve Şevket Çetin
Kültür-Sanat
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
06.01.2022 - 06:25, Güncelleme:
06.01.2022 - 06:25
Kukla sanatı ve Şevket Çetin
Bugünkü konuğum Kukla Sanatçısı Şevket Çetin. Ankara Kalesi tarihi Pilavoğlu Han'da atölyesi bulunan Çetin'den Kukla Sanatını dinledim. Çoğumuzun oyuncak sandığı kuklanın Osmanlı'dan günümüze gelen bir miras olması beni çok şaşırttı.
Şevket Çetin sizi tanıyabilir miyiz?
17 yıldır kukla- karagöz ve kök boya mesleğiyle uğraşıyorum. Profesyonel olarak bu alanda Türkiye temsilcisiyim, yurt dışında ülkemizi temsil etmeye çalışıyorum. Somut Olmayan Kültürel Miras Elçisi olarak yurt dışında gösteriler yapıyoruz. Türk kültüründe böyle bir sanat olduğunu, Türklerin de bu tarihe sahip çıktığını dünyaya göstermek istiyoruz.
Nasıl başladınız? Şu an neler yapıyorsunuz?
Ben 6 yaşında bir ustanın yanında telkari ile başladım. Zaten evde resim çiziyordum. Ardından kuklayla tanışınca benim mesleğim oldu. Ben bu işe usta-çırak ilişkisi ile başladım. Öyle de devam ettiriyorum. Kuklada sanat ve zanaat bir arada olmak zorunda; içinde marangozluk, terzilik, çizim ve hayal gücünü barındırıyor. Zaten hayal gücüyle çizimin birleştiği yerde sanat başlıyor. Şu an ise atölyemde çalışmalarıma devam ederken, Hacı Bayram Üniversitesi'nde El Sanatları Bölümü'nde ders veriyorum.
Osmanlı'dan günümüze gelen miras olduğuna göre, tarihinden bahseder misiniz?
Osmanlı zamanında Mehmet Paşa tarafından Türkiye'ye davet edilen Thomas Holden tarafından ilk ipli kukla Türkiye'ye getiriliyor. Halim Bey bu işe sahip çıkarak, 'Ben bu işi yaparım' deyince, Mızıka-yı Hümayun ile kuklacılık sanatı başlıyor ve günümüze kadar usta-çırak ilişkisiyle devam ediyor. Halim Bey, Hadi Poyrazoğlu'nu 7 yaşında çırak olarak yanına alıp ip cambazı, illüzyon ve kukla ustası olarak yetiştiriyor. Hadi Poyrazoğlu bu işi devam ettiriyor ve birçok usta yetiştiriyor. Poyrazoğlu'nun yetiştirdiği Mehmet Tahir İkiler ise benim ustam. Biz de şimdi çıraklarımıza, öğrencilerimize bu sanatı taşımaya çalışıyoruz.
Bu güzel sohbet için Şevket Çetin'e çok teşekkür ediyorum. Sanat ve sağlıkla kalalım.
Bugünkü konuğum Kukla Sanatçısı Şevket Çetin. Ankara Kalesi tarihi Pilavoğlu Han'da atölyesi bulunan Çetin'den Kukla Sanatını dinledim. Çoğumuzun oyuncak sandığı kuklanın Osmanlı'dan günümüze gelen bir miras olması beni çok şaşırttı.
Şevket Çetin sizi tanıyabilir miyiz?
17 yıldır kukla- karagöz ve kök boya mesleğiyle uğraşıyorum. Profesyonel olarak bu alanda Türkiye temsilcisiyim, yurt dışında ülkemizi temsil etmeye çalışıyorum. Somut Olmayan Kültürel Miras Elçisi olarak yurt dışında gösteriler yapıyoruz. Türk kültüründe böyle bir sanat olduğunu, Türklerin de bu tarihe sahip çıktığını dünyaya göstermek istiyoruz.
Nasıl başladınız? Şu an neler yapıyorsunuz?
Ben 6 yaşında bir ustanın yanında telkari ile başladım. Zaten evde resim çiziyordum. Ardından kuklayla tanışınca benim mesleğim oldu. Ben bu işe usta-çırak ilişkisi ile başladım. Öyle de devam ettiriyorum. Kuklada sanat ve zanaat bir arada olmak zorunda; içinde marangozluk, terzilik, çizim ve hayal gücünü barındırıyor. Zaten hayal gücüyle çizimin birleştiği yerde sanat başlıyor. Şu an ise atölyemde çalışmalarıma devam ederken, Hacı Bayram Üniversitesi'nde El Sanatları Bölümü'nde ders veriyorum.
Osmanlı'dan günümüze gelen miras olduğuna göre, tarihinden bahseder misiniz?
Osmanlı zamanında Mehmet Paşa tarafından Türkiye'ye davet edilen Thomas Holden tarafından ilk ipli kukla Türkiye'ye getiriliyor. Halim Bey bu işe sahip çıkarak, 'Ben bu işi yaparım' deyince, Mızıka-yı Hümayun ile kuklacılık sanatı başlıyor ve günümüze kadar usta-çırak ilişkisiyle devam ediyor. Halim Bey, Hadi Poyrazoğlu'nu 7 yaşında çırak olarak yanına alıp ip cambazı, illüzyon ve kukla ustası olarak yetiştiriyor. Hadi Poyrazoğlu bu işi devam ettiriyor ve birçok usta yetiştiriyor. Poyrazoğlu'nun yetiştirdiği Mehmet Tahir İkiler ise benim ustam. Biz de şimdi çıraklarımıza, öğrencilerimize bu sanatı taşımaya çalışıyoruz.
Bu güzel sohbet için Şevket Çetin'e çok teşekkür ediyorum. Sanat ve sağlıkla kalalım.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.