Harput Kültür Derneği Ve 23. Gün Buluşmaları

Kültür-Sanat 26.09.2022 - 13:33, Güncelleme: 26.09.2022 - 13:33
 

Harput Kültür Derneği Ve 23. Gün Buluşmaları

23. Gün Buluşmalarının bu haftaki davetlileri arasında Gazi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Yüksel TUFAN, Gazeteci Yazar Rıfat ÇAKIR ve Yenifakılı Kültür Platformu Başkanı Ramazan İLER de vardı.
Rıfat ÇAKIR Elit organizasyonları, vizyoner projeleri ve birbirinden renkli kültürel faaliyetleriyle tüm hemşehri dernekleri arasında, açık ara zirvede bulunan Harput Kültür Derneği; birbirinden üretken ve nitelikli değerlerden teşkil yönetim kurullarıyla Elazığ adına her yerde elit saygınlıklar kazandırmaya devam ediyor.  Konusundan konuklarına, ikramlarından servislerine, oturma düzeninden musikisine her detayı titizlikle hazırlanan 23. Gün Buluşmalarının bu haftaki davetlileri arasında Gazi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Yüksel TUFAN, Gazeteci Yazar Rıfat ÇAKIR ve Yenifakılı Kültür Platformu Başkanı Ramazan İLER de vardı. Ankara Elazığlılar Federasyonu Başkanlığını da yapan, romatizmal hastalıklar, eklem ağrıları, bel-boyun fıtığı, mezoterapi vs. gibi fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanlarında dünyanın en ünlü hekimleri arasında gösterilen Prof. Dr. Haşim ÇAKIRBAY’ın sağlık konulu muhteşem sunumunun devamında Elazığ’ın türküleri, halk oyunları, yöresel nimetleri, kadim kültürü ve misafirperver değerleri yine herkesi kendilerine hayran bırakacak güzellikler yaşattı.   Harput Kültür Derneğinin Efsane Başkanı Süleyman KÜRKLÜOĞLU, beş yıldır aralıksız sürdürdüğü ve Kürsübaşı formatında mekanına topladığı misafirlerine, Elazığ’a has izzetin, ikramın, güler yüzün, edebiyatın, sanatın, sohbetin, bilginin ve müziğin kuralları ve ritüelleri dahilinde tüm güzelliklerin gönülden paylaşıldığı tarifi imkansız bu kültür gecelerinde konuklarına Köhnü Üzümü, Öküzgözü, Ağın Leblebisi, Nohut Ekmeği, Orcik, Fasulye Çorbası, Lobik Çorbası, Anamaşı, Kelecoş, Taraklık, Kındık Köfte, Küncülü Köfte, Muhaşerli Köfte, Peynirli Ekmek, Harput Köftesi, Kaburga Dolması, Pestil Kavurması, Kara Kavurma, Ayranlı Çorba, Şekerli Pide, İşkene, Sapan Dolması, Kibe Dolması, Çaypalası, Pirpirim Boranı, Tavşan Üfelemesi, Kırmanlı Pilav, Simit Pilav, Fodula, Zarafat, Patila, Heside, Dolanger, Hürriyet Kadayıfı, Pilit ve Gah gibi Elazığ’a özgü ürünler ikram ediyor. İkramları yöresel, ortamları otantik, hitapları sıcak, yüzleri güleç bütün dernek emektarları, yöresel kıyafetleriyle sergiledikleri Elazığ gönlü ve Elazığ Misafirperliği icra edilirken, en kültürlü, en misafirperver ve en güzel şehir biziz dercesine koşuşturuyorlar. Çok kısıtlı imkanlarına rağmen şaşırtıcı güzelliklere imza atıp, efsaneler yaratıyorlar. Yaş hiyerarşisinin geçerli olduğu ve gönül doyuran sohbetlerin saygısı, süresi ve sırasıyla yapıldığı bu ortamlara katılan ve katkı sunan herkes ama herkes, derneğe kim gelirse gelsin hepsini evlerine gelmişçesine karşılayıp hürmet yarışına giriyor, töre ve gelenekler çizgisinde icra edilen kadim kültürlerinin çocukları tarafından da özümsenerek öğretilmesi sağlanıyor. Vatanına bayrağına gönülden aşık, ülkesine, ilkesine, ülküsüne yürekten sevdalı, has karakterli omurgalı kişilikleriyle tüm milli ve manevi değerlerinin arkasında kale gibi duran Koçyiğitleriyle hepimize müthiş bir güven yansıtıyorlar. Organize ettikleri programlarının tamamına siyaset, sanat, spor, akademik camia, bürokrasi ve iş dünyasından unvanlı şahsiyetler iştirak ederken, alanında uzman, duayenlerin profesyonel seminerleri, temsile yetkin kültür elçilerinin imrendiren sunumları, kadim kültürlerinin, memleket zenginliklerinin, insan değerlerinin, etnografik aksesuarları ve geleneksel motiflerinin herkes tarafından beğenilerek tanınmasına da vesile oluyorlar.  Doğup büyüdükleri baba ocaklarını çok kutsal gören bu güzel insanlar; eğitim, istihdam, sosyal güvenlik ve diğer sosyolojik faktörlerin etkisiyle göçüp, yerleştikleri farklı farklı diğer coğrafyalarda bile kültürlerini hiç bozmadan övünerek sürdürüyorlar. Hepside töre ve geleneklerini Elazığ’da yaşatmak için değil, her yerde Elazığlı olarak kalmak niyetinde asalet gösteriyor, bilinçli bir şehir kültürüne her yerde yürekten sadakat gösteriyorlar. Hititlerin İşuva dedikleri ve M.Ö. 2000’li yıllardan beri yerleşim yeri olduğu tespit edilen Elazığ; donanımlı insan değerleri ve endemik nimetleriyle çok özel ve bereketli bir şehir. Doğu Anadolu’nun en önemli ırmağı Fırat’ın Keban ilçesine kadar olan bölümü Karasu ve Murat’tan oluşurken, bu iki nehrin birleştiği yerdeki alüvyal topraklar, heybeti ve lütfuyla görkemli Fırat Havzasında çok verimli estetik bir coğrafya ortaya çıkarıyor. Elazığ Ovası, Uluova, Kuzova, Behremaz Ovası ve M.Ö. 300 yıllarında Sophene Krallığına başkentlik yapmış köklü kültüre sahip Palu’daki Yarımca Ova inanın Türkiye’yi besleyecek potansiyelde. Sadece Mürüdü Ovası ve Çakıl Deresi çevresindeki Zahini Ovası meyve ve sebze için Türkiye’ye değil, tüm Ortadoğu’ya yetecek bereket üretiyor. Plajları ve sahilleriyle Akdeniz ve Ege kıyıları gibi Mavi Bayrak sahibi olan Hazar GÖLÜ ve bu göl manzarasında kayak tutkunlarının idolü olan Hazarbaba Dağının güzelliklerini anlatmaya kelimeler yetmez. Karakoçan’daki Kolan Kaplıcaları, hayking ve traking tutkunlarının kamp güzergahları, ilaç yapımı için ülke ülke gezen farmakologların hiç biryerde bulamayacağı endemik türler bütün cazibeyi Elazığ üzerine odaklıyor. Tabiiki UNESCO durup duruken Elazığ’ı Dünya kültür mirası temsil listesine almaz. Kürsübaşı ve Harput Senfonisi gibi tarihi derinliğe sahip köklü bir kültürü nesilden nesile layık-ı ve liyakatiyle aktarıp ustaca tanıtıyorlar. Kendilerine has ezgileri, vurguları, şiveleri, cömert gönülleri, iltifatkar nezaketleri ve kentlerine olan imrenilir sadakatleriyle tüm Elazığlılar her yerde gönülden alkışı hak ediyorlar.
23. Gün Buluşmalarının bu haftaki davetlileri arasında Gazi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Yüksel TUFAN, Gazeteci Yazar Rıfat ÇAKIR ve Yenifakılı Kültür Platformu Başkanı Ramazan İLER de vardı.

Rıfat ÇAKIR

Elit organizasyonları, vizyoner projeleri ve birbirinden renkli kültürel faaliyetleriyle tüm hemşehri dernekleri arasında, açık ara zirvede bulunan Harput Kültür Derneği; birbirinden üretken ve nitelikli değerlerden teşkil yönetim kurullarıyla Elazığ adına her yerde elit saygınlıklar kazandırmaya devam ediyor. 

Konusundan konuklarına, ikramlarından servislerine, oturma düzeninden musikisine her detayı titizlikle hazırlanan 23. Gün Buluşmalarının bu haftaki davetlileri arasında Gazi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Yüksel TUFAN, Gazeteci Yazar Rıfat ÇAKIR ve Yenifakılı Kültür Platformu Başkanı Ramazan İLER de vardı.

Ankara Elazığlılar Federasyonu Başkanlığını da yapan, romatizmal hastalıklar, eklem ağrıları, bel-boyun fıtığı, mezoterapi vs. gibi fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanlarında dünyanın en ünlü hekimleri arasında gösterilen Prof. Dr. Haşim ÇAKIRBAY’ın sağlık konulu muhteşem sunumunun devamında Elazığ’ın türküleri, halk oyunları, yöresel nimetleri, kadim kültürü ve misafirperver değerleri yine herkesi kendilerine hayran bırakacak güzellikler yaşattı.  

Harput Kültür Derneğinin Efsane Başkanı Süleyman KÜRKLÜOĞLU, beş yıldır aralıksız sürdürdüğü ve Kürsübaşı formatında mekanına topladığı misafirlerine, Elazığ’a has izzetin, ikramın, güler yüzün, edebiyatın, sanatın, sohbetin, bilginin ve müziğin kuralları ve ritüelleri dahilinde tüm güzelliklerin gönülden paylaşıldığı tarifi imkansız bu kültür gecelerinde konuklarına Köhnü Üzümü, Öküzgözü, Ağın Leblebisi, Nohut Ekmeği, Orcik, Fasulye Çorbası, Lobik Çorbası, Anamaşı, Kelecoş, Taraklık, Kındık Köfte, Küncülü Köfte, Muhaşerli Köfte, Peynirli Ekmek, Harput Köftesi, Kaburga Dolması, Pestil Kavurması, Kara Kavurma, Ayranlı Çorba, Şekerli Pide, İşkene, Sapan Dolması, Kibe Dolması, Çaypalası, Pirpirim Boranı, Tavşan Üfelemesi, Kırmanlı Pilav, Simit Pilav, Fodula, Zarafat, Patila, Heside, Dolanger, Hürriyet Kadayıfı, Pilit ve Gah gibi Elazığ’a özgü ürünler ikram ediyor.

İkramları yöresel, ortamları otantik, hitapları sıcak, yüzleri güleç bütün dernek emektarları, yöresel kıyafetleriyle sergiledikleri Elazığ gönlü ve Elazığ Misafirperliği icra edilirken, en kültürlü, en misafirperver ve en güzel şehir biziz dercesine koşuşturuyorlar. Çok kısıtlı imkanlarına rağmen şaşırtıcı güzelliklere imza atıp, efsaneler yaratıyorlar.

Yaş hiyerarşisinin geçerli olduğu ve gönül doyuran sohbetlerin saygısı, süresi ve sırasıyla yapıldığı bu ortamlara katılan ve katkı sunan herkes ama herkes, derneğe kim gelirse gelsin hepsini evlerine gelmişçesine karşılayıp hürmet yarışına giriyor, töre ve gelenekler çizgisinde icra edilen kadim kültürlerinin çocukları tarafından da özümsenerek öğretilmesi sağlanıyor. Vatanına bayrağına gönülden aşık, ülkesine, ilkesine, ülküsüne yürekten sevdalı, has karakterli omurgalı kişilikleriyle tüm milli ve manevi değerlerinin arkasında kale gibi duran Koçyiğitleriyle hepimize müthiş bir güven yansıtıyorlar.

Organize ettikleri programlarının tamamına siyaset, sanat, spor, akademik camia, bürokrasi ve iş dünyasından unvanlı şahsiyetler iştirak ederken, alanında uzman, duayenlerin profesyonel seminerleri, temsile yetkin kültür elçilerinin imrendiren sunumları, kadim kültürlerinin, memleket zenginliklerinin, insan değerlerinin, etnografik aksesuarları ve geleneksel motiflerinin herkes tarafından beğenilerek tanınmasına da vesile oluyorlar. 

Doğup büyüdükleri baba ocaklarını çok kutsal gören bu güzel insanlar; eğitim, istihdam, sosyal güvenlik ve diğer sosyolojik faktörlerin etkisiyle göçüp, yerleştikleri farklı farklı diğer coğrafyalarda bile kültürlerini hiç bozmadan övünerek sürdürüyorlar. Hepside töre ve geleneklerini Elazığ’da yaşatmak için değil, her yerde Elazığlı olarak kalmak niyetinde asalet gösteriyor, bilinçli bir şehir kültürüne her yerde yürekten sadakat gösteriyorlar.

Hititlerin İşuva dedikleri ve M.Ö. 2000’li yıllardan beri yerleşim yeri olduğu tespit edilen Elazığ; donanımlı insan değerleri ve endemik nimetleriyle çok özel ve bereketli bir şehir. Doğu Anadolu’nun en önemli ırmağı Fırat’ın Keban ilçesine kadar olan bölümü Karasu ve Murat’tan oluşurken, bu iki nehrin birleştiği yerdeki alüvyal topraklar, heybeti ve lütfuyla görkemli Fırat Havzasında çok verimli estetik bir coğrafya ortaya çıkarıyor. Elazığ Ovası, Uluova, Kuzova, Behremaz Ovası ve

M.Ö. 300 yıllarında Sophene Krallığına başkentlik yapmış köklü kültüre sahip Palu’daki Yarımca Ova inanın Türkiye’yi besleyecek potansiyelde. Sadece Mürüdü Ovası ve Çakıl Deresi çevresindeki Zahini Ovası meyve ve sebze için Türkiye’ye değil, tüm Ortadoğu’ya yetecek bereket üretiyor.

Plajları ve sahilleriyle Akdeniz ve Ege kıyıları gibi Mavi Bayrak sahibi olan Hazar GÖLÜ ve bu göl manzarasında kayak tutkunlarının idolü olan Hazarbaba Dağının güzelliklerini anlatmaya kelimeler yetmez. Karakoçan’daki Kolan Kaplıcaları, hayking ve traking tutkunlarının kamp güzergahları, ilaç yapımı için ülke ülke gezen farmakologların hiç biryerde bulamayacağı endemik türler bütün cazibeyi Elazığ üzerine odaklıyor.

Tabiiki UNESCO durup duruken Elazığ’ı Dünya kültür mirası temsil listesine almaz. Kürsübaşı ve Harput Senfonisi gibi tarihi derinliğe sahip köklü bir kültürü nesilden nesile layık-ı ve liyakatiyle aktarıp ustaca tanıtıyorlar. Kendilerine has ezgileri, vurguları, şiveleri, cömert gönülleri, iltifatkar nezaketleri ve kentlerine olan imrenilir sadakatleriyle tüm Elazığlılar her yerde gönülden alkışı hak ediyorlar.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.