Yavuz Ağıralioğlu: Sinan Oğan gibi olmayacağım
Yavuz Ağıralioğlu: Sinan Oğan gibi olmayacağım
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, kendisiyle ilgili yapılan bazı eleştirilere 1 haftalık Trabzon programında açıklık getirdi. Cumhurbaşkanının böldüğünü birleştirmeye, kırdığını toparlamaya, parmak salladığını sarıp sarmalamaya çalışacaklarını ifade eden Ağıralioğlu, kendisine yöneltilen “Sürecin sonunda Sinan Oğan gibi olur musunuz?” sorusuna ise “Sinan Oğan gibi olmayacağım! Sinan Bey’den rica edeceğim; gezilere beraber gidelim. Bu sorulara artık kendi cevap versin. Sonu benim gibi olmayacak desin” yanıtını verdi.
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, bir haftalık Trabzon programında Beşikdüzü, Şalpazarı, Vakfıkebir, Of, Sürmene, Araklı, Çaykara, Dernekpazarı, Arsin, Çarşıbaşı, Yomra, Ortahisar, Akçaabat, Düzköy ve Maçka ilçelerinde halkla buluştu. Parti binalarının açılışını gerçekleştiren Yavuz Ağıralioğlu, gündem olan açıklamalar yaptı.
Basın toplantılarında da gazetecilerle bir araya gelen Anahtar Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu’nun açıklamalarında öne çıkan ifadeler şunlar:
SİYASET BENİM MEMLEKET BORCUM…
“Memleket yönetimini Rize’den Trabzon’a taşıyacağım dedim! Söylediğim sözü bir yıldır söylüyorum, partinin kuruluşunda da söyledim, rekabettir bu, mecazi bir şeydir. Memlekette başa güreşeceğiz. ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bundan sonraki hizmet mevzilerinin tamamına talibiz demenin kibarcasını söyledim. Tayyip Bey bunu Kayseri'den Rize'ye, Abdullah Gül de Isparta'dan Kayseri'ye çekti, böyledir bu. Parti kuruluşunda da söyledim. Yozgat’ta büyüğüm için kendimi Yozgat’a da ait hissederim. Yozgatlılar da beni kendilerine ait hissederler. Cumhurbaşkanımız Rizelidir, Kasımpaşa’da büyümüştür. Zaman zaman Kasımpaşalıyım ya da Rizeliyim der. Hanımefendi de Siirtlidir. Ben dedim Yozgat’ta büyüm, Kasımpaşa’yı Yozgat’a çekeceğim. Trabzonluyum; Rize’yi Trabzon’a çekerim. Eşim Malatyalı, hanımefendi Siirtli. Orayı da Malatya’ya çekerim. Üçleme yaptık nezaketen, aslında kibarca ‘Cumhurbaşkanı adayıyım’ dedim. Tuttuğunuz nöbetin 30 yılı Trabzonlular arkanızda dağ gibi durdu. Mesut Yılmaz’ı da Tayyip Beyi de destekledir. Şimdi Trabzon’dan memleket nöbetini devralmak isteyen bir evlat var; Rize’ye diyor ki 30 yıl biz sizin arkasında durduk şimdi de siz bizim arkamızda dağ gibi durun diyoruz. Hepsi bu…
Parti kurdunuz mu; turşu kurmuyorsanız ki! Bu parti memleketin bütün mevkilerine talipsiniz demektir. Güçle, yapabilme kabiliyetiyle birleştiği yerde konuşunca sözünüz daha büyük sinerji doğurabilir. O yüzden ilerleyen süreçte Türk siyasetine yeni bir kulvar açabildiğim bir eşikte söylemek istiyordum. Mevzu ciddiyetsiz bir yere çekilince; ben Cumhurbaşkanlığı iradesi açıkladım, açıklıyorum. Yani Cumhurbaşkanının 23 yılından kalana talibim. Böldüğünü birleştirmeye, kırdığını toparlamaya, parmak salladığını sarıp sarmalamaya, boşalttığını doldurmaya, beklemediğini beklemeye, 85 milyonun tamamının Cumhurbaşkanı olabilmeye talibim kardeşim; neyini anlamıyorsunuz demek zorunda kaldım yani... O da iyi oldu, bu da şunun için kıymetli oldu; memleketim burası benim. Anahtar Parti’nin önümüzdeki dönemin umudunu gördüğüm bir yerde söyledim. Dolayısıyla bunu mümkün olduğunu iddia edebileceğim bir yerde söyledim. Biz böyle hevesine memleketi kurban verecek insanlar değiliz. Kendi şahsi kariyer planlarımıza memleket kurban edecek adam da değiliz. Bizim bir kariyer planımız var; Türk milletinin geleceği. Benim şahsi kariyer planım değildir siyaset. Siyaset benim memleket borcumdur. Bu borcu ödemeye karar verdiğim itirazla kuvvetlenmeye, itirazdan devletin, milletin yönetimine hizmet olarak talip olmaya niyet ettiğim bir şehirde irademi beyan etmiş olmak da hayra vesile olmuştur.
ANAHTAR PARTİ TÜRK MİLLETİ'NİN A PLANIDIR
Anahtar Parti kimsenin yedeği değildir. Kimsenin B planı değildir. Anahtar Parti, Türk Milleti’nin A planıdır. Hiç kimsenin istepnesi olarak kurulmamıştır. Hiç kimseye bir kariyer planının aparatı olarak yardım etmek gibi bir gündemi asla yoktur. Tek gündemi Türk Milleti'dir. Türk Milleti'nden başka hiç kimseye eyvallah etmeyecektir. Türk milletiyle yürüyecektir. Türk milletine yaslanacaktır. Türk milletinden başka hiç kimsenin huzurunda eğilmeyecektir. Dolayısıyla biz öyle hani bu siyasette ilkesizlik, geçimsizlik, hiç kimseye böyle burnundan kıl aldırmaz, kibirden bahisle söylemiyorum bunu. Müstakil irademizden bahisle söylüyorum. Anahtar Parti, milletin A planıdır. A planı olsun diye kurulmuştur. Kimsenin lehine aleyhine değil. Milletin lehine, milletin aleyhine olacak her şeyin de karşısında durabilme iradesini o yüzden açıkladım.
SİNAN OĞAN’DAN RİCA EDEĞİM; BENİMLE BERABER GEZER MİSİN?
Şimdi bir tek şeyde sıkıntım var; ‘Sen de Sinan Oğan gibi olmayacağını nereden bilelim?’ diye bir soruya maruz kalıyorum. Sinan Oğan gibi olmayacağım! Sinan Bey’den rica edeceğim; gezilere beraber gidelim. Bu sorulara artık kendi cevap versin. ‘Sonu benim gibi olmayacak’ desin. Hani beraber siyaset yapalım diye demiyorum da vallahi yoruldum yani! O kadar yoruldum ki böyle konuşuyorum saatlerce, sonra bir soru: ‘Efendim bir şey sorabilir miyim?’ Diyorum ki, ‘Olmayacağım…’ ‘Sorumuzu nereden bildiniz’ diyorlar hemen… Gerçekten yorucu bir durum ama siyaseten doğru yürüyorum. Bana bu süreç içerisinde pek çok kere tekrarlanan davetler gelmiştir. Hani beni böyle ‘Ne doktorlar ne hakimler istedi gitmedim falan’ diyecek adam da değilim. Dolayısıyla şu andaki duruşumun bir anlamı olması lazım.
SİYASET BENİM MESLEĞİM DEĞİL!..
Millet kibirli adam, evlat sevmez. Öyle çok bilmiş falan da davranmamak lazım ama ben sözümle kalbimi, kalbimle inancımı bir hatta tutmaya çalışan, bunu millet borcu sayan biriyimdir. Yani tutarlı olayım, temiz olayım. İlla kazanmak zorunda değiliz. Bu kadar konuşuyoruz, lafımız sözümüz bu. Millet itimat etmezse çekiliriz. Ne yapacağız bu bizim mesleğimiz değil ki. Siyaset benim mesleğim değil. Siyaset benim memleket borcum. Millet sözümüzü severse, bizi beğenirse, bu evlatlarımızı hizmetlerimizi görsünler derlerse biz bu işi yaparız…
TÜRK MİLLETİNİN İKİ GÜCÜ İNSAN VE ZAMAN…
Trabzon; Karadeniz’i domine eden, Karadenizliliği temsil eden bir şehirdi. Trabzon kimlik kaybediyor. Şehir renk kaybediyor. Şehir dilini kaybediyor. Şehir estetik duygusunu kaybediyor. Şehir kaybediyor. Şehir mizacını kaybediyor. Dolayısıyla Trabzon’da şimdi hafızası bu işlere yetebilen son bir nesil var. Onlar gittikten sonra bunun ne demek olduğunu anlatmak zor olacak. Şimdi hafızasında Trabzon’u bilenler ile yeni olanları birleştirmemiz lazım. Bu birleştirmeyi yapamazsak şehri kaybedeceğiz. O yüzden ben çok mühim görüyorum bunu. Türk milletinin iki gücü var; insanı ve zamanı. Zamanı doğru yönetecek, insanı koruyacaksınız!..”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.