Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Samanı iyi saklayın!

[simple-author-box] Atalar hiç boş konuşmaz ya, “Sakla samanı gelir zamanı” diye de boşa dememişler! Tamam, onlar bunu mevsimsel ihtiyaçlar için söylemiş ama bugün samanın önemi mevsim ötesi bir değer kazanmış durumda. Kırk yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek bir hadise Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesinden gerçekleşti. İlçede yaşayan bir çiftçinin 450 saman balyası çalındı. Saman öyle hayatı bir ürün ki o olmadan hayvancılık yapmak mümkün değil. Hırsızlık olayının ardından hareke geçen Jandarma ekipleri çalınan saman balyalarını Çankırı’da bularak sahibine teslim etti. Bu olay mutlu sonla bitti ama çaldığı samanlarla sırra kadem basanlar da vardır mutlaka. Tavsiyem: Samanınızı iyi koruyun! *** Türkülerdeki hayat farklıdır Hayat hiçbir dönemde kolay olmadı. Milattan önce de milattan sonra da zordu. Gelecekte daha da zor olacak belki. Hemşehrim Mümin Sarıkaya, “Ben yoruldum hayat gelme üstüme” diyerek bir büyük hörelenmeden kurtulmak istese de dünyanın namert yüzü önünde diz çökmekten kurtulamaz. “Ben yanıldım hayat vurma yüzüme” hüznünü, “Ben pişmanım hayat sorguya çekme” pişmanlığıyla harmanlayınca bir başka hayat söylemi oluşur dilde, kalpte… Hele o dil bir ozanın, o kalp bir türkü dostunun ise Hüseyin Temiz’ce bir ses yükselir: Nasip bizi atmış gurbet ellere Bilmem nerden aşar yolumuz bizim Ucu şanı duyulmadık çöllere Bilmem nerde galır elimiz bizim Galınacak yer ‘mekan-ı meçhul’ olsa da perişan halların ayak sesini duymak zor değildir: Gadir Mevlam bize yardım etmezse Hızır gelip elimizden tutmazsa Garip gönül muradına yetmezse Çok perişan olur halımız bizim Hem gadir Mevla hem de Hızır görmemişse bağrı ve gönlü yanıkları, o demde ihtiyaç duyulan dörtlüğü Meluli döktürür: He hacıyız ne hocayız Ne falcı ne muskacıyız Bizler güruh-u naci'yiz Mahşer günü pevramız yok ‘Güruh-u naci’… Kadınların sokak ortasında öldürüldüğü, çocukların istismara uğradığı, göğü delen binalardan akan pisliğin bulvarları doldurduğu şu günlerde özlemi çekilen bir muhayyel toplum. Gerçekten öyle. Çünkü: Meluli'yim sözümüz bir Dostumuzla özümüz bir Yer içeriz nazımız bir Sen ben diye kavgamız yok Bir de içine girilip çıkılması zor haller vardır. Vardır var olmasına da oraya girip de düştükleri o halden ‘ilm-i hal’ çıkaranlar vardır. Mesela Sıtkı. Der ki ilk iki dörtlükte: Aklımı zay etti bir melek meşreb Gönlümün ateşin hicrana çektin Ayet-el Kürsi’de ismin mürekkep Hikmeti sureyi imrana çektin Veşşems-i vedduha yüzlerin ayet Kaşların imrandır gözlerin Tevrat Zabur'da gördüm bir gizli hikmet Derc edip İncil’i Kuran’a çektin Mevzu derin! Buralardan uzaklaşıp (Pir Sultan Abdal versiyonu olduğunu da belirterek) Derviş Ali’ye misafir olalım. Diyecekleri var: Sabahtan uğradım ben bir figana Bülbül ağlar ağlar güle getirir Bakın şu feleğin daim işine Her bir cefasını kula getirir Derviş Ali'm der ki nefesim haktır Hak diyen canlara şek şüphem yoktur Cehennem dediğin dal odun yoktur Herkes ateşini burdan getirir (götürür)
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2021 - Çarşamba

Samanı iyi saklayın!

[simple-author-box] Atalar hiç boş konuşmaz ya, “Sakla samanı gelir zamanı” diye de boşa dememişler! Tamam, onlar bunu mevsimsel ihtiyaçlar için söylemiş ama bugün samanın önemi mevsim ötesi bir değer kazanmış durumda. Kırk yıl düşünsek aklımıza gelmeyecek bir hadise Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesinden gerçekleşti. İlçede yaşayan bir çiftçinin 450 saman balyası çalındı. Saman öyle hayatı bir ürün ki o olmadan hayvancılık yapmak mümkün değil. Hırsızlık olayının ardından hareke geçen Jandarma ekipleri çalınan saman balyalarını Çankırı’da bularak sahibine teslim etti. Bu olay mutlu sonla bitti ama çaldığı samanlarla sırra kadem basanlar da vardır mutlaka. Tavsiyem: Samanınızı iyi koruyun! *** Türkülerdeki hayat farklıdır Hayat hiçbir dönemde kolay olmadı. Milattan önce de milattan sonra da zordu. Gelecekte daha da zor olacak belki. Hemşehrim Mümin Sarıkaya, “Ben yoruldum hayat gelme üstüme” diyerek bir büyük hörelenmeden kurtulmak istese de dünyanın namert yüzü önünde diz çökmekten kurtulamaz. “Ben yanıldım hayat vurma yüzüme” hüznünü, “Ben pişmanım hayat sorguya çekme” pişmanlığıyla harmanlayınca bir başka hayat söylemi oluşur dilde, kalpte… Hele o dil bir ozanın, o kalp bir türkü dostunun ise Hüseyin Temiz’ce bir ses yükselir: Nasip bizi atmış gurbet ellere Bilmem nerden aşar yolumuz bizim Ucu şanı duyulmadık çöllere Bilmem nerde galır elimiz bizim Galınacak yer ‘mekan-ı meçhul’ olsa da perişan halların ayak sesini duymak zor değildir: Gadir Mevlam bize yardım etmezse Hızır gelip elimizden tutmazsa Garip gönül muradına yetmezse Çok perişan olur halımız bizim Hem gadir Mevla hem de Hızır görmemişse bağrı ve gönlü yanıkları, o demde ihtiyaç duyulan dörtlüğü Meluli döktürür: He hacıyız ne hocayız Ne falcı ne muskacıyız Bizler güruh-u naci'yiz Mahşer günü pevramız yok ‘Güruh-u naci’… Kadınların sokak ortasında öldürüldüğü, çocukların istismara uğradığı, göğü delen binalardan akan pisliğin bulvarları doldurduğu şu günlerde özlemi çekilen bir muhayyel toplum. Gerçekten öyle. Çünkü: Meluli'yim sözümüz bir Dostumuzla özümüz bir Yer içeriz nazımız bir Sen ben diye kavgamız yok Bir de içine girilip çıkılması zor haller vardır. Vardır var olmasına da oraya girip de düştükleri o halden ‘ilm-i hal’ çıkaranlar vardır. Mesela Sıtkı. Der ki ilk iki dörtlükte: Aklımı zay etti bir melek meşreb Gönlümün ateşin hicrana çektin Ayet-el Kürsi’de ismin mürekkep Hikmeti sureyi imrana çektin Veşşems-i vedduha yüzlerin ayet Kaşların imrandır gözlerin Tevrat Zabur'da gördüm bir gizli hikmet Derc edip İncil’i Kuran’a çektin Mevzu derin! Buralardan uzaklaşıp (Pir Sultan Abdal versiyonu olduğunu da belirterek) Derviş Ali’ye misafir olalım. Diyecekleri var: Sabahtan uğradım ben bir figana Bülbül ağlar ağlar güle getirir Bakın şu feleğin daim işine Her bir cefasını kula getirir Derviş Ali'm der ki nefesim haktır Hak diyen canlara şek şüphem yoktur Cehennem dediğin dal odun yoktur Herkes ateşini burdan getirir (götürür)
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.