Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Ey gençlik, eyvah dedirtme!

Gençler; X,Y, Z ve sair harflerle tanımlanan kuşakların içinde yer alabilir! Olumlu anlamda söylüyorum; birçoğu ‘teknoloji manyağı’ olabilir! Olmalıdır da… ‘Kuşak çatışması’ içinde olduğu aile bireyleri ya da toplumun farklı kesimlerindeki kişi ve kurumlarla ‘kavgalı’ hallere düşebilir! Ne olursa olsun onlar bizim gençlerimizdir, geleceğimizdir… Ancak… Konunun ‘ancak’ı önemsediğim bir husus. Anlatacağım… *  Ankara Sanayi Odası tarafından İngilizce, Ankara Ticaret Odası tarafından Türkçe bastırılan “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” kitabının ve kitap ile ilgili düzenlenen tanıtım toplantısının önemini, konuyla ilgili yazdığım dört yazı sonrası değil, televizyon ekranlarından yansıyan kahredici bir haber sayesinde öğrendim! Aşık Veysel’in doğum günü dolayısıyla yapılmış bir haberde yaş aralığı 15-20 arası gençlere ‘kimdir’ ya da ‘tanıyor musunuz’ türü sorular yöneltilince, ‘gençliğim eyvah’ dedirten cevaplar yankılandı… Biri, “tanımıyorum’ derken öteki, “şarkıcı” dedi! Ve daha neler… Kahroldum! * Her gün bir türküsünü dinlemeden yazı eylemine geçmediğim ve insanlığın, sevginin, kara sevdanın, hayatın, ölümün, insanlığın, Türklüğün sazı/sözü olmuş bir büyük cumhuriyet değerini Türk gençliğinin tanımıyor olması gerçekten de kahrediciydi… “Âşık Veysel’in Vefatının 50. Yıl Dönümünün 2023 Yılı UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümü ilan edilmesi”, evet, dünya çapında bir gelişme ama genç kuşağın zihninde bir ‘Z’ etkisi yapmamış! ‘Neden’ dedim? Cevabı buldum! İğneyi kendime batırdım: Suçlu bizim kuşak! Sonra çuvaldızı kaptım: Temeline taş olanları unutan devlet! Kimse üzerine düşeni yapmadı, yapmıyor… Sonuç: Üç ozanımızın adını bilmeyen gençlik, İngiliz kulüplerinin futbolcularını ya da bir bilgisayar oyunlarındaki karakterleri tek tek sayıyor. Biz suçumuzu sırtlayalım da gençlerin hiç mi suçu yok? Vardır mutlaka… Herkes kendine, özüne bir çeki düzen vermeli diye düşünüyorum… Sözlerimi netleştireyim! * Ey gençlik! Bize ‘eyvah’ dedirtme! Belki bu bir şok etkisi yapar diye ve de senden sonra gelecek nesillere unutturma diye diyorum: Aşık Veysel dünyanın en büyük işkencecisidir! İşkence yaptığı ile ilgili olarak kendisi söylüyor: -İşkence yaptıkça bana gülerdi! * Sen buna gülme! O, işkenceci olduğunu şahitlerle itiraf ediyor: -Bunda yalan yoktur herkes de gördü! * Ey gençlik! Aşık Veysel, seni dost görmek, dost bilmek ister! Ömrü boyunca dost aradı. - Dost dost diye nicesine sarıldım Diyerek, meramını anlattı! Dostlarından görmediğini başkasından görmüştü! Onun sadık yâri kara topraktı! -Bir çekirdek verdim dört bostan verdi… Dediği kara toprak! Aşık Veysel işte o sadık yârine, kara toprağa işkence yapardı! Karşılığında hem teşekkür hem de ürün alırdı! Çevrecilere değil çevreci geçinenlere gelsin: Karnın yardım kazmayınan belinen Yüzün yırttım tırnağınan elinen Yine beni karşıladı gülinen Benim sadık yârim kara topraktır   İşkence yaptıkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim dört bostan verdi Benim sadık yârim kara topraktır * Ey gençlik! Bu söylem sana ‘ters’ gelmesin… Gerçek çevrecilik budur… Aşık Veysel, işkence yaptığı kara toprak ile ilişkisini anlatırken boşuna söylemiyor: Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile döğmeyince kıt verdi Benim sadık yârim kara topraktır * Evet… Ey gençlik… O kara toprak senin neslini sana getirene kadar nasıl bir misyon üstlendi, nasıl bir görevi yerine getirdi bilmek ister misin? Aşık Veysel kendinden örnek vererek anlatsın: Âdem’den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyva yetirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yârim kara topraktır * Senin Aşık Veysel’e dost olman, kendi kendine dost olman demektir. Sosyal medya fenomeni olsan da kendine ‘metaverse’ler kursan da; uçalım; Twetter’ı satın alsan da… Ne yaparsan yap, kendinden, yani Aşık Veysel’den kaçamazsın. Nereye gidersen git, kurtulamazsın! Peşindedir, ensendedir! O senin genlerini oluşturan iklimin özüdür. Gözüyle değil gönlüyle görür ve her şeyi bilir! O bir filozoftur! Onu sadece dinleme, anla… Unutma: Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelecek; -Uzun ince bir yoldayım Diyeceksin… -Gidiyorum gündüz gece Diyeceksin ama o andaki halini sana yine o anlatacak: -Bilmiyorum ne haldeyim… Sen, şaşkınlığına üzülme! Çünkü… Şaşar Veysel iş bu hale Kah ağlaya kahi güle Yetişmek için menzile Gidiyorum gündüz gece * Ey gençlik! Yunus desem, Mevlana desem, Şah Hatayi desem, Pir Sultan Abdal desem, Daimi desem, Mahzuni desem ne dersin bilmiyorum! Aşık Veysel son şiirinde; Selam saygı hepinize Gelmez yola gidiyorum Ne şehire ne de köye Gelmez yola gidiyorum Diyerek gitti… Ey gençlik şunu unutma: -Aşık Veysel 50 yıldır yok, ilelebet var olacak! Diyeceğim çok da… Diyeceğimi Ulu Ozan Pir Sultan desin: -Katip arzuhalim yaz yâre böyle!
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2022 - Perşembe

Ey gençlik, eyvah dedirtme!

Gençler; X,Y, Z ve sair harflerle tanımlanan kuşakların içinde yer alabilir!

Olumlu anlamda söylüyorum; birçoğu ‘teknoloji manyağı’ olabilir! Olmalıdır da…

‘Kuşak çatışması’ içinde olduğu aile bireyleri ya da toplumun farklı kesimlerindeki kişi ve kurumlarla ‘kavgalı’ hallere düşebilir!

Ne olursa olsun onlar bizim gençlerimizdir, geleceğimizdir…

Ancak…

Konunun ‘ancak’ı önemsediğim bir husus. Anlatacağım…

*

 Ankara Sanayi Odası tarafından İngilizce, Ankara Ticaret Odası tarafından Türkçe bastırılan “Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel” kitabının ve kitap ile ilgili düzenlenen tanıtım toplantısının önemini, konuyla ilgili yazdığım dört yazı sonrası değil, televizyon ekranlarından yansıyan kahredici bir haber sayesinde öğrendim!

Aşık Veysel’in doğum günü dolayısıyla yapılmış bir haberde yaş aralığı 15-20 arası gençlere ‘kimdir’ ya da ‘tanıyor musunuz’ türü sorular yöneltilince, ‘gençliğim eyvah’ dedirten cevaplar yankılandı…

Biri, “tanımıyorum’ derken öteki, “şarkıcı” dedi! Ve daha neler…

Kahroldum!

*

Her gün bir türküsünü dinlemeden yazı eylemine geçmediğim ve insanlığın, sevginin, kara sevdanın, hayatın, ölümün, insanlığın, Türklüğün sazı/sözü olmuş bir büyük cumhuriyet değerini Türk gençliğinin tanımıyor olması gerçekten de kahrediciydi…

“Âşık Veysel’in Vefatının 50. Yıl Dönümünün 2023 Yılı UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümü ilan edilmesi”, evet, dünya çapında bir gelişme ama genç kuşağın zihninde bir ‘Z’ etkisi yapmamış!

‘Neden’ dedim? Cevabı buldum!

İğneyi kendime batırdım:

Suçlu bizim kuşak!

Sonra çuvaldızı kaptım:

Temeline taş olanları unutan devlet!

Kimse üzerine düşeni yapmadı, yapmıyor…

Sonuç: Üç ozanımızın adını bilmeyen gençlik, İngiliz kulüplerinin futbolcularını ya da bir bilgisayar oyunlarındaki karakterleri tek tek sayıyor.

Biz suçumuzu sırtlayalım da gençlerin hiç mi suçu yok?

Vardır mutlaka…

Herkes kendine, özüne bir çeki düzen vermeli diye düşünüyorum…

Sözlerimi netleştireyim!

*

Ey gençlik!

Bize ‘eyvah’ dedirtme!

Belki bu bir şok etkisi yapar diye ve de senden sonra gelecek nesillere unutturma diye diyorum:

Aşık Veysel dünyanın en büyük işkencecisidir!

İşkence yaptığı ile ilgili olarak kendisi söylüyor:

-İşkence yaptıkça bana gülerdi!

*

Sen buna gülme!

O, işkenceci olduğunu şahitlerle itiraf ediyor:

-Bunda yalan yoktur herkes de gördü!

*

Ey gençlik!

Aşık Veysel, seni dost görmek, dost bilmek ister! Ömrü boyunca dost aradı.

- Dost dost diye nicesine sarıldım

Diyerek, meramını anlattı!

Dostlarından görmediğini başkasından görmüştü!

Onun sadık yâri kara topraktı!

-Bir çekirdek verdim dört bostan verdi…

Dediği kara toprak!

Aşık Veysel işte o sadık yârine, kara toprağa işkence yapardı! Karşılığında hem teşekkür hem de ürün alırdı!

Çevrecilere değil çevreci geçinenlere gelsin:

Karnın yardım kazmayınan belinen

Yüzün yırttım tırnağınan elinen

Yine beni karşıladı gülinen

Benim sadık yârim kara topraktır

 

İşkence yaptıkça bana gülerdi

Bunda yalan yoktur herkes de gördü

Bir çekirdek verdim dört bostan verdi

Benim sadık yârim kara topraktır

*

Ey gençlik!

Bu söylem sana ‘ters’ gelmesin…

Gerçek çevrecilik budur…

Aşık Veysel, işkence yaptığı kara toprak ile ilişkisini anlatırken boşuna söylemiyor:

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi

Yemek verdi ekmek verdi et verdi

Kazma ile döğmeyince kıt verdi

Benim sadık yârim kara topraktır

*

Evet…

Ey gençlik…

O kara toprak senin neslini sana getirene kadar nasıl bir misyon üstlendi, nasıl bir görevi yerine getirdi bilmek ister misin?

Aşık Veysel kendinden örnek vererek anlatsın:

Âdem’den bu deme neslim getirdi

Bana türlü türlü meyva yetirdi

Her gün beni tepesinde götürdü

Benim sadık yârim kara topraktır

*

Senin Aşık Veysel’e dost olman, kendi kendine dost olman demektir.

Sosyal medya fenomeni olsan da kendine ‘metaverse’ler kursan da; uçalım; Twetter’ı satın alsan da…

Ne yaparsan yap, kendinden, yani Aşık Veysel’den kaçamazsın. Nereye gidersen git, kurtulamazsın! Peşindedir, ensendedir!

O senin genlerini oluşturan iklimin özüdür. Gözüyle değil gönlüyle görür ve her şeyi bilir! O bir filozoftur! Onu sadece dinleme, anla…

Unutma:

Her kim ki olursa bu sırra mazhar

Dünyaya bırakır ölmez bir eser

Gün gelecek;

-Uzun ince bir yoldayım

Diyeceksin…

-Gidiyorum gündüz gece

Diyeceksin ama o andaki halini sana yine o anlatacak:

-Bilmiyorum ne haldeyim…

Sen, şaşkınlığına üzülme!

Çünkü…

Şaşar Veysel iş bu hale

Kah ağlaya kahi güle

Yetişmek için menzile

Gidiyorum gündüz gece

*

Ey gençlik!

Yunus desem, Mevlana desem, Şah Hatayi desem, Pir Sultan Abdal desem, Daimi desem, Mahzuni desem ne dersin bilmiyorum!

Aşık Veysel son şiirinde;

Selam saygı hepinize

Gelmez yola gidiyorum

Ne şehire ne de köye

Gelmez yola gidiyorum

Diyerek gitti…

Ey gençlik şunu unutma:

-Aşık Veysel 50 yıldır yok, ilelebet var olacak!

Diyeceğim çok da…

Diyeceğimi Ulu Ozan Pir Sultan desin:

-Katip arzuhalim yaz yâre böyle!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.