Soner Aykaç
Köşe Yazarı
Soner Aykaç
 

Ukrayna bahane, hedef Türkiye

[simple-author-box] Bölgemizde hangi gelişme yaşanıyorsa ya doğrudan Türkiye’yi hedef alma ya da dolaylı yoldan önünü kesme amaçlı diyorum ya yeni ‘malzeme’ Ukrayna… Evet, bölgede bir sıkıntı vardı ve Ukrayna - Rusya gerginliği yüzünden kimi zaman kanlı provokasyonlar, saldırılar yaşanıyordu… Hadise şudur 1-Ukrayna, başta Amerika olmak üzere Batı tarafından gaza getirilerek Rusya’nın sinir uçlarına dokunduruluyor. 2-Rusya, siniri bozuldukça işgallerle yayılıyor. (Örnek: Kırım ve Suriye) 3-Bu durum işine gelen Amerika bulanık suda balık avlamak istiyor. Gerçek şudur 1-Türkiye ile Ukrayna son yıllarda hem Kırım hem de teknoloji transferi ve stratejik alanlardaki iş birliği konularıyla dikkat çekiyor. Bu iş birliği birçok alanda dengeleri değiştirebilecek önem ve anlam taşıyor. 2-Türkiye, elini ayağını bağlayan enerji açığını gidermek, bağımlılığını azaltmak için Akdeniz ve Karadeniz’de doğalgaz ve petrol arayışını sürdürürken, müjde Karadeniz’den geldi. Yani karıştırılmak istenen yeni bölgeden… 3-Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliğe NATO’yu dahil etmek isteyen Amerika aynı zamanda (5. Madde yoluyla) Türkiye’yi de baskı altına almaya çalışıyor. 4-Amerika aynı zamanda Montrö’den rahatsız. Yani Çanakkale ve İstanbul boğazlarını uluslararası bir denetime kavuşturmanın hayalini kuruyor ve bunun yollarını arıyor. 5-Amerika aynı zamanda (Lozan’a rağmen) Türkiye’nin mevcut sınırlarını tanımayan tek ülke… ‘Kahpe Amerika’ Bir zamanlar baş belası “Kahpe Bizans” vardı ya, onun yerini “Kahpe Amerika” aldı! “Dost görünen düşman” denmesi boşuna değil. Türkiye ve boğazlar üzerindeki niyetleri bilinen Amerika, Lozan görüşmeleri sırasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aşamamış, Lozan Antlaşmasını imzalamamıştı. Sınırlarımızı tanımıyor yani. Görüşmeleri yürüten heyetin başkanı İsmet Paşa’nın, Lozan’daki salonun kapısına “Amerikalıları istemiyoruz” yazılı bir yafta astırması boşuna değildi. Savaş rüzgarları Donbass’da Rusya destekli ayrılıkçıların Ukrayna’yı hedef alan saldırısının ardından, Moskova ile Kiev arasında savaş rüzgarlarının esmesi ya da estirilmesi, Ukrayna’nın NATO’yu kendi hava sahasında devriye atmaya çağırmasına, yani, bu çağrıyı yaptırılmasına vesile oldu. Bu gerginlik silahlı çatışmaya dönüşür ve Karadeniz kana bulanırsa ne olur? Basit! İlk önce Türkiye zarar görür. Elbette her ülkeyi etkileyen pek çok gelişme yaşanır ama Türkiye’nin enerji arama ve üretme yatırımları, Ukrayna ile işbirliği halinde yürütülen çalışmalar ve savunma sanayinin çok önemli projeleri durur ya da zarar görür. Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Kafkaslar, Balkanlar, Afrika hatta Orta ve Uzak Asya sahalarında askeri, ekonomik, diplomatik atak içindeki Türkiye, ‘can derdine’ düşürülür… İran ve Irak’ı bahane ederek Türkiye’nin doğusunu, Suriye’yi ve Kıbrıs’ı bahane ederek güneyini, Yunanistan’ı bahane ederek batısını kuşatan Amerika, Ukrayna’yı destek bahanesiyle de sözde Rusya’yı durdurmak isterken asıl darbeyi Türkiye’ye vurmak istiyor. Hangi ülke nasıl ve ne kadar zarar görür bilmem ama hadise bundan ibarettir.
Ekleme Tarihi: 07 Nisan 2021 - Çarşamba

Ukrayna bahane, hedef Türkiye

[simple-author-box]

Bölgemizde hangi gelişme yaşanıyorsa ya doğrudan Türkiye’yi hedef alma ya da dolaylı yoldan önünü kesme amaçlı diyorum ya yeni ‘malzeme’ Ukrayna… Evet, bölgede bir sıkıntı vardı ve Ukrayna - Rusya gerginliği yüzünden kimi zaman kanlı provokasyonlar, saldırılar yaşanıyordu…

Hadise şudur

1-Ukrayna, başta Amerika olmak üzere Batı tarafından gaza getirilerek Rusya’nın sinir uçlarına dokunduruluyor. 2-Rusya, siniri bozuldukça işgallerle yayılıyor. (Örnek: Kırım ve Suriye) 3-Bu durum işine gelen Amerika bulanık suda balık avlamak istiyor.

Gerçek şudur

1-Türkiye ile Ukrayna son yıllarda hem Kırım hem de teknoloji transferi ve stratejik alanlardaki iş birliği konularıyla dikkat çekiyor. Bu iş birliği birçok alanda dengeleri değiştirebilecek önem ve anlam taşıyor. 2-Türkiye, elini ayağını bağlayan enerji açığını gidermek, bağımlılığını azaltmak için Akdeniz ve Karadeniz’de doğalgaz ve petrol arayışını sürdürürken, müjde Karadeniz’den geldi. Yani karıştırılmak istenen yeni bölgeden… 3-Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginliğe NATO’yu dahil etmek isteyen Amerika aynı zamanda (5. Madde yoluyla) Türkiye’yi de baskı altına almaya çalışıyor. 4-Amerika aynı zamanda Montrö’den rahatsız. Yani Çanakkale ve İstanbul boğazlarını uluslararası bir denetime kavuşturmanın hayalini kuruyor ve bunun yollarını arıyor. 5-Amerika aynı zamanda (Lozan’a rağmen) Türkiye’nin mevcut sınırlarını tanımayan tek ülke…

‘Kahpe Amerika’

Bir zamanlar baş belası “Kahpe Bizans” vardı ya, onun yerini “Kahpe Amerika” aldı! “Dost görünen düşman” denmesi boşuna değil. Türkiye ve boğazlar üzerindeki niyetleri bilinen Amerika, Lozan görüşmeleri sırasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aşamamış, Lozan Antlaşmasını imzalamamıştı. Sınırlarımızı tanımıyor yani. Görüşmeleri yürüten heyetin başkanı İsmet Paşa’nın, Lozan’daki salonun kapısına “Amerikalıları istemiyoruz” yazılı bir yafta astırması boşuna değildi.

Savaş rüzgarları

Donbass’da Rusya destekli ayrılıkçıların Ukrayna’yı hedef alan saldırısının ardından, Moskova ile Kiev arasında savaş rüzgarlarının esmesi ya da estirilmesi, Ukrayna’nın NATO’yu kendi hava sahasında devriye atmaya çağırmasına, yani, bu çağrıyı yaptırılmasına vesile oldu. Bu gerginlik silahlı çatışmaya dönüşür ve Karadeniz kana bulanırsa ne olur?

Basit! İlk önce Türkiye zarar görür. Elbette her ülkeyi etkileyen pek çok gelişme yaşanır ama Türkiye’nin enerji arama ve üretme yatırımları, Ukrayna ile işbirliği halinde yürütülen çalışmalar ve savunma sanayinin çok önemli projeleri durur ya da zarar görür.

Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Kafkaslar, Balkanlar, Afrika hatta Orta ve Uzak Asya sahalarında askeri, ekonomik, diplomatik atak içindeki Türkiye, ‘can derdine’ düşürülür…

İran ve Irak’ı bahane ederek Türkiye’nin doğusunu, Suriye’yi ve Kıbrıs’ı bahane ederek güneyini, Yunanistan’ı bahane ederek batısını kuşatan Amerika, Ukrayna’yı destek bahanesiyle de sözde Rusya’yı durdurmak isterken asıl darbeyi Türkiye’ye vurmak istiyor.

Hangi ülke nasıl ve ne kadar zarar görür bilmem ama hadise bundan ibarettir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.