Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Rafi Ay’a kulak verin; emekçinin hali harap

[simple-author-box] Rafi Ay, Türkiye’nin can damarı sektörlerden biri olan tekstili de içine alan iş kolunun önde gelen sendikası Öz İplik İş’in Genel Başkanı olduğu için, gelenekselleşen “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı”  dolayısıyla düzenlenen yemek davetine icabet bir görevdi… Her yıl olduğu gibi önemli tespit ve değerlendirmelerin yapılacağı belli olan bu buluşmanın haberi ANKHABER internet sitesinde kullanıldı ama ‘haber ötesi’ halleri bir yazı konusu yapmadan duramadım. Derdim çoktur… Toplantıya giderken, koronavirüs yüzünden epeydir uzak kaldığım akşamüzeri trafiğinin stresini azaltmak için radyonun başlama butonuna dokundum. Bir türkü, “Derdim Çoktur Hangisine Yanayım” diyordu… Türküyü harika yorumlayan sanatçı, “Ben Bu Derde Nerde Derman Bulayım” diye çığırınca, bir dönem sıkça çalınıp söylenen ve bir yerinde, “Emekçinin belasıysam / Çekilecek çilesiysem” denen türkü geldi hatırıma. Bu ruh hali ile vardığım basın toplantısı başlayıp da Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay’ı dinlemeye başlayınca ister istemez o türkünün, “Güneşi bağlasam aya, Seyreylesem doya doya” dizelerini terennüme başladım! Çünkü emekçinin hali haraptı… Rafi Ay diyordu ki: “Kayıt dışı üretim-ticaret ağır şekilde cezalandırılmalı. Kayıt dışılık sadece emekçinin hakkının çalınması değil, ülkenin geleceğinin çalınmasıdır.” Yani: Çalınan önü/sonu emekti, ekmekti; garibanın hakkıydı… Çok önemli veriler Koronavirüsün adını az zikrettik ama bu alçak virüs insanlığın canına/malına kastetmiş bir büyük bela. Bu durum uluslararası kuruluşların raporlarına da yansıyor. Mesela, ILO raporuna göre 2021’in haziran ayı itibarıyla dünyada istihdam 114 milyon kişi azalmış. Buna dikkat çeken Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay ayrıntı da paylaştı: “İstihdama katılan kişilerle birlikte 144 milyon yeni iş yaratılmak zorundadır. Küresel olarak işçilerin geliri yüzde 5,3 oranında azalmıştır. Tüm dünyada çalışan yoksulluğu, yani çalıştığı halde yoksul olmayı önleyecek gelire dahi ulaşamayan kişi sayısı 108 milyon kişiye ulaşmıştır. Gelir bakımından 2015’teki seviyeye düşülmüştür.” Sorunlar çözülsün Rafi Ay, “Emekçilerin sorunları çözülmeli” derken çok önemli hususlara işaret etti. Şöyle: -Artık düşük ücretin, işçinin emeğini sömürerek zenginleşmenin mümkün olmadığı anlaşılmalı. -İşçinin emeğinin karşılığını vermeden, hakkını teslim etmeden, katma değeri cebe atmak, firmaları büyütmek 19. yüzyılda kalmıştır. Kriz yaratan, sosyal adaletin olmadığı vahşi para ve rant ekonomisi de 20. yüzyılda bitmiştir. Hala bu zihniyetle hareket etmeye çalışan, zenginleşeceğini zannedenler bile görülmektedir. (Bu cümleyi duyunca, Karl Marx mezarında ters dönmüştür diye düşündüm!) Talepler, talepler Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, “Saygın çalışma, emeğin karşılığını alma, insana yakışır gelir düzeyi ve makul yaşlarda emeklilik talep ediyoruz.” derken doğal olarak olması gerekeni bir talebe dönüştürüyor. Çünkü Türkiye sendikal faaliyetler ve örgütlenme açısından iyi görüntü vermiyor. Bu yüzden; -Her şeyden önce, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı.  Anayasal hak olan örgütlenmeyi engellemeye çalışan işverenler ve işveren vekilleri en ağır biçimde cezalandırılmalı. Anayasa ihlaline daha fazla göz yumulmamalı. -Emeğin haklarını tanımamak ekonomik değil, insani bir suçtur, insana karşı işlenen suçtur. Dijital dönüşüm… Herkes sanayide 4.0 aşamasında gezinip 5.0’ın giriş kapısına dayanıyor ama emek dünyasından o kapıya bakış farklı. Rafi Ay özetliyor: -İş gücü ve iş yerinin dijital dönüşümü, gelir ve sosyal adaleti sağlayacak şekilde yapılmalı. İşçilere eğitim verilmeli, yeni iş sahaları açılmalıdır. Çalışan yoksulluğu ortaya çıkarılmamalıdır. Hiç mi iyi şey yok? Yazıyı okurken, “Arkadaş Rafi Ay hiç mi olumlu bir şey söylemedi” diye düşünenler olabilir. Dedi! Dedi ki: -Türkiye'de Genel Sağlık Sigortası uygulaması sayesinde salgın döneminde tedaviye erişimde sıkıntı yaşanmadı. -Aşı herkese ücretsiz sunuldu. -Salgın döneminde başta İşsizlik Sigortası Fonu olmak üzere, işçi ve işverenin birikimleri ve bütçeden sağlanan desteklerle salgının olumsuz etkilerinin sınırlanması için politikalar uygulandı.
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2021 - Pazartesi

Rafi Ay’a kulak verin; emekçinin hali harap

[simple-author-box]

Rafi Ay, Türkiye’nin can damarı sektörlerden biri olan tekstili de içine alan iş kolunun önde gelen sendikası Öz İplik İş’in Genel Başkanı olduğu için, gelenekselleşen “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı”  dolayısıyla düzenlenen yemek davetine icabet bir görevdi…

Her yıl olduğu gibi önemli tespit ve değerlendirmelerin yapılacağı belli olan bu buluşmanın haberi ANKHABER internet sitesinde kullanıldı ama ‘haber ötesi’ halleri bir yazı konusu yapmadan duramadım.

Derdim çoktur…

Toplantıya giderken, koronavirüs yüzünden epeydir uzak kaldığım akşamüzeri trafiğinin stresini azaltmak için radyonun başlama butonuna dokundum.

Bir türkü, “Derdim Çoktur Hangisine Yanayım” diyordu…

Türküyü harika yorumlayan sanatçı, “Ben Bu Derde Nerde Derman Bulayım” diye çığırınca, bir dönem sıkça çalınıp söylenen ve bir yerinde, “Emekçinin belasıysam / Çekilecek çilesiysem” denen türkü geldi hatırıma.

Bu ruh hali ile vardığım basın toplantısı başlayıp da Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay’ı dinlemeye başlayınca ister istemez o türkünün, “Güneşi bağlasam aya, Seyreylesem doya doya” dizelerini terennüme başladım!

Çünkü emekçinin hali haraptı…

Rafi Ay diyordu ki:

“Kayıt dışı üretim-ticaret ağır şekilde cezalandırılmalı. Kayıt dışılık sadece emekçinin hakkının çalınması değil, ülkenin geleceğinin çalınmasıdır.”

Yani:

Çalınan önü/sonu emekti, ekmekti; garibanın hakkıydı…

Çok önemli veriler

Koronavirüsün adını az zikrettik ama bu alçak virüs insanlığın canına/malına kastetmiş bir büyük bela. Bu durum uluslararası kuruluşların raporlarına da yansıyor. Mesela, ILO raporuna göre 2021’in haziran ayı itibarıyla dünyada istihdam 114 milyon kişi azalmış.

Buna dikkat çeken Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay ayrıntı da paylaştı:

“İstihdama katılan kişilerle birlikte 144 milyon yeni iş yaratılmak zorundadır. Küresel olarak işçilerin geliri yüzde 5,3 oranında azalmıştır. Tüm dünyada çalışan yoksulluğu, yani çalıştığı halde yoksul olmayı önleyecek gelire dahi ulaşamayan kişi sayısı 108 milyon kişiye ulaşmıştır. Gelir bakımından 2015’teki seviyeye düşülmüştür.”

Sorunlar çözülsün

Rafi Ay, “Emekçilerin sorunları çözülmeli” derken çok önemli hususlara işaret etti. Şöyle:

-Artık düşük ücretin, işçinin emeğini sömürerek zenginleşmenin mümkün olmadığı anlaşılmalı.

-İşçinin emeğinin karşılığını vermeden, hakkını teslim etmeden, katma değeri cebe atmak, firmaları büyütmek 19. yüzyılda kalmıştır. Kriz yaratan, sosyal adaletin olmadığı vahşi para ve rant ekonomisi de 20. yüzyılda bitmiştir. Hala bu zihniyetle hareket etmeye çalışan, zenginleşeceğini zannedenler bile görülmektedir.

(Bu cümleyi duyunca, Karl Marx mezarında ters dönmüştür diye düşündüm!)

Talepler, talepler

Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, “Saygın çalışma, emeğin karşılığını alma, insana yakışır gelir düzeyi ve makul yaşlarda emeklilik talep ediyoruz.” derken doğal olarak olması gerekeni bir talebe dönüştürüyor. Çünkü Türkiye sendikal faaliyetler ve örgütlenme açısından iyi görüntü vermiyor. Bu yüzden;

-Her şeyden önce, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı.  Anayasal hak olan örgütlenmeyi engellemeye çalışan işverenler ve işveren vekilleri en ağır biçimde cezalandırılmalı. Anayasa ihlaline daha fazla göz yumulmamalı.

-Emeğin haklarını tanımamak ekonomik değil, insani bir suçtur, insana karşı işlenen suçtur.

Dijital dönüşüm…

Herkes sanayide 4.0 aşamasında gezinip 5.0’ın giriş kapısına dayanıyor ama emek dünyasından o kapıya bakış farklı. Rafi Ay özetliyor:

-İş gücü ve iş yerinin dijital dönüşümü, gelir ve sosyal adaleti sağlayacak şekilde yapılmalı. İşçilere eğitim verilmeli, yeni iş sahaları açılmalıdır. Çalışan yoksulluğu ortaya çıkarılmamalıdır.

Hiç mi iyi şey yok?

Yazıyı okurken, “Arkadaş Rafi Ay hiç mi olumlu bir şey söylemedi” diye düşünenler olabilir. Dedi! Dedi ki:

-Türkiye'de Genel Sağlık Sigortası uygulaması sayesinde salgın döneminde tedaviye erişimde sıkıntı yaşanmadı.

-Aşı herkese ücretsiz sunuldu.

-Salgın döneminde başta İşsizlik Sigortası Fonu olmak üzere, işçi ve işverenin birikimleri ve bütçeden sağlanan desteklerle salgının olumsuz etkilerinin sınırlanması için politikalar uygulandı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.