Dursun Erkılıç
Köşe Yazarı
Dursun Erkılıç
 

Fukaranın azığı Ramazan kazığı

Yok yok, Ankara’da ramazan pidesinin 5, simidin 4 lira olmasından bahsetmeyeceğim! Bu konuda seçenek çok; isteyen birkaç mislini ödeyerek de alabilir farklı yerlerden… ‘Bahçeli’ pazarı! Anlatmak istediğim konu, bir ‘soygun’ meselesi! (Söyleyiş maksadı farklıydı ama) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Pazar olarak binamızın karşısındaki perşembe pazarını biliriz.” diye adres gösterdiği pazar yerindeydim arife günü. Ramazan alışverişi yapmazdan evvel civardaki marketleri dolaşıp fiyat araştırmasında bulundum. Araştırmaz olaydım! Bir hafta on gün öncesine göre fiyatı yüzde yüzden fazla artan sebze meyveleri görünce ‘oha’ demekten alamadım kendimi. Bir örnek vereyim de anlayın ne demek istediğimi. MHP’li yöneticilerin de sıkça uğradığı Balgat Perşembe Pazarında 20 TL olan biber türleri markette 39.5 liraydı. 40 yazmaya eli varmamış olmalı yazanın!  Kısa süre öncesine kadar 20 TL’nin altında olan etiketin bu zaman zarfında iki kat zamlanmasını gerektirecek ne olmuş olabilirdi? Düşündüm… Tek şey geldi aklıma: Soygun! Sivriltilmiş ramazan kazığının başka bir izahı olamazdı… Bu durum ülkeyi yönetenlerin de gündeminde… Erdoğan’ın sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya Çevre Yolu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, gıda maddelerindeki fiyat artışlarını yakından takip ettiklerini belirterek, “Vicdansızlık yaparak milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacağız.” dedi. Bu söylem, fırsatçılık yapanlara gözdağı vermenin ötesine geçmeli ve gereği yapılmalı… Çünkü… Cumhurbaşkanının, “Ülkemizdeki kimi kesimlerin açgözlülüğü vatandaşlarımız açısından sıkıntılı bir tablo ortaya çıkmaktadır.” tespiti doğru ise iş, ‘organize’ bir soygun halini alıyor! Birkaç hatırlatma O dem, enflasyona dikkat çektiğim altı ay önce yayımlanan, “Kaşığa çilenin suyu gelince…” başlıklı yazımı hatırlatmak istiyorum. (Konya Postası, 21 Eylül, 2021, Salı) Yazının son cümlesi, “Görevimiz yazmak… Görevi çözmek olanlar iş başına…” şeklindeydi. Bu son cümlenin hemen önünde, 30 yıl kadar önceye dönüp demişim ki: Bu satırları okuyunca, vakti zamanında merhum cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in başbakanken enflasyon ile ilgili bir açıklamasının ardından yazdığım dörtlük geldi hatırıma. Birinci dizeyi okurken sol elinizle sağ kolunuzu dirsekten tutup sallayabilirsiniz. Kolunuzu sallarken elinizi yumruk yaparsanız daha şık olur! İkinci dizeyi okurken de, sağ elinizin başparmağını işaret parmağınızın birinci boğumuna birkaç kez sürtün lütfen! Demirel’e demiştim ki: Eniflasyon aha böyle Sen dersinki yok yok şöyle Baba Allah için söyle Hiç gaste mi okumazsın Bu hatırlama ve hatırlatmalar, enflasyonu bir ‘kader’ gibi göstermek için değil, şu mübarek günde fakir fukarkayı, garip gurabayı soyup soğana çevirenlerin yakasına gerçekten yapışılmasını teşvik içindir! Pazar yerlerinde hoşuna giden şeylerden kiloyla alan insanların iki biber, üç domates, dört patates alabildiğini görmek yüreğimi parçaladı.  Bu gidişe mutlaka dur denmeli. Denmezse ne olur? Kaşığa çilenin suyu gelir, enflasyon depremi yaşanır ve kimin enkaz altında kalacağı belli olmaz! Demedi demeyin… NOT: Gazetemiz baskıya giderken, enflasyonla mücadele adına önemli bir gelişme yaşandı ve 20 temel gıda maddesinin fiyatının yılsonuna kadar (devlet desteği ile) sabitlenmesi yönünde bir çalışma gündeme geldi.
Ekleme Tarihi: 07 Nisan 2022 - Perşembe

Fukaranın azığı Ramazan kazığı

Yok yok, Ankara’da ramazan pidesinin 5, simidin 4 lira olmasından bahsetmeyeceğim! Bu konuda seçenek çok; isteyen birkaç mislini ödeyerek de alabilir farklı yerlerden… ‘Bahçeli’ pazarı! Anlatmak istediğim konu, bir ‘soygun’ meselesi! (Söyleyiş maksadı farklıydı ama) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Pazar olarak binamızın karşısındaki perşembe pazarını biliriz.” diye adres gösterdiği pazar yerindeydim arife günü. Ramazan alışverişi yapmazdan evvel civardaki marketleri dolaşıp fiyat araştırmasında bulundum. Araştırmaz olaydım! Bir hafta on gün öncesine göre fiyatı yüzde yüzden fazla artan sebze meyveleri görünce ‘oha’ demekten alamadım kendimi. Bir örnek vereyim de anlayın ne demek istediğimi. MHP’li yöneticilerin de sıkça uğradığı Balgat Perşembe Pazarında 20 TL olan biber türleri markette 39.5 liraydı. 40 yazmaya eli varmamış olmalı yazanın!  Kısa süre öncesine kadar 20 TL’nin altında olan etiketin bu zaman zarfında iki kat zamlanmasını gerektirecek ne olmuş olabilirdi? Düşündüm… Tek şey geldi aklıma: Soygun! Sivriltilmiş ramazan kazığının başka bir izahı olamazdı… Bu durum ülkeyi yönetenlerin de gündeminde… Erdoğan’ın sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya Çevre Yolu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, gıda maddelerindeki fiyat artışlarını yakından takip ettiklerini belirterek, “Vicdansızlık yaparak milletin aşına, ekmeğine, geçimine göz dikenlere acımayacağız.” dedi. Bu söylem, fırsatçılık yapanlara gözdağı vermenin ötesine geçmeli ve gereği yapılmalı… Çünkü… Cumhurbaşkanının, “Ülkemizdeki kimi kesimlerin açgözlülüğü vatandaşlarımız açısından sıkıntılı bir tablo ortaya çıkmaktadır.” tespiti doğru ise iş, ‘organize’ bir soygun halini alıyor! Birkaç hatırlatma O dem, enflasyona dikkat çektiğim altı ay önce yayımlanan, “Kaşığa çilenin suyu gelince…” başlıklı yazımı hatırlatmak istiyorum. (Konya Postası, 21 Eylül, 2021, Salı) Yazının son cümlesi, “Görevimiz yazmak… Görevi çözmek olanlar iş başına…” şeklindeydi. Bu son cümlenin hemen önünde, 30 yıl kadar önceye dönüp demişim ki: Bu satırları okuyunca, vakti zamanında merhum cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in başbakanken enflasyon ile ilgili bir açıklamasının ardından yazdığım dörtlük geldi hatırıma. Birinci dizeyi okurken sol elinizle sağ kolunuzu dirsekten tutup sallayabilirsiniz. Kolunuzu sallarken elinizi yumruk yaparsanız daha şık olur! İkinci dizeyi okurken de, sağ elinizin başparmağını işaret parmağınızın birinci boğumuna birkaç kez sürtün lütfen! Demirel’e demiştim ki: Eniflasyon aha böyle Sen dersinki yok yok şöyle Baba Allah için söyle Hiç gaste mi okumazsın Bu hatırlama ve hatırlatmalar, enflasyonu bir ‘kader’ gibi göstermek için değil, şu mübarek günde fakir fukarkayı, garip gurabayı soyup soğana çevirenlerin yakasına gerçekten yapışılmasını teşvik içindir! Pazar yerlerinde hoşuna giden şeylerden kiloyla alan insanların iki biber, üç domates, dört patates alabildiğini görmek yüreğimi parçaladı.  Bu gidişe mutlaka dur denmeli. Denmezse ne olur? Kaşığa çilenin suyu gelir, enflasyon depremi yaşanır ve kimin enkaz altında kalacağı belli olmaz! Demedi demeyin… NOT: Gazetemiz baskıya giderken, enflasyonla mücadele adına önemli bir gelişme yaşandı ve 20 temel gıda maddesinin fiyatının yılsonuna kadar (devlet desteği ile) sabitlenmesi yönünde bir çalışma gündeme geldi.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.