Ahmet Tek
Köşe Yazarı
Ahmet Tek
 

Şakir’e Çay Yok!

[simple-author-box] Çiçek Abbas, Sinan Çetin'in yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde Şener Şen, İlyas Salman ve Pembe Mutlu'nun yer aldığı, 1982 yapımı bir komedi - drama filmidir. Yeşilçam klasiklerindendir. Replikleri hafızalarımızdan çıkmayan filmdir. İlyas Salman’ın oynadığı Çiçek Abbas’ın, Şener Şen’in canlandırdığı Şakir’e, mahalle kahvesinde söylediği “Herkese benden çay, Şakir’e yok” dediği sahneyi unutmak mümkün mü? Yeşilçam’ın çay’lı filmleri bir hayli çoktur. Yeşilçam çay ve sigara ikilisini en çok kullanan mekandır veya sektördür. Çaykur, bir vakit Yeşilçam filmlerinden alıntı yapılmış bir çay reklamı bile yayınlamıştı da çokça konuşulmuştu. Necip Fazıl’ın çalışma masasının üzerine çay dökülmüş. Üstat, “Şu sigara paketini kurtarın, başka şey istemem demiş...” Tercih meselesi. İçmediğim için masamda sigara paketi bulunmaz. Türkiye’de “Çay mı, sigara mı?” anketi yapılsa “İkisi birden” cevabı ilk sırayı alır. Çoğunluğa göre, çay ve sigara ayrılmaz ikilidir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sigara karşıtı olduğunu bilmeyen yoktur. Neyse, sigarayı bırakalım, içenleri Allah kurtarsın diyelim ve çaya dönelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, belediye başkanlığı döneminden itibaren daha çok taksicileri ve bazı esnafı ziyaret edip onlarla çay içtiğini biliyoruz. Erdoğan’ın, Ankara Keçiören’de Faruk Koca’ya ait evde kiracı olduğu dönemde, komşularının çay davetlerine icabet ettiğini biliyorum. Erdoğan, İstanbul Sultanbeyli’de 2015’lerde bir konuşma sonrası halkı selamlarken, bir binanın balkonundan sevgi gösterisinde bulunan aileye eliyle işaret ederek, “Size çay içmeye geliyorum” demişti. Bu hareketi de tv haberlerinde yer almıştı. Erdoğan, 17 Aralık 2017’de Karaman Aktekke 15 Temmuz Meydanı’ndaki konuşması sırasında bir apartmanın balkonundan “Reisimiz çay davetimize evet der misiniz - Gurbetçi Ailesi” yazılı pankartı gördü. Erdoğan, törenin ardından Hollanda’da yaşayan Bozağaç Ailesi’ni ziyaret etmiş, ailenin ikram ettiği çayı içmişti. Bir seçim döneminde Ak Parti’nin en iddialı projelerinden birinde yine çay ikramı vardı. Millet kıraathaneleri açılmıştı. Burada herkes çay içip kek yiyecekti. Elbette ücretsiz. Bana nasip olmadı. Bir gün gitmek istedim, “çayı haşlama, iyi değil. Sen kek de yemezsin” dediler. Ben de gitmedim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çaylı ziyaretleri galiba 31 Ağustos 2020 günü Giresun mitingiyle başladı. Koronaya rağmen miting yapılmış, Cumhurbaşkanı mitingin sonunda otobüsün üzerinden kalabalığa “keyif çayı” atmıştı. Sonra arkası geldi. 26 Ekim 2020 günü, Malatya’da bir servisçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “İşsiziz, eve ekmek götüremiyoruz” dedi. Erdoğan, bu cümleyi abartılı bulduğunu söyledi. Esnaf durumun kötülüğünü anlatmaya çalışırken Erdoğan esnafa çay paketini atıp, “Keyif çayı bu, bu çayı iç” diye seslendi. 15 Temmuz 2021 günü Rize'yi sel vurdu, 6 kişi can verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Temmuz’da Rize'ye gitti. Güneysu ilçesinde miting yaptı. Miting sonunda yine otobüsün üstünden kalabalığa “keyif çayı” attı. Çay atılan yer, Türkiye'nin en önemli çay üretim merkeziydi. Bifa’da, Saray’da, Anı’da veya Şimşek’te çalışan işçileri iş yerlerinde ziyaret edip, onlara bisküvi veya gofret vermek gibi... 28 Temmuz 2021 gününden itibaren başta Antalya ve Muğla olmak üzere 200’e yakın yerde orman yangınları başladı. Yangınların bilançosu çok ağır oldu. Can kayıpları meydana geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Temmuz 2021 günü, yangın felaketinin devam ettiği Marmaris'te, üstelik gece yarısı, miting otobüsünün üzerinden bir anonsçunun hitabı eşliğinde “keyif çayı” dağıttı. Birçok kişi için bardağı taşıran olay işte tam da burası oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan yangın bölgesinde otobüsle tur atarken, ön tarafta durup açık kapıdan yol kenarında gördüğü insanlara “keyif çayı” atmayı sürdürdü. Mega orman yangınları hala yüreklerimizi yakıyor. Bu ortama rağmen “keyif çayı ikramı” yangın söndürme uçakları tartışmasını bile solladı. “Çay harareti alır, sefaleti değil” diyen de çıktı, insanların üzerine “keyif çayı” atmak onlara saygısızlıktır diyen de. Bu olay kimilerince tuhaf, kimilerince antipatik, kimilerince sevimsiz bulundu. Sosyal medya adeta “yıkıldı.” Her konuda açıklama yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, çay konusunda sessiz kaldı. Üniversite yıllarımda yolculuklarım olurdu ve otobüsle gider gelirdim. Otobüsler mola verir, muavin “çaylar şirketten” diye bağırırdı. Biletlerin üzerinde de  “Çaylar Şirketimizin İkramıdır” yazardı. Bir de hapishanede bir yakınını ziyarete gidenlerin çay paketi götürdüklerini hatırlıyorum. Halka çay fırlatılmasının hikmeti nedir, fikir babası kimdir, bilmiyorum. Sosyal medyada uyduruk bir metin dolaşıyor. Aslı astarı olmayan şeyi herkes birbirine gönderiyor. Padişahlar çay dağıtırmış da... Oysa ne şah var ne padişah. Ben de çay fırlatma olayını tuhaf bulanlardanım. Önce yangınlar bir sönsün. Acılarımız sarılmaya başlasın. Sonra oturur hem çayımızı içer hem sohbet ederiz. Közde demlenen çay gibisi yoktur. Fındık kabuğu közüyle demlenen semaverle mi olur, Tokat işi mi, Çarşamba işi mi Allah bilir... Her işimiz ağır çekimdir ama çayı bizim kadar hızlı hazırlayıp hızlı içen millet yoktur sanırım. Oysa “çay seremonisi”nin Japonlar’dan çok bize uygun olduğunu düşünmüşümdür. Neredeyse yarım gün süren bir seremonidir ve sabırla baştan sona izlemişliğim olmuştur. Yangın devam ederken çay keyfi mi olur? Türkçemizde “Yaraya Tuz Basmak” deyimi vardır. Eski bir derdi, acıyı, sıkıntıyı veya hüznü deşip çıkarmak anlamında kullanılır. “Yaraya merhem olmanın” karşıtıdır. Bir nevi “Bir yangının külünü yeniden yakıp geçmek”tir. Afetlerde çay dağıtımı “yaraya çay basmak” olmuyor mu? Bana ne istersin diye sorarsanız, “Şu felaketler bir bitsin, başka şey istemem.” derim.
Ekleme Tarihi: 01 Eylül 2021 - Çarşamba

Şakir’e Çay Yok!

[simple-author-box] Çiçek Abbas, Sinan Çetin'in yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde Şener Şen, İlyas Salman ve Pembe Mutlu'nun yer aldığı, 1982 yapımı bir komedi - drama filmidir. Yeşilçam klasiklerindendir. Replikleri hafızalarımızdan çıkmayan filmdir. İlyas Salman’ın oynadığı Çiçek Abbas’ın, Şener Şen’in canlandırdığı Şakir’e, mahalle kahvesinde söylediği “Herkese benden çay, Şakir’e yok” dediği sahneyi unutmak mümkün mü? Yeşilçam’ın çay’lı filmleri bir hayli çoktur. Yeşilçam çay ve sigara ikilisini en çok kullanan mekandır veya sektördür. Çaykur, bir vakit Yeşilçam filmlerinden alıntı yapılmış bir çay reklamı bile yayınlamıştı da çokça konuşulmuştu. Necip Fazıl’ın çalışma masasının üzerine çay dökülmüş. Üstat, “Şu sigara paketini kurtarın, başka şey istemem demiş...” Tercih meselesi. İçmediğim için masamda sigara paketi bulunmaz. Türkiye’de “Çay mı, sigara mı?” anketi yapılsa “İkisi birden” cevabı ilk sırayı alır. Çoğunluğa göre, çay ve sigara ayrılmaz ikilidir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sigara karşıtı olduğunu bilmeyen yoktur. Neyse, sigarayı bırakalım, içenleri Allah kurtarsın diyelim ve çaya dönelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, belediye başkanlığı döneminden itibaren daha çok taksicileri ve bazı esnafı ziyaret edip onlarla çay içtiğini biliyoruz. Erdoğan’ın, Ankara Keçiören’de Faruk Koca’ya ait evde kiracı olduğu dönemde, komşularının çay davetlerine icabet ettiğini biliyorum. Erdoğan, İstanbul Sultanbeyli’de 2015’lerde bir konuşma sonrası halkı selamlarken, bir binanın balkonundan sevgi gösterisinde bulunan aileye eliyle işaret ederek, “Size çay içmeye geliyorum” demişti. Bu hareketi de tv haberlerinde yer almıştı. Erdoğan, 17 Aralık 2017’de Karaman Aktekke 15 Temmuz Meydanı’ndaki konuşması sırasında bir apartmanın balkonundan “Reisimiz çay davetimize evet der misiniz - Gurbetçi Ailesi” yazılı pankartı gördü. Erdoğan, törenin ardından Hollanda’da yaşayan Bozağaç Ailesi’ni ziyaret etmiş, ailenin ikram ettiği çayı içmişti. Bir seçim döneminde Ak Parti’nin en iddialı projelerinden birinde yine çay ikramı vardı. Millet kıraathaneleri açılmıştı. Burada herkes çay içip kek yiyecekti. Elbette ücretsiz. Bana nasip olmadı. Bir gün gitmek istedim, “çayı haşlama, iyi değil. Sen kek de yemezsin” dediler. Ben de gitmedim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çaylı ziyaretleri galiba 31 Ağustos 2020 günü Giresun mitingiyle başladı. Koronaya rağmen miting yapılmış, Cumhurbaşkanı mitingin sonunda otobüsün üzerinden kalabalığa “keyif çayı” atmıştı. Sonra arkası geldi. 26 Ekim 2020 günü, Malatya’da bir servisçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “İşsiziz, eve ekmek götüremiyoruz” dedi. Erdoğan, bu cümleyi abartılı bulduğunu söyledi. Esnaf durumun kötülüğünü anlatmaya çalışırken Erdoğan esnafa çay paketini atıp, “Keyif çayı bu, bu çayı iç” diye seslendi. 15 Temmuz 2021 günü Rize'yi sel vurdu, 6 kişi can verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Temmuz’da Rize'ye gitti. Güneysu ilçesinde miting yaptı. Miting sonunda yine otobüsün üstünden kalabalığa “keyif çayı” attı. Çay atılan yer, Türkiye'nin en önemli çay üretim merkeziydi. Bifa’da, Saray’da, Anı’da veya Şimşek’te çalışan işçileri iş yerlerinde ziyaret edip, onlara bisküvi veya gofret vermek gibi... 28 Temmuz 2021 gününden itibaren başta Antalya ve Muğla olmak üzere 200’e yakın yerde orman yangınları başladı. Yangınların bilançosu çok ağır oldu. Can kayıpları meydana geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Temmuz 2021 günü, yangın felaketinin devam ettiği Marmaris'te, üstelik gece yarısı, miting otobüsünün üzerinden bir anonsçunun hitabı eşliğinde “keyif çayı” dağıttı. Birçok kişi için bardağı taşıran olay işte tam da burası oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan yangın bölgesinde otobüsle tur atarken, ön tarafta durup açık kapıdan yol kenarında gördüğü insanlara “keyif çayı” atmayı sürdürdü. Mega orman yangınları hala yüreklerimizi yakıyor. Bu ortama rağmen “keyif çayı ikramı” yangın söndürme uçakları tartışmasını bile solladı. “Çay harareti alır, sefaleti değil” diyen de çıktı, insanların üzerine “keyif çayı” atmak onlara saygısızlıktır diyen de. Bu olay kimilerince tuhaf, kimilerince antipatik, kimilerince sevimsiz bulundu. Sosyal medya adeta “yıkıldı.” Her konuda açıklama yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, çay konusunda sessiz kaldı. Üniversite yıllarımda yolculuklarım olurdu ve otobüsle gider gelirdim. Otobüsler mola verir, muavin “çaylar şirketten” diye bağırırdı. Biletlerin üzerinde de  “Çaylar Şirketimizin İkramıdır” yazardı. Bir de hapishanede bir yakınını ziyarete gidenlerin çay paketi götürdüklerini hatırlıyorum. Halka çay fırlatılmasının hikmeti nedir, fikir babası kimdir, bilmiyorum. Sosyal medyada uyduruk bir metin dolaşıyor. Aslı astarı olmayan şeyi herkes birbirine gönderiyor. Padişahlar çay dağıtırmış da... Oysa ne şah var ne padişah. Ben de çay fırlatma olayını tuhaf bulanlardanım. Önce yangınlar bir sönsün. Acılarımız sarılmaya başlasın. Sonra oturur hem çayımızı içer hem sohbet ederiz. Közde demlenen çay gibisi yoktur. Fındık kabuğu közüyle demlenen semaverle mi olur, Tokat işi mi, Çarşamba işi mi Allah bilir... Her işimiz ağır çekimdir ama çayı bizim kadar hızlı hazırlayıp hızlı içen millet yoktur sanırım. Oysa “çay seremonisi”nin Japonlar’dan çok bize uygun olduğunu düşünmüşümdür. Neredeyse yarım gün süren bir seremonidir ve sabırla baştan sona izlemişliğim olmuştur. Yangın devam ederken çay keyfi mi olur? Türkçemizde “Yaraya Tuz Basmak” deyimi vardır. Eski bir derdi, acıyı, sıkıntıyı veya hüznü deşip çıkarmak anlamında kullanılır. “Yaraya merhem olmanın” karşıtıdır. Bir nevi “Bir yangının külünü yeniden yakıp geçmek”tir. Afetlerde çay dağıtımı “yaraya çay basmak” olmuyor mu? Bana ne istersin diye sorarsanız, “Şu felaketler bir bitsin, başka şey istemem.” derim.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.