Ahmet Tek
Köşe Yazarı
Ahmet Tek
 

İyiliğin yalın hali: Tebessüm

[simple-author-box] Kızılay’dan bindiğim metronun son durağı olan Koru’da indim. Yaşamkent’e gideceğim. Ring yapan otobüslerin hareket noktalarından Yaşamkent durağına yürüyorum. Otobüs yeni kalkmış olmalı; durakta tek başınayım. Birkaç dakikada kuyruk oluşuyor. Çok beklemiyoruz, Yaşamkent otobüsü durağa yanaşıyor. Kapılar açılıyor, ilk binen yolcuyum. ‘Sürekli Basın Kartı’m var, toplu taşıma araçlarına ücret ödemiyorum. Kartımı cihaza okutmak isterken, 35 yaşlarındaki şoför gülümsüyor, sevimli bir yüzü var. Gülümsemesine dikkat kesilmişken, “Hoş geldiniz, iyi günler, hayırlı yolculuklar dilerim” diyor. 45 yıldır Ankara’dayım, ilk kez böyle bir güzelliğe tanık oluyorum. Bu nezaketli tavırdan şaşkın haldeyim. Şoförün tebessümü devam ediyor. “Bu ne incelik, beni şaşırttınız.” diyorum. Gülümseyerek karşılık veriyor. Ön koltuklardan birine oturuyorum. Muamele bana özel değil; şoför aynı gülümseme ve yumuşak ses tonuyla her yolcuya, “Hoş geldiniz, iyi günler, hayırlı yolculuklar dilerim.” diyor. Şaşıran bir ben değilim. Genç, yaşlı, kadın, erkek herkes nezaketten hissesini alıyor. Şoförün bu tavrı yolcularda, ilk şaşkınlık halinden sonra, bir mutluluk halesi oluşturuyor. Yanıma emekli öğretmen olduğunu söyleyen 70 yaşlarında bir yolcu oturuyor. Şoförün karşılama seremonisinden çok mutlu, tebessüm ederek bana selam veriyor. Gözlerim binen yolcularda. Bir tebessüm, bir tatlı söz ne büyük etki yaratıyor. Herkesin yüz ifadesi ve beden dilinin anında değiştiğini görüyorum. Duraktaki yolcuların tamamı bindi, kalpler yumuşamış, gülümseme hali herkese bulaşmış, bir otobüs dolusu yolcu. Gülümsemeyen, şoförün nezaketinden etkilenmeyen bir çift dikkatimi çekti. Kaşları diken diken ve çatık, 50 yaşlarında kasketli bir erkek ve yanında aynı yaşlarda, muhtemelen karısı. Onun da yüzünden düşen bin parça. Erkek çatılmış kaşlarla, kadın asık suratla önce şoföre baktı, sonra o bakışlar hiç bozulmadan otobüsteki yolculara çevrildi. Bu durum yanımdaki emekli öğretmenin gözünden de kaçmadı. Bakıştık. Asabi çift tam arkamızdaki koltuğa geçti. Ses tonları bile yüz ifadeleriyle uyumlu: Rahatsızlık veren, öfkeli, kaba bir üslup. Emekli öğretmene, “Otobüste herkesin yüz ifadesi yumuşacık oldu. Şoförün bir cümlesi hepimizi mest etti.” dedim. Arka koltuktaki çifti kast ederek, “Doğuştan mutsuz, kendiyle kavgalı insanlar dışında hepimizin yüzü güldü. Bu şoför, ‘Sizi cennete götüreceğim’ dese, çatılmış kaşları gevşemeyecek, tebessüm etmeyecek insanlar hep olacak. Bazı insanlar mutsuzluk geni taşır” diye devam ettim. Emekli öğretmen, “Böyle insanlara da ihtiyaç var. Onlardaki gerginliği fark edip, huzurlu halimize şükretmeliyiz” diye karşılık verdi. Tebessüme en çok ihtiyacı olanlar, tebessümden nasibini alamayanlarmış. Hz. Muhammed’in “Tebessüm sadakadır” sözünün hikmetine ve gücüne tanık oldum. Bir belediye otobüsünde, belki kadrosu bile olmayan bir nezaketli şoför, hepimize dalga dalga mutluluk yaydı, havamızı değiştirdi. Hatırımızdan çıkmasın; hiç kimse kendini gülümsetemez, tebessüm başkaları içindir.
Ekleme Tarihi: 23 Aralık 2020 - Çarşamba

İyiliğin yalın hali: Tebessüm

[simple-author-box]

Kızılay’dan bindiğim metronun son durağı olan Koru’da indim. Yaşamkent’e gideceğim. Ring yapan otobüslerin hareket noktalarından Yaşamkent durağına yürüyorum. Otobüs yeni kalkmış olmalı; durakta tek başınayım.

Birkaç dakikada kuyruk oluşuyor. Çok beklemiyoruz, Yaşamkent otobüsü durağa yanaşıyor. Kapılar açılıyor, ilk binen yolcuyum. ‘Sürekli Basın Kartı’m var, toplu taşıma araçlarına ücret ödemiyorum. Kartımı cihaza okutmak isterken, 35 yaşlarındaki şoför gülümsüyor, sevimli bir yüzü var. Gülümsemesine dikkat kesilmişken, “Hoş geldiniz, iyi günler, hayırlı yolculuklar dilerim” diyor.

45 yıldır Ankara’dayım, ilk kez böyle bir güzelliğe tanık oluyorum. Bu nezaketli tavırdan şaşkın haldeyim. Şoförün tebessümü devam ediyor. “Bu ne incelik, beni şaşırttınız.” diyorum. Gülümseyerek karşılık veriyor. Ön koltuklardan birine oturuyorum.

Muamele bana özel değil; şoför aynı gülümseme ve yumuşak ses tonuyla her yolcuya, “Hoş geldiniz, iyi günler, hayırlı yolculuklar dilerim.” diyor.

Şaşıran bir ben değilim. Genç, yaşlı, kadın, erkek herkes nezaketten hissesini alıyor. Şoförün bu tavrı yolcularda, ilk şaşkınlık halinden sonra, bir mutluluk halesi oluşturuyor.

Yanıma emekli öğretmen olduğunu söyleyen 70 yaşlarında bir yolcu oturuyor. Şoförün karşılama seremonisinden çok mutlu, tebessüm ederek bana selam veriyor.

Gözlerim binen yolcularda. Bir tebessüm, bir tatlı söz ne büyük etki yaratıyor. Herkesin yüz ifadesi ve beden dilinin anında değiştiğini görüyorum. Duraktaki yolcuların tamamı bindi, kalpler yumuşamış, gülümseme hali herkese bulaşmış, bir otobüs dolusu yolcu.

Gülümsemeyen, şoförün nezaketinden etkilenmeyen bir çift dikkatimi çekti. Kaşları diken diken ve çatık, 50 yaşlarında kasketli bir erkek ve yanında aynı yaşlarda, muhtemelen karısı. Onun da yüzünden düşen bin parça. Erkek çatılmış kaşlarla, kadın asık suratla önce şoföre baktı, sonra o bakışlar hiç bozulmadan otobüsteki yolculara çevrildi.

Bu durum yanımdaki emekli öğretmenin gözünden de kaçmadı. Bakıştık. Asabi çift tam arkamızdaki koltuğa geçti. Ses tonları bile yüz ifadeleriyle uyumlu: Rahatsızlık veren, öfkeli, kaba bir üslup.

Emekli öğretmene, “Otobüste herkesin yüz ifadesi yumuşacık oldu. Şoförün bir cümlesi hepimizi mest etti.” dedim. Arka koltuktaki çifti kast ederek, “Doğuştan mutsuz, kendiyle kavgalı insanlar dışında hepimizin yüzü güldü. Bu şoför, ‘Sizi cennete götüreceğim’ dese, çatılmış kaşları gevşemeyecek, tebessüm etmeyecek insanlar hep olacak. Bazı insanlar mutsuzluk geni taşır” diye devam ettim.

Emekli öğretmen, “Böyle insanlara da ihtiyaç var. Onlardaki gerginliği fark edip, huzurlu halimize şükretmeliyiz” diye karşılık verdi.

Tebessüme en çok ihtiyacı olanlar, tebessümden nasibini alamayanlarmış. Hz. Muhammed’in “Tebessüm sadakadır” sözünün hikmetine ve gücüne tanık oldum.

Bir belediye otobüsünde, belki kadrosu bile olmayan bir nezaketli şoför, hepimize dalga dalga mutluluk yaydı, havamızı değiştirdi.

Hatırımızdan çıkmasın; hiç kimse kendini gülümsetemez, tebessüm başkaları içindir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.