Ahmet Tek
Köşe Yazarı
Ahmet Tek
 

Gökten Düşen Meyve

Dünya Eğlenceli Günler Takvimi’ne göre, 1 Aralık, Kırmızı Elma Yeme Günü olarak kutlanıyormuş. Bunu 2 Aralık’ta öğrendim. Dolayısıyla o gün kırmızı elma yiyemedim. Oysa daha geçen hafta, bir dost memleketten her biri orta boy kavun büyüklüğünde birkaç kilo kırmızı elma gönderdi. Bilseydim, bu iri kırmızı elmalardan birini keser, çoluk çocuk birlikte yerdik. Üstelik iki oğlum, annelerinin her sabah, soyup dilimleyerek beslenme çantalarına koyduğu elmalarını, Kırmızı Elma Yeme Günü olduğundan habersiz, ne hikmetse o gün yememişler.   Yarım Elma Gönül Alma   Sanki gaipten bir ses, kulağıma fısıldamış olmalı ki, 1 Aralık sabahı yazdığım denemenin başlığını “Yarım Elma Gönül Alma” diye koymuştum. Yazının ilk paragrafı şöyleydi: “….Ovası, her mevsim farklı renk ve koku ile varlığını ve bereketini fısıldar. Ekimden itibaren ...’ın kokusu nedir bilir misiniz? Elmadır. Yer gök elma kokar. Elma kokusunun sinmediği yer yoktur. Bu şehir yazın buğday, sonbahar ve kışta çeşit çeşit elma kokar.”   Sonra, “Elma kokusu beni çocukluğuma götürür. Götürmekle kalmaz, arkadaşlarımı, şehirde pek az olan elma bahçelerini hatırlatır” diye devam etmiştim.   Elif Şafak’ın Aşk’ı   Elif Şafak’ın Türkiye’de ve yurt dışında en çok satan romanı Aşk’tır. Mart 2009 tarihinde yayımlanan kitabı, İngilizce aslından Türkçeye çevirisini Kadir Yiğit Us yapmıştır. Elif Şafak bu kitabında biri günümüzde, diğeri ise 1200’lü yıllarda geçen iki öyküyü anlatır. Kitap iki farklı öykü şeklinde kurgulanmıştır. İki öyküde de aşk teması işlenir. Elif Şafak bu kitabı için “Ben "aşk"ı anlatmak istedim. Hem dünyevî hem manevî boyutlarıyla aşkı yazdım.” demiştir. Kitabın en ilgi çekisi yanı, Elif Şafak‘ın aşkı 40 kuralla sıralaması. Yazar bu 40 kuralı Şems-i Tebrizî’nin söylemlerinden ilham alarak oluşturmuş. Mevlana ile Şems’in arkadaşlıklarının öne çıkarıldığı kitapta, günümüzün Boston’ı, Amsterdam’ı ve 1200’lü yılların İskenderiye’si, Semerkand’ı, Bağdat’ı, ve Konya’sı vardır. Aşkın 40 kuralından bir tekini bile hatırlıyor değilim. Kitaptan zihnime Konya Ovası’na yayılan elma kokusu kazınmış. Kitabı çıktığı günlerde okumuştum ve aşağıda alıntıladığım bölüm beni çocukluğumu yaşadığım şehre götürmüştü:   “Konya, Şubat 1246 Bedbindi Rumî. Alaaddin gittikten sonra uzun süre ağzını bıçak açmadı. Beraber karla kaplı avluya çıktık. Soğuk ve kasvetli bir geceydi. Havada bir ağırlık, bir tuhaf durgunluk vardı. Orada öylece durup gümüşi topakları andıran bulutları izledik; etrafta ürpertici bir sessizlik... Rüzgâr uzaklardan misk ü amber ve bağlarda kurutulan elmaların kokusunu taşıyordu. Bir an herhalde ikimiz de zihnimizden bu şehri ilelebet terk etmeyi geçirdik. Yapamadık.”   Fırsatlardan Yararlanmak   Kırmızı Elma Yeme Günü’nü kaçıran sadece ben değilmişim. Çevremdekilerin de haberi olmamış. Türkiye’nin elma depoları Isparta, Karaman ve Niğde böyle bir fırsatı ıskalamış. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın aklına bile gelmemiş. İlkokullarda öğrencilere kırmızı elma dağıtılarak, farkındalık oluşturulabilirdi. Yazıyı bitirdikten sonra Pamuk Prenses’i kandıran cadının iri ve parlak elmasının bir benzerinin tadına bakacağım. Kırmızı Elma Yeme Günü’nü kaçırmış olabilirim. Elma yeme fırsatını da kaçıracak değilim ya! Gökten düşen meyvenin günü varmış, bunu da gördük şükür.   Kitaplığımın Kış Kokusu: Elma ve Ayva   Sonbahar ne de çabuk geçiverdi. Cahit Sıtkı Tarancı,  ‘Otuz Beş Yaş’ şiirinde sonbaharı “Ayva sarı nar kırmızı’ diye tarif etmiş. Şair, elmayı nasıl unutmuş? Hayret! Ayva ve nar sonbaharın güzel meyvelerinden, eyvallah! Ben önceliği elmaya verenlerdenim. Kitaplığımın kış kokusu elma ve ayvadır. Ara ara portakal ve mandalinadır. Kitap, elma, ayva… Dünya nimetlerinin en kıymetlileri. Hem kendileri hem kokuları…   Not 1- Elma kelimesinin eski Türkçede (Oğuzcada) karşılığı "alma" diye bilinir. Eski Türkçe almıla sözcüğünden evrilmiş. Kırmızı anlamına gelen "al" ve “mıla” kelimesinden oluşmuş, daha sonra elmaya dönüşmüş. Not 2- Türkiye, Çin ve ABD’den sonra elma üretiminde dünya üçüncüsüymüş. Not 3- Bu yazıyı Ezgi Köker’in seslendirdiği Tunceli yöresine ait “ Elma Attım Yuvarlandı” türküsü eşliğinde okumanızı öneririm.
Ekleme Tarihi: 21 Aralık 2022 - Çarşamba

Gökten Düşen Meyve

Dünya Eğlenceli Günler Takvimi’ne göre, 1 Aralık, Kırmızı Elma Yeme Günü olarak kutlanıyormuş. Bunu 2 Aralık’ta öğrendim. Dolayısıyla o gün kırmızı elma yiyemedim. Oysa daha geçen hafta, bir dost memleketten her biri orta boy kavun büyüklüğünde birkaç kilo kırmızı elma gönderdi. Bilseydim, bu iri kırmızı elmalardan birini keser, çoluk çocuk birlikte yerdik. Üstelik iki oğlum, annelerinin her sabah, soyup dilimleyerek beslenme çantalarına koyduğu elmalarını, Kırmızı Elma Yeme Günü olduğundan habersiz, ne hikmetse o gün yememişler.

 

Yarım Elma Gönül Alma

 

Sanki gaipten bir ses, kulağıma fısıldamış olmalı ki, 1 Aralık sabahı yazdığım denemenin başlığını “Yarım Elma Gönül Alma” diye koymuştum. Yazının ilk paragrafı şöyleydi:

“….Ovası, her mevsim farklı renk ve koku ile varlığını ve bereketini fısıldar. Ekimden itibaren ...’ın kokusu nedir bilir misiniz? Elmadır. Yer gök elma kokar. Elma kokusunun sinmediği yer yoktur. Bu şehir yazın buğday, sonbahar ve kışta çeşit çeşit elma kokar.”

 

Sonra, “Elma kokusu beni çocukluğuma götürür. Götürmekle kalmaz, arkadaşlarımı, şehirde pek az olan elma bahçelerini hatırlatır” diye devam etmiştim.

 

Elif Şafak’ın Aşk’ı

 

Elif Şafak’ın Türkiye’de ve yurt dışında en çok satan romanı Aşk’tır. Mart 2009 tarihinde yayımlanan kitabı, İngilizce aslından Türkçeye çevirisini Kadir Yiğit Us yapmıştır. Elif Şafak bu kitabında biri günümüzde, diğeri ise 1200’lü yıllarda geçen iki öyküyü anlatır. Kitap iki farklı öykü şeklinde kurgulanmıştır. İki öyküde de aşk teması işlenir. Elif Şafak bu kitabı için “Ben "aşk"ı anlatmak istedim. Hem dünyevî hem manevî boyutlarıyla aşkı yazdım.” demiştir.

Kitabın en ilgi çekisi yanı, Elif Şafak‘ın aşkı 40 kuralla sıralaması. Yazar bu 40 kuralı Şems-i Tebrizî’nin söylemlerinden ilham alarak oluşturmuş. Mevlana ile Şems’in arkadaşlıklarının öne çıkarıldığı kitapta, günümüzün Boston’ı, Amsterdam’ı ve 1200’lü yılların İskenderiye’si, Semerkand’ı, Bağdat’ı, ve Konya’sı vardır.

Aşkın 40 kuralından bir tekini bile hatırlıyor değilim. Kitaptan zihnime Konya Ovası’na yayılan elma kokusu kazınmış. Kitabı çıktığı günlerde okumuştum ve aşağıda alıntıladığım bölüm beni çocukluğumu yaşadığım şehre götürmüştü:

 

“Konya, Şubat 1246

Bedbindi Rumî. Alaaddin gittikten sonra uzun süre ağzını bıçak açmadı. Beraber karla kaplı avluya çıktık. Soğuk ve kasvetli bir geceydi. Havada bir ağırlık, bir tuhaf durgunluk vardı. Orada öylece durup gümüşi topakları andıran bulutları izledik; etrafta ürpertici bir sessizlik... Rüzgâr uzaklardan misk ü amber ve bağlarda kurutulan elmaların kokusunu taşıyordu. Bir an herhalde ikimiz de zihnimizden bu şehri ilelebet terk etmeyi geçirdik. Yapamadık.”

 

Fırsatlardan Yararlanmak

 

Kırmızı Elma Yeme Günü’nü kaçıran sadece ben değilmişim. Çevremdekilerin de haberi olmamış. Türkiye’nin elma depoları Isparta, Karaman ve Niğde böyle bir fırsatı ıskalamış. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın aklına bile gelmemiş. İlkokullarda öğrencilere kırmızı elma dağıtılarak, farkındalık oluşturulabilirdi.

Yazıyı bitirdikten sonra Pamuk Prenses’i kandıran cadının iri ve parlak elmasının bir benzerinin tadına bakacağım. Kırmızı Elma Yeme Günü’nü kaçırmış olabilirim. Elma yeme fırsatını da kaçıracak değilim ya! Gökten düşen meyvenin günü varmış, bunu da gördük şükür.

 

Kitaplığımın Kış Kokusu: Elma ve Ayva

 

Sonbahar ne de çabuk geçiverdi. Cahit Sıtkı Tarancı,  ‘Otuz Beş Yaş’ şiirinde sonbaharı “Ayva sarı nar kırmızı’ diye tarif etmiş. Şair, elmayı nasıl unutmuş? Hayret! Ayva ve nar sonbaharın güzel meyvelerinden, eyvallah! Ben önceliği elmaya verenlerdenim. Kitaplığımın kış kokusu elma ve ayvadır. Ara ara portakal ve mandalinadır. Kitap, elma, ayva… Dünya nimetlerinin en kıymetlileri. Hem kendileri hem kokuları…

 

Not 1- Elma kelimesinin eski Türkçede (Oğuzcada) karşılığı "alma" diye bilinir. Eski Türkçe almıla sözcüğünden evrilmiş. Kırmızı anlamına gelen "al" ve “mıla” kelimesinden oluşmuş, daha sonra elmaya dönüşmüş.

Not 2- Türkiye, Çin ve ABD’den sonra elma üretiminde dünya üçüncüsüymüş.

Not 3- Bu yazıyı Ezgi Köker’in seslendirdiği Tunceli yöresine ait “ Elma Attım Yuvarlandı” türküsü eşliğinde okumanızı öneririm.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.