Vefatının birinci yıldönümünde ‘ALİ ÖCAL’dı hayali ortada kaldı

Spor Sahnesi 05.10.2022 - 18:11, Güncelleme: 05.10.2022 - 18:14
 

Vefatının birinci yıldönümünde ‘ALİ ÖCAL’dı hayali ortada kaldı

Ankara, Türkiye, spor özellikle de amatör spor sevdalısı gazeteci Ali Öcal’ın vefatının üzerinden bir yıl geçti. Bazı hususları bir kez daha vurgulamak istiyorum...
Dursun ERKILIÇ Varlığını Ankara’ya ve spora özellikle de amatör spora adayan gazeteci Ali Öcal’ın vefatının üzerinden bir yıl geçti. Ölümü herkes gibi bendenizi de sarstı. Çünkü beklenmeyen bir veda idi… En büyük arzusunu gerçekleştirmek üzereydi. 8. Kitabım yayımlandığında, “Abi nasıl başarıyorsun bunu? Ben bir türlü bir kitap çıkaramadım” bunu diye her zamanki heyecanını en üst tondan gösteriyordu. Cevabım kısa ve net idi: -Kardeşim, yapacağın şey çok basit. O harika yazılarını güncelleyeceksin ve ortaya bir kitap çıkacak! Bu konuyu değerlendirmek için buluşmamızı isteyince olur dedim ve (aramızdan ayrılmasına iki kalmışlıktan habersiz) 1 Ağustos 2021 tarihinde Yenimahalle’de buluştuk. Farklı bir buluşma Bu buluşma daha önceki buluşma ve görüşmelerimizden çok farklıydı. Tümüyle kitap ve ortaklaşa gerçekleştireceğimiz bazı projeler üzerineydi sohbetimiz. Proje deyince o meşhur ajandasını açtı coşkuyla anlatmaya başladı. Özel bir vurgusu da Çamlıdere Belediye Başkanı Hazım Caner Can’ın bu ajanda için ‘Meydan Larus’ demiş olmasıydı! Kısa bir görüntü aldım ve fotoğraflarını çektim… ‘Önce kitap’ dedik ve kolları sıvadık… O sıralar elimde editörlüğünü yaptığım bir kitap ile haftalık ANKHABER gazetemizin yoğun işleri ve gazetelere köşe yazısı yetiştirme yoğunluğum vardı ama Ali’nin bu isteğini yerine getirmek artık boynumuza borç olmuştu… Bu işin önemini vurguladıktan sonra, “Kararını netleştir ve süreci başlatalım” dedim. Zaman su gibi akıp gidiyordu… Gönderdiği mesajlar 22 Ağustos 2021’de iki ayrı mail mesajı aldım Ali’den. Birinci mesaj 22 Ağustos 2021 Pazar günü saat 14:28’de gönderilmişti ve projeleri kapsıyordu. Mesajın girişi aynen şöyleydi: Dursun ağbi iyi çalışmalar. Ben bir şeyler karaladım ama sizce uygun mu? ANA HEDEF: ANKARA'DA HER ALANDA OLDUĞU SPORDA DA İDDİASINA VE KONUMUNA YAKIŞIR BİR BAŞKENT OLUŞTURA BİLMEK İÇİN PROJELER HAYATA GEÇİRMEK. BAŞKENT ANKARA'DA YAŞAMANIN BİR SORUMLUĞU VE AVANTAJI OLMASI GEREKTİĞİNİ SPOR YOLU İLE TOPLUMA ANLATMAK. O NEDENLE GERİDE BIRAKMAK ÜZERE OLDUĞUMUZ BİR YÜZYILI GÖZDEN GEÇİRİP, 2023 PROJESİ İÇİN SPOR ADINA ÇALIŞMALAR YAPMAK. YAPILACAK PROJELER: Evet, mesajın sonrası ‘YAPILACAK PROJELER’i kapsıyordu ve bu çerçevede 9 başlık altında proje sıralanıyordu. Gelen ikinci mesaj Ali Öcal’dan aynı gün saat 15:19’da bana ulaşan mesajın başlığı aynı zamanda yayıma hazırlayacağımız kitabının da adıydı: İLHAM VEREN HAYATLAR. Bu mesajı da aynen şöyleydi: Dursun ağbi, ben kitabımın editörünü netleştirdim. Bu siz olacaksınız. Bu mutlaka bir ücret karşılığında yapılacak. Buna hiç bir şekilde itiraz istemiyorum. Ben bu hizmetin bedelini senin belirlemeni istiyorum. Nevzat Karataş, ilk hayat öyküsüydü. Ona dokunup, bana gönderdin. Şimdide Erdoğan Dulda'yı gönderiyorum. Biliyorum çok yoğunsunuz. Ne olur bunu da bir programa alalım. Selam, sevgi ve saygılarımla... Mesajın devamında ‘Nevzat Karataş’ başlıklı yazı yer alıyordu… Nereden bilebilirdik ki? Ali bu mesajları yazarken Azrail de bizi izliyormuş ve bize ulaşmasına 40 günden biraz fazla süre varmış! Süre çok azaldığı için her şeyi hızlandırmamız gerekiyordu. Bir kez daha buluştuk ve özetle şunları söyledim: -Kardeşim, bu şehir, bu meslek ve hizmet ettiğin insanlar sana hiç sahip çıkmadı hatta aç bıraktı. Hazırlayacağımız kitabın tanıtım ve satış organizasyonunu iyi yaparsan maddi sorunlarını tümüyle bitirecek bir gelir elde edebilirsin… Buna yürekten inandı. O da biliyordu kitabın kutsallığını ve para edeceğini! İş de ömür de bitiyor Ben editörlük işini gece gündüz demeden sürdürürken o da basılacak matbaa ve basılan kitabın tanıtım toplantısının yapılacağı mekanı ayarlamaya çalışıyordu. Arada bir arıyor gelişmelerle ilgili bilgi veriyordu. O aramalardan birinde, sevince sesine yansıyordu: -Dursun abi, kitabın tanıtım toplantısının yapılacağı yeri ayarladım… Ben de, “Kitabı en kısa sürede yayına hazır hale getireceğim” sözü verip yüklendim işime… Ve bitirdim. Tarih 3 Ekim 2021 Pazar idi… Yoğun ve yorucu bir süreçte tamamladığım için, ‘yarım gün ara verip hızlıca bir göz atayım yarın akşam Ali’ye gönderirim’ dedim. Demez olaydım! Ben 4 Ekim’in öğleden sonrasında bilgisayar başında “İlham Veren Hayatlar”a son kez göz atarken, oğlum Orhan aradı ve “Duydun mu baba” dedi. “Neyi” diye sorduğumda acı haberi aldım… “İlham Veren Hayatlar”ın yazarının büyük sıkıntılarla dolu hayatı sona ermişti. İsyan etmenin, küfretmemin, bağırıp çağırmanın bir faydası yoktu elbette… Ölümüyle ders verdi Ali’nin aramızdan ayrılışı hayatta yarın diye bir şey olmadığını gösteren acı bir olaydı. İsimlerinin önünde koca koca unvanlar bulunan makam, mevki, para, pul sahibi insanlar Ali’ye maddi sıkıntılarla dolu bir hayat yaşatmıştı. Son görev için toplanılan yer, Ali’nin kaleminden, dilinden düşürmediği 19 Mayıs Dış Sahaları idi ve herkes oradaydı. Ali’nin kitabını basma konusunda söz verenler oldu. Hatta TSYD Ankara Şubesi bile bu işe niyetlendi ama sonuç fiyasko oldu. Kitap için bir umut Sonra, Ali’nin vefatının üzerinden 11 ay geçmişti ki oğlum Orhan aradı ve Ali Öcal’ın oğlu Arda’nın kitap konusuyla ilgili olarak beni arayacağını söyledi. Arda aradı… Annesi Şerife ve kardeşi Burak ile bir karar aldıklarını, kitabın basılması için ne gerekiyorsa yapacaklarını hatta bu işi hiçbir kişi ya da kurum üstlenmezse kendilerinin bastıracağını söyledi. Ben de Ali’nin özel dostlarından Ankara Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Murat Kandazoğlu’nu da çağırarak bir değerlendirme yapmayı önerdim. Ankara Kent Konseyi binasında buluşarak konuyu görüştük. Murat Başkan konuyu sahiplendi ve kemlerle görüşeceğini anlattı. Ali’nin bir kitap ile ölümsüzleşmesini bekliyoruz… Sahipsiz kalanlar… Ali Öcal, kindar değil yüreği sevgi, saygı dolu bir insandı. Bir yazımda ‘Ölümüyle öç aldı’ dememin sebebi, Ankara’nın ve hizmetinde olduğu vefasız dostlarının artık sahipsiz kalmışlığına vurgu içindi. Onun gidişinin ardından statların basın tribünü ve Başkentin sokakları ıssızlaştı. Derdi dile getirilmesi gerekenler sessizleşti, sahipsiz kaldı. Mekanın cennet olsun değerli dostum. Sana sahip çıkmayanlar rahat uyuyor mu bilemem ama sen orada rahat uyu. Bunu hak ettin çünkü… Mansur Yavaş’a teşekkür Ankara Büyükşehir Belediyesi, merhum Ali Öcal’ın unutmadı ve onun anısına “ABB Ali Öcal Kupası” karşılaşması düzenledi. ABB FOMGET Gençlik ve Spor Kulübü ile Karadeniz Ereğli Belediyespor bu anlamlı kupa için Yenikent Osmanlı Stadı’nda karşı karşıya geldi. ABB TV ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlanan maç FOMGET’in 4-3 galibiyetiyle bitti ve sporcular kupayı Ali Öcal’ın oğlu Burak Öcal’ın elinden aldı. Teşekkürler Mansur Başkan…
Ankara, Türkiye, spor özellikle de amatör spor sevdalısı gazeteci Ali Öcal’ın vefatının üzerinden bir yıl geçti. Bazı hususları bir kez daha vurgulamak istiyorum...

Dursun ERKILIÇ

Varlığını Ankara’ya ve spora özellikle de amatör spora adayan gazeteci Ali Öcal’ın vefatının üzerinden bir yıl geçti.

Ölümü herkes gibi bendenizi de sarstı. Çünkü beklenmeyen bir veda idi…

En büyük arzusunu gerçekleştirmek üzereydi. 8. Kitabım yayımlandığında, “Abi nasıl başarıyorsun bunu? Ben bir türlü bir kitap çıkaramadım” bunu diye her zamanki heyecanını en üst tondan gösteriyordu.

Cevabım kısa ve net idi:

-Kardeşim, yapacağın şey çok basit. O harika yazılarını güncelleyeceksin ve ortaya bir kitap çıkacak!

Bu konuyu değerlendirmek için buluşmamızı isteyince olur dedim ve (aramızdan ayrılmasına iki kalmışlıktan habersiz) 1 Ağustos 2021 tarihinde Yenimahalle’de buluştuk.

Farklı bir buluşma

Bu buluşma daha önceki buluşma ve görüşmelerimizden çok farklıydı. Tümüyle kitap ve ortaklaşa gerçekleştireceğimiz bazı projeler üzerineydi sohbetimiz.

Proje deyince o meşhur ajandasını açtı coşkuyla anlatmaya başladı. Özel bir vurgusu da Çamlıdere Belediye Başkanı Hazım Caner Can’ın bu ajanda için ‘Meydan Larus’ demiş olmasıydı! Kısa bir görüntü aldım ve fotoğraflarını çektim…

‘Önce kitap’ dedik ve kolları sıvadık…

O sıralar elimde editörlüğünü yaptığım bir kitap ile haftalık ANKHABER gazetemizin yoğun işleri ve gazetelere köşe yazısı yetiştirme yoğunluğum vardı ama Ali’nin bu isteğini yerine getirmek artık boynumuza borç olmuştu…

Bu işin önemini vurguladıktan sonra, “Kararını netleştir ve süreci başlatalım” dedim.

Zaman su gibi akıp gidiyordu…

Gönderdiği mesajlar

22 Ağustos 2021’de iki ayrı mail mesajı aldım Ali’den.

Birinci mesaj 22 Ağustos 2021 Pazar günü saat 14:28’de gönderilmişti ve projeleri kapsıyordu. Mesajın girişi aynen şöyleydi:

Dursun ağbi iyi çalışmalar. Ben bir şeyler karaladım ama sizce uygun mu?

ANA HEDEF:

ANKARA'DA HER ALANDA OLDUĞU SPORDA DA İDDİASINA VE KONUMUNA YAKIŞIR

BİR BAŞKENT OLUŞTURA BİLMEK İÇİN PROJELER HAYATA GEÇİRMEK. BAŞKENT

ANKARA'DA YAŞAMANIN BİR SORUMLUĞU VE AVANTAJI OLMASI GEREKTİĞİNİ SPOR

YOLU İLE TOPLUMA ANLATMAK. O NEDENLE GERİDE BIRAKMAK ÜZERE OLDUĞUMUZ

BİR YÜZYILI GÖZDEN GEÇİRİP, 2023 PROJESİ İÇİN SPOR ADINA ÇALIŞMALAR

YAPMAK.

YAPILACAK PROJELER:

Evet, mesajın sonrası ‘YAPILACAK PROJELER’i kapsıyordu ve bu çerçevede 9 başlık altında proje sıralanıyordu.

Gelen ikinci mesaj

Ali Öcal’dan aynı gün saat 15:19’da bana ulaşan mesajın başlığı aynı zamanda yayıma hazırlayacağımız kitabının da adıydı: İLHAM VEREN HAYATLAR.

Bu mesajı da aynen şöyleydi:

Dursun ağbi, ben kitabımın editörünü netleştirdim. Bu siz olacaksınız. Bu mutlaka bir ücret karşılığında yapılacak. Buna hiç bir şekilde itiraz istemiyorum. Ben bu hizmetin bedelini senin belirlemeni istiyorum. Nevzat Karataş, ilk hayat öyküsüydü. Ona dokunup, bana gönderdin. Şimdide Erdoğan Dulda'yı gönderiyorum. Biliyorum çok yoğunsunuz. Ne olur bunu da bir programa alalım. Selam, sevgi ve saygılarımla...

Mesajın devamında ‘Nevzat Karataş’ başlıklı yazı yer alıyordu…

Nereden bilebilirdik ki?

Ali bu mesajları yazarken Azrail de bizi izliyormuş ve bize ulaşmasına 40 günden biraz fazla süre varmış!

Süre çok azaldığı için her şeyi hızlandırmamız gerekiyordu.

Bir kez daha buluştuk ve özetle şunları söyledim:

-Kardeşim, bu şehir, bu meslek ve hizmet ettiğin insanlar sana hiç sahip çıkmadı hatta aç bıraktı. Hazırlayacağımız kitabın tanıtım ve satış organizasyonunu iyi yaparsan maddi sorunlarını tümüyle bitirecek bir gelir elde edebilirsin…

Buna yürekten inandı. O da biliyordu kitabın kutsallığını ve para edeceğini!

İş de ömür de bitiyor

Ben editörlük işini gece gündüz demeden sürdürürken o da basılacak matbaa ve basılan kitabın tanıtım toplantısının yapılacağı mekanı ayarlamaya çalışıyordu. Arada bir arıyor gelişmelerle ilgili bilgi veriyordu. O aramalardan birinde, sevince sesine yansıyordu:

-Dursun abi, kitabın tanıtım toplantısının yapılacağı yeri ayarladım…

Ben de, “Kitabı en kısa sürede yayına hazır hale getireceğim” sözü verip yüklendim işime…

Ve bitirdim. Tarih 3 Ekim 2021 Pazar idi…

Yoğun ve yorucu bir süreçte tamamladığım için, ‘yarım gün ara verip hızlıca bir göz atayım yarın akşam Ali’ye gönderirim’ dedim. Demez olaydım! Ben 4 Ekim’in öğleden sonrasında bilgisayar başında “İlham Veren Hayatlar”a son kez göz atarken, oğlum Orhan aradı ve “Duydun mu baba” dedi. “Neyi” diye sorduğumda acı haberi aldım…

“İlham Veren Hayatlar”ın yazarının büyük sıkıntılarla dolu hayatı sona ermişti.

İsyan etmenin, küfretmemin, bağırıp çağırmanın bir faydası yoktu elbette…

Ölümüyle ders verdi

Ali’nin aramızdan ayrılışı hayatta yarın diye bir şey olmadığını gösteren acı bir olaydı.

İsimlerinin önünde koca koca unvanlar bulunan makam, mevki, para, pul sahibi insanlar Ali’ye maddi sıkıntılarla dolu bir hayat yaşatmıştı.

Son görev için toplanılan yer, Ali’nin kaleminden, dilinden düşürmediği 19 Mayıs Dış Sahaları idi ve herkes oradaydı.

Ali’nin kitabını basma konusunda söz verenler oldu. Hatta TSYD Ankara Şubesi bile bu işe niyetlendi ama sonuç fiyasko oldu.

Kitap için bir umut

Sonra, Ali’nin vefatının üzerinden 11 ay geçmişti ki oğlum Orhan aradı ve Ali Öcal’ın oğlu Arda’nın kitap konusuyla ilgili olarak beni arayacağını söyledi.

Arda aradı… Annesi Şerife ve kardeşi Burak ile bir karar aldıklarını, kitabın basılması için ne gerekiyorsa yapacaklarını hatta bu işi hiçbir kişi ya da kurum üstlenmezse kendilerinin bastıracağını söyledi.

Ben de Ali’nin özel dostlarından Ankara Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Murat Kandazoğlu’nu da çağırarak bir değerlendirme yapmayı önerdim. Ankara Kent Konseyi binasında buluşarak konuyu görüştük. Murat Başkan konuyu sahiplendi ve kemlerle görüşeceğini anlattı. Ali’nin bir kitap ile ölümsüzleşmesini bekliyoruz…

Sahipsiz kalanlar…

Ali Öcal, kindar değil yüreği sevgi, saygı dolu bir insandı. Bir yazımda ‘Ölümüyle öç aldı’ dememin sebebi, Ankara’nın ve hizmetinde olduğu vefasız dostlarının artık sahipsiz kalmışlığına vurgu içindi.

Onun gidişinin ardından statların basın tribünü ve Başkentin sokakları ıssızlaştı. Derdi dile getirilmesi gerekenler sessizleşti, sahipsiz kaldı.

Mekanın cennet olsun değerli dostum. Sana sahip çıkmayanlar rahat uyuyor mu bilemem ama sen orada rahat uyu. Bunu hak ettin çünkü…

Mansur Yavaş’a teşekkür

Ankara Büyükşehir Belediyesi, merhum Ali Öcal’ın unutmadı ve onun anısına “ABB Ali Öcal Kupası” karşılaşması düzenledi. ABB FOMGET Gençlik ve Spor Kulübü ile Karadeniz Ereğli Belediyespor bu anlamlı kupa için Yenikent Osmanlı Stadı’nda karşı karşıya geldi. ABB TV ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlanan maç FOMGET’in 4-3 galibiyetiyle bitti ve sporcular kupayı Ali Öcal’ın oğlu Burak Öcal’ın elinden aldı. Teşekkürler Mansur Başkan…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.