Metin Aydos, 49 yıldır el emeği ayakkabı üretiyor

Ekonomi 27.05.2023 - 13:05, Güncelleme: 27.05.2023 - 13:05
 

Metin Aydos, 49 yıldır el emeği ayakkabı üretiyor

El emeği ayakkabı imalatı işini çıraklıktan başlayarak 49 yıldır Ankara'da sürdüren Metin Aydos, "Son kuşağız. Eskiden çok fazla rağbet gören el işi ayakkabıcılık mesleği, fabrikasyon üretimin artmasıyla son demlerini yaşıyor. Bu dönemde sağlık hizmeti veriyoruz ve bundan dolayı bir talep yaşanıyor. Ayak anatomisine uygun olarak kişiye özel modeller üzerinde el işi ayakkabı üretiyoruz." diyor.
1964 Ankara Kayaş, Gökçeyurt doğumlu Metin Aydos, evli ve 2 çocuk, 2 torun sahibi. El işi ayakkabı imalatı mesleğine 1974 yılında çırak olarak başlayan Aydos, "Mesleğe erken başladık, erken yol aldık. 1986 yılından beri de şahıs firması bir işletmeci olarak el işi ayakkabı imalatı olarak devam ediyorum. Çıraklıktan bugüne 49 yıldır el yapımı ayakkabı imalatı üzerine zor şartlar altında harmanlanıp duruyoruz. İşimiz el emeğine, sanata yakınlığa dayalı. ANKESOB sicil kayıtlı  Ankara Ayakkabıcılar Odası’nın çok eski bir üyesi olarak Gökçe Kundura adı altında üretmeye, katma değer yaratmaya devam ediyorum.”  dedi.  AYAK SAĞLIĞI İÇİN KİŞİYE ÖZEL AYAKKABI Ankara Kale Mahallesinde kendi atölyesinde el işi ayakkabı imalatı yapan Aydos, "Tamamen sipariş üzerine olmak üzere, el yapımı ayakkabı satışı yapan perakendeciler ile özel müşterilerimize yönelik çalışıyoruz. Ayağın kemik yapısına uymayan ayakkabı, insanı yorar. Herkesin kendine özgü bir ayak yapısı vardır. Sağlığını, ayak rahatlığını düşünen insan, ayağına eziyet etmek istemeyen insan bizden özel tasarım ayakkabı istiyor. Üstelik bir de futbolcuların krampon giymekten dolayı ayak anatomileri bozulduğu için hiçbir AVM'de ayağına göre ayakkabı bulamaz. Bizler de futbolcu ve antrenörlere ayak anatomilerine uygun olarak özel model ayakkabı üretiyoruz. Şu anda sağlık alanına hizmet ettiğimizi söyleyebilirim. Şeker hastalarının ayakları çok hassas olduğu için, onların ayağına uygun-her iki ayak için farklı özel tasarım ayakkabı yapıyoruz. Son zamanlarda oldukça fazla şeker hastası bize ayakkabı ihtiyacı için geliyor." ifadelerini kullandı. EL İŞİ AYAKKABI ÜRETİM AŞAMALARI El işi ayakkabı üretiminin aşamaları hakkında bilgi veren Aydos, şunları aktardı: "El yapımı ayakkabı üretim süreçleri; tasarım, saya, taban, topuk, montaj, rötuş olmak üzere 6 ana aşamadan oluşur. El işçiliğinde el ve görüş farkı vardır. Aynı işi yapan her ustanın elinden çıkan ayakkabı farklıdır. Komple ustalık isteyen el yapımı ayakkabı üretiminde ilk iş stilislikten başlar. Burada üretilen ayakkabıların tüm stilistliği, modelleri bana ait. Modelin kesimi yapılır, sonra da kesilen deri parçalarının ve iç astarın, dikiş tekniğiyle birleştirilmesinden sonra ayakkabının üst, yani yüz kısmı saya ortaya çıkar. Daha sonra hangi kalıba çekilecekse alt köselesi ve topuğu ile monte edilir. Son aşamada ise frezede rötuşu yapılır ve ayakkabı kullanıma hazır hale gelir." MARKALAŞMA VE AVM KÜLTÜRÜ EL İŞİNİ GERİYE DÜŞÜRDÜ Teknolojinin gelişmesiyle birlikte fabrikasyon imalatın el işi ayakkabıcılığı bitirdiğine dikkat çeken Aydos, şöyle devam etti: "Son kuşağız. Eskiden çok fazla rağbet gören el işi ayakkabıcılık mesleği fabrikasyon üretimin artmasıyla artık günümüzde son demlerini yaşıyor. Bir de herkes çocuğunun okumasını istiyor. Mesleğimiz gençlerden talep görmüyor, gençler daha çok masa başı iş istiyor. Sanata başladığımız 1980'li yıllarda el emeği ayakkabı üretimi çok kıymetliydi, çok yoğun iş vardı. O dönemde üretim, nüfusa yetişmiyordu. 1990'lara kadar siparişleri yetiştirmek için haftada 2 gün sabahlardık. Bugün ise el işi yapan atölyelerimizin sayısı oldukça azaldı. Perakendeci sektörümüz fabrikasyonla beslenmeye başlayınca haftalık 400-500 çift ayakkabı yapan atölyelerimiz küçüldü ve de  kapanmak zorunda kaldı. 1980'li yıllarda sadece Ulus bölgesinde 300 ayakkabı atölyesi varken, bugün Türkiye'nin markalaşma ve AVM kültürü el işi imalatçı sektörünü geriye düşürdü. Dolayısıyla kaybolup gidiyorsun. Şu an Ulus civarında benim gibi 5 atölye çıkmaz. 1990'lı yıllarda çırağı ve kalfasıyla 40-50 kişi birden çalışırken, atölyemizde bugün 3 kişi çalışıyor, haftada ancak 50 çift ayakkabı yapabiliyoruz." ODA BAŞKANI UZUN'DAN POZİTİF AYRIMCILIK TALEBİ Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hüseyin Uzun da el işçiliğine dayalı ayakkabının hem sağlık açısından, hem de kalite ve görsellik zevklerine uygun olması açısından çok ayrı bir değere sahip olduğunu belirterek, bu işi yapan imalatçı son zanaatkarlara ve atölyelerine yönelik ekonomik koşul ve ortamlarının iyileştirilmesi anlamında pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Oda Başkanı Uzun, şunları kaydetti: "Bizim meslek tamamen ak saçlılara, emeklilere kaldı. Birçoğu yılmış artık. İhtisas gerektiren bir meslek olan el işi ayakkabı üretiminde artık eleman yetişmiyor. Maalesef ayakkabı mesleğinin bir okulu, MEB Mesleki Eğitim Merkezlerinde bölümü yok. 1989 yılında oda yönetimine girdiğimde Ankara'da 720 ayakkabı imalatçısı varken, bugün 60 civarında kaldı ki her geçen gün de sayıları azalmakta. El işi ayakkabıya aslında büyük talep var ama maalesef bu talebi karşılayacak eleman ve atölye yok. Artık bu noktadan sonra özel sipariş el emeğine dayalı ayakkabı üretimi yapan zanaatkarlara pozitif ayrımcılık yapılmalı, ustalar korunmalı.  Devletimiz tarafından başta sigorta prim ve vergiler olmak üzere imalatçılarımız desteklenmeli. Destek verilmezse çok yakın zamanda artık el işi ayakkabı yapan imalatçı atölyesi kalmayacak, sipariş verecek el emeği göz nuru ayakkabı üretimi yapan usta bulunamayacak."
El emeği ayakkabı imalatı işini çıraklıktan başlayarak 49 yıldır Ankara'da sürdüren Metin Aydos, "Son kuşağız. Eskiden çok fazla rağbet gören el işi ayakkabıcılık mesleği, fabrikasyon üretimin artmasıyla son demlerini yaşıyor. Bu dönemde sağlık hizmeti veriyoruz ve bundan dolayı bir talep yaşanıyor. Ayak anatomisine uygun olarak kişiye özel modeller üzerinde el işi ayakkabı üretiyoruz." diyor.

1964 Ankara Kayaş, Gökçeyurt doğumlu Metin Aydos, evli ve 2 çocuk, 2 torun sahibi. El işi ayakkabı imalatı mesleğine 1974 yılında çırak olarak başlayan Aydos, "Mesleğe erken başladık, erken yol aldık. 1986 yılından beri de şahıs firması bir işletmeci olarak el işi ayakkabı imalatı olarak devam ediyorum. Çıraklıktan bugüne 49 yıldır el yapımı ayakkabı imalatı üzerine zor şartlar altında harmanlanıp duruyoruz. İşimiz el emeğine, sanata yakınlığa dayalı. ANKESOB sicil kayıtlı  Ankara Ayakkabıcılar Odası’nın çok eski bir üyesi olarak Gökçe Kundura adı altında üretmeye, katma değer yaratmaya devam ediyorum.”  dedi. 

AYAK SAĞLIĞI İÇİN KİŞİYE ÖZEL AYAKKABI

Ankara Kale Mahallesinde kendi atölyesinde el işi ayakkabı imalatı yapan Aydos, "Tamamen sipariş üzerine olmak üzere, el yapımı ayakkabı satışı yapan perakendeciler ile özel müşterilerimize yönelik çalışıyoruz. Ayağın kemik yapısına uymayan ayakkabı, insanı yorar. Herkesin kendine özgü bir ayak yapısı vardır. Sağlığını, ayak rahatlığını düşünen insan, ayağına eziyet etmek istemeyen insan bizden özel tasarım ayakkabı istiyor. Üstelik bir de futbolcuların krampon giymekten dolayı ayak anatomileri bozulduğu için hiçbir AVM'de ayağına göre ayakkabı bulamaz. Bizler de futbolcu ve antrenörlere ayak anatomilerine uygun olarak özel model ayakkabı üretiyoruz. Şu anda sağlık alanına hizmet ettiğimizi söyleyebilirim. Şeker hastalarının ayakları çok hassas olduğu için, onların ayağına uygun-her iki ayak için farklı özel tasarım ayakkabı yapıyoruz. Son zamanlarda oldukça fazla şeker hastası bize ayakkabı ihtiyacı için geliyor." ifadelerini kullandı.

EL İŞİ AYAKKABI ÜRETİM AŞAMALARI

El işi ayakkabı üretiminin aşamaları hakkında bilgi veren Aydos, şunları aktardı: "El yapımı ayakkabı üretim süreçleri; tasarım, saya, taban, topuk, montaj, rötuş olmak üzere 6 ana aşamadan oluşur. El işçiliğinde el ve görüş farkı vardır. Aynı işi yapan her ustanın elinden çıkan ayakkabı farklıdır. Komple ustalık isteyen el yapımı ayakkabı üretiminde ilk iş stilislikten başlar. Burada üretilen ayakkabıların tüm stilistliği, modelleri bana ait. Modelin kesimi yapılır, sonra da kesilen deri parçalarının ve iç astarın, dikiş tekniğiyle birleştirilmesinden sonra ayakkabının üst, yani yüz kısmı saya ortaya çıkar. Daha sonra hangi kalıba çekilecekse alt köselesi ve topuğu ile monte edilir. Son aşamada ise frezede rötuşu yapılır ve ayakkabı kullanıma hazır hale gelir."

MARKALAŞMA VE AVM KÜLTÜRÜ EL İŞİNİ GERİYE DÜŞÜRDÜ

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte fabrikasyon imalatın el işi ayakkabıcılığı bitirdiğine dikkat çeken Aydos, şöyle devam etti: "Son kuşağız. Eskiden çok fazla rağbet gören el işi ayakkabıcılık mesleği fabrikasyon üretimin artmasıyla artık günümüzde son demlerini yaşıyor. Bir de herkes çocuğunun okumasını istiyor. Mesleğimiz gençlerden talep görmüyor, gençler daha çok masa başı iş istiyor. Sanata başladığımız 1980'li yıllarda el emeği ayakkabı üretimi çok kıymetliydi, çok yoğun iş vardı. O dönemde üretim, nüfusa yetişmiyordu. 1990'lara kadar siparişleri yetiştirmek için haftada 2 gün sabahlardık. Bugün ise el işi yapan atölyelerimizin sayısı oldukça azaldı. Perakendeci sektörümüz fabrikasyonla beslenmeye başlayınca haftalık 400-500 çift ayakkabı yapan atölyelerimiz küçüldü ve de  kapanmak zorunda kaldı. 1980'li yıllarda sadece Ulus bölgesinde 300 ayakkabı atölyesi varken, bugün Türkiye'nin markalaşma ve AVM kültürü el işi imalatçı sektörünü geriye düşürdü. Dolayısıyla kaybolup gidiyorsun. Şu an Ulus civarında benim gibi 5 atölye çıkmaz. 1990'lı yıllarda çırağı ve kalfasıyla 40-50 kişi birden çalışırken, atölyemizde bugün 3 kişi çalışıyor, haftada ancak 50 çift ayakkabı yapabiliyoruz."

ODA BAŞKANI UZUN'DAN POZİTİF AYRIMCILIK TALEBİ

Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hüseyin Uzun da el işçiliğine dayalı ayakkabının hem sağlık açısından, hem de kalite ve görsellik zevklerine uygun olması açısından çok ayrı bir değere sahip olduğunu belirterek, bu işi yapan imalatçı son zanaatkarlara ve atölyelerine yönelik ekonomik koşul ve ortamlarının iyileştirilmesi anlamında pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Oda Başkanı Uzun, şunları kaydetti: "Bizim meslek tamamen ak saçlılara, emeklilere kaldı. Birçoğu yılmış artık. İhtisas gerektiren bir meslek olan el işi ayakkabı üretiminde artık eleman yetişmiyor. Maalesef ayakkabı mesleğinin bir okulu, MEB Mesleki Eğitim Merkezlerinde bölümü yok. 1989 yılında oda yönetimine girdiğimde Ankara'da 720 ayakkabı imalatçısı varken, bugün 60 civarında kaldı ki her geçen gün de sayıları azalmakta. El işi ayakkabıya aslında büyük talep var ama maalesef bu talebi karşılayacak eleman ve atölye yok. Artık bu noktadan sonra özel sipariş el emeğine dayalı ayakkabı üretimi yapan zanaatkarlara pozitif ayrımcılık yapılmalı, ustalar korunmalı.  Devletimiz tarafından başta sigorta prim ve vergiler olmak üzere imalatçılarımız desteklenmeli. Destek verilmezse çok yakın zamanda artık el işi ayakkabı yapan imalatçı atölyesi kalmayacak, sipariş verecek el emeği göz nuru ayakkabı üretimi yapan usta bulunamayacak."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.