Mansur Yavaş: Seçim birinci turda biter

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, canlı yayında yaptığı açıklamada, seçimin birinci turda biteceğini söyledi...

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, gezetciler Mine Özbek ve Uğur Dündar’ın tv100 ekranlarında sunduğu Haftanın Panaroması programının canlı yayın konuğu oldu. ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın yaptığı açıklamalarda öne çıkanlar şöyle oldu: “Gençlerin birçoğu ik kez oy kullanacak ve gençler dünyayı değiştirmek istiyor. Hayal dünyalarında gerçek bir şey arıyorlar. İnternette bizi takip ediyorlar. Belli ki aradıkları bir şeyler var; davranışlarımız mı hoşlarına gidiyor bilmiyorum ama kalpten kalbe bir yol var. Bir yere gidiyorum gençler sürekli fotoğraf çektirmek istiyor. Bu hoşuma gidiyor elbette. Gençler cumhurbaşkanı adayı olmamızı istedi ama siyasetin gerçekleri öyle değil. İttifaklar var. 2 yıldır da yapılan toplantıların ardından bir karar alındı. Beni, Ekrem İmamoğlu’nu ya da bir başkasını düşünenler üzülmüş olabilir. Ancak cumhurbaşkanlığı yardımcılığı olunca kalp kırıklıklarını aldık. Bağımsız aday olmamızı da istiyenler de oldu ama o kadar çok sakınca var ki… Ankara 25 yıl sonra kazanıldı. Biz şunu gösterdik, bir değişiklik olunca insanalrın hayatında neler değişiyor. Ankara’nın bırakılmaması lazım. Siyasi partilerin adayları var, büyük bütçeler lazım. Sandık başında partiler olmayınca oyları saymak çok zor. Siyasi ortamdaki güvensizlik var. Sandık güvenliği sorunu var. Gençler biz istiyoruz öyle olmalı diyorlar ve kendilerine mektup yazdım. Neden olmadığını yazdım. Diğer adayların çıkmasıyla yüzde 51 konusunda bizi anlamışlardır. Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak onların isteklerinin gerçekleşmesi için söz sahibi olacağız ve yanlarında olacağız. MANSUR YAVAŞ: GENÇLERİ DİNLEMEMİZ GEREKİYOR Gençler özgürlük istiyor… Apolitik gibi görünen gençler; Ankara Büyükşehir Belediyesi deprem bölgesine yardım gönderiyor deyince gece 03.00’e kadar gönüllü çalıştılar. Onlarla geçen toplandık, düşüncelerini sordum. Kaygılarını öğrenmek istedim. Sorularımıza cevaplar aldık, gelecek kaygıları var ve özgürlüklerini istiyorlar. Ankara Kent Konseyi’ndeki gençlerimiz kent yönetiminde söz sahibi oluyor. Onları dinlememiz gerekiyor… Eğitim alan gençlerimiz işsizlik yaşıyor; biz de genç bolluğu var ama yanlış eğitim sistemiyle mezun olan gençlerimiz işsizlik sorunu yaşıyor. Ülkenin ihtiyaçlarına göre teknik okullar açılmalı. Gençler çalışmak istemiyor deniyor. Yurt dışına giden çocuklar garsonluk yaşıyor. Demek ki hakkını kazanmak ve dilediğince yaşamak istiyor. Gençlerin egosu yok… Birbirleriyle önyargısız iletişim kuruyorlar. Değer yargılarını aşağılamadan yan yana geliyorlar. Üretime katılmalı gençler ve ülkemiz kazanacak. GENÇLERİN GELECEK BEKLENTİSİ VAR Biz Ankara’da 11 büyükşehir de yaptığımız çalışmalarda ülke yönetiminde de uygulamak istiyoruz. Örneğin kırsal kalkınmada geldiğimiz nokta başka belediyeler tarafından da uygulanmaya başladı ve bunu ülkemizin tamamında uygulamak istiyoruz. Gençler şu an mutluysa aynen devam etsin ama endişeleri varsa önlerine ülke yönetimini değiştirme fırsatı geldi. İlk kez oy kullanıp, ülke yönetiminde söz sahibi olacaklar. Bizlerin gelecek kaygısı yok artık ama onların gelecek beklentisi var. Belediyenin 11 milyar borcu vardı. Ankapark için alınan kredi ile ağır bir banka borcu vardı. 4.5 milyarlık büyük bir borç ödedik geldikten sonra. Yatırımlarımızı da sürdürdük. Açık ihalelerle tasarruf sağlandı. Pazarlık anları bile canlı yayınlandı. 80 liraya yapılan asfaltı biz 25 liraya yaptık. Hem borcu ödedik hem de yatırım yaptık. Bize ‘algı’ yapıyorlar diyorlar. Kredi limitesi en yüksek belediye Ankara çıkıyor. Ben cebimden harcamayacağım hiçbir parayı harcamıyorum. Ne ihtiyaç varsa o yapılıyor… Önce insan sağlığı ve hayatı diyoruz. İstasyon Caddesi’ne verilen yıllardır sözler vardı. Oranın ihalesini yaptık, altyapısını yaptık. Nerenin ne ihtiyacı varsa onu yapıyoruz. Bu çalışmayla Etimesgut’ta sel olmuyor. Ankara’nın parasını onların acil ihtiyaçları doğrultusunda yapıyoruz. HALK HER ŞEYİ GÖRÜYOR Televizyonda ilk yıl sonunda çıktık yaptıklarımızı anlattık. Ben seçildikten sonra rozetimi çıkaracağım dedim. Televizyona çıkınca siyasi sorular olabiliyor. Biz kimseyi ayırmadan herkesi kucakladık. Televizyonlara yaptıklarımızı anlatmak için çıktık. Sonra dönüşler şöyle oldu; kimseyle tartışma, işini yap… Biz de işimizi yaptık, zaten sürekli ağır konuşan bir iktidar var. Bugün dört yıl oldu; biz sadece işimize odaklandık. Kimseyle tartışmadık, bunu da şikayet etmeden yargı yoluyla ya da ikili ilişkilerle çözmeye çalıştık. 31 Mart seçim akşamı, İstanbul’un da iptal edilmediğini düşünün. Cumhurbaşkanı balkon konuşması yapıyor; artık yerel yönetimlerle hep birlikte hizmet edeceğiz demesini bekleriz. Sizin belediye, bizim belediye gibi özellikle deprem bölgesinde bunu gördük. Halk görüyor her şeyi. Yaptığımız çalışmalar takdir görüyor. Kamu hizmetleri bir bütündür ve yerel yönetimler bunun bir parçasıdır. İnanın belde belediyeler dahi oradaydı. Büyük bir felaketten hep birlikte ayağa kalkabiliriz. İSRAF YOK TEMEL İHTİYAÇLARA DESTEK VAR Seçim birinci turda bitecek… Millet İttifakı belediyeleri olarak vaat vermiyoruz, yaptıklarımız görünüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, iktiradın yapamadığı doğalgaz yardımı yapıyor. Ankara’da 200 bin aileye üç ay süreyle yardım yapıyoruz. Yardım alan ailelere her ay birer kilo et parası dağıtıyoruz çocuklar protein alsın diye… Yardımlardan sadece et ve et ürünü alınabiliyor. 60 bin ailenin çocuğuna okula ücretsiz gelip gidiyor. 16 bin ailenin servis ücretini ödüyoruz. Bir de son zamanların tartışması ilk okul dördüncü sınıf öğrencilerinin aç gittiği için okula öğrenemedikleri. Onlara da yardım ediyoruz, bir kuruş israfımız olmadığı için halkın temel ihtiyaçları için kullanıyoruz. 200 bin aile gerçekten büyük bir sayı. 3 kuşaktır yardım alanlar var. Bizim tek amacımız çocuk eğitimden geri kalmasın, aç kalmasın… "ANKARA'DA YAŞANAN SORUN YAŞANMASIN" Seçimlerin ardından inşallah bizim Ankara’da yaşadığımız sorun yaşanmaz. Sayın cumhurbaşkanı belediyeler topal ördek dedi ve bunun bedelini vatandaş ödedi. Seçimlere girmek serbest, kazanmak yasak diyorduk… Şimdi aynısının yaşanmaması lazım. Emeklilere ikramiye verilme konusu gündeme gelince Cumhurbaşkanı eleştirmişti. Şu an emeklilerin durumunu görmek lazım. Biz Başkent Market’lerde ucuz et satıyoruz. Kuyruk oluyor ve emekliler kuyruğa giriyor. İlk yapılacak konulardan biri gerçekten emeklilere yardım. Büyük bir proje yapmayabilirsiniz ama insanların temel ihtiyaçları için kullanabilirsiniz kaynakları. Büyük bir soğan krizi yaşanıyor. Vatandaşı enflasyona ezdirmeyecek, günlük ihtiyaçlarını bile karşılayamayacakları bir durumla bırakmamak lazım. Bir tarafta çok çok zenginler bir tarafta da mağaza vitrinlere bakan insanlar oluştu. İnsani yaşam standartını herkese uygulamak lazım."