Kurallar-2

Yerel 04.07.2022 - 08:34, Güncelleme: 04.07.2022 - 08:34
 

Kurallar-2

Onbeş gün önceki yazımda kurallar üzerine ahkâm kesip, onların ne kadar faydalı şeyler olduğunu anlatmaya gayret etmiştim...
Bunu yaparken amacım ‘ahali sebeplensin’ idi ama Ukrayna - Rusya savaşı, Corona virüsü denilen depremin artçı sarsıntıları ve CHP’nin 70 sene önce iktidarda olması yüzünden çöken ülke ekonomisi, bendenizi dayak yiyen boksörün havlu atması için antrenörüne Küçük Emrah gibi bakmasına sebebiyet vermekle kalmadı; elindeki sigara izmaritini yola atmamak için yirmi metre ilerideki çöp kutusuna giden Alamancı Ahmet abinin grubundan çıkarıp, kurbanlık danasını Murat 124 marka arabasının arka koltuğunda taşıyan vatandaş grubuna soktu. Kurallar bir defa çiğnenmekle bir şey olmaz demeyip; kurallar çiğnenmek için vardır diyenlere inat, kurallar bir toplumun daha medeni yaşaması için olmazsa olmazıdır deyip, gecikme için özür dilerim efendim. Peki ne oldu da bizim ekonomi eşekten düşmüş karpuza döndü? Geliyorum diye bas bas bağıran Rusya - Ukrayna savaşına, küresel ekonomik daralmaya, Amerika para babalarının oluşturduğu FED’in faiz yükseltip dünya piyasasında bol miktarda bulunan doları geri çekme niyetine rağmen ekonominin kitabını yazanların aklına ‘uhrevi’ şeyler geldi!   Amerikalı Fed’in faiz yükseltme kararına inat, bu da onlara kapak olsun diyerek faiz düşürme kararı aldık. Aldık almasına ama dolar üvelek musallat olmuş sığıra döndü. Üvelek de ne diyenlere kısa bilgi verecek olursak, sığırlara musallat olan bir sinek türüdür ve bir sığırın yüz metreyi altı saniyede koşmasına sebep verir. Neticede dolar koşmakla yetinmedi ve şahlandı. Öyle olunca da bırakın yeni fabrika kurup yüz kişi çalıştırmayı hesap eden sermaye sahibini, emekli Rasim amcanın gözlükçüden aldığı yakın gözlüğünün kendi payına düşen 153 lirasını borç yazdırıp onu dolara yatırdığına şahit oldu bu gözler. Gözlük hesabını açıklamakta fayda var. Emekli Rasim amca devlet hastanesine gider ve numara yükseltmek için gözlük yazdırır. Mahallesinde çocukluğunu bildiği gözlükçü Ray-Ban Enis’ten gözlüğünü almak ister ve fiyatlarını sorar. Ray-Ban Enis onu tanıdığı için en ucuz olanı çıkarıp “iki yüz lira” diyerek ekler: “47 lirasını devlet karşılıyor, sen 153 lira vereceksin.” Rasim amca şaşırır ve “Beş sene önce de 47 lirasını karşılıyordu, demek hâlâ değişmemiş. Bir de bu hükümette istikrar yok diyorlar” diye söylenip, “Aybaşında veririm” der ve çıkar. Ne yapar? Ödemediği gözlük parasını dolara yatırır. Amacı devletin vermediği gözlük parasını bir şekilde devletten almaktır ama aslında o paranın yine kendi cebinden çıkacağını bilmeden.   Emekli Rasim amca ne kadar kazandı bilmiyorum ama ülke olarak ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur’ inadı uğruna tepetaklak gitmeye başladık. Bu gidişe bir dur demek gerekiyordu ve dedik. Hem çiftçi, hem ekonomist, hem işadamı hem de her pozisyona hazır olduğunu iddia eden bir Maliye Bakanı ufukta bir güneş gibi doğdu. Doğdu doğmasına ama o gözlerindeki ışıltı ya bakmamızı isteyince aldırılan kararların ışığını fark edemedik. O da anladı fark etmediğimizi ve bize altı ay uyuyun dedi, biz de uyuyormuş gibi yapıp onun uyanmasını bekledik. O uyandığında dolar uyuduğu yere yeniden yükselmiş ve iki lira olan ekmek beş lira, faiz yaklaşık yüzde 65 olmuştu. Peki buna sebep olan neydi derseniz, şudur: Yazılı olan olmayan, siyasi, ekonomik, ahlaki, vicdani vb. kuralları yok sayıp, bir ben varım bir de dünyanın geri kalanı, benim adım Hıdır bildiğim budur anlayışı…
Onbeş gün önceki yazımda kurallar üzerine ahkâm kesip, onların ne kadar faydalı şeyler olduğunu anlatmaya gayret etmiştim...

Bunu yaparken amacım ‘ahali sebeplensin’ idi ama Ukrayna - Rusya savaşı, Corona virüsü denilen depremin artçı sarsıntıları ve CHP’nin 70 sene önce iktidarda olması yüzünden çöken ülke ekonomisi, bendenizi dayak yiyen boksörün havlu atması için antrenörüne Küçük Emrah gibi bakmasına sebebiyet vermekle kalmadı; elindeki sigara izmaritini yola atmamak için yirmi metre ilerideki çöp kutusuna giden Alamancı Ahmet abinin grubundan çıkarıp, kurbanlık danasını Murat 124 marka arabasının arka koltuğunda taşıyan vatandaş grubuna soktu. Kurallar bir defa çiğnenmekle bir şey olmaz demeyip; kurallar çiğnenmek için vardır diyenlere inat, kurallar bir toplumun daha medeni yaşaması için olmazsa olmazıdır deyip, gecikme için özür dilerim efendim.

Peki ne oldu da bizim ekonomi eşekten düşmüş karpuza döndü? Geliyorum diye bas bas bağıran Rusya - Ukrayna savaşına, küresel ekonomik daralmaya, Amerika para babalarının oluşturduğu FED’in faiz yükseltip dünya piyasasında bol miktarda bulunan doları geri çekme niyetine rağmen ekonominin kitabını yazanların aklına ‘uhrevi’ şeyler geldi!

 

Amerikalı Fed’in faiz yükseltme kararına inat, bu da onlara kapak olsun diyerek faiz düşürme kararı aldık. Aldık almasına ama dolar üvelek musallat olmuş sığıra döndü. Üvelek de ne diyenlere kısa bilgi verecek olursak, sığırlara musallat olan bir sinek türüdür ve bir sığırın yüz metreyi altı saniyede koşmasına sebep verir. Neticede dolar koşmakla yetinmedi ve şahlandı. Öyle olunca da bırakın yeni fabrika kurup yüz kişi çalıştırmayı hesap eden sermaye sahibini, emekli Rasim amcanın gözlükçüden aldığı yakın gözlüğünün kendi payına düşen 153 lirasını borç yazdırıp onu dolara yatırdığına şahit oldu bu gözler. Gözlük hesabını açıklamakta fayda var. Emekli Rasim amca devlet hastanesine gider ve numara yükseltmek için gözlük yazdırır. Mahallesinde çocukluğunu bildiği gözlükçü Ray-Ban Enis’ten gözlüğünü almak ister ve fiyatlarını sorar. Ray-Ban Enis onu tanıdığı için en ucuz olanı çıkarıp “iki yüz lira” diyerek ekler: “47 lirasını devlet karşılıyor, sen 153 lira vereceksin.”

Rasim amca şaşırır ve “Beş sene önce de 47 lirasını karşılıyordu, demek hâlâ değişmemiş. Bir de bu hükümette istikrar yok diyorlar” diye söylenip, “Aybaşında veririm” der ve çıkar. Ne yapar? Ödemediği gözlük parasını dolara yatırır. Amacı devletin vermediği gözlük parasını bir şekilde devletten almaktır ama aslında o paranın yine kendi cebinden çıkacağını bilmeden.

 

Emekli Rasim amca ne kadar kazandı bilmiyorum ama ülke olarak ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur’ inadı uğruna tepetaklak gitmeye başladık. Bu gidişe bir dur demek gerekiyordu ve dedik. Hem çiftçi, hem ekonomist, hem işadamı hem de her pozisyona hazır olduğunu iddia eden bir Maliye Bakanı ufukta bir güneş gibi doğdu. Doğdu doğmasına ama o gözlerindeki ışıltı ya bakmamızı isteyince aldırılan kararların ışığını fark edemedik. O da anladı fark etmediğimizi ve bize altı ay uyuyun dedi, biz de uyuyormuş gibi yapıp onun uyanmasını bekledik. O uyandığında dolar uyuduğu yere yeniden yükselmiş ve iki lira olan ekmek beş lira, faiz yaklaşık yüzde 65 olmuştu.

Peki buna sebep olan neydi derseniz, şudur: Yazılı olan olmayan, siyasi, ekonomik, ahlaki, vicdani vb. kuralları yok sayıp, bir ben varım bir de dünyanın geri kalanı, benim adım Hıdır bildiğim budur anlayışı…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.