Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı nedeniyle düzenlenen basın buluşmasında önemli açıklamalarda bulundu. “Emekçinin evinde, sendikamızda sizlerle tekrar bir aradayız” diyerek konuşmasına başlayan Ay, medya çalışanlarının emek mücadelesinin asli paydaşlarından biri olduğunu vurguladı.

Zorlaşan ekonomik koşulların medya sektörü de dâhil olmak üzere her kesimi etkilediğini belirten Ay, “Bu süreçte basın emekçileriyle dayanışma her zamankinden daha büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

TEKSTİL VE HAZIR GİYİMDE İŞ YERİ KAPANIYOR, İSTİHDAM AZALIYOR

Türkiye’nin en fazla istihdam sağlayan sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyimin son yıllarda hızla kan kaybettiğini söyleyen Rafi Ay, rakamlarla durumun vahametini gözler önüne serdi. 2022 yılının sektör açısından zirve olduğunu hatırlatan Ay, sadece 3 yıl içinde iş yeri sayısının 7 bin 805, çalışan sayısının ise 315 bin kişi azaldığını açıkladı.

SGK verilerine göre, Nisan 2025 itibarıyla sektörde çalışan kadın sayısında bir önceki yıla kıyasla 30 bin 513 kişilik bir düşüş yaşandığını belirten Ay, “Kadın-erkek istihdam dengesinin en yakın olduğu ve kadın çalışan sayısının erkekleri geçtiği nadir sektörlerden biri de tekstildir. Bu kayıp yalnızca ekonomik değil, toplumsaldır da” dedi.

İTHALAT ARTIYOR, İHRACAT DÜŞÜYOR: 5 AYDA 776 MİLYON DOLAR KAYIP

Ay, 2025 yılının ilk beş ayında ihracatın yüzde 6,24 azalırken ithalatın yüzde 23,37 arttığını belirtti. “Sadece bu 5 ayda 458 milyon dolarlık ihracat kaybı yaşandı. Buna ek olarak, ithalat için fazladan 318 milyon dolar harcandı. Toplamda cari açığa 776 milyon dolarlık negatif katkı sağlandı” dedi.

2022'den bu yana hazır giyim ihracatının yüzde 10 düştüğünü, ithalatın ise yüzde 55,42 arttığını hatırlatan Ay, bu gidişatın devam etmesi hâlinde Türkiye’nin bu alanda net ithalatçı konumuna düşeceği uyarısını yaptı.

REKABET EMEĞE DEĞİL, KALİTEYE DAYANMALI

Sektördeki krizin yalnızca ekonomik değil, sosyal boyutları da olduğunu söyleyen Rafi Ay, işverenlere seslenerek “Rekabeti emeği sömürerek değil, kaliteyle, teknolojiyle ve markalaşmayla yapın. Biz çalışkan ve becerikliyiz. Yeter ki siz yatırım yapın, biz uyum sağlarız” dedi.

Yurt dışına yönelen üretim faaliyetlerinin Türkiye’ye uzun vadede daha büyük zararlar getireceğini belirten Ay, “Bugün size kapı açanlar, yarın işi öğrendiklerinde sizi orada tutmaz. Tarih bunun örnekleriyle dolu” ifadelerini kullandı.

TARİFE SAVAŞLARI TÜRKİYE’Yİ HEDEF PAZAR HÂLİNE GETİREBİLİR

ABD ve Avrupa pazarlarında artan tarife savaşlarının Türkiye’yi de ciddi şekilde etkileyeceğini ifade eden Ay, düşük tarifelerle avantaj sağlayan Asya ülkeleri karşısında Türkiye'nin markalaşmadan rekabet etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Uzak Doğu menşeli ürünlerin etiket değiştirme ve menşe saptırma gibi yöntemlerle Türkiye pazarına yöneldiğine dikkat çeken Ay, “Bu tür girişimler Türkiye’yi yalnızca üretim değil, tüketim açısından da hedef pazar hâline getiriyor” uyarısında bulundu.

EMEKÇİLERİN FERYADI ARTIK DUYULMALI

Sektördeki çöküşün yalnızca ekonomik göstergelere indirgenemeyeceğini belirten Ay, “Bu kriz, emeğin değersizleştirildiği bir sosyal düzenin habercisidir. Maaşlar zamanında ödenmiyor, siparişler alınamıyor, sendikal haklar baskı altında” diyerek tabloyu özetledi.

Ay, çözüm önerilerini ise şu şekilde sıraladı:
-Emekçinin örgütlenme hakkı güvence altına alınmalı.
-Asgari ücret, insanca yaşamı sağlayacak seviyeye çekilmeli.
-KOBİ’lere verilen destekler çalışanı yaşatacak biçimde planlanmalı.
-Kadın istihdamı için teşvikler gözden geçirilmeli.
-Emek yoğun sektörlerde kalifiye eleman kaybı giderilmeli.

“ÜRETİM VARSA UMUT VARDIR”

Konuşmasını, “Üretim varsa emek vardır, emek varsa umut vardır” sözleriyle tamamlayan Rafi Ay, sanayi dönüşümünün kaçınılmaz olduğunu, ancak bu dönüşüme işçilerin ve sendikaların dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.

“Artık izleyemeyiz, sessiz kalamayız. Bu mücadeleyi her platformda sürdüreceğiz. Çünkü biz emeğin örgütlü gücüyüz” diyen Ay, basın mensuplarına da teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.