Yahnici’nin ilgili ve yetkililere arzı

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 02.06.2022 - 01:40, Güncelleme: 02.06.2022 - 01:40
 

Yahnici’nin ilgili ve yetkililere arzı

Ankara Kent Konseyi Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi Başkanı ve Sözcüsü Şevket Bülend Yahnici, Ankara ve Türkiye sevdalısı bir duayen isim. Başkent’in derdi ile dertlenen, derde derman bulununca sevinenlerden. “Bunlar Anafartalar Lisesi, Şengül Hamamı çevresi ve Sinagog yakınından görüntüler.” diye başlayan ve ‘ilgisine arz’ olarak yaptığı duyuruyu, yeni çekilen fotoğraflarla belgelemiş. Alaka bekleyen kültürel miras olarak tanımladığı yöre ve mekanlara ilişkin cümlelerini “Her ilgili / yetkiliye arzımdır” ifadeleriyle adeta bir dilekçeye döndüren Şevket Bülend Yahnici’nin diyeceği başka şeyler de var. Şöyle: “İkinci bir büyük problem de çatlağı iyice büyüyen Kale surları çatlaklarıdır. Şimdi bu çatlakların hemen önüne büyük konser sahnesini kurduk. Çatlaklar ışık vurdukça daha da büyüyor gibi geliyor. İnşallah konser dinleyicileri de bu çatlakları fark ederler... (Çünki tam karşılarında)  Ayrıca bu işten anlayan bilim insanı dostlarımız, tam da bu çatlak oluşumu önüne yüksek volümlü ses sistemi kurulmuş olmasını fevkalade sakıncalı buluyorlar. Bu gidişle Kaledeki bu çatlaklar birgün duvar/sur çökünce fark edilecek... Kale surları S.O.S. veriyor; Kale surları ‘imdat’ diye bağırıyor. Başkent Kültür Yolu dedik... Yolun başına Kaleyi yerleştirdik. Ancak ‘kültüryolu’muzun bu en önemli varlığı büyük tehlike altında... Bu problem vahim hal almaktadır. İlgi, ilgi, ilgi...” Bize düşen duyurmak, iletmek… *** Bir başarı öyküsü AKK Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi Sözcüsü / Başkanı olarak, Başkentin her sorununu ya da güzelliğini kalemine, kelamına dolayıp gündeme getiren Yahnici, “Bildiğiniz gibi Ankara Kalesinde ve Kalemiz dışında da ‘kadim Ankara’ olarak vasıflandırılacak mekanlarda iki binli yıllarda başlayan bir güzel mücadeleyi o gün bugündür sürdürüyoruz.” Diyor. Önemli hususlar Şevket Bülend Yahnici’nin kaleminden dökülen bazı cümleleri özellikle hatırlatmak istiyorum: -Ankaralı veya turist Kalenin önemini bilmiyordu. Kalenin farkında değildi, yolunu bilmiyordu. “Kaleyi bilmeyen, görmeyen, gezmeyen, sevmeyen kalmasın” diyerek yola çıktık… -Kale bilinir oldu, duyulur oldu, merak edildi, gelinir oldu, gezilir oldu... Yirmi yılı aşan çok çok zorlu bir mücadeleden bahsediyorum. -Bugün Başkent Kültür Yolu Festivai yapılıyor ve Ankara Kalesi bu festivalin en önemli ögesi, başlangıç noktası. Bekir Ödemiş Kıymetli dostumuz, ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş ile sohbetimize ilişkin, “Ankara Kalesi ve diğer Tabiat Varlıkları” başlıklı yazımda belirttiğim gibi, “3 etaplı çalışma ile “Ankara İç Kale Sokak Sağlıklaştırma Uygulaması” projesi, kapsamında, 77 tescilli, 163 tescilsiz olmak üzere toplamda 240 yapı restore edilecek.” Ayrıca Kale içinde ve civarında da çok sayıda proje uygulama safhasında. Şevket Bülend Yahnici üstadın dile getirdiği sorunların çözümüne ve güzelliklerin oluşmasına sağladığı katkı, Bekir Ödemiş’in başında bulunduğu kurumun “Güncel Çalışmalar”ına da satır satır yansımış durumda. Ankara’ya değer katan herkese Ankaralılar adına teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. *** Mehmet Yiğiner’e teşekkür ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner başkanlığında toplanan ANKESOB/Birlik İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu (BİDDG) buluşması, yoğun gündem arasında güme gitmemesi gereken önemdeydi. ANKESOB Başkan Vekili Muhittin Köksal, Genel Sekreter Mehmet Gündoğan ve Eğitim, Proje ve Ar-Ge Müdürü Erdoğan Özen ile İDDG üyesi oda başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan Yiğiner; “Performansımızı geliştirmeyi ve verimliliğimizi arttırmayı esas alan yönelim ve çalışmalara, projelere ağırlık vermeliyiz.” dedi. Bu cümle, sadece esnaf ve sanatkarların değil ülkemizin ihtiyaç duyduğu şeyin, ‘üretim’ ve ‘verimliliğin’ önemini vurgulaması bakımından akılda kalmalı, gündemde tutulmalı, gereği yapılmalı. Teşekkürler Başkan Yiğiner… *** Akün, sadece bir sinema değildi! Başkentin başarılı gazetecilerinden Murat Yılmaz, Hürriyet Ankara’daki haberleriyle düne, bugüne, yarına dair duygu / düşünce gelgitleri oluşturan kıymetli bir dostum. ‘Akün’ haberi İmza attığı haberlerden biri, 1970’li yılların popüler mekanlarından ‘Akün Sineması’ ile ilgiliydi. Haberinin duyurusunu sosyal medya hesabından, “1975’te ‘Hababam Sınıfı’ ile kapılarını açan Akün Sineması, 20 yıl önce bugün, aynı filmle seyirciye veda etti. #Ankara'nın en eski ve en büyük sinemalarından olan, bir kuşağın çocukluk ve gençlik hatıralarına ev sahipliği yapan Akün Sineması'nı yazdım...” paylaşımı ile duyuran Murat Yılmaz, benim gibi 65 yaşına merdiven dayamış Ankara sevdalılarını düne, o günlere götürdü. Sihirli cümle! Haberdeki, “Kentin en eski ve en büyük sinemalarından olan Akün, bir kuşağın çocukluk ve gençlik hatıralarına ev sahipliği yaptı.” cümlesi, bu yazıyı kaleme almama vesiledir. Akün Sinemasının dönem sinemaseverleri bakımından ne büyük bir ilgi odağı olduğunu haberin şu satırlarında bulmak mümkün: “… Özellikle hafta sonu bilet kuyruğunda bekleyenler ‘Bilet kalmadı’ lambası yandığında hüsrana uğrardı.” Ne oldu da bu sinema tarihe karıştı derseniz, haberde o da var: “Akün, sahip olduğu tek sinema salonunu hiçbir zaman bölmedi. Çok salonlu sinemaların sayısının artması seyircinin Akün’e olan ilgisini azaltınca, 27 yıllık sinema Ankaralılara veda etmek zorunda kaldı.” Ölmedi, yaşıyor! Sinema kapandı ama mekan bir başka kültür / sanat güzelliğine ‘sahne’ olmaya başladı. Şöyle: “2002’deki son gösterimini yaparak hizmete kapatılan Akün Sineması, aynı yıl Devlet Tiyatroları’na devredildi. Atatürk Bulvarı 227 numaradaki Akün Sineması, 2003’ten bu yana Akün Sahnesi ismiyle tiyatro sahnesi olarak kullanılıyor.” Akün, güzel sinemaydı. İnsanı rahat ettirirdi. Bir dönemin ‘sinema utancına’ bulaşmadı. Hep kaliteli filmlerle ağırladı gelenleri. Arkası Sinematek Sinema Atatürk Bulvarı üzerindeydi ama arkasında kalan Tunus Caddesi tarafında ‘Sinematek’ açılmıştı. Dönemin ‘sol / politik’ filmleri ile ‘politik’ içerikli etkinlikleri de orada düzenlenirdi. Hatırımdan hiç çıkmayan etkinliklerden birinin adı “Gündelik Hayatta Sosyalizm” idi ve konuşmacılardan biri Murat Belge’ydi. Belge, kadın erkek eşitliğini mutfağa kadar götürüp, sosyalizmi gündelik hayata teşmil ederken, ‘fraksiyon’ hiddetindeki katılımcıların şiddetli Stalin / Troçki atışmasının ortasında kalmış, hedefi olmuştu… Bir misyonu vardı Akün Sineması adına şunu da özellikle vurgulamak isterim, Ankara’yı kuşatmaya başlayan gecekonduların yoksul ve pek çok imkandan yoksun gençlerini, Çankaya’nın ‘farklı’ dünyası ile buluşturur, o gençleri en azından Kuğulu, Tunus ve Tunalı caddelerinin ‘farklı’ kişi ve mekanları ile kaynaştırırdı. Bunu anlatmak zor! Yaşamak gerekir! Yaşadım ama anlatamıyorum! Yine de şunu söyleyebilirim: Akün Sineması (farkında olmadan) bizleri değiştirdi, dönüştürdü. Çünkü o mekan sıradan bir sinema değildi…
Ankara Kent Konseyi Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi Başkanı ve Sözcüsü Şevket Bülend Yahnici, Ankara ve Türkiye sevdalısı bir duayen isim. Başkent’in derdi ile dertlenen, derde derman bulununca sevinenlerden. “Bunlar Anafartalar Lisesi, Şengül Hamamı çevresi ve Sinagog yakınından görüntüler.” diye başlayan ve ‘ilgisine arz’ olarak yaptığı duyuruyu, yeni çekilen fotoğraflarla belgelemiş. Alaka bekleyen kültürel miras olarak tanımladığı yöre ve mekanlara ilişkin cümlelerini “Her ilgili / yetkiliye arzımdır” ifadeleriyle adeta bir dilekçeye döndüren Şevket Bülend Yahnici’nin diyeceği başka şeyler de var. Şöyle: “İkinci bir büyük problem de çatlağı iyice büyüyen Kale surları çatlaklarıdır. Şimdi bu çatlakların hemen önüne büyük konser sahnesini kurduk. Çatlaklar ışık vurdukça daha da büyüyor gibi geliyor. İnşallah konser dinleyicileri de bu çatlakları fark ederler... (Çünki tam karşılarında)  Ayrıca bu işten anlayan bilim insanı dostlarımız, tam da bu çatlak oluşumu önüne yüksek volümlü ses sistemi kurulmuş olmasını fevkalade sakıncalı buluyorlar. Bu gidişle Kaledeki bu çatlaklar birgün duvar/sur çökünce fark edilecek... Kale surları S.O.S. veriyor; Kale surları ‘imdat’ diye bağırıyor. Başkent Kültür Yolu dedik... Yolun başına Kaleyi yerleştirdik. Ancak ‘kültüryolu’muzun bu en önemli varlığı büyük tehlike altında... Bu problem vahim hal almaktadır. İlgi, ilgi, ilgi...” Bize düşen duyurmak, iletmek… *** Bir başarı öyküsü AKK Ankara Kalesi Çalışmaları Meclisi Sözcüsü / Başkanı olarak, Başkentin her sorununu ya da güzelliğini kalemine, kelamına dolayıp gündeme getiren Yahnici, “Bildiğiniz gibi Ankara Kalesinde ve Kalemiz dışında da ‘kadim Ankara’ olarak vasıflandırılacak mekanlarda iki binli yıllarda başlayan bir güzel mücadeleyi o gün bugündür sürdürüyoruz.” Diyor. Önemli hususlar Şevket Bülend Yahnici’nin kaleminden dökülen bazı cümleleri özellikle hatırlatmak istiyorum: -Ankaralı veya turist Kalenin önemini bilmiyordu. Kalenin farkında değildi, yolunu bilmiyordu. “Kaleyi bilmeyen, görmeyen, gezmeyen, sevmeyen kalmasın” diyerek yola çıktık… -Kale bilinir oldu, duyulur oldu, merak edildi, gelinir oldu, gezilir oldu... Yirmi yılı aşan çok çok zorlu bir mücadeleden bahsediyorum. -Bugün Başkent Kültür Yolu Festivai yapılıyor ve Ankara Kalesi bu festivalin en önemli ögesi, başlangıç noktası. Bekir Ödemiş Kıymetli dostumuz, ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş ile sohbetimize ilişkin, “Ankara Kalesi ve diğer Tabiat Varlıkları” başlıklı yazımda belirttiğim gibi, “3 etaplı çalışma ile “Ankara İç Kale Sokak Sağlıklaştırma Uygulaması” projesi, kapsamında, 77 tescilli, 163 tescilsiz olmak üzere toplamda 240 yapı restore edilecek.” Ayrıca Kale içinde ve civarında da çok sayıda proje uygulama safhasında. Şevket Bülend Yahnici üstadın dile getirdiği sorunların çözümüne ve güzelliklerin oluşmasına sağladığı katkı, Bekir Ödemiş’in başında bulunduğu kurumun “Güncel Çalışmalar”ına da satır satır yansımış durumda. Ankara’ya değer katan herkese Ankaralılar adına teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. *** Mehmet Yiğiner’e teşekkür ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner başkanlığında toplanan ANKESOB/Birlik İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu (BİDDG) buluşması, yoğun gündem arasında güme gitmemesi gereken önemdeydi. ANKESOB Başkan Vekili Muhittin Köksal, Genel Sekreter Mehmet Gündoğan ve Eğitim, Proje ve Ar-Ge Müdürü Erdoğan Özen ile İDDG üyesi oda başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan Yiğiner; “Performansımızı geliştirmeyi ve verimliliğimizi arttırmayı esas alan yönelim ve çalışmalara, projelere ağırlık vermeliyiz.” dedi. Bu cümle, sadece esnaf ve sanatkarların değil ülkemizin ihtiyaç duyduğu şeyin, ‘üretim’ ve ‘verimliliğin’ önemini vurgulaması bakımından akılda kalmalı, gündemde tutulmalı, gereği yapılmalı. Teşekkürler Başkan Yiğiner… *** Akün, sadece bir sinema değildi! Başkentin başarılı gazetecilerinden Murat Yılmaz, Hürriyet Ankara’daki haberleriyle düne, bugüne, yarına dair duygu / düşünce gelgitleri oluşturan kıymetli bir dostum. ‘Akün’ haberi İmza attığı haberlerden biri, 1970’li yılların popüler mekanlarından ‘Akün Sineması’ ile ilgiliydi. Haberinin duyurusunu sosyal medya hesabından, “1975’te ‘Hababam Sınıfı’ ile kapılarını açan Akün Sineması, 20 yıl önce bugün, aynı filmle seyirciye veda etti. #Ankara'nın en eski ve en büyük sinemalarından olan, bir kuşağın çocukluk ve gençlik hatıralarına ev sahipliği yapan Akün Sineması'nı yazdım...” paylaşımı ile duyuran Murat Yılmaz, benim gibi 65 yaşına merdiven dayamış Ankara sevdalılarını düne, o günlere götürdü. Sihirli cümle! Haberdeki, “Kentin en eski ve en büyük sinemalarından olan Akün, bir kuşağın çocukluk ve gençlik hatıralarına ev sahipliği yaptı.” cümlesi, bu yazıyı kaleme almama vesiledir. Akün Sinemasının dönem sinemaseverleri bakımından ne büyük bir ilgi odağı olduğunu haberin şu satırlarında bulmak mümkün: “… Özellikle hafta sonu bilet kuyruğunda bekleyenler ‘Bilet kalmadı’ lambası yandığında hüsrana uğrardı.” Ne oldu da bu sinema tarihe karıştı derseniz, haberde o da var: “Akün, sahip olduğu tek sinema salonunu hiçbir zaman bölmedi. Çok salonlu sinemaların sayısının artması seyircinin Akün’e olan ilgisini azaltınca, 27 yıllık sinema Ankaralılara veda etmek zorunda kaldı.” Ölmedi, yaşıyor! Sinema kapandı ama mekan bir başka kültür / sanat güzelliğine ‘sahne’ olmaya başladı. Şöyle: “2002’deki son gösterimini yaparak hizmete kapatılan Akün Sineması, aynı yıl Devlet Tiyatroları’na devredildi. Atatürk Bulvarı 227 numaradaki Akün Sineması, 2003’ten bu yana Akün Sahnesi ismiyle tiyatro sahnesi olarak kullanılıyor.” Akün, güzel sinemaydı. İnsanı rahat ettirirdi. Bir dönemin ‘sinema utancına’ bulaşmadı. Hep kaliteli filmlerle ağırladı gelenleri. Arkası Sinematek Sinema Atatürk Bulvarı üzerindeydi ama arkasında kalan Tunus Caddesi tarafında ‘Sinematek’ açılmıştı. Dönemin ‘sol / politik’ filmleri ile ‘politik’ içerikli etkinlikleri de orada düzenlenirdi. Hatırımdan hiç çıkmayan etkinliklerden birinin adı “Gündelik Hayatta Sosyalizm” idi ve konuşmacılardan biri Murat Belge’ydi. Belge, kadın erkek eşitliğini mutfağa kadar götürüp, sosyalizmi gündelik hayata teşmil ederken, ‘fraksiyon’ hiddetindeki katılımcıların şiddetli Stalin / Troçki atışmasının ortasında kalmış, hedefi olmuştu… Bir misyonu vardı Akün Sineması adına şunu da özellikle vurgulamak isterim, Ankara’yı kuşatmaya başlayan gecekonduların yoksul ve pek çok imkandan yoksun gençlerini, Çankaya’nın ‘farklı’ dünyası ile buluşturur, o gençleri en azından Kuğulu, Tunus ve Tunalı caddelerinin ‘farklı’ kişi ve mekanları ile kaynaştırırdı. Bunu anlatmak zor! Yaşamak gerekir! Yaşadım ama anlatamıyorum! Yine de şunu söyleyebilirim: Akün Sineması (farkında olmadan) bizleri değiştirdi, dönüştürdü. Çünkü o mekan sıradan bir sinema değildi…
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.