Mahmut Arslan: Su pahalı, kalitesi düşük ve erişim zor… Ticarileştirilemez!

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.03.2022 - 13:48, Güncelleme: 22.03.2022 - 13:48
 

Mahmut Arslan: Su pahalı, kalitesi düşük ve erişim zor… Ticarileştirilemez!

AHKHABER Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmelerde dünya ve Türkiye ile ilgili çok çarpıcı veriler paylaştı, tespitlerde ve önerilerde bulundu. Hak-İş Genel Merkezi'nde düzenlenen programda, konuşan Arslan, su ve su kaynaklarımızı koruyacak bir kanuna ihtiyaç olduğunu belirterek, "Üzerinde uzun yıllardır çalışılan Su Kanun taslağının Meclis'ten bir an evvel geçirilerek, hepimizin için dayanak olan bu mevzuatın yenilenmesini istiyoruz.” dedi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, insanların tatlı su kaynakları içerisinde kullanabileceği suyun yüzde 1'in bile altında kaldığını belirten Arslan, dünyadaki bu tablonun Türkiye için de geçerli olduğunu vurguladı. Su zengini değiliz, su stresi yaşıyoruz Türkiye'nin bilinenin aksine su zengini değil su stresi yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden Mahmut Arslan, şunları söyledi: "Ülkemiz su fakirliğine doğru gidiyor. Bu süreç böyle devam ederse Türkiye 2030'larda su fakiri bir ülke olacak. Su fakiri ülke demek, su konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya kalınması demek. Gerek dünyamızın gerekse de ülkemizin su konusundaki mevcut tablosu bizi umutlandıracak bir biçimde değil. Bunun için var olan su kaynaklarımızın azami verimlilikle kullanılması ve suyun israf edilmemesi bizim bu süreçte işimizi kolaylaştırabilir. Hak-İş her alanda olduğu gibi su konusunda da üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Konfederasyon olarak su konusunda da bir farkındalık oluşturmak istiyoruz." Hak-İş Genel Başkanı, "Suyun özelleştirilmesi yaklaşımı bizi tedirgin ediyor" dediği konuşmasında, dünyanın farklı bölgelerinde toplam 2 milyar 200 milyon insanın güvenilir temiz suya ulaşamadığını, bunun dünya nüfusunun yaklaşık üçte birine karşılık geldiğini kaydetti. Su insanlığın ortak değeri Hak-İş olarak suyun ticarileştirilmesine karşı olduklarını vurgulayan Arslan, "Çünkü su bütün insanlığın ortak değeridir. Alternatifi olmayan ve üretilemeyen bu değerli ürünün, bütün insanlığa ait olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Başta Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve IMF gibi uluslararası bir kısım kuruluşların suyun özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi yönündeki yaklaşımları bizi son derece tedirgin etmektedir." diye konuştu. Su pahalı, kalite düşük, erişim zor Suyun özelleştirildiği ülkelerde, suyun fiyatının arttığını, kalitesinin düştüğünü ve suya erişimin azaldığını vurgulayan Mahmut Arslan, şunları söyledi: "Özellikle gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler başta olmak üzere dünyadaki su özelleştirmeleriyle su şirketleri toplumu acımasızca sömürmekte, suyu istismar etmekte ve bu işten milyarlarca dolar kazanmaktadır. Su tüm insanlığın ortak değerdir, su hayattır, su gelecektir, su ticarileştirilemez. Ülkemizde de benzer girişimlerde bulunulmuş ama istedikleri başarıyı elde edememişlerdir. Hem toplumumuzun duyarlılığı hem bizim gibi sivil toplum kuruluşları ve sendikaların tepkileri hem de ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar bu alanda su şirketlerine yeterli alan bırakmamıştır." Damacana su dayatması… İnsanların eskiden evinin musluğundan, sokaktaki çeşmelerden su içebilir durumda olduğunu ama bugün şişe ya da damacana suyu tüketiminin yaygınlaştığına dikkati çeken Arslan, şunları söyledi: "Ambalajlı su pazarı bugün 10 milyar liralık bir pazar oldu. Bu işi belirli tekeller ellerinde bulunduruyor. Kaynak sularından toplumun yararlanmasını engellediler. Fabrikaların yanında içecek bir damla su bırakmadılar. Bizim ortak değerimiz suyu paketleyip bize satıyorlar. Buradaki tehlikeyi hepimizin görmesi lazım." Programın ardından, Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında “Geleceğimiz Suyumuz Kadardır” sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
AHKHABER Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmelerde dünya ve Türkiye ile ilgili çok çarpıcı veriler paylaştı, tespitlerde ve önerilerde bulundu. Hak-İş Genel Merkezi'nde düzenlenen programda, konuşan Arslan, su ve su kaynaklarımızı koruyacak bir kanuna ihtiyaç olduğunu belirterek, "Üzerinde uzun yıllardır çalışılan Su Kanun taslağının Meclis'ten bir an evvel geçirilerek, hepimizin için dayanak olan bu mevzuatın yenilenmesini istiyoruz.” dedi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, insanların tatlı su kaynakları içerisinde kullanabileceği suyun yüzde 1'in bile altında kaldığını belirten Arslan, dünyadaki bu tablonun Türkiye için de geçerli olduğunu vurguladı. Su zengini değiliz, su stresi yaşıyoruz Türkiye'nin bilinenin aksine su zengini değil su stresi yaşayan bir ülke olduğunu ifade eden Mahmut Arslan, şunları söyledi: "Ülkemiz su fakirliğine doğru gidiyor. Bu süreç böyle devam ederse Türkiye 2030'larda su fakiri bir ülke olacak. Su fakiri ülke demek, su konusunda ciddi zorluklarla karşı karşıya kalınması demek. Gerek dünyamızın gerekse de ülkemizin su konusundaki mevcut tablosu bizi umutlandıracak bir biçimde değil. Bunun için var olan su kaynaklarımızın azami verimlilikle kullanılması ve suyun israf edilmemesi bizim bu süreçte işimizi kolaylaştırabilir. Hak-İş her alanda olduğu gibi su konusunda da üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Konfederasyon olarak su konusunda da bir farkındalık oluşturmak istiyoruz." Hak-İş Genel Başkanı, "Suyun özelleştirilmesi yaklaşımı bizi tedirgin ediyor" dediği konuşmasında, dünyanın farklı bölgelerinde toplam 2 milyar 200 milyon insanın güvenilir temiz suya ulaşamadığını, bunun dünya nüfusunun yaklaşık üçte birine karşılık geldiğini kaydetti. Su insanlığın ortak değeri Hak-İş olarak suyun ticarileştirilmesine karşı olduklarını vurgulayan Arslan, "Çünkü su bütün insanlığın ortak değeridir. Alternatifi olmayan ve üretilemeyen bu değerli ürünün, bütün insanlığa ait olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Başta Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve IMF gibi uluslararası bir kısım kuruluşların suyun özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesi yönündeki yaklaşımları bizi son derece tedirgin etmektedir." diye konuştu. Su pahalı, kalite düşük, erişim zor Suyun özelleştirildiği ülkelerde, suyun fiyatının arttığını, kalitesinin düştüğünü ve suya erişimin azaldığını vurgulayan Mahmut Arslan, şunları söyledi: "Özellikle gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler başta olmak üzere dünyadaki su özelleştirmeleriyle su şirketleri toplumu acımasızca sömürmekte, suyu istismar etmekte ve bu işten milyarlarca dolar kazanmaktadır. Su tüm insanlığın ortak değerdir, su hayattır, su gelecektir, su ticarileştirilemez. Ülkemizde de benzer girişimlerde bulunulmuş ama istedikleri başarıyı elde edememişlerdir. Hem toplumumuzun duyarlılığı hem bizim gibi sivil toplum kuruluşları ve sendikaların tepkileri hem de ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar bu alanda su şirketlerine yeterli alan bırakmamıştır." Damacana su dayatması… İnsanların eskiden evinin musluğundan, sokaktaki çeşmelerden su içebilir durumda olduğunu ama bugün şişe ya da damacana suyu tüketiminin yaygınlaştığına dikkati çeken Arslan, şunları söyledi: "Ambalajlı su pazarı bugün 10 milyar liralık bir pazar oldu. Bu işi belirli tekeller ellerinde bulunduruyor. Kaynak sularından toplumun yararlanmasını engellediler. Fabrikaların yanında içecek bir damla su bırakmadılar. Bizim ortak değerimiz suyu paketleyip bize satıyorlar. Buradaki tehlikeyi hepimizin görmesi lazım." Programın ardından, Dünya Su Günü etkinlikleri kapsamında “Geleceğimiz Suyumuz Kadardır” sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ankhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.