Trabzon-Ankara-Alanya Üçgeni ve Sanatın Birleştirici Gücü

   Resim hayatınız nasıl başladı?

    Bugünlere babamın sayesinde geldim. Beş yaşımdan beri resim çiziyorum. Babamın ofisine her gidişimde portre resimler çizerdim. ''Seni ressam yapacağım kızım'' derdi. Bana hiç avukat ol, doktor ol demedi babam. Hep kendi kendime çizimler yaptım. Liseyi bitirdiğim yıl Trabzon'da Turkuaz Sanatevi'nde

 eğitim aldım. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesini istiyordum.  Bana çok destek olan hocalarım, önce denemek amaçlı Erzurum Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sınavına girmemi önerdiler. 1999 depremi olunca İstanbul'a gidemedim. Erzurum'da kaldım ve çok güzel günler yaşadım. Mezun olunca, kariyer yapmam gerekiyordu. Babam yine bana destek oldu tabii. İstanbul'a tek başıma gittim. Biz kardeşler çok güçlü yetiştirildik. Tek başına gidemezsin gibi sözler ailemden hiç duymadım. İstanbul'da bir okulda 5 yıl teknoloji tasarım öğretmenliği yaptım. AVM'lerde çalıştım. Aileme yük olmak istemiyordum. AVM'lerde çalışırken ve işten ayrıldıktan sonra etkinlikler hazırladım. Benden ebru çalışmam istendi ama hiç bilmiyordum. Bir hafta bir arkadaşımdan ebru dersi aldım. Ressam olduğum için tabii göz hırsılığım da var, kolay oldu öğrenmem. İstanbul'da öğretmenlik yaptığım sırada eşimle tanıştık. İşin ilginç yanı, ikimizde Trabzonluyuz,  babalarımız da 30 yıllık arkadaşmış. Okul tatilinde bir haftalığına döndüğüm Trabzon'da kaldım.Trabzon Olgunlaşma Enstitüsü'nde Hat-Tezhip dersleri verdim. 

    Trabzon günleriniz nasıl geçiyor?

    Trabzon'da evlendik bir kızım oldu. Bir süre resim çalışmalarıma ara verdim. Kayınpederimin Nakkaş olması benimde önümü açtı. Trabzon Çarşıbaşı'da bir Camii'de benim de işlemelerim var. Kubbede olmak, nakış yapmak harika. İnsanlar gelip namaz kılacaklar ama onlardan önce oranın zevkini ben yaşadım. Başka Camilerde de işlemelerim bulunuyor. Eşim de nakkaş, babadan geçme bir sanat. 

    Kayınpederiniz Yaşar Bedri Özdemir Nakkaş ve sanat yönü çok fazla. Neler yaptığını sizden dinleyelim.

   Kayınpederim aynı zamanda yazar, şair, ressam, fotoğraf sanatçısı, yönetmen ve Türkiye'nin ilk motosiklet gezginlerinden. Edebiyat, öykü kategorilerinde eserleri var. Son olarak Cabülka Yolcu İle Derviş  Meselesi adlı kitabıyla ödül aldı. Bu kitapta motosiklet anılarını anlatıyor.  Mor Taka isimli e-dergisini çıkarıyor. Mor Taka, şiir ve kent kültürü ile edebiyatın nabzını tutan bir dergi.

   Çalışmalarınız hakkında neler söylersiniz?

     Soyut çalışıyorum. Profesyonel olarak akrilik boya çalışmaları tercih ediyorum. Desen, portre, füzen çalışmalarda yapıyorum. Renkler benim için çok önemli.  Ben bir resmi hemen bitiremem, astarını atar beklerim.  Ruhumun tamam demesi lazım. 'Terapi Merkezim' dediğim atölyemde çalışmalarımı sürdürüyorum. Trabzon sanat bakımından çok zengin bir şehir. Etkinliklerimiz, sergilerimiz çok oluyor. Sanatla iç içe yaşıyoruz. Tesadüfler bizi burada bir araya getirdi sizinle. Çok teşekkür ederim.

   Sevgi Birinci Özdemir'e,  kahve eşliğinde yaptığımız bu söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Sanatla dolu bir aileyi tanımak çok güzeldi.

   Sanat birleştirir.