Küçük Ressam Buğlem Yılmaz ile söyleşi

    Buğlemciğim seni tanıyalım. 

    Ben  2012 yılında Ankara'da doğmuşum. Ailemin 3. kız çocuğuyum. Lösemi ile 2,5 yaşında tanıştım. Ben ve ailem çok zor günler yaşadık. Tam iyileştim derken 2018 yılında hastalığım tekrarladı. Kök hücre nakli olma kararı alındı, tekrar hastaneye yattım. Çok ağır ilaçlar kullanıyordum. Günlerim hastane odasında geçmeye başladı. Hiç bir zaman yaşıtlarım gibi olamadım. Şimdi de hastaneye gitmeye devam ediyorum.

   Resme nasıl başladın?

    Hastane odamda karalamalar yaparak başladım. Yaptığım resimleri annem ve babam çok beğeniyorlardı. Ben resim çizdikçe, hem kendim hem ailem çok mutlu oluyorlardı. Doktorlarım da çok yetenekli olduğumu, resim eğitimi almamı, kendimi geliştirmemi  söylüyorlardı. Tedavim devam ettiği için okula hiç gidemedim. Öğretmenlerimden evde ders alıyorum. Kara kalem ve yağlı boya çalışıyorum. Resim hayalimden hiç vazgeçmedim. Anne ve babamın desteği ile Ressam Kamile Şentürk öğretmenimden resim eğitimi alıyorum. Birbirimizi çok seviyoruz. Öğretmenim ona çok iyi geldiğimi söylüyor.

   İleriye dönük neler düşünüyorsun?

    En büyük hayalim, ileride kendi sergilerimi açmak. Çok ünlü bir ressam olup, benim gibi lösemi  olan çocuklara destek olmak istiyorum. Öğretmenim Kamile Şentürk ve Sema Kumrulu teyzemin desteği ile karma sergilere katılıyorum. Bugüne kadar Annem, babam, ablalarım ve tüm destek olanlara teşekkür ederim. İyi ki varsınız, sizleri çok ama çok seviyorum.

    Yolun açık olsun Buğlem. Hayatın hep resim tadında geçsin.

     Sanat iyileştirir.