Buram buram Atatürk kokan bir sergi. Atatürk eserlerinin yanı sıra Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, çocuklar, atlar, çiçekler gibi 70 eser yer alıyor.

Ressam Betül Öztürk ile sanatı üzerine konuştuk;

-Sevgili Betül Öztürk sanat hayatınızla başlayalım.

-Ben 2000 yılında sergi açmaya başladım. 30'dan fazla kişisel, sayısız karma sergilerim oldu. Resim hayatım ise 1976 yılında Zafer Pasajında bulunan Devlet Resim Kursları ile başladı. Rahmetli Eşref Üren'den eskiz dersleri aldım. Uzun yıllar birlikte çalıştık. Eşref Üren, çizdiği eskizleri buruşturur atardı. Onları toplamadığıma şimdi çok pişmanım. Ardından Osman Zeki Oral, Vural Yurdakul, Sabri Akça ve Suna Özkalan'dan dersler aldım. Çok resim yaptım çok da sattım. Kara kalem, sulu boya, guaj boya, dağlama çalışmalarını hep orada yaşadım. Bu arada okuyor ve çalışıyordum.  Resim yapmak ruhumu dinlendiriyor. Hele içinde bulunduğumuz bu dönemde, sanatçı olmanın duyarlılığı olsa gerek bazı şeylere kayıtsız kalamıyorsunuz. Resim yaparken konsantre olunca unutuyorum olumsuzlukları. Yüce Atatürk'ün dediği gibi ''Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir'' sözünden yola çıkarak, ben "Sanatsız kalmamalıyız" diyorum.

-Neden Mustafa Necati Evi?

-Yapı itibariyle çok eski, tarih kokan ve nezih bir yer.  Eski Milli Eğitim Bakanımız Mustafa Necati'nin izlerini taşıyor. Uzun bir süredir sergilere kapalıydı. Burada sergimi açabilmek için çok mücadele verdim. Ben tüm ressam arkadaşlarımı bu tarihi binada sergi açmaya davet ediyorum. Mustafa Necati Evi'nde açtığım bu 4'üncü sergim çok keyifli geçiyor; güzel dönüşler alıyorum.

-Son olarak neler söylemek istersiniz?

-7-8 yıldır açtığım sergilerde tablolarımın yanına sanatla ilgili özlü sözler koyuyorum; tablolarımı izleyenlerin bu sözleri de okumasını istiyorum. Diğer sergilerde de uygulanırsa farkındalık adına güzel olur diye düşünüyorum.

Betül Öztürk'e bu güzel ve anlamlı söyleşi için çok teşekkür ediyorum. Sanat adına dolu dolu geçirdiği 46 yıl adına kutluyorum kendisini.

Sağlık ve sanatla kalalım.