Antakya’dan Ankara'ya göçen Ressam Fazıl Doğanay ile sohbet

   Fazıl Doğanay Ankara'mıza hoş geldiniz. Sizi tanıyabilir miyiz?

    Ben Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde doğdum. ilk ve ortaokulu Reyhanlı'da, liseyi Antakya'da bitirdim. Ankara'ya ilk yolculuğum üniversite eğitimim içindi. İlk diyorum yeniden Ankara'ya geleceğimi bilemezdim tabii. Gazi Eğitim Resim Bölümü'nü ilk 5'e girerek bitirdim; biz beş arkadaştan okulda akademisyen olarak kalmamız istendi; ama biz o heyecanla çalışma azmimizi öne alarak Anadolu'ya çıkmak istedik. İlk atama yerim Malatya Hekimhan oldu. 35 yıl öğretmenlik yaptım, yüzlerce öğrenci yetiştirdim. Şu an Üniversitelerde 16 öğretim görevlisi öğrencim var.

    1984 yılında bir atölye kurdum. Öğrencilerime hizmet etmekten, onları yetiştirmekten o kadar hoşnut oldum ki, atölyemde her türlü teknikte çalışmayı birlikte yaptık.

     Sizi üzmek istemiyorum ama deprem anını ve sonrasını anlatır mısınız?

     Sabaha karşı saat 04.17'de yaşadığımız korkunç depremde, göçükten en erken çıkan ben ve eşim olduk. Şiddetli yağmur ve fırtına altında bir kaç gün arabada yaşadık, kimseden yardım almadık. Çocuklarım, eşim ve ben hayattayız ama, ne acıdır ki, çok yakınlarımızı kaybettik. Artık Ankara'ya yerleştik. Öğrencilik yıllarımdan kalan anılarımla Ankara'da çalışmalarıma başlayacağım. Beni çok üzen bir husus da, 2136 resmim ve 40'a yakın heykelim ve orjinal olan yüzlerce kitabım göçük altında kaldı. Resimleri yine çalışırım ama bir oda dolusu sanatla ilgili kitaplarımı bir daha bulamam. Sevindirici olan, Berlin'de Türk-Alman İşadamları Derneği Salonu'nda sergim devam ediyordu. Orada 40 çalışmam var. Bir de Ulm'de kardeşimin evinde 38 çalışmam bulunuyor. Bunlar benim kurtarabildiğim eserlerim oldu.

    Sizinle yolumuz Zafer Çarşısı Sanat Galerisi'nde Ankara Divriği Etkinliği'nde çakıştı. Biraz bahseder misiniz?

     Zafer Çarşısı benim öğrencilik yıllarımda da çok geldiğim bir yerdi. Gerek malzeme için geldim gerekse sergilerde bulundum. Divriği Derneği'nin hazırlamış olduğu etkinlikte ressam arkadaşları tanıdım. Üç gündür buradayım, bu sergide yer alan aslan yürekli arkadaşlarla tanışmak beni eski öğretmenlik günlerime götürdü. Bir aile olduk kısa sürede. Onlarla olmak istiyorum, depremin getirdiği o ezici süreci birlikte atlatırım diye düşünüyorum.

    Son olarak neler söylersiniz?

     Ben hayatta en çok 17 yıl oynadığım futbolu, öğretmen olmayı ve resim yapmayı sevdim. Çok şey kaybettim ama hayatta olduğum için seviniyorum. Yeniden başlayacağım, bunun azmini içimde taşıyorum.

     Kıymetli sanatçımız Fazıl Doğanay'a bu söyleşi için teşekkür ediyorum. Yaraların en kısa sürede sarılması dileğiyle;

    Sanat iyileştirir.